Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/709 E. 2022/111 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/920 Esas
KARAR NO : 2022/110

DAVA : İtirazın İptali ( Elektrik Aboneliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 11/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Elektrik Aboneliğinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davalıya … sözleşme hesap nolu aboneliği çerçevesinde elektrik tedariki sağlandığını, davalı tarafça ödenmeyen elektrik faturalarının tahsili amacı ile merkezi takip sistemi … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalı hakkında, 3.769,03 TL fatura tutarı, 111,03 TL işlemiş faiz, 19,98 TL KDV toplam 3.900,04 TL alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek değişen oranlardaki gecikme faizi ve bu faizin kdv’sinin tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiği, takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DAVA:
Dava elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhinde Merkez Takip Sisteminin … sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 02/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde 07/12/2020 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu, itiraz üzerine takip alacaklısı davacı tarafından işbu davanın yasal süresinde ikame edildiği, davacının taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu, davalının ticarethane vasfındaki işyerine elektrik temini sağlandığı, ancak davalının takibe konu fatura bedelini ödemediğini iddia ettiği, davalının davaya cevap vermediği ve böylece davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve bu sözleşme kapsamında davacının borçlu olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunduğu, uyuşmazlığın niteliğine göre dava mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği gibi İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Esnaf ve Sanatlarlar Odası ile İzmir Vergi Dairesi Müdürlüklerinin cevabi yazılarına göre davacı tacir olmakla birlikte davalının tacir olarak ticaret siciline kayıtlı olmadığı ve geliri itibariyle işletme esasına tabi olduğu ve esnaf sayılan kişilerden olduğu, davalının tacir sayılan kimselerden olmadığı, bu sebeple davalının tacir olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından davalıya karşı ileri sürülen talep ve talebin dayanağı olan maddi olgular bakımından her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmediğinden davanın nisbi ticari dava olarak kabulüne olanak bulunmadığı, uyuşmazlığın ticarethane niteliğindeki işyerinden kaynaklandığı dikkate alındığında çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( DAVACI VEKİLİNE İHTARAT YAPILDI),
Dair, HMK 341vd maddeleri gereğince miktar itibariyle kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2022

Katip…
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA