Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/7 E. 2022/374 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/7
KARAR NO : 2022/374

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 06/01/2021 tarihli dava dilekçesinde ; davacının İzmir Ticaret Sicil Odasına kayıtlı S. S. … Konut Yapı Kooperatifi’ne 2009 tarihinde üye olduğunu ve üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini ,davacının Kooperatife üye olduktan sonra 2009 yılında 55.000,00 YTL (Yeni Türk Lirası)’yi 2009 yılında Kooperatife teslim ettiğini ve ödenen miktarın Kooperatif karar defterine işlenildiğini , bunun karşılığında davacıya bir adet daire teslim edileceğinin yazdığını, Kooperatif Ana Sözleşmesi gereği yapılacak olan taşınmaz üzerinde davacıya İzmir İli, … İlçesi … ada ve … parsele kayıtlı taşınmaz üzerinde bir adet daire teslim edileceğini , bu zamana kadar davacıya teslim edilen herhangi bir daire olmadığını , son olarak davacının 2020 yılı Ocak ayında cezaevine girdiğini ve Ağustos ayının 17’sinde tahliye olduğunu ,davalının bu durumdan istifade ederek davacıyı kooperatif üyeliğinden ihraç etmeye çalıştığını ve bu durumun davacıya haricen bildirildiğini , Yönetim Kurulunun davacı hakkında kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptalinin gerektiğini , 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. Maddesinin “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.(Ek: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” şeklinde düzenlendiğini , bu kapsamda kooperatifin ihraç kararının davacıya hiçbir şekilde tebliğ edilmediğini ,tebliğ edilmiş ise de usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini ve davacının hak arama hürriyetinin önüne geçildiğini , davalı tarafça davacının ihraç edildiği iddia edilen kararın davacının cezaevinde olduğu tarihte alınmış bir karar olması sebebiyle hukuka aykırı olup iptalinin gerektiğini ,kaldı ki, yönetim kurulu yetkili kılınmadıkça ortaklıktan çıkarma hakkının sadece genel kurula ait olduğunu, davacının ihraç kararının hukuka aykırı olup iptali gerektiğini , iptal talebinin mahkemece kabulü halinde davacıya bir adet dairenin teslimi gerektiğini belirtmiş , davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline, bu talebin kabulü mümkün olduğu takdirde ana sözleşme gereği bilirkişi heyetince tespit edilecek ve hakedişi olan bir adet dairenin davacı adına tesciline, bu taleplerin hiçbiri mümkün değil ise de, alacağın miktarının tespit edildiği anda harç tamamlama ve dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı için şimdilik 1.000,00 TL kooperatife ödemiş olduğu meblağın 2009 yılından (Mayıs ayı) itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmış , davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Dava davalı kooperatif tarafından takip edilmediğinden Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne yazı yazılarak davalı kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri, kura ve tahsis belgeleri celb edilmiş, davacının Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına , davalı Kooperatif adına usulüne uygun defter ibraz davetiyesi çıkarılmasına, davalı Kooperatif tarafından ticari defter ve belgeler sunulmadığı veya yeri bildirilmediği takdirde dosyada mevcut belgeler değerlendirilerek bilirkişi tarafından rapor düzenlenmesine ilişkin ara kararı oluşturulmuş , davalı kooperatif tarafından yapılan tebligata rağmen ticari defter, kayıt ve belgeler ibraz edilmediği gibi bulunduğu yer de bildirilmediğinden celb edilen belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış , alınan 14.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda ; davanın davacı …’in davalı SS … Konut Yapı Kooperatifinin ortaklığından ihracı ile ilgili yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin olup, öncelikli talebin kabul edilmemesi halinde ortaklığın sona ermesi ile oluşan ayrılma payı alacağının ödenmesinin istendiği, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin 03.02.2020 tarihi itibariyle devam etmekte olduğunun tespit edildiği, davacının bu tarihten sonra ihraç edildiğini gösteren hiçbir bulguya rastlanmadığı, ortaklık ilişkisinin sona erip ermediğinin tespit edilebilmesi için davacıya gönderilmiş olması gereken ihraç bildiriminin veya davalı kooperatifte bulunması gereken evrakların ibraz edilmesi gerektiği, ortaklığın bir şekilde sona erdiği kanıtlanmadığı takdirde ortaklık ilişkisinin devam ettiğinin kabul edilmesinin gerekeceği, 1163 sy. Kooperatifler kanunun 17. Md ile Ana Sözleşmenin 15. Md. gereğince ortaklığın sona ermesi ile oluşan ayrılma payı alacağının talep edilebilmesi için öncelikle ortaklığın sona erdiğinin kanıtlanmasının gerektiği, ortaklığın sona erdiği kanıtlanmadığı için gelinen aşamada ayrılma payı talep edilemeyeceği sonucuna varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline, bu talebin kabulü mümkün olduğu takdirde ana sözleşme gereği bilirkişi heyetince tespit edilecek ve hakedişi olan bir adet dairenin davacı adına tesciline, bu taleplerin hiçbiri mümkün değil ise de, alacağın miktarının tespit edildiği anda harç tamamlama ve dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı için şimdilik 1.000,00 TL kooperatife ödemiş olduğu meblağın 2009 yılı Mayıs ayından itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememize dava açıldığı, alınan ayrıntılı , gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere , taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin 03.02.2020 tarihi itibariyle devam etmekte olduğu , davacının bu tarihten sonra ihraç edildiğini gösteren hiçbir bulguya rastlanmadığı, ortaklık ilişkisinin sona erip ermediğinin tespit edilebilmesi için davacıya gönderilmiş olması gereken ihraç bildiriminin veya davalı kooperatifte bulunması gereken evrakların ibraz edilmesi gerektiği ancak söz konusu evrakların ibraz edilmediği , ortaklığın bir şekilde sona erdiği kanıtlanmadığı için ortaklık ilişkisinin devam ettiğinin kabul edilmesinin gerektiği , davacının ortaklıktan ihraç edildiği ve ihraca ilişkin bir ihtarın varlığı belirlenemediğinden davacının Mahkememizde dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, HMK’ nun 114/h maddesi gereğince dava açmakta hukuki yararın bulunmasının dava şartı niteliğinde olduğu, dava şartlarının varlığının HMK’ nın 115/1 maddesi gereğince davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılmasının ve dava şartı noksanlığı halinde HMK’ nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, davacının seçenek talebi olan ayrılma payı alacağı talebi yönünden de 1163 sy. Kooperatifler Kanunun 17. Md ile Ana Sözleşmenin 15. Md. gereğince ortaklığın sona ermesi ile oluşan ayrılma payı alacağının talep edilebilmesi için öncelikle ortaklığın sona erdiğinin kanıtlanmasının gerektiği, ortaklığın sona erdiği kanıtlanmadığı ayrılma payının da talep edilemeyeceği ve söz konusu bu talep yönünden de bu aşamada davacının Mahkememizde dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Eksik kalan 21,40 TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar yüzüne karşı davacı vekili Av. Ümit Toker’in yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup anlatıldı.
21/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır