Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/689 E. 2021/829 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/689 Esas
KARAR NO : 2021/829

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Aleyhine icra takibi başlatıldıktan sonraki süreçte davalının Aliağa … Noterliğinden çektiği 25.09.2019 tarih … yevmiye no.lu ihtarı ile müvekkiline borcu olduğunu ikrar ettiğini, Ancak aşırı yararlanma hükümleri gereği 2019 senesinde fatura edilmiş toplam tutarın % 25’ ine denk gelen tutarda müvekkili davacıdan iskonto faturası düzenlenmesi istendiğini, bunun üzerine Karşıyaka … Noterliğinden keşide edilen 16.10.2019 tarih … yevmiye no.lu cevabi ihtarname ile; – Her iki tarafı da tacir olan ticari ilişkilerde edimlerin yerine getirilmesinden sonraki süreçte sözleşme şartlarının değiştirilmesinin mümkün olmadığı, Müvekkilden talep edilen indirimin hukuki dayanağı bulunmadığı gibi kötü niyet sebebi ile iskonto faturası düzenlenmeyeceğinin- davalı ayna bildirildiğini, bBilahare davalı şirketin Aliağa … Noterliğinin 18.11.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarı ile malların iadesi olunabilmesi için müvekkili davacı firmadan adres bildirmesinin istendiğini, buna karşın Karşıyaka … Noterliğinden keşide edilen 29.11.2019 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile; – müvekkili davacı firmanın adresi biliniyor olmasına rağmen kötü niyetli olarak tekrar adres talep edildiği, malların iadesinin mümkün olmadığından adres te bildirilmeyeceği- hususlarının davalı tarafa cevaben ihtar olunduğunu, geriye dönük olarak faturalarda indirim yapılması gibi gerekçesiz ve hukuki dayanağı olmayan taleplerde müvekkilin mağduriyetine sebebiyet verildiğini, Davalının tedarik ettiği malların kendisinin siparişi üzerine müvekkil tarafından özel olarak malzemelerinin temin edildiği ve üretiminin yapıldığını, malların teslim tarihlerinin üzerinden uzunca bir süre geçtiğini ve bu malların davalı tarafından kullanıldığını, Müvekkil tarafından hazırlanan teklif formlarının davalı tarafından kabul edilerek, malların teslim alındığı ve davalı tarafından faturalara yasal süresi içinde itiraz da edilmediğini, mallar teslim edilmiş olmasına rağmen dava dilekçesi ekinde sunulmuş icra takibinin dayanak bu fatura bedelleri müvekkil davacı şirkete ödenmediğini iddia ederek; itirazın iptalini, itiraz eden davalı aleyhine % 20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davalı borçludan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkil şirket aleyhine haksız olarak İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. dosyası ile başlattığı takibin; Yetki itirazı sonucu bu defa Bergama İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası tahtında açıldığını, haksız icra takibine 7 günlük süresi içerisinde itiraz edildiğini, Davacının bu kez huzurdaki işbu haksız davayı açtığını, sunulacak deliller ve itirazlar sonucu bu davanın haksızlığının da ortaya çıkacağını, öncelikle müvekkil şirketin borcu olmadığının ve tutarının tespiti için tarafların defterlerinin incelenmesi gerektiğini, Defter incelenmesi yapıldığında müvekkil şirketin bu tutarda bir borcu olmadığının görüleceğini, müvekkili davalı şirketin, rüzgar enerji santrali türbin bağlantı aksamlarının imalatı ile ilgilendiğinden üretim faaliyetlerine yönelik olarak özel spesifikasyonlarda bağlantı elemanlarına ihtiyaç duyduğunu, Davacı şirket ile bu ürünlerin tedariki konusunda ticari ilişki kurulduğunu, Ancak davacı şirketin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 28. Maddesine açıkça aykırı hareket ettiğini, anılan yasa maddesinin düzenlendiği gibi sözleşmede iki tarafın edimleri arasında açık orantısızlık varsa ve bu durum bir tarafın zor durum kalmasından yararlanılmak suretiyle meydana gelmişse aşırı yararlanma hali mevcut olacağını, müvekkil şirket açısından öncelikle zorda kalma halinin mevcut olduğunu, müvekkili davalı firmanın rüzgar enerji santrali türbin bağlantı aksamlarının imalatına 2017 yılında , jeneratörlerinin imalatına ise 2018 yılında başladığını, Çok uluslu şirketler olan müşterilerince dikte edilen tedarik takvimleri çerçevesinde yeni girdiği üretim alanlarında bahse konu elemanları tedarik etmekte çok zor durumda kaldığını, hatta karşı karşıya kalmış olduğu zorluklar sebebiyle Japonya uyruklu bir şirket ile 2021 yılından itibaren üretim yapmak üzere iştirak kurmak durumunda kaldığını, Ocak 2017 – Eylül 2019 arası dönemde müvekkil şirketin bu alana yeni girmesi, kısa teslim sürelerinin olması ve bu sebeple üretim elemanlarını da kısa sürede tedarik etmesi gerektiği hususunun açık olduğunu, davacı tarafın da bu durumu bilmesi sebebiyle bunu kullanarak diğer bağımsız tedarikçilere göre çok fahiş rakamlarla ürünleri sağladığını, Müvekkil şirket kısa süreli deadlinelara yetişebilmek adına ürünleri hızlı tedarik etmesi gerekliliği sebebiyle ( müzayaka durumu ) malzemeleri davacıdan satın aldığını, Ancak yaptığı iç denetimde bu rakamların diğer tedarikçilerin çok üzerinde olduğunun görüldüğünü, bu bağlamda davacının aşırı yararlanma maddesi kapsamına girdiğinin açık olduğunu, Tarafların tacir olmasının bu hususu değiştirmeyeceğini, müzayaka durumunda tacirlerin de aşırı yararlanma iddiasında bulunabileceğini, doktirinde ve Yargıtay kararlarında da bu hususun açıkça kabul edildiğini ileri sürerek; davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sırasında 21/09/2021 tarihli karar ile dosyanın HSK’nın 07/07/2007 tarih ve 608 sayılı kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine şeklinde karar verildiği ve dosyanın mahkememize gönderilmesi üzerine mahkememiz esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, her iki tarafın şirket ve bu kapsamda tacir olduğu, bu kapsamda davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde bulunduğu görülmüştür.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 08/07/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 07.07.2021 tarihli 608 nolu kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği ve bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-10 Esas, 2019/401 Karar sayılı 04.04.2019 tarihli kararında da belirtildiği ve mahkememizce de aynen benimsendiği üzere “usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır. Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemeninde yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını re’sen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varılması durumunda kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni Hakim Güvencesi” başlığını taşıyan 37.maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada Kanuni Hakim Güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ve ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması ön görülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımda her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.”
Davaya konu Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gönderme kararının dayanağı olan Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun kararındaki kararında eldeki derdest davaların, 07/07/2021 tarih ve 608 nolu yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir karar yer almadığı gibi söz konusu kararında 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.
Her ne kadar Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’ nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararı gereğince Mahkememize gönderilmesine karar verilmiş ise de; gönderme kararının dayanağı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’ nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararında kararın uygulanmasına karar verilen 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest durumdaki dosyaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi kararın 08/07/2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmasına rağmen 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu hususlar göz önüne alındığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2017/11-10 Esas , 2019/401 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılmasının gerektiği ve dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilemeyeceği, dava dosyasının Mahkememize gönderme kararı ile geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin kararı ticaret mahkemesi sıfatıyla verdiği dolayısıyla gönderme kararını veren mahkemenin 01/09/2021 tarihine kadar açılmış davalar yönünden aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilerek Mahkememizce de görevsizlik kararı değil niteliği itibariyle kesin olan gönderme kararı verilmesi ve iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine gönderilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış , dosyanın Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1- Hakimler Ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu ‘ nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Mahkememiz kararı ile Bergama … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair niteliği itibariyle kesin olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 08/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır