Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/68 E. 2022/1157 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/153
KARAR NO : 2022/1172
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ in … Sigorta A.Ş.’ ne hırsızlık rizikosuna karşı Eczane Paket Sigortası ile işyerini …numaralı Sigorta Poliçesi ile … tarihleri arasını kapsayacak şekilde sigortalanmış olduğunu, … tarihinde müvekkilinin … Eczanesi adı altında işletmekte olduğu … Mahallesi … Caddesi No:… Bayraklı İzmir adresinde bulunan eczanesine kimliği meçhul hırsızların girerek bilanço hesabındaki stok hesabından da anlaşılacağı üzere 654.918,54-TL değerinde ilaç ve 10.000.00-TL değerinde demirbaş eşyayı çalıp kayıplara karışmış olduklarını bugüne kadar da bulunamamış olduklarını, müvekkilinin … Sigortaya meydana gelen zararın poliçe kapsamında tazmini için müracaat etmiş bu sigorta şirketinin zararının tespiti anlamında İnce Sigorta Eksperliği Ltd. Şti ile yaptığı çalışma sonucu müvekkiline 44.090,00-TL ödeme yapılmış olduğunu, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün tüm uyarılarına ve Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin tüm içtihatlarına rağmen … Sigorta A.Ş.’ nin müvekkilinin vekili olan annesi … ‘ e ödeme yaparken yine ibraname almış fakat müvekkilinin hemen ertesi günü dava dilekçesi ekinde sunulan tebliğ mazbatalı Karşıyaka …Noterliğinin … tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile bu ibranamenin geçersiz olduğuna dair ihbarnameyi ve karakola yaptığı bildirime göre eksik kalan 458.910,00-TL’ nin ödenmesi hususunu … Sigorta A.Ş’ ye bildirmiş olduğunu, fakat muhatabın bugüne kadar gereğini yapmamış olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin işlettiği … Eczanesine hırsız girmesi sonucu davalının teminat altına aldığı riskin gerçekleşmiş olduğunu ve müvekkilinin gerçek zararı olan 565.910,00-TL’ nin tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacı tarafça harca esas değerin 10.000,00-TL olduğunu belirtmesine rağmen dava dilekçesinin içeriğinde ve sonuç istem kısmında zararlarının 565.910,00-TL olduğu belirtilerek bu miktarın tahsilinin talep edildiğini, bu hususun 6100 sayılı yasanın 109/2 maddesinde talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağının açıkça düzenlenmiş olması karşısında yerinde olmadığını, sigortalı iş yerinde hırsızlık olayının gerçekleştiğinin davalı şirkete ihbarını takiben, olayın nedeni ve hasarın miktarının tespiti amacıyla 5684 sayılı sigortacılık kanunu uyarınca davalı şirket tarafından tayin edilen bağımsız ve uzman eskper marifeti ile inceleme yapıldığını beyan ederek, karşı tarafın haksız ve yersiz davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dr. Ecz. … ve Sigorta Hukuku ve Hesap Uzmanı … ‘ın … Tarihli Heyet Raporunda; Eczanenin hırsızlıktan önce elinde bulunabilecek emtia tutarının 420.490,79 TL olabileceği, mahkemece teknik bilirkişice davacı işyerinde hasar tarihi itibariyle 420.490,79 TL ilacın olabileceğinin kabul görmesi halinde davacının bakiye hasarının 364.093,00 TL olabileceği tespit edilmiştir.
Bağımsız Denetçi SMMM … ‘ın … Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacının tutmakla yükümlü olduğu ticari defterleri ibraz etmediği, davacının ilaçları alış fiyatları üzerinden değerlendirildiğinde; … tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı esnasında eczanede 322.713,04 TL değerinde alış fiyatına sahip ilacın çalınmış olabileceği, davalının davacıya ödemiş olduğu 44.090,00 TL düşüldüğünde davacının, davalıdan 278.623,04 TL artı işlemiş olan yasal faiz tutarı kadar alacaklı olabileceği, davacının ilaçları satış fiyatları üzerinden değerlendirildiğinde; … tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı esnasında eczanede 403.391,30 TL değerinde ilacın çalınmış olabileceği, davalının davacıya ödemiş olduğu 44.090,00 TL düşüldüğünde davacının, davalıdan 359.301,30 TL artı işlemiş olan yasal faiz tutarı kadar alacaklı olabileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizce davanın usulden reddine dair verilen karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih Esas ve Karar sayılı ilamında; Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince bozularak geldiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacı vekilince müvekkilinin eczanesinde meydana geldiğini iddia ettikleri hırsızlık olayından ötürü çalınan ilaçlardan kaynaklı olarak hırsızlık rizikosuna karşı eczane paket sigortasının poliçe ile teminat altına aldığı gerçek zararının tazmini amacıyla belirsiz alacak davası açtığı, dava açarken dava dilekçesinde zararın tam miktarının belirtildiği ancak buna rağmen talep sonucunda 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre talepte bulunulduğu, mahkememizce davacının gerçek zararını bildiği, bundan dolayı belirsiz alacak davası açamayacağı, kısmi dava açmakta da hukuksal yararının bulunmadığı, gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, Yargıtay 17. HD esas karar sayılı kararı ile davacının kısmi dava açtığının kabulü ile davaya kısmi dava olarak devam edilip, toplanan ve toplanacak delillere göre bir değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle mahkememizce usulden redde dair verilen kararı bozduğu, mahkememizce verilen bir önceki kararda, direnildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu esas karar sayılı kararı ile direnme kararının bozulduğu, bozma ilamında davanın bir ara kararı ile kısmi dava olarak görülüp sonuçlanması gerektiğinin belirtildiği, davacı vekilince … tarihli dilekçe ile davanın kısmi dava olarak açıldığının beyan edildiği, bu kapsamda mahkememizce gerekli bilirkişi incelemelerinin yaptırıldığı, daha önceden ekspertiz raporunun hazırlandığı, hazırlanan bu raporda eczanenin ve içerideki raf ve dolapların boyutlarına ilişkin tespitlerin yapıldığı, tarafların bu ekspertiz raporuna itirazlarının bulunmadığı, bu rapor ve davacı tarafın ticari defter ve belgeleri de incelenmek suretiyle meydana gelen hırsızlık olayında davacı tarafın gerçek zararının eczacı, sigortacı ve serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporlar ile tespit edildiği, en son yapılan hesaplama neticesinde 359.301,30 TL davacının zararının bulunduğunun tespit edildiği, alınan tüm bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketi vekilince ısrarlı bir şekilde davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığının iddia edildiği, davacı vekilince ise alacağın hırsızlık olayından ötürü ceza kanununda hırsızlık suçu için öngörülen ceza zamanaşımına tabi olduğunun iddia edildiği, bu hususun 6098 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiil sorumluluğunda zamanaşımına ilişkin hükümlerinde de ilgili durumun zikredildiğini beyan ettiği anlaşılmakla zamanaşımı define ilişkin yapılan inceleme neticesinde;
6098 sayılı yasanın 72. Maddesi
“Zamanaşımı
I. Kural
MADDE 72- Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü
öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır,”
Hükmünü haizdir. Haksız fiil sorumluluğundan bahsedilebilmesi için hukuka aykırı bir fiil, fiili icra eden bir fail, zarar ve failin icra ettiği fiil ile davacı malvarlığında yahut cisminde meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. 6098 sayılı yasanın zamanaşımına ilişkin hükümlerine göre ceza zamanaşımı ancak mağdurun bizzat haksız fiilin failine yönelttiği istemler açısından geçerlidir. 6098 sayılı yasanın zamanaşımına ilişkin öngördüğü bu hüküm genel hüküm niteliğinde olduğundan hakkında özel olarak düzenlenmiş bir zamanaşımı hükmü bulunmayan tüm haksız fiil kaynaklı tazminat istemlerinde uygulanabilir. Ancak başka yasalarda özel olarak zamanaşımı hükmünün bulunduğu durumlarda özel hükmün genel hükme göre uygulanma önceliği bulunduğundan bahisle 6098 sayılı yasanın 72. Maddesi yerine ilgili yasanın koyduğu özel zamanaşımı hükmü uygulanır, uygulanması gerekir.
Davacının istemi aradaki sigorta poliçesi ile teminat altına alınan rizikodan kaynaklı olarak poliçe teminat bedelinin davacının gerçek zararı kadar olan kısmının isteminden ibarettir. Taraflar arasında hırsızlık rizikosuna karşı eczane paket sigortası bulunmaktadır. Taraflar arasındaki sigorta poliçesinin zarar sigortalarının bir türü olan mal sigortası olduğu, 6102 sayılı yasada zarar sigortaları bölümünün içinde zikredilen mal sigortalarına ilişkin düzenlemeler yapıldığı bu düzenlemeler içerisinde zamanaşımına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, ancak sigorta hukukuna ilişkin genel hükümlerin zikredildiği kısımda yer alan 6102 sayılı yasanın 1420 maddesinin;
“Zamanaşımı
MADDE 1420- (1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar”
Hükmünü haiz olduğu, 6098 sayılı yasanın haksız fiil sorumluluğunda zamanaşımı hükümleri ile sigorta sözleşmelerinden doğan istemlerde zamanaşımı sürelerini düzenleyen 6102 sayılı yasanın yukarıdaki hükümlerinin farklı sorumluluk türlerine ilişkin düzenleme yaptığı, 6098 sayılı yasanın failin sorumluluğundan kaynaklanın istemlere ilişkin zamanaşımını düzenlerken, 6102 sayılı yasanın ise sigorta ilişkisinde sigortacının sorumluluğuna ilişkin istemlere dair zamanaşımını düzenlediği, somut olayda taraflar arasında sigorta poliçesine dayalı olarak sigortacı sigortalı ilişkisinin bulunduğu, bundan ötürü 6098 sayılı yasanın haksız fiile ilişkin zamanaşımı hükümlerinin taraflar arasında fail-mağdur ilişkisi bulunmadığından uygulanma olanağının bulunmadığı, bu durumda 6102 sayılı yasanın 1420. Maddesi gereğince zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, davanın ilk açıldığı tarihin … olduğu, alacağın dava edilen kısmı için zamanaşımının dolmadığı, ancak davanın kısmi dava olduğu, alacağın dava edilmeyen kısmı için zamanaşımının dolduğu, dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL dışındaki miktar için istemin zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
-10.000,00 TL nin … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-)Alınması gerekli olan 683,10 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan peşin harç ve tamamlama harcı toplamı olan 6.387,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.704,20 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
3-)24,80 TL başvurma harcı, 170,80 TL peşin harç, 6.216,50 TL tamamlama harcı, 2.736,50 TL bilirkişi delil avansı ve tebligat gideri olmak üzere toplamda 9.148,60 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre 251,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-)Karar kesinleştiğinde talep halinde artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. Ve 345. Maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır