Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/678 E. 2021/801 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/678 Esas
KARAR NO : 2021/801

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin taşıma sözleşmesi başlık ve konulu 10/01/2024 tarihine kadar süre ile … plakalı müvekkilinin aracını D2 belgesi kullandırma yükümlülüğünü içeren sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereği davalıya 4.350,00 TL ödeme yapıldığını, davalının edimlerini yerine getirmediğini belirterek davalıya ödenen 4.350,00 TL’nin 22/04/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili taleplidir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
HMK’nun 4/a maddesi hükmüne göre,”kiralanan taşınmazların 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra iflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakmaya görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. HMK’da yapılan bu yasal düzenleme ile icra hukukundan kaynaklanan tahliye davaları hariç olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar, tarafların sıfatlarına ve miktara bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalı ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşme uyarınca davalıya ödeme yapıldığı halde davalının edimini yerine getirmediği iddiası ile işbu alacak davasını ikame ettiği, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı, her ne kadar Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından … esasına kayıt edilen iş bu dava ticari satımdan kaynaklanan alacak olarak nitelendirilmiş, bu kapsamda incelenmiş ve 28/09/2021 tarih … esas, … karar sayılı ilam ile HSK Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı kararı doğrultusunda İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsiz hale geldiğinden bahisle mahkememize gönderilmiş ise de, davacının talebinin dayanağının dava dilekçesi ekindeki İzmir … Noterliğinin 10/01/2019 tarih ve … yevmiye nolu “taşıma sözleşmesi” başlıklı belge olduğu, bu belgeye göre taraflar arasındaki sözleşmenin Karayolu Taşıma Yönetmeliği hükümleri uyarınca düzenlendiği, davacı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın davalıya ait yetki belgesine kayıt edilmek suretiyle yine davacı tarafından kullanılacağının ve bu işlem karşılığında davacı tarafından davalıya ödeme yapılacağının taraflarca kararlaştırıldığı, nitekim davacı tanıkları olarak talimat yoluyla dinlenilen …, … ve …’ın beyanlarına göre de davalının D2 yetki belgesi sahibi olduğu, sahip olduğu yetki belgesini ücret mukabilinde üçüncü kişilere kullandırdığı, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin de bu mahiyette olduğu, bu haliyle taraflarca söz konusu sözleşme taşıma sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de, taraflar arasında bir kira ilişkisi bulunduğu, davalının sahip olduğu D2 yetki belgesini davacıya kullandırmayı, davacının ise bunun karşılığında davalıya ödeme yapmayı taahhüt ettiği, bu durum karşısında, kira sözleşmesinden doğan davada genel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu ve Ödemiş Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından söz konusu somut uyuşmazlık bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi lehine görevsizlik kararı verilmesi gerektiği halde görev hususunda yanılgıya düşülerek Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamanın yürütülmüş olmasının ve dosyanın mahkememize gönderilmiş olmasının yerinde olmadığı değerlendirilmekle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca verildiği anda kesin olan iş bu karar yönünden kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ÖDEMİŞ NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILAMADI),
Dair karar miktar itibariyle kesin olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.06/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA