Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/676 E. 2022/446 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/676
KARAR NO : 2022/446

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesiyle; Müvekkillerinin davalı şirkete 700 adet gabi çerçeve sattığı, karşılığında KDV dahil 11.151,00 TL ücrete anlaşıldığını ve fatura düzenlendiğini, davalı şirketin 10.01.2021 tarihinde 300 adet, 11.01.2021 tarihinde ise kalan 400 adet ürünü müvekkillerinin işletmesinden teslim aldığını, müvekkilleri bu siparişe ilişkin irsaliyeli fatura düzenlediği, tüm ürünler teslim edildikten sonra 22.01.2021 tarihinde faturanın davalı tarafa gönderildiği, davalı şirket tarafından fatura borcunun bir kısmının ödendiği, bakiye 9.444,45 TL fatura bedelinin ödenmediği, bu nedenle müvekkilleri tarafından İzmir 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, ancak karşı tarafın icra takibine yapmış olduğu itiraz nedeniyle takibin durduğu, karşı tarafın itirazının haksız olduğu, karşı tarafın malların ayıplı olduğunu iddia ettiği, ancak müvekkillerine herhangi bir ayıp ihbarı ve iade faturası düzenlenmediğinden bahisle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Öncelikle yetkili İcra Dairelerinin Kemalpaşa İcra Daireleri olduğu, bu nedenle icra takibinin yetkisine itiraz ettiklerini, ayrıca iş bu davaya bakmakta görevli mahkemeninde Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, davacı tarafın müvekkili şirketten bir alacağının bulunmadığı, cari hesaba konu edilen malların ayıplı olduğundan bahisle açılan davanın reddine, davacıların %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davacılar tarafından davalı hakkında 12/07/2021 tarihinde 9.444,95 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir …. tarafından düzenlenen 19.01.2022 tarihli raporda sonuç olarak; Davacı tarafın incelenen 2021 yılı resmi defterlerine göre cari hesap ekstresinin borç bakiyesi verdiği, davalı tarafın davacı tarafa 8.808,34 TL borçlu olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL/
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış bulunan itirazın iptali davası olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle, davacı tarafça davalıya satılıp teslim edilen mallardan dolayı KDV dahil toplam 11.151,00 TL’lik faturanın düzenlendiği, fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya teslim edildiği, buna rağmen takip ve davaya konu bakiye 9.444,95 TL’lik bakiye borcun ödenmediğinden bahisle bu alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptaliyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından esasa cevap süresi geçirildikten sonra sunulan cevap dilekçesiyle, yetkili icra müdürlüğünün Kemalpaşa İcra Daireleri olduğu, ayrıca yine yetkili mahkemelerinde Kemalpaşa Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan davanın usulden reddinin gerektiği, ayrıca davacı tarafça iddia edildiği şekilde davacının davalıdan hiçbir alacağının bulunmadığı, takibe konu edilen tutarın hatalı olduğu, cari hesap bakiyesinin 8.808,34 TL olduğu, ancak söz konusu cari hesaba konu edilen malların tamamen ayıplı olduğundan bahisle açılan davanın reddine ve davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı ve takip ve davaya konu fatura muhteviyatı malların ayıplı olup olmadığı, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafça icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine karşı itirazda bulunulmadığından icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu itirazın yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur. Yine davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde mahkememiz yetkisine karşı ileri sürülen yetki itirazının ise cevap dilekçesi esasa cevap süresi içerisinde sunulmadığından yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davalı tarafa inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını hazır bulundurması açısından meşruhatlı davetiye çıkartılmış olmasına rağmen davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi açısından sunulmadığı, bu nedenle bilirkişi incelemesinin sadece davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde düzenlenen rapora göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan davalı ödemeleri düşüldükten sonra 8.808,34 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça takip talepnamesinde asıl alacak olarak 9.444,95 TL gösterilmiş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirkete ait 2021 yılı ticari defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davalıdan 8.808,34 TL bakiye alacağının bulunduğu tespit edilmiş olup, ayrıca davalı tarafça icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde ve yine dava dosyasına sunulan cevap ve rapora beyan dilekçelerinde de esasında davacının davalıdan bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi 8.808,34 TL bakiye alacağının bulunduğu, ancak bakiye alacağı konu malların tamamının ayıplı olduğu, bu nedenle davacının davalıdan bir alacağının bulunmadığı savunulmuştur.
TTK 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında 14.04.2022 tarihli celsede davalı tarafın ayıp savunması kapsamında üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılabilmesi açısından ayıba konu malzemelerin halen muhafaza edilip edilmediği, muhafaza ediliyor ise yerini bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, buna rağmen davalı vekili tarafından verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmadığı, bu nedenle her ne kadar davalı tarafça ayıp savunmasında bulunulmuş ise de, ayıba konu ürünlerle ilgili olarak davadan önce davalı tarafça yaptırılmış bir delil tespiti bulunmadığı gibi muhafaza edilmemiş olması nedeniyle mahkememizce de herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır. Bu nedenle davalı tarafça ayıp savunmasını destekleyecek hiçbir delil dosyaya sunulmadığı gibi takip ve davadan evvel davalı tarafça davacıya TTK 23/c.maddesi gereğince süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğuna dair herhangi bir delilde dosyaya sunulmamıştır. Bu kapsamda davalı tarafın ayıba ilişkin savunmasını kanıtlayamadığı düşünülmüştür.
Yukarıda anlatılan tüm nedenlerle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle bakiye 8.808,34 TL alacaklı olduğu ve bu alacağın ödenmediği tüm dosya kapsamı belgelerle sabit olmakla davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun İzmir 8. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 8.808,34 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden reddine, likit olduğundan kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 1.761,66 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun İzmir 8. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 8.808,34 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 1.761,66 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 601,69 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 114,08 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 487,61 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan toplam 181,88 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 41,10 TL ve bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 541,10 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 503,22 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 636,61 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza