Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2022/607 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/570
KARAR NO : 2022/639

DAVA : Alacak (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 26/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin maliki olduğu … plakalı araç … sevk ve idaresinde … caddesinde seyir halinde iken davalı malik ve sürücüsü olduğu … plakalı aracı ile aniden sokaktan davacı şirket aracının önüne çıkması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurlu hareketleri neden olduğunu, davacı şiket aracı uzun dönem kiralanmış olup, bu nedenle tamir süresince kazanç kaybı oluştuğunu, Müvekkil aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybı ile ilgili olarak ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere dava dışı … Sigorta A.Ş ‘ne 06.04.2022 tarihinde başvuru yapılmış ve sonrasında 13.05.2022 tarihinde …E…. numaralı dosya ile Sigorta Tahkim KOmisyonu’na başvuruda bulunulduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasından taraflarına herhangi bir ödeme henüz yapılmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini, şimdilik 1.000,00- TL Hasar bedeli, 4.000,00-TL değer 100,00- TL kazanç kaybı alacağı olmak üzere toplam 5.100,00 TL alacağın, 01.03.2022 itibaren işleyecek avans faizi , vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı adına kayıtlı … plakalı araç kaydı üzerine, mahkeme kararı kesinleşinceye kadar İhtiyati Tedbir konulmasını talep etmiştir.
DAVA:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 3. maddesinin ilk fıkrasında ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirketin, davalı sevk ve idaresindeki araç ile davacı şirkete ait araca çarpması nedeniyle maddi zarara uğradığı iddiasıyla iş bu dava kapsamında maddi zararların kazaya neden olduğu ileri sürülen davalı araç sürücüsünden tazminini talep ettiği, davacı şirket iş bu davayı haksız fiil hükümlerine dayanarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde davacı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiği, davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin de haksız fiilden doğduğu, davacının, davalının tacir olduğuna dair iddiası da bulunmadığına göre davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına,
Dair tarafların yokluklarında verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile ya da tarafların bulundukları yer Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
26/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır