Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/672 E. 2022/373 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/672
KARAR NO : 2022/373

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı 2017 model Volkswagen marka aracın … sevk ve idaresinde iken 10.07.2021 tarihinde İzmir İli Gaziemir İlçesi sınırlarında gerçekleşen kaza neticesinde hasarlandığını, kazaya karışan sürücülerin kendi aralarında kaza tespit tutanağı tuttuklarını, kazadan sonra müvekkilinin İzmir 5.Sulh Hukuk Mahkemesinde …/… D.İş dosyası ile yaptırılan hasar tespitinde aracın onarım bedelinin yedek parça için 23.168,45 TL ve onarım işçilikleri için 6.884,00 TL olmak üzere toplamda 30.012,45 TL (KDV dahil) olduğunun tespit edildiğini, kazada müvekkilinin aracına çarparak kazaya sebebiyet veren …’a ait aracın … nolu ZMMS poliçesinin … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını bu nedenle müvekkilinin aracında oluşan hasardan … Sigorta A.Ş. nin sorumlu olduğunu, müvekkiline ait aracın hasar tazminatı için 16.08.2021 tarihli dilekçe ile davalı … Sigorta Şirketine başvurulduğunu, başvurunun sigorta şirketi tarafından 19.08.2021 tarihinde tebellüğ edilmesine rağmen dava tarihine kadar herhangi bir hasar ödemesi yapılmadığını, dava şartı olarak arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak başvuru sonucunun anlaşmama (anlaşmazlık) ile sonuçlandığını ve davanın zorunlu hale geldiğini ifade ederek, dava tarihi ile tanzim edilmemiş olan 30.012,45 TL onarım bedeli ile bilirkişiler tarafından hesaplanacak değer kaybının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ileride ıslah edilmek üzere dava tarihi itibarı ile 500,00 TL hasar ve 100,00 TL değer kaybı olmak üzere toplamda 600,00 TL nin temerrüt tarihinden işleyecek olan T.C. Merkez Bankası Faiz oranına göre temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, keşif için yapılan 1.914,60 TL masrafın yargılama gideri olarak kabul edilmesini talep ettiği görülmektedir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sigortacılık kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddinin gerektiğini, müvekkil şirket tarafından atanan eksperce hasar tespitinin yapılabilmesi için aracın görülmesi talebinin olumlu karşılık bulmadığını , gerçek hasar tespitinin yapılmasına izin verilmeyerek davanın açıldığını, davacı tarafça hasar sonrasında müvekkil şirkete bir başvuru yapılmışsa da; hasarın teminat kapsamında olup olmadığının, teminat kapsamında ise hasar tutarının tespit edilebilmesine yarar hiçbir evrak ibraz edilmediğini, sigortacıya yapılan alelade bir başvuru ile gerekli başvuru şartlarının yerine getirildiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, sigortanın bir zenginleşme aracı olmadığından, müvekkil şirketin ancak gerçek zarardan sorumlu tutulabileceğini, davacı tarafın söz konusu araç üzerinde müvekkil şirketçe inceleme yapılmasına, parça tedariklerinin iskontolu olarak doğrudan tedarik yoluyla yapılmasına izin vermemiş, müvekkil şirket tarafından tedarik edilen orijinal parçaları kabul etmemiş ve bunun dışında da hasarın tespiti için gerekli olan evrakları da ibraz etmediğini, kazadaki kusur oranlarının tespiti için dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, davacı tarafa Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesinde yer alan 2 gün içinde bildirim yapılması şartı gereğince gerekli bilgilendirmelerin yapıldığından parça ve işçilik bedellerinin yüksek oluşundan kaynaklanan fahiş hasar bedelinden sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenle davacının fahiş taleplerinin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacı taraf söz konusu hasara ilişkin olarak onarım faturası sunmadığını, delil niteliğinde sayılamayacak ekspertiz raporuna dayanarak tazminat talebinde bulunduğunu, gerçek zararının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini belirterek davanın esastan ve usulden reddini karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (hasar bedeli ve değer kaybı) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik İş sayılı dosyası,
-Kaza tutanağı, hasar fotoğrafları, sigorta başvuru dilekçesi, poliçe
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 14/10/2021 tarihli yazısı,
-Türkiye Noterler Birliğinin 05/11/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 10/11/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 14/12/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 23/02/2022 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 10/07/2021 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak hasar bedeli ve değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalıdan tazminini istediği, davalının ise başvuru şartının yerine getirilmediği, değer kaybının zmms poliçe genel şartlarına göre belirlenmesi ile hasar bedeline ilişkin değerlendirmede iskonto uygulanması gerektiği, mahkemece zarar ve kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı, davacının kdv talep edemeyeceği, sorumluluğun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu savunduğu, taraflar arasında davacının zararının bulunup bulunmadığı, zarar var ise miktarının ne kadar olduğu ve bu zararın davalı sigortanın sorumluluğunda olup olmadığı hususlarında olduğu, mahkememizce kusur ve zarar miktarının hesabı yönünden dosyanın otomotiv bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiden alınan 23/02/2022 tarihli rapora göre, davalı sigorta sürücüsünün hızını gerekli şartlara uydurmadığı ve önünde seyreden aracı güvenli bir takip mesafesi ile takip etmediği olayda arkadan çarpması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde ana etken olduğu, davacı sürücünün ise kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, davacıya ait aracın arka bagaj kapağı, arka tampon, arka panel ve stop lambası ile bağlantılarının hasar aldığı, kaza tarihindeki yetkili servis orijinal parça ve işçilik fiyatlarına göre dava konusu araçta meydana gelen hasarın işçilik, yedek parça ve kdv dahil olmak üzere iskontosuz 29.603,70 TL olduğu, … plakalı aracın rapor tarihindeki rayiç değerinin 271.500,00 TL olduğu, ikinci el piyasasındaki ortalama fiyat, sıfır araçların değeri, kasko değer listesindeki fiyatlar ve döviz kurlarındaki artışlar ile aracın güncel ikinci eldeki talep durumu dikkate alındığında 10/07/2021 hasar tarihindeki piyasa değerinin 174.500,00TL olarak belirlendiği, araçta meydana gelen hasarın onarım bedeline göre aracın onarımının ekonomik olduğu, Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda genel hükümlere göre değer kaybı yönünden yapılan incelemede ise Yargıtay içtihatları doğrultusunda, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar dikkate alınarak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki ikinci el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınarak yapılan değer kaybı hesaplamasında, … plakalı aracın kaza öncesi mevcut kilometresi, kullanım şekli, yıpranma durumu ile kaza sonrası hasar nedeniyle yapılan onarım, değişim ve boya işlemi gören parçaları, SBM’ye bu kaza nedeniyle yansıyan hasar rakamı, hasarın aracın genel durumuna göre boyutu, onarım gören parçaların niteliği (kaynaklı, vidalı), aracın hasarlı bölgelerinde yapılan onarıma göre 2. eldeki talep durumu, aracın onarımının yapıldığı servisin markada özel/yetkili durumu, daha önce aynı bölgeden aldığı hasar olup olmadığı ile geçmiş hasar kayıtları dikkate alınarak yapılan incelemeler sonucunda mevcut gerçek zarar ilkesine göre değer kaybı bedelinin 11.500,00 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacının aracının hasarlandığı ve hasar alan parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp uyuşmazlığın davalı sigorta sürücüsünün kusurlu olup olmadığı ile davalı sigortanın yedek parçaya ilişkin iskonto uygulayıp uygulamayacağı ve buna göre gerçek zararın belirlenmesi ve davacının aracında kaza nedeniyle değer kaybı olup olmadığı hususlarında olduğu, davalı sigorta tarafından davacının usulüne uygun başvurusunun olmadığı savunulmuş ise de davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu başvuru ve gönderi belgelerine göre davacının dava öncesinde davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, yine davalı sigorta tarafından verilen cevabı yazıda da başvuru yapıldığının kabul edildiği, bu halde davalının usule ilişkin itirazının yerinde olmadığı, taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağına göre olay tarihinde İzmir ili, Gaziemir İlçesi, … caddesi üzerinde seyir halinde olan davalı sigorta sürücüsünün önünde seyreden davacıya ait araca duramayarak arkadan çarptığı, meydana gelen kazada davacı sürücüsünün alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, davalı sigorta sürücüsünün hızını yol durumuna göre ayarlamadığı ve öndeki aracı güvenli takip mesafesinde takip etmediği, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre haksız fiil faili ile onun sorumluluğunu üstlenen işleten ve zmms sigortacısına karşı ileri sürülen hasar bedeline ilişkin tazminat taleplerinde gerçek zararın ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanacağı, orijinal parçalara göre hasar bedelinin belirlenmesi gerektiği, onarım bedeli araç rayicinin %50’sini aşmadığı müddetçe aracın tamirinin ekonomik olduğu ve ayrıca bu zararın giderilmesi halinde zarar görenin hasar bedelini kdv’si ile birlikte ödemek zorunda olduğu, aracın onarımı yapılsın veya yapılmasın zarar görenin yedek parça ve işçiliğe ilişkin kdv talebinde bulunabileceği, davalı sigortanın zmms poliçesinin tarafı olmayan davacıya karşı iskonto talep ve savunmasında bulunamayacağı, bu nedenle davacının hasar bedelini serbest piyasa rayiçleri üzerinden orijinal yedek parça, işçilik bedeli ve kdv toplamı ile birlikte iskontosuz talep edilebileceği, ayrıca davacıya ait aracın dava konusu kaza öncesinde hasar kaydı bulunmadığı, aracın marka, modeli, kullanılmış düzeyi ile meydana gelen hasarın niteliğine ve serbest piyasa rayiçlerine göre aracın kaza öncesi hali ile kaza sonrasındaki onarılmış hali arasında 11.500,00 TL fark bulunduğu, değer kaybına ilişkin bilirkişi görüşünün somut olayda hakkaniyete uygun olduğu, buna göre davacının bilirkişi tarafından belirlenen 11.500,00 TL değer kaybını talep edebileceği, her ne kadar davalı sigorta tarafından Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamının geçmişe etkili olmadığı savunulmuş ve hasar bedeli ile değer kaybı hesabına ilişkin hesaplamanın genel şartlara göre yapılması istenilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle davacının genel hükümlere göre uğradığı gerçek zararı talep edebileceği, … plakalı aracın 30/06/2021-30/06/2022 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında davacının hasar bedeli ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 24/02/2022 tarihinde değer artırım dilekçesi ile arttırdığı, davacının davalı sigortaya 19/08/2021 tarihinde başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın KTK’nun 97 ve 99.maddeleri uyarınca 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 01/09/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, ancak davacı vekilinin değer arttırım dilekçesinde 06/09/2021 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu, dava konusu aracın niteliğine ve davacının sıfatına göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun davacı tarafından sunulan delil tespit raporu, kaza ve hasara ilişkin fotoğraf ve kayıtlar ile diğer dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla faiz başlangıç tarihi yönünden taleple bağlı kalınarak 29.603,70 TL hasar bedeli ve 11.500,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 41.103,70 TL’nin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafından dava öncesinde yapılan delil tespitine ilişkin giderler 6100 sayılı HMK’nun 323. maddesi kapsamında iş bu dosyada yargılama giderleri ile birlikte değerlendirilmiş ve hüküm altına alınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 41.103,70 TL’nin 06/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (davalı sigorta şirketi kaza tarihi olan 2021 yılı poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 2.807,79 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 690,00 TL ıslah harcı toplamı olan 749,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.058,49 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 690,00 ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 150,40 TL müzekkere-tebligat gideri ve 1.914,60 TL (25,00 TL başvurma harcı,97,70 peşin harç,450,00 TL bilirkişi ücreti, 419,90 TL keşif harcı, 12,00 TL tebligat gideri, 910,00 TL vekalet ücreti) delil tespiti yargılama giderinden oluşan toplam 3.373,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 6.143,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… Değişik İş sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır