Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/641 E. 2022/1032 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/641 Esas
KARAR NO : 2022/1032

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 03/06/2018 tarihinde kaldırımda yaya olarak bulunduğu sırada davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın çarpması neticesinde yaralandığı, yapılan ceza yargılaması neticesinde davalı …’in asli kusurlu bulunduğu ve cezalandırıldığı, kaza neticesinde davacıda ciddi yaralanmalar meydana geldiği, davacının bu yaralanmalar nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı, sorumlulukların poliçe teminat limiti, gerçek zarar, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, mahkemece maluliyet ve tazminata ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, geçici iş göremezlik zararının zmms poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …’nın davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı görülmüştür.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi ( geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait nüfus kaydı,
-Kaza tespit tutanağı,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 04/10/2021, 28/10/2021,23/01/2022 tarihli yazısı ve
eki,
-İzmir 39. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dava dosyası örneği,
-İzmir 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı gerekçeli kararı,
-SGK İzmir İl Müdürlüğünün 18/10/2021tarihli yazısı ve eki,
-İzmir Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinin 13/10/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş’nin 12/10/2021, 26/04/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Trafik Bilirkişi …’in 03/01/2022 tarihli kusur raporu,
-ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/07/2022 tarihli maluliyet raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının 03/06/2018 tarihinde yaya olarak kaldırımda bulunduğu sırada davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde yaralandığı, bu yaralanma nedeniyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ile manevi zararlarının bulunduğu iddiası ile söz konusu aracın zmms sigortacısı olan davalı sigorta şirketi, aracın sürücüsü olan davalı … ve aracın işleteni olan davalı …’den iş bu dava ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalı sigortanın zamanaşımı definde bulunduğu, davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediği, sorumluluğunun poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, geçici iş göremezlik ve manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını savunduğu, davalılar … ve …’in ise davaya cevap vermedikleri, davacının iddialarını inkar etmiş sayıldıkları, taraflar arasında davaya konu tazminat alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının dava öncesi davalı sigortaya başvuru koşulunu yerine getirip getirmediği, davacının söz konusu kaza nedeniyle bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ile manevi tazminat talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek miktarın ne olduğu, davalı sürücünün kusurlu olup olmadığı ve davalıların söz konusu zararlardan sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın davalı sigorta yönünden sorumluluk sigortasından kaynaklandığı, diğer davalılar yönünden ise haksız fiilden kaynaklandığı ve davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, bu halde tüm davalılar yönünden davanın birlikte yürütülmesi gerektiği ve mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin olarak davalı … hakkında İzmir 39 Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı, yapılan yargılamada sanık …’in asli ve tam kusurlu olduğu, davacı … ile birlikte birden fazla kişinin taksirle yaralanmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile mahkumiyet kararı verildiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de, davaya konu kazanın 03/06/2018 tarihinde meydana geldiği, davacının 21/09/2021 tarihinde iş bu davayı ikame ettiği, dava konusu olayın aynı zamanda taksirle yaralama suçuna vücut verdiği, TCK’nun 66, 89, TBK’ nun 72 ve KTK’nun 109.maddeleri uyarınca dava tarihi itibariyle 8 yıllık ceza dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada davacı, davalı sürücü ve dava dışı üçüncü kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için dosyanın mahkememizce kusur bilirkişisine tevdi edildiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 03/01/2022 tarihli raporda, davalı …’in gidiş geliş trafiğin normal ve sakin işlediği gece vakti meskun mahal görüşün açık düz yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının hızını yolun icap ve şartlarına göre uyarlamayıp istikametini etkin kontrollü altında bulundurmadığı, geçmenin düz çizgi ile yasaklandığı yerde öndeki aracı solundan geçmek istediği sırada karşı yön şeridi kontrol etmeyip araç geldiğini görünce tekrardan şeridine yöneldiği, bu tavrı nedeni ile yaratmış olduğu tehlikeli ortamda hızdan dolayı aracının hakimiyetini kaybedip kendi yol bölümünde tutma becerisini göstermeyerek sağa doğru savrulup önce park halindeki motosiklette sonrasında yaya kaldırımı üzerinde bulunan davacının da içinde olduğu yayalara ve en sonunda yaya kaldırımını aşıp iş yerine çarpmasi olayında dikkatsiz, tedbirsiz ve tehlikeli araç kullanmasından dolayı meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yaya …’in yaya kaldırımında olması nedeni ile meydana gelen kazanın oluşumunda etken faktörü ve kural ihlali olmadığı, kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davacının zararının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla maluliyetinin belirlenmesi yoluna gidildiği, bu kapsamda davacının dava konusu kaza sonrası tedavi gördüğü hastane kayıtlarının dosyaya kazandırıldığı, ayrıca davacıda meydana gelen yaralanma ile dava tarihi arasında geçen süre nazara alınarak davacının mevcut şikayetleri gözetilerek son sağlık durumunun tespiti amacıyla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Nöroloji polikliniklerine başvuruda bulunmak, muayene işlemlerini yaptırmak, gerekli görülmesi halinde grafilerini çektirmek ve düzenlenecek olan tedavi evraklarını İstanbul ATK tarafından maluliyet incelemesi yapılmak üzere mahkememize sunması için davacı ve vekiline 16/02/2022 tarihli celsede kesin süre verildiği, hazır olan davacı vekiline tefhim yoluyla ihtaratın yapıldığı ve sonuçlarının bildirildiği, davacı asil adına çıkartılan tebligatın da 08/03/2022 tarihinde davacı asile tebliğ edildiği, davacı asilin 18/02/2022 tarihinde bizzat mahkememiz kalemine başvuruda bulunarak hastaneye sevk edilmek üzere müzekkereleri elden teslim aldığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 10/05/2022 tarihli yazısına göre davacının 24/02/2022 tarihinde hastaneye başvuruda bulunduğu, davacının muayenesinin yapılarak radyoloji tetkikleri için radyoloji ve nöroloji bölümüne sevk edildiği, EMG randevusunun 21/04/2022 tarihine verildiği, kişinin belirtilen tarihte başvurmaması üzerine kendisine iletişime geçildiğinde rapor isteğinden vazgeçtiğini bildirdiği ve bu nedenle istenilen tedavi belgelerinin düzenlenemediğinin bildirildiği, bu nedenle davacının son sağlık durumu ile mevcut şikayetlerine ilişkin tıbbi belgelerin temin edilemediği, mahkememizce dosyanın İstanbul ATK ya gönderildiği ve davacının maluliyet durumunun mevcut dosya kapsamı ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesinin istenildiği, ATK 2 İhtisas Kurulunun 29/07/2022 tarihli raporunda, mevcut dosya kapsamına göre davacının tüm vücut engellilik oranının %0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğu, davacının bir tıp fakültesi ya da eğitim araştırma hastanesinin Ortopedi bölümüne sevki sağlanarak yeni yaptırılacak; eklem açıklıklarını dereceleri ile belirtir, nötral sıfır metoduna göre, sağ ve sol taraf mukayeseli yapılacak ortopedik muayenesi (kısalık-atrofi-pseudoartroz, nörolojik hasar bulunup bulunmadığı vb.) ve nöroloji muayenesi sonrası düzenelencek raporun temini halinde raporun yeniden değerlendirilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar davacı bu rapora itirazda bulunmuş son sağlık durumuna ilişkin yeniden hastaneye sevk edilme ve akabinde yeniden rapor tanzimi için dosyanın İstanbul ATK ya gönderilmesini talep etmiş ise de, mahkememizce ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/07/2022 tarihli raporun 3.maddesinde belirtilen belgelerin dosyanın İstanbul ATK’ya sevkinden önce temini için davacıya kesin süre verildiği, davacının mahkememize başvuruda bulunmakla birlikte bu işleme müteakip diğer işlemleri (randevu için belirlenen gün ve saatte hastaneye gitmek, muayene olmak, istenildiğinde grafi çektirmek v.s) yerine getirmediği, davacıya verilen sürenin kesin olduğu, sonuçlarının ihtar edildiği, kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, mahkememizin dava hakkının yasal bir takım şartlara tabi tutulduğu somut uyuşmazlıkta olduğu gibi yasalar tarafından düzenlenen usul kurallarının ortadan kaldırılması sonucunu doğurabilecek kadar aşırı gevşeklikten kaçınması ve yasa doğrultusunda işlem yapması gerektiği değerlendirilmekle davacının maluliyetinin mevcut dosya kapsamına göre değerlendirilmesi gerektiği ve yapılan işlemlerde usule aykırılık bulunmadığı düşüncesiyle davacının yeniden hastaneye sevk talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının yaya olarak kaldırımda bulunduğu sırada davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı, çarpma neticesinde yaralandığı, davacının kesin süre içerisinde hastaneye müracaat etmemesi nedeniyle mahkememizce mevcut dosya kapsamına göre davacının maluliyetinin tespitinin İstanbul ATK’dan talep edildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/07/2022 tarihli raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğunun bildirildiği, her ne kadar davacı vekili bu rapora karşı 19/09/2022 tarihli dilekçesi ile itirazda bulunmuş ve ATK’dan yeniden rapor alınmasını talep etmiş ise de mahkememizce davacı asile hastaneye sevk edilmek üzere mahkememize başvurması için verilen ve kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, kendisine tanınan kesin süre içerisinde mahkememizin 16/02/2022 tarihli celsenin 5 ve 6 nolu ara kararı gereğini yerine getirmeyen ve gerekli tedavi belgelerini temin etmeyen davacının yeniden muayenesinin yapılmasını, gerekli tedavi belgelerinin temin edilmesini ve maluliyet raporunun alınmasını talep edemeyeceği, nitekim mahkememizce davacıdan 16/02/2022 tarihli celsede istenilen belgeler ile ATK’nın 29/07/2022 tarihli raporunun sonuç bölümünün 3.maddesinde belirtilen belgelerin aynı olduğu, bu halde mevcut dosya kapsamına göre davacının maluliyetinin belirlenmesi gerektiği, anılan ATK raporunun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik ve yerleşik Yargıtay uygulamasına uygun olduğu, mevcut dosya kapsamına göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğunun kabulü gerektiği, davacının sürekli maluliyeti saptanmadığından sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, davacının kaza tarihinde 17 yaşında olduğu, kaza tarihi itibariyle çalıştığına dair bir iddiasının bulunmadığı, bu halde her ne kadar anılan ATK raporu ile 3 haftalık geçici iş göremezlik süresi saptanmış ise de davacının geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, davacının iddiasının ileri sürülüş biçimi ile mahkememizce yapılan incelemenin kapsam ve mahiyetine göre başkaca araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı, mahkememizce alınan kusur ve maluliyet raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının maddi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
Manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, meydana gelen yaralamanın niteliğine (İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 29/07/2022 tarihli maluliyet raporuna göre davacının maluliyetinin % 0 sürekli iş göremezlik, 3 hafta geçici iş göremezlik olduğu) davacının yaşına, yaşanan olaydan doğrudan etkilenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre meydana gelen kazada sürücü ve haksız fiil faili olarak % 100 kusurlu olan davalı … ile davalı işleten …’in davacının uğradığı manevi zarardan sorumluluğu bulunduğu ve kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermemesi gerektiği değerlendirilmekle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.500,00 TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 1.500,00 TL’nin trafik kaza tarihi olan 03/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 102,46 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 69,00 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 33,46 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30, TL başvurma harcı, 69,00 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 1.035,00 ATK rapor ücreti, 425,25 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.088,55 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (1.500,00/20.200,00=0,07) 155,09 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4. Maddesi uyarınca 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı … Sigorta A.Ş dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacının reddolunan maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 fıkraları uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-Davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava reddediğinden ve diğer davalılar … ve … yönünden dava, dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA