Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/608 E. 2023/176 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/608
KARAR NO : 2023/176

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.07.2018 tarihinde müvekkile ait … plaka sayılı otobüs emniyet şeridinde pak halindeyken dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpmasıyla yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,kazada … plakalı araç sürücüsü davalı … 4 100 oranında kusurlu olduğu ve araç davalı sigorta şirketine … poliçe numarasıyla ZMMS trafik sigortasıyla sigortalı olup,poliçe limiti oranında sorumlu olacağının,bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL hasar bedeli ve 100,00 TL değer kaybı bedelinin temerrüd tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde … plaka sayılı araç 20.07.2018-2019 tarih aralığında ZMMS trafik sigortası ile sigortalı olduğu, sürücü kusurlarının tespiti konusunda uzman bilirkişi atanmasını talep ettikleri, müvekkil şirketin ekspertiz incelemesi yapılması ve gerçek zararı tespit edilmesi engellendiği ve müvekkile başvuruda bulunulmadığının, davacının aracın onarımına dair fatura sunmadığı, araçtaki değer kaybının gerekli kriterlere göre hesap edilmesi gerektiği, Danıştay’a yapılan YD talepli genel şartta yer alan bazı maddelerin durdurulması yönünde açılan dava açısından da maddi talepli başvurularda hesaplama yöntemlerine ilişkin düzenlemelere ilişkin değişiklik bulunmadığı, sigorta sözleşmesi kapsamına trafik sigortası genel şartlarının dahil olduğu, trafik sigortası kapsamında sigortacının sorumlu tutulması gerektiği, zaman aşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, yasal faiz talep edilebileceğini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER:
1)Bilirkişi Heyet Raporu,
2)Kaza Tespit Tutanağı,
3)Hasar Dosyası,
4)Torbalı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 27/09/2021 Tarihli yazısı.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve hasar bedeli tazminatı istemine ilişkindir.
Adli Trafik Uzmanı …. ve Makine Mühendisi …’ın 24/01/2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda; Davacının maliki olduğu … plaka sayılı otobüs sürücüsü … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun madde 59 ve KTY 135. maddelerini ihlal etmekle kazanını oluşumunda etken olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … ise karıştığı olayda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-b maddesini ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu, … plaka sayılı araçtaki toplam hasar bedelinin KDV dahil 33.400,61 TL, aracın 2.el satışı esnasında toplam olarak 6.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği tespit edilmiştir.
“Mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu:
Madde 91 – (Değişik: 17/10/1996 – 4149/33 md.)
İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu
Madde 85 – (Değişik birinci fıkra: 17/10/1996-4199/28 md.) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yukarıdaki yasa maddeleri gereği yapılan inceleme neticesinde Davalı … Sigorta Anonim Şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu ve düzenlenen poliçede 2918 sayılı yasanın 85. Maddesinde yazılı zararların teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Tazminat ve giderlerin ödenmesi:
Madde 99 – Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları, 2918 sayılı yasanın faiz başlangıcına ilişkin hükümleri ve dosyadaki belgeler ışığında davalı sigorta şirketinin 24/09/2021 tarihinden itibaren faiz ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı yasanın 49. Maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için; zarar verici bir fiil, bu fiilin hukuka aykırı olması, fiili icra edenin kusurlu bulunması, fiil ve zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
-Zorlayıcı neden
-Zarar görenin ağır kusuru
-Üçüncü kişinin ağır kusuru
Hukuki sorunların en yetkin kişisi hakimdir. Hukuk kurallarını resen araştırarak bulmak, yorumlamak ve olaya uygulamak hakimin asli işidir. Hakim, hukuki sorunun çözümüne ilişkin incelemeyi bizzat kendisi yapmak zorunda olan ve bunu yapabilecek yegane kişi konumundadır.

Hakimin hukuki bilgisiyle aydınlatamadağı bilimsel ve teknik meseleleri açıklığa kavuşturmak, bu tür meselelerden mahkemeyi bilgilendirmek amacıyla alanında uzman olması cihetiyle bilgisine başvurulan bilirkişi görüşünün takdiri bir delilden ibaret olduğu ve mahkemeyi bağlamayacağı kuşkusuzdur.
Hakim, bilirkişi raporunun yeterliliğini, raporda açıklanan görüşün itibar edilebilirliğini ve dayandığı olguları göz önünde bulundurarak hükme esas alınıp alınmayacağının serbestçe değerlendirir ve takdir eder.
Türk Dil Kurumuna göre kusur bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda hukuki olarak kusuru eylemde bulunanın eylemini bilerek ya da kanunda düzenlenmiş olmak şartıyla bilmeyerek hukuka ve kanunda açıkça düzenlenmek kaydıyla ahlaka aykırı olarak dış dünyaya yansıtması olarak tanımlayabiliriz. Bu durumda kusurun bir hukuk ya da ahlak kuralına ihlal niteliğinde ortaya çıktığını kabul etmek ve bu konudaki yapılacak değerlendirmeyi hakime bırakmak gerekecektir. Zira kusurun değerlendirilmesi bu anlatılanlar ışığında teknik değil, hukuki bir konudur. Normatif bir değerlendirme gerektiren kusurluluk, ancak olay hakimi tarafından yapılabilir. Bundan ötürü kusurluluğun matematiksel olarak ifadesi mümkün değildir. Bilirkişi münhasıran hakimin yetkisinde olan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapamaz.
Kusurun belirlenmesinde ve derecelendirilmesinde hayat deneyimleri ve genel tecrübelerle elde edilen ve hukuk dogmatiğinde kabul edilen ölçütler ağır ve hafif kusur tanımlarıdır. Hakimin kusurlu davranışı belirledikten sonra ağır ve hafif kusur için kabil edilmiş ölçülere göre kusuru değerlendirmesi gerekir. Mahkemenin önüne gelen somut olayda bi değerlendirmeyi yaptıktan sonra ortada zarar görenin kusuru ve varsa ağır ve hafif kusur ölçülerinden hareketle ve hakkaniyet ölçülerinde kusurlu davranışta bulunan tarafın sorumlu tutulacağı oranı belirleyip sonucuna göre karar vermesi gerekir. Hakimin, kusur durumunu belirlemek için uzmanından ihtiyaç duyduğu teknik bilgileri aldıktan sonra, gerekçesinde tartışarak kusurun ağırlığını vicdani kanısına göre kendisinin belirlemesi gerekir. Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.
6098 sayılı yasanın 74. Maddesinde haksız eylemin kusur öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölümdür. Birincisi kusurun bulunup bulunmadığına, ikincisi kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye ilişkindir. Kusurun varlığını araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede tam bağımsız kılınmıştır.
6100 sayılı yasanın 266. Maddesine göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları göz önüne almalıdır.
Anlatılanlar ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı aracın kullanan sürücünün 2918 sayılı yasanın 59, 84/k maddelerine aykırı davranmak suretiyle kazanın oluşumuna etki ettiği, davalı sigorta şirketinin sigortalısı aracın sürücüsünün 2918 sayılı yasanın 52/1-b maddesine aykırı davranmak suretiyle kazanın oluşumuna etki ettiği, kazanın oluşumunda davacı aracının sürücüsünün ihlalinin ağır olduğu, davalı sigortalısı aracın sürücüsünün kusurunun hafif olduğu, ihlal edilen hükümlerin niteliği, kazaya ilk sebebiyet veren sürücü fiili gibi hususlar bir arada değerlendirildiğinde mahkememizce kazanın oluşumunda %85 oranında davacı aracının sürücüsünün, %15 oranında davalının sigortalısı aracın sürücüsünün kusurlu olduğuna kanaat getirilmiş, onarım bedeli ve değer kaybına ilişkin olarak hükme uygun nitelikte hesaplama yapıldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2)5.010,10 TL hasar tazminatı (onarım bedeli) 900,00 TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplamda 5.910,10 TL’nin 22.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3)Alınması gerekli 403,71 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL karar ve ilam harcı ve 753,57 TL tamamlama harcı olmak üzere toplamda 812,87 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 409,16 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
4)Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 753,57 TL tamamlama harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 96,60 TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplamda 1.968,77 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen ret oranına göre 295,31 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.910,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.910,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7)1320 TL arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davalı yönünden kesin, davacı yönünden ise 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı