Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2023/875 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/602
KARAR NO : 2023/875
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının sigorta akidi olduğu, sürücüsü firari olan, Müvekkil Şirket tarafından … no.lu trafik poliçesi tahtında sigortalanan … ticari dolmuşun 30/08/2019 tarihinde kusurlu şekilde sebebiyet verdiği trafik kazasında, çarptığı yaya … yaralandığı, kaza sonrası ekli ifadelerde görüleceği üzere aracı süren dolmuş şoförü … olay yerinden kaçtığını, olayda yaralanan … tarafından … poliçesi tahtında cismani zararlarının giderilmesi için Müvekkil Şirket’e başvurulmuş, akabinde Sigorta Tahkim Komisyonu’da … sayılı dosya ile tazminat başvurusunda bulunduğunu, hastane kayıtları, gelir belgeleri ile maluliyetine ilişkin Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu ibraz edildiğini, karşılıklı yapılan sulh çerçevesinde malul şahıs vekiline stopajları dahil olmak üzere toplam 182.906,00-TL.si 22/10/2020 tarihinde ödendiğini, alacaklı Müvekkil Şirket hasar bedelini ödemekle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 4/f maddesi hükmü gereğince sigorta akidi aleyhine rücu hakkına sahip olduğunu, davacı Müvekkil Şirket tarafından işbu rücu hakkına dayanılarak, anılan hasarın tahsili için davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … takip no.lu dosyası ile “genel haciz yolu ile” icra takibi başlatılmıştır. Anılan takip dosyasından tebliğe çıkartılan 7 örnek ödeme emrine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine, ilgili İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ettiği ile tarafımızın iddia ettiği durum açısından bir farklılık bulunmadığı, sürücünün kim olduğunun önemi bulunmadığı, önemli olanın, sürücünün neden dolayı olay yerini terk ettiği hususunun davacı tarafın ispatına muhtaç olduğu, Yargıtay’ın birçok kararında olay yerinin başlı başına rücu sebebi olmadığı ve terk sebebinin sigortacının somut deliller ile desteklemesi ve ispatlaması gerektiği, ancak davacı taraf, olay yerinin terk edilmesine ilişkin tutulan tutanağın dışında rücu sebebine ilişkin somut bir delil sunmadığı, olay anında müvekkilinin, 22 yaşında bulunuğu, 22 yaşında bir kişinin hayat tecrübesi dikkate alındığında bu yaştaki bir kişinin, yerde kan içinde kalan birini görmesi, korkması ve olay yerinden lince uğrayacağını düşünerek ayrılması, gayet hayatın olağan akışına uygun insani bir durum olduğunu, Müvekkil, olayın akabinde aynı gün, aile büyüklerini de yanına alarak, hastanede yaralı yayayı ziyarete gittiğini, yaralı yayanın talep etmiş olduğu ihtiyaçları, müvekkilin ailesi tarafından karşılandığını, yaralı yaya, taburcu olduktan sonra ev ziyaretlerini de aksatmayan müvekkil ve ailesi, yaralanan yayaya gereken maddi ve manevi desteği verdiğini, bu nedenle müvekkilin, davacı tarafça insani değerleri önemsemeyen bir kişi olarak nitelendirilmesi ve haksız bir şekilde itham edilmesi maddi gerçeğe ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Adli Trafik Uzmanı …n 17/10/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda; Davalının maliki olduğu … plakalı minibüsü kullandığını belirten … dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, KTK nın 54/b-4 maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu; dava dışı yaya … dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, KTY nin 138. maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu tespit edilmiştir.
Aktüerya …’ın 17/05/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda; 30.08.2019 tarihinde meydana gelen olay sonrasında yaralanan …n %11,6 maluliyet durumu, kusursuz olduğu düşünülerek hak etmiş olduğu iş göremezlik tazminat miktarının 173.224,82 TL olduğu hesap edildiğini, dava dosyasında yer alan kusur raporuna göre tarafların kusur durumları oransal olarak tespit edilmediğinden Sayın Hakimliğinizin takdirlerine göre davalının kusurlu kabul edilmesi halinde farklı kusur durumlarına göre iş göremezlik zarar sorumluluklarının raporda belirtildiği, bu tespite göre, davacı … Sigorta A.Ş.nin, dava dışı …’in ödediği 164.000 TL Asıl alacak olmak üzere 182.906,00 TL maluliyet tazminatının davalının %100 sorumluluğu kabul edildiğinde gerçek zararın altında olması sebebiyle, davalıya 164.000 TL ile faiz, masraf ve avukatlık ücreti toplamı üzerinden rücu hakkı bulunduğu, davanın 164.000 TL ve ferileri üzerinden devam etmesi gerektiği hesap edildiği, dava dosyasında yer alan Sigorta şirketine Aktüerya hizmeti veren Danışmanlık şirketinin hesap etmiş olduğu tazminat tutarının kazazedenin 9010 malul olduğu şeklinde modellendiği, ancak Atatürk eğitim Ve Araştırma Hastanesi Adli Sağlık Kurulunca 11.03.2020 tarih ve … sayılı raporundan; %11,6 oranında engellilik oranı bulunduğu, yine kazazedenin gelirinin asgari ücrete oranının sigorta şirketince 2.59 kat fazla olduğunun kabul edildiği, ancak bu oranın 2,34 olduğu, Tazminat hesaplaması aynı anüite formülü ile hesap edilmiş ise de değişen maluliyet oranları ver gelir tespitleri her iki hesaplama arasındaki farklı tutarların görülmesine neden olduğu belirtilmiştir.
6098 sayılı yasanın 54.maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
6098 sayılı yasanın 49. Maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için; zarar verici bir fiil, bu fiilin hukuka aykırı olması, fiili icra edenin kusurlu bulunması, fiil ve zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, zorlayıcı neden, zarar görenin ağır kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru halinde nedensellik bağı kesilebilir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, … plaka sayılı aracın sürücüsünün dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle 2918 sayılı yasanın 54/b-4 maddesini ihlal etmek suretiyle kazanın oluşumuna %75 oranında etki ettiği, dava dışı yayanın karayolları trafik yönetmeliğinin 138. Maddesi hükmünü ihlal etmek suretiyle kazanın oluşumuna %25 oranında etki ettiği, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları 4. Madde hükmüne göre, sigorta şirketinin davalıya rücu hakkının bulunduğu, sigorta tahkim komisyonu dosyasında kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gereğince dava dışı yayanın maluliyet tespitinin yapıldığı, bu tespitin mahkememizce kabul edildiği, aktüer bilirkişiden dava dışı yayaya ödenmesi gerekli olan iş göremezlik bedelinin kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı yasanın 90. Maddesine göre hesaplanmış ve kusur oranlarının tenzili neticesinde davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-İzmir … İcra müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE TAKİBİN 129.918,62 TL ASIL ALACAK 7.528,16 TL İŞLEMİŞ FAİZ OLMAK ÜZERE TOPLAMDA 137.446,78 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA,
3-İcra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 9.388,98 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 2.337,05 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 7.051,93 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 2.337,05 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi rapor ücreti, 224,60 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplamda 4620,95 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre 3.280,87 TL sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 21.991,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre 965,60 TL sinin davalıdan, 394,40 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır