Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/600 E. 2023/610 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/600 Esas
KARAR NO : 2023/610
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: sürücü Mehmet TUTAL’ın idaresindeki … plakalı aracı ile 06.05.2020 tarihinde Salihli ilçesinde seyir halinde iken aracının hakimiyetini kaybedip yolun sağında yol dışına çıkması ile tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza tutanağında sürücü 2918 sayılı K.Y.T.K’nun 56/ta kuralını ihlal ettiğinden dolayı tam kusurlu olduğu, kaza sonucu araçta yolcu konumunda olan davacı boynu kırılmış olup felç olduğu, 17.08.2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olup başvuruya cevap verilmediğini belirterek davanın kabulü kalıcı iş göremezlikten kaynaklı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz Mahkemede açıldığı, yetkili Mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, dava şartı gerçekleşmediği, zorunlu evraklar sunulmadığı davanın usulden reddi gerektiği, öncelikle kusur durumu tespit edebilmek adına ve ceza dosyasında uzlaşma mevcut sa davalı şirketin sorumluluğu olmayacağı, dava dilekçesinde yalnızca maddi tazminat talebinde bulunulmuş olup sürekli iş göremezlik olarak anlaşıldığı, maluliyet raporu kabulü mümkün olamayacağı, ATK ilgili İhtisas Dairesinden alınmasını talep ettiği, kusur durumu için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor düzenlenmesini talep ettiği, davacı araçta yolcu olması nedeni ile hatır taşıması indirimi yapılması, müterafik kusur indirimleri araştırılarak varlığı halinde uygulanması, davacının maluliyeti varsa bu zarar bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi, SGK ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilip tazminatta düşürülmesi, davalı şirketin sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğu, tazminat hesabı TRH 2020 mortalite tablosuna uygun hesaplama yapılması, davalı şirket temerrüde düşmediği, faiz başvuru tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiği, başvuru konusu araç ticari olmadığı, zararda ticari bir işten değil haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle davacının ticari/temerrüt/avans faiz talep etmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı şirketin kaza tarihi itibariyle sorumluluğunun tespiti açısından satış belgelerinin talep edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik tazminatı) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait tedavi evrakları,
-Nüfus kayıt örnekleri,
-Kaza tutanağı,
-İzmir SGK’nın 28/09/2021, 30/09/2021, 01/10/2021, 17/11/2021, 18/11/2021 tarihli yazısı ve
eki,
-Manisa İl Emniyet Müdürlüğünün 24/09/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Alaşehir CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası sureti,
-… Sigorta A.Ş’nin 01/11/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’in 24/11/2021 tarihli raporu,
– İstanbul ATK’nın 25/05/2022 tarihli ön raporu ve 28/12/2022 tarihli kök raporu,
-Bilirkişi …’ın 18/5/2023 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının, 06/05/2020 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada sürücünün aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralandığı, bedensel zarara uğradığı ve zararın kalıcı olduğu ve … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiası ile aracın zmms sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden iş bu dava ile maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalının ise mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediği, sorumluluklarının poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, davacının maluliyeti, uğradığı zarar ve kusur durumunu ispat etmesi ve mahkemece bu hususlara ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, ayrıca hatır taşıması ve müterafik kusur sebebi ile indirim yapılması gerektiğini savunduğu, taraflar arasında mahkememizin yetkili olup olmadığı, davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirip getirmediği, söz konusu kaza nedeniyle bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, zararının bulunup bulunmadığı, davacının sürekli işgöremezlik tazminatı talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek miktarın ne olduğu, davalının söz konusu zarardan sorumlu olup olmadığı ve hesaplanacak tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması sebebiyle indirim yapılması gerekip gerekmediği hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davacının sorumluluk sigortacısı olarak davalıya husumet yönelttiği, davaya konu kazanın davalı sigorta yönünden sorumluluk sigortasından kaynaklandığı, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı sigorta tarafından davacının dava öncesinde başvuru şartını yerine getirmediği savunulmuş ise de davacı tarafından dava dosyasına sunulan belgelere göre davacının 21/08/2020 tarihinde davalıya başvuru yaptığı, mahkemeye erişim hakkının gereği olarak başvuru şeklinin belli bir usulüne bağlanmadığı somut uyuşmazlık bakımından davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirdiği mahkememizce kabul edilmiş ve davalının bu yöndeki usule ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta yetki itirazında bulunmuş ise de davacının yerleşim yerinin İzmir ili Buca ilçesi olduğu, mahkememizin dava konusu uyuşmazlık hakkında 6100 sayılı HMK nun 16 maddesi uyarınca yetkili olduğu anlaşılmakla davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava konusu kaza nedeniyle Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/2012 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma yürütüldüğü, müşteki …’nun şüpheli …’dan şikayetçi olmaması nedeniyle 31/01/2021 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu kazada davacı, davalı sigorta sürücüsü ve üçüncü kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için dosyanın mahkememizce trafik kusur bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 24/11/2021 tarihli raporda, davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile … Salihli Alaşehir Devlet yolunu takriben Salihli istikametine seyir halinde iken km 12 800m’sine gelindiğinde aracının hakimiyetini kaybedip istikametinin sağına savrularak yoldan çıkıp devrilmesi sonucu araç sürücüsü ve araçta yolcu konumunda olan davacı …’nun yaralanmasından dolayı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile gündüz vakti meskun mahal dışı görüşün ve havanın açık zemini kuru devlet yoluna gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının hızını teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurup azaltmadığı, aracı yol bölümünde tutma becerisini gösteremeden kontrollünü kaybettiği, sonrasında savrulup yol dışı kalarak devrilmesi sonucu meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası olayında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesini ihlal ettiği, kazanın oluşumunda tamamen hatası ile etken olduğu, davacı yolcu …’nun … plaka sayılı kamyonette yolcu konumunda olup meydana gelen kazaya etken faktörü ve kural ihlali olmadığı, kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davacının zararının bulunup bulunmadığı ve emniyet kemeri takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla dosyanın İstanbul ATK’ ya gönderildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 28/12/2022 tarihli raporunda Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 52, geçici iş göremezlik süresinin ise 12 ay, davacıda saptanan yaralanmaların lokalizasyonları, nitelikleri ve kazanın iddia olunan oluş şekli gibi tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, emniyet kemeri takılmamasına bağlı olduğunun söylenemeyeceği, davacının emniyet kemeri takılı olsa bile kaza nedeniyle aracın aniden durmasının davacının vücudunda yarattığı mekanik etki ile bu şekilde bir yaralanmanın meydana gelebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tazminat hesabı yapılmak üzere dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 18/05/2023 tarihli raporunda, davacının ücretinin asgari ücret ve davalı sigorta sürücüsünün %100 kusurlu olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, dosya içerisinde belgelere göre davacıya SGK ve davalı sigorta tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, kaza tarihi itibariyle davalı sigortanın zmms teminat limitinin 410.000,00 TL olduğu, davacının %52 sürekli maluliyet, 12 ay geçici iş göremezlik süresi ile TRH Yaşam Tablosu Progresif Rant Yöntemine göre yapılan hesaplamada davacının sürekli iş göremezlik zararının 1.957,168,64 TL olduğu, ancak davalı sigortanın sorumluluğunun 410.000,00 TL ile sınırlı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacının, 06/05/2020 tarihinde sürücü Mehmet TUTAL’ın sevk ve idaresindeki 45 HK 469 plakalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada sürücünün aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, yürütülen soruşturma neticesinde şikayet bulunmaması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, mahkememizce alınan kusur raporuna göre, davalı sigorta sürücüsünün yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, yol, hava ve trafik durumuna göre hızını ayarlamadığı, aracının direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve yol dışına savrularak aracın devrilmesine sebebiyet verdiği olayda asli tam kusurlu olduğu, bu araçta yolcu olarak bulunan davacının ise kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı ve kusursuz olduğu, davalı sigorta tarafından söz konusu rapora itiraz edilmiş ise de, söz konusu kusur raporunun meydana gelen kazanın oluş biçimi, kaza tespit tutanağı ve ceza soruşturması kapsamındaki beyanlar ile uyumlu olduğu, bu nedenle mahkememizce alınan kusur raporunun somut olaya uygun görüldüğü, maluliyet yönünden ise İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 28/12/2022 tarihli maluliyet raporuna göre davacının tüm vücut engellilik (sürekli iş göremezlik) oranının %52 olduğu, davacı ve davalı tarafından bu rapora itiraz edilmiş ise de Yargıtay 4 ve 17(Kapatılan). Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan 06/05/2020 tarihi itibariyle yürürlükte olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiği, maluliyet değerlendirilmesinin rapor tarihinde mevcut evrak doğrultusunda kişide mevcut olan arıza ve hastalığa göre yapıldığı, bir raporda mevcut olduğu tespit edilen hastalıkların bir başka raporda iyileşmiş veya vasfı değişmiş olduğundan her iki raporun farklı olabileceği, ayrıca bazı arızaların farklı maddelerde değerlendirilebildiği ve bunun hangi maddede değerlendirileceğine ait kesin yönergeler bulunmadığı, takdirinin hekimin tercihine bırakılmış olduğu, bu nedenle farklı oranlar çıkabildiği, bu durumların yönetmelikten kaynaklandığı, bu nedenle davacı tarafından dava öncesinde alınmış olan Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 29/06/2021 tarihli rapor ile mahkememizce İstanbul ATK 2 İhtisas Kurulundan alınan 28/12/2022 tarihli raporlar arasında çelişkiden bahsedilemeyeceği, ilave olarak maluliyet raporunun düzenlenmesinde rapor tarihinde mevcut evrak doğrultusunda kişide mevcut olan arıza ve hastalığa göre yapıldığı, davacının mahkememizce yargılama aşamasında hastaneye sevk edildiği ve ortopedi, nöroloji, fizik tedavi ve üroloji poliklinikleri aracılığı ile son sağlık durumunun tespit edildiği, kaza sebebiyle gördüğü tedavilere ilişkin tüm kayıtların dosyaya kazandırıldığı, ayrıca davacı asilin İstanbul ATK tarafından bizzat muayenesinin yapıldığı, tarafların ATK maluliyet raporuna ilişkin beyan ve itirazlarının soyut beyanlara dayandığı, açıklanan nedenlerle mahkememizce İstanbul ATK’nın maluliyet raporunun denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğunun kabul edildiği, buna göre somut olayda davacının maluliyetinin % 52 sürekli iş göremezlik şeklinde dikkate alınmasının gerçek zarar ve hakkaniyete uygun olduğu, mahkememizce alınan 18/05/2023 tarihli aktüer raporuna göre davacının sürekli maluliyet zararının 1.957.168,64 TL olduğu, davalı sigorta tarafından teknik faize göre hesaplama yapılması talep edilmiş ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosunun Progresif Rant Yöntemine göre dikkate alınması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve … esas … karar sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği dikkate alındığında kaza tarihi itibariyle zmms genel şartlarında yer alan hesaplama yöntemi yerine teknik faizsiz hesaplama yönteminin uygulanması gerektiği, davalı sigortanın bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı, davalı sigortanın kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın 28/11/2019 – 28/11/2020 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmms sigortacısı olarak meydana gelen davacı zararından sorumlu olduğu, kaza tarihi itibariyle davalı sigortanın cismani zararlarda teminat sorumluluğunun 410.000,00 TL ile sınırlı olduğu, davalı sigorta sürücüsünün %100 kusurlu olmasına göre davacının teminat limitinin tamamı olan 410.000,00 TL’yi davalıdan talep edebileceği, davalı sigorta tarafından cevap dilekçesinde müterafik kusur ve hatır taşıması savunmasında bulunulmuş ve bu sebeple hesaplanacak tazminattan indirim yapılması talep edilmiş ise de, mahkememizce İstanbul ATK’dan davacının emniyet kemerinin takılı olup olmamasının meydana gelen zararın artmasına sebebiyet verip vermediği hususunun sorulduğu, İstanbul ATK’nın 28/12/2022 tarihli raporunda davacıda saptanan yaralanmaların lokalizasyonları, nitelikleri ve kazanın iddia olunan oluş şekli gibi tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, emniyet kemeri takılmamasına bağlı olduğunun söylenemeyeceği, davacının emniyet kemeri takılı olsa bile kaza nedeniyle aracın aniden durmasının davacının vücudunda yarattığı mekanik etki ile bu şekilde bir yaralanmanın meydana gelebileceği yönünde görüş bildirildiği, bu sebeple davalının müterafik kusura ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, hatır taşıması yönünden yapılan değerlendirmede ise davalı sigorta sürücüsü … ve davacının kolluk aşamasında adli soruşturma kapsamında alınan ifadelerinde ilaçlama firmasında işçi olduklarını, iş sebebi ile araçta bulunduklarını beyan ettikleri, bu haliyle davacının hatıra binaen taşınmasının söz konusu olmadığı, davalının hatır taşıması savunmasının da yerinde olmadığı, bu sebeple davalının sorumlu olduğu tazminattan indirim yapılmasına lüzum bulunmadığı, davacının yargılama aşamasında 18/05/2023 tarihli dilekçesi ile dava değerini ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin davalı sigortaya tebliğ edildiği, davacının davalı sigortaya 21/08/2020 tarihinde müracaat ettiği, davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 03/09/2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının bu tarih itibariyle temerrüt faizi talep edebileceği, ayrıca meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, ancak mahkememizce hüküm kurulurken sehven temerrüt faiz başlangıç tarihinin 03/09/2021 olarak gösterildiği, bu hususun tashih ile değiştirilmesinin de olanaklı olmadığı, mahkememizce alınan kusur raporu, maluliyet raporu ve aktüer bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile 410.000,00 TL’nin 03/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş trafik kaza tarihi olan 06/05/2020 tarihi itibariyle yürürlükte olan zmms teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 28.007,10 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 7.000,07 TL ıslah harcı toplamı 7.059,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.947,73 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 7.000,07 TL ıslah harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 2.310,00 TL ATK rapor ücreti, 339,90 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 11.518,57 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 60.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2023
Katip….
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı