Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2023/904 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/595
KARAR NO : 2023/904
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davalı şirkete üç adet makine satarak teslim ettiğini, bu satıma ilişkin keşide edilen 26.08.2020 tarihli e-arşiv fatura ve sevk irsaliyesinin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, davalı şirketin, söz konusu faturadan doğan borcu için kısmi ödemeler yaptığını ancak 45.660,00-TL bakiye ana para borcu kaldığını müvekkilinin tüm talep ve uyarılarına rağmen borcunu ödemeyen davalı aleyhine ödenmeyen fatura bedelinin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı aleyhinde girişilen İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibinde Türkiye Ticaret Merkez Bankası’nın belirlediği ticari temerrüt faiz oranında işlemiş faiz ve yine aynı maddede düzenlenen ve Merkez Bankası’nın tebliği ile belirlenen asgari giderim tutarı talep edildiğini, icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrine karşı yetkiye, borca ve fer’ilerine haksız olarak itiraz eden davalı takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 18.12.2019 tarihinde karşılıklı uygun irade beyanları ile 3 adet makine satışına ilişkin satış sözleşmesi kurulmuştur. Müvekkil şirket akdi ilişkideki yükümlülüğüne uygun olarak sözleşmenin kurulduğu 18.12.2020 tarihinden 5 gün sonrasına isabet eden 23.12.2019 ilk ödeme günü olacak şekilde makinelerin ücretlerinin kısmi ödemesini parçalar halinde gerçekleştirdiğini, davacı şirket Perfore Makinesi ve Çift Milli Bant Dilimleme Makinesini sözleşmede taraflarca kararlaştırılan Şubat 2020 tarihinde teslim etmeyerek temerrüde düştüğünü, Sürekli olarak birkaç gün içinde makineleri teslim edeceğini söyleyen davacı taraf, gerçeğe aykırı beyanlar ve bahanelerle müvekkili 2020’nin Temmuz ayına kadar kötüniyetli olarak oyaladığını, Bunun üzerine müvekkil şirket ve davacı arasında 07.07.2020 tarihli protokol imzalanmış ve tesliminde temerrüde düşülen iki adet makinenin 11.07.2020 tarihine kadar protokolde belirtilen özelliklere sahip olarak teslim edilmesi, teslim edilmediği takdirde satıcının günlük 1000 TL cezai şart ödeyeceği konusunda anlaşıldığını, protokolde belirtilen 11.07.2020 tarihinde makineler teslim edilmediğini, gecikmeye ilişkin ceza faturalarında da bu durum açıkça görüldüğünü, müvekkil şirket tarafından davacıya 11.05.2021 tarihinde gönderilen cevabı ihtarnamede eksik ve ayıplı olan hususlar açıkça belirtildiğini, satış işlemi ve sonrasında müvekkil şirkete öncelikle gecikmeli, sonrasında da eksik ve ayıplı ifası sebebiyle zarar veren davacı şirket, kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediği halde müvekkil şirketten olmayan bir borcu tahsil etmeye çalıştığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
…’ın 31/01/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı ile davalı arasında aralarında makine siparişine bağlı ticari ilişki kurulduğu, düzenlenen faturalarla cari hesap oluştuğu, davalının incelenen 2019-2020-2021 dönemlerine ait ticari defterlerinin, Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre usulüne uygun tuttuğu, süresinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı, Ticari defterini birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin HMK 222 mad. Gereğince sahibi lehine delil vasfı niteliğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacının davalıya 26.08.2020 tarihinde 245.440,00 TL tutarlı siparişe dayalı makineler faturasını düzenlediği, Davalı, davacıya makine siparişine bağlı teslim öncesinde (99.000,00 TL * 17.000,00 TL -) 116.000,00 TL Havale, Çek, senetlerle avans olarak ödeme yaptığı, Davalının beyanına göre siparişinin gecikmesine bağlı Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim 2020 dönemlerinde KDV dahil toplam 83.780,00 TL tutarlı vade farkı faturalarını düzenlediği, davalı, davacı hesaplarına 116.000,00 TL ödeme ve 83.780,00 TL vade farkı faturaları ile toplam 199.780,00 TL borç kaydettiği, Davacının düzenlemiş olduğu 245.440,00 TL faturadan düşüldüğünde 45.660,00 TL davacıya borç bakiyesinin bulunduğu, davacının davalıya İzmir …cra Mi aracılığıyla …E sayılı dosya numarasıyla ilamsız ödeme emri ile 45.660,00 TL asil alacak, 385,00 TL ve 6.272,00 İşlemiş Faizi ile birlikte toplamda 52.317,00TL icra takibininde bulunduğu, davalının Ticari Defter kayıtlarında Davacıya 45.660,00 TL borcu bulunduğu Davacının icra takibinde bulunduğu tutarla uyumlu olduğu, İzmir …İcra Müdürlüğü aracılığıyla … E sayılı dosyasındaki icra takibinin 45.660,00 TL asıl alacak üzerinden, ödemenin yapılacağı tarihe kadar hesaplanacak avans faizi ile birlikte devam edebileceği beyan edilmiştir.
SMMM …’ın 12/05/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davalının yasal defter ve dayanağı belgeleri üzerinde gerçekleştirilen bilirkişi incelemesi kapsamında davalının davacı yana yasal defter ve dayanağı belgelerine göre takip ve dava tarihi itibarıyla 45.660.TL borçlu olduğu, Davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri ile dosyaya sunduğu muavin kayıtları kapsamında ayrıntıları rapor içeriğinde belirtildiği üzere takip ve dava tarihi itibarıyla talep doğrultusunda 45.660.TL alacaklı olduğu beyan edilmiştir.
Makine Mühendisi …’ın 19/02/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda; İstanbul Anadolu…Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … talimat dosyası nezdinde yapılan keşif icrasına refakat etmek suretiyle mahkemenin kararı doğrultusunda tarafıma verilen görev ile dava konusu makinelerin bulunduğu üretim tesisinde 22/12/2022 tarihinde saat 15:30 itibariyle detaylı olarak inceleme yapılmış, tarafıma tevdi edilen dava dosyası kapsamlı şekilde irdelendiğinde, dava konusu 1 adet Aktarma makinası, 1 adet Dilimleme makinası ve 1 adet Perfore makinesinin davacı şirket tarafından endüstriyel yapışkanlı bant üretimi için tasarlanıp imal edildiği, davalı firma nezdinde teslim alınmış ve üretim sahasında faal hale getirilmiş olduğu, bununla birlikte, söz konusu makinelerde ayrı ayrı detaylı şekilde yukarıda açıklandığı üzere eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğu, ayıplı ve eksik imal edilen kısımların makinelerin çalışmasına engel olmadığı, buna karşılık fonksiyonel açıdan olması gereken özellikleri tam olarak barındırmadığı, makinelerin hedeflenen ve tasarlanan otomasyon yapısına uygun şekilde, verimli, güvenli ve emniyetli şekilde çalışmadığı, buna karşılık, ayıplı ve eksik imal edilen kısımların tadilatının ve iyileştirilmesinin mümkün olduğu, davalı tarafından bu yönde temin edilen … Elektrik Elektronik ve Makine Teknolojileri firması tarafından 15.06.2021 tarihli teklif formunda belirtilen eksiklerin ve gerekli görülen imalatların isabetli ve doğru belirlenmiş olduğu, sunulan teklifteki malzeme ile imalat ve tadilat iş ve işlemleri tutarları olan, serbest piyasa koşullarında ve belirlendikleri tarih itibariyle KDV dahil 39.589,00-TL bedelin kadri maruf olduğu, tamamının keşif sırasında tarafımdan yapılan tespit ve bulgularla uyumlu olduğu beyan edilmiştir.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu süre hak düşürücü süredir, Hakim tarafından resen dikkate alınması gerekir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt, bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır. İcra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır. İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir. İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez. Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli, muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu süre hak düşürücü süredir, Hakim tarafından resen dikkate alınması gerekir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt, bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır. İcra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır. İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir. İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez. Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli, muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, taraflar arasında makine satışına dair satış sözleşmesi bulunduğu, sözleşme gereği, davacı davalıya üç adet makineyi 245.440,00 TL bedelle satıp teslim etmeyi, davalınında bu satış gereği bedel ödemeyi üstlendiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı olarak bant aktarım makinesi teslim ettiği, ancak bant dilimleme ve perfore makinesini süresinde teslim etmediği, tarafların bunun üzerine teslim edilmeyen makinelerin teslim şartlarını düzenleyen bir protokol yaptıkları, dosyaya sunulan bu protokole iki tarafında itirazının olmadığı görülmüştür. Taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede satışa ilişkin faturanın her iki tarafın defterinde yer aldığı, davalının yaptığı ödemelerin kayıtlara geçtiği, her iki tarafın kayıtlarının yasal şartlarını haiz olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafın süresinde teslim yapılmamasından ötürü davalı tarafa cezai şart uyguladığı bu hususunda defter kayıtlarında sabit olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki protokol, davacı tarafça düzenlenen fatura tarihi dikkate alındığında davalının düzenlediği cezai şart faturalarının aradaki protokole uygun olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın kayıtlarında ayrıca davalının teslim ettiği makinelerle ilgili olarak bazı tadilatların yapıldığı yönünde faturanın yer alması ve davalının makinelerin ayıplı teslimi iddiaları olduğu görülmüştür. Bunun üzerine makine mühendisi bilirkişiden makineler üzerinde inceleme yapması istenmiş, bilirkişi tarafından makine üzerindeki ayıpların genel itibarıyla gizli ayıplar olduğu ve makinelerin tadilat bedellerinin piyasaya uygun olduğu tespit edilmiştir. Makinelerdeki ayıbın genel itibarıyla gizli ayıp niteliğinde olması, davalı tarafça noter kanalıyla ayıp ihbarında bulunulması sebebiyle davacı tarafın ayıbın süresinde ihbar edilmediği itirazlarına itibar edilmemiştir. Ayrıca davalı tarafça ayıpların giderilmesi de davacı taraftan talep edilmesine rağmen ayıpların davacı tarafça giderildiği ya da giderilmesi için gerekli işlemlerin yapıldığına dair herhangi bir somut delile rastlanılmamıştır. Davalı tarafça makinelerdeki ayıbın giderilmesi için harcanan bedel makine bedelinden indirilmek ve bakiye bedele faiz uygulanmak suretiyle, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-)İzmir …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE TAKİBİN 6.071,00 TL ana para, 385,00 TL asgari gider ve 889,40 TL işlemiş faiz olmak 7.345,40 TL üzerinden DEVAMINA,
3-)Hüküm altına alınan alacak miktarı olan 7.345,40 TL nin%20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-)Alınması gerekli 501,76 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 631,86 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 130,1 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5-)Davacı tarafından yatırılan 631,86 peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 850,00 TL bilirkişi rapor ve keşif araç ücreti, 643,64 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplamda 2.184,80 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul ve kısmen red oranına göre 305,87 TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-)Davalı tarafından yatırılan 571,90 TL keşif harcı ve 1.100,00 TL bilirkişi rapor ücreti ve keşif araç ücreti olmak üzere toplamda 1.671,90 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul ve kısmen red oranına göre 1.437,83 TL nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 7.345,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, davalı taraf açısından miktar bakımından kesin, davacı taraf açısından 2 haftalık kesin süre içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı karar verildi.10/11/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır