Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/585 E. 2021/1208 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/585 Esas
KARAR NO : 2021/1208

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Mahkememize verdiği 06/09/2021 tarihli dilekçesinde; davacının resen kapatılan Tasfiye Halinde … Şirketinin yetkilisi olduğunu, şirketin ticaret sicilinden resen terk edilerek silindiğini, tasfiye olunan şirket adına kayıtlı … plaka sayılı aracın bulunduğunu ancak şirketin resen terkininin araç hakkında işlem yapılmasına engel mahiyette olduğunu, araç yönünden alacağı kavuşmayı teminen şirketin ihyasının talep zorunluluğu doğduğunu belirtmiş Tasfiye Halinde … Şirketi’ nin yalnızca … plakalı araç yönünden işlem yapılmak üzere ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ticaret Sicil Memurluğu Mahkememize verdiği 20/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde; sicil kayıtlarının tetkikinde Tasfiye Halinde … Şirketi’nin 13/01/1997 tarihinde tescil edildiği, sermayesinin 7.500,00 TL olduğu, 6103 sayılı kanunun 20. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca sermayesini zorunlu miktara yükseltmemesi sebebiyle 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesi uyarınca çıkarılan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin 5. Maddesinin a bendi uyarınca uyarınca 04/04/2014 tarihinde münfesih sayılarak tescilli adresine ihtarda bulunulduğu ancak firmanın tescilli adresinde tanınmaması sebebiyle ihtarnamenin iade edildiği, aynı zamanda bu hususun 15/04/2014 tarih … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı, yasal süresi içerisinde ihtara yanıt verilmemesi nedeniyle 12/08/2014 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, bu hususunda 18/08/2014 tarih … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığının tespit edildiğini , 6102 sayılı TTK’nun geçici 7/15 fıkrası gereğince yasal süresi içerisinde açılmayan davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, müdürlük tarafından yapılan işlemlerin tebliğde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde uygulandığını, 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesinin 4. kısmının a bendinde ” Kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir .İlan ihtarın oluşmadığı durumlarda ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibariyle 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret ,sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynı gün yayımlanır ” hükmünün yer aldığını, 6102 sayılı TTK’nun 31. Maddesi gereği tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin tescil ettirilmesi ve dolayısıyla şirketlerin adres değişikliğinin de tescil edilmesi gerektiğini, münfesih durumda olan şirketlerin müdürlükte tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin adreste tanınmama / adresten taşınma nedeni ile tebliğ edilmemiş olmasının tamamen ilgili şirketlerin basiretli bir tacir olarak davranmaması ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, dolayısıyla şirketlerin tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesinin 4. Kısmının a bendi gereğince tebliğ edilmiş sayılacağının esas olduğunu, müdürlük tarafından gerçekleştirilen işlerde herhangi bir usulsüzlük olmadığını, kayıt silme işleminin tamamen kanun hükmünün uygulanmasından ibaret olduğunu, müdürlüğün davada zorunlu yasal hasım olduğunu, müdürlük tarafından yapılan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırı husus ve kusur bulunmadığından davanın açılmasına sebebiyet vermeyen müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiş ,öncelikle davanın süre yönünden reddine, müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretinin hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tasfiye Halinde … Şirketi’ nin sicil dosyası celbedilmiş , sicil dosyasının incelemesinde şirketin 12.08.2014 tarihinde 6102 Sayılı Kanun ‘un geçici 7. Maddesi uyarınca sicil kaydının resen silindiği belirlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça Tasfiye Halinde … Şirketi adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın satılabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesine yönelik olarak Mahkememize dava açılmış ise de ; davanın, sicil kaydı resen terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin olduğu ,6102 sayılı TTK ‘ nun geçici 7. Maddesinin 15. Bendinde ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir ” düzenlemesinin bulunduğu , söz konusu düzenlemede belirtilen 5 yıllık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu , Tasfiye Halinde … Şirketi nin 12.08.2014 tarihinde 6102 Sayılı Kanun ‘un geçici 7. Maddesi uyarınca sicil kaydının resen silindiği eldeki davanın ise 06/09/2021 tarihinde ve yasal 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı , hak düşürücü sürenin, dava şartı niteliğinde olduğu , HMK nun 114/2 maddesinde ” diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır ” düzenlemesinin bulunduğu , söz konusu düzenleme göz önüne alındığında 6102 sayılı TTK ‘ nun geçici 7. Maddesinin 15. Bendinde belirtilen dava şartının mevcut olmadığı , dava şartlarının varlığının HMK 115/1 maddesi gereğince davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmasının ve dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde HMK 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir .
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının dava dışı şirketin ihyası talebi yönünden açtığı davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE ,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına ,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı asil … ‘ın yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. 23/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …