Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/571 Esas
KARAR NO : 2022/136
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasında 2018 yılında toplam 88.448,95 TL tutarında cari hesap kaydı bulunmakta olup davalı tarafın 5 adet çek ödemesi ile 81.007,63 TL tutarında müvekkiline ödeme yaptığını, çekle yapılan ödemelerin cari hesap borcundan mahsup edildikten sonra davalının 23.05.2018 tarih Seri … sıra numaralı faturadan 7.441,32 TL bakiye borcu bulunduğunu, 2019 yılına gelindiğinde davalının … firması nezdinde yapacağı işlerle ilgili davalının müvekkilinden teklif aldığı ve taraflar arasındaki mail yazışmaları ile tekliflerin kabul edilerek müvekkilinin sözleşme konusu işe başladığını, müvekkilince sözleşme konusu işin yapılıp tamamlanması ve … firmasındaki gaz açımı işlemlerinin tamamlanmasını müteakip davalının sözleşme bedelini ödemekten kaçındığını, müvekkilinin sözleşme gereği edimini ifa etmesine yapılan ıskontoya ve defalarca görüşme yapılmasına rağmen davalı çeşitli bahanelerle müvekkiline olan borcunu ödemekten kaçındığını, bunun üzerine müvekkilinin alacağın tahsili amacıyla İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden 18.12.2020 tarihinde 7 örnek icra takibi başlatıldığı, davalının dosyaya vaki itirazı üzerine takip durdurulduğu, davalının borca itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış davalı davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
DAVA:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası sureti,
-Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, faturalar,
-İzmir Vergi Dairesinin 26/11/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’un 19/01/2022 tarihli bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında eser sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağa ilişkin 36.941,32 TL asıl alacak, 9.175,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.117,23 TL alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 04/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun vekili aracılığı ile 08/01/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağının bulunduğunu iddia ettiği, mahkememizce hem davalı asile hem de takibe itiraz eden davalı şirket vekiline ayrı ayrı tebligat yapıldığı, takibe itiraz eden davalı şirket vekilinin iş bu davayı takip etmeyeceğini ve kendisinin sadece takiple sınırlı olarak davalı şirketi temsil ettiğini mahkememize 25/11/2021 tarihli dilekçesi ile bildirdiği, mahkememizce asil olan davalı şirkete tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlandığı, davalı şirketin kendisine yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı, bunun yasal sonucu olarak davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı, bu kapsamda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bu sözleşmeden kaynaklı olarak davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne olduğu ve davalının takibe itirazının haksız olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümleri uyarınca çözüme bağlanması gerektiği, uyuşmazlığın kaynağına göre davanın nispi ticari dava olduğu bu nedenle mahkememizin somut uyuşmazlıkta görevli olduğu, mahkememizce öncelikle tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, taraflara ticari defter ve kayıtları sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere kesin süre verildiği, davacının kendisine tanınan yasal süre içerisinde ticari defter ve kayıtların bulunduğu yeri bildirdiği, davalının ise usulüne uygun tebliğe rağmen defter ve kayıtları sunmadığı ve bulunduğu yeri bildirmediği, bu nedenle mahkememizce davacı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı, alınan 19/01/2022 tarihli rapora göre, davacı defterinin usulüne uygun tutulduğu ve kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takibe dayanak faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan söz konusu faturalara ilişkin olarak 36.941,32 TL alacaklı olduğu, takip dayanağı faturaların davalı tarafından ilgili vergi dairesine BA formu ile bildirildiği, ödenmeyen faturaların davalı tarafın bilgisi ve kabulünde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davalının usulüne uygun tebliğe rağmen yasal süresi içerisinde ticari defter ve kayıtları ibraz etmediği ve bulunduğu yeri bildirmediği, bunun yasal sonucu olarak davalının ticari defter ve kayıtları ibraz etmekten kaçınmış sayılması gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca usulüne uygun yapılan ihtarata rağmen defter ve kayıtlarını sunmayan davalının takip ve davaya dayanak faturaların içeriğine konu eserin kendisine teslim edilmediğini veya bedelinin ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, ayrıca dosyaya kazandırılan davalıya ait BA formlarına göre davalının takip ve davaya konu faturaları ilgili vergi dairesine bildirdiği, dosya kapsamı itibariyle davacının taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve eseri davalıya teslim etme borcunu yerine getirdiğini ve bakiye alacağının bulunduğunu ispat ettiği, bu halde doğalgaz tesisatına ilişkin projelendirme, kaçak kontrol ve onay ile muayene hizmetlerini bir arada davalıya sunan ve sunduğunu ispat eden davacının takip tarihi itibariyle takibe konu asıl alacak tutarında davalıdan alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, buna göre davalının takibe itirazının asıl alacak yönünden yerinde olmadığı ve itirazında haksız olduğu, her ne kadar davacı tarafından davalının takip öncesi temerrüde düştüğü ileri sürülmüş ve bu kapsamda takip öncesi işlemiş faiz talep edilmiş ise de takibe dayanak faturalarda vade tarihinin bulunmadığı, ayrıca davacı tarafından takip öncesi davalıya ödemeye dair herhangi bir ihtar gönderilmediği ve davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmediği bu halde davalının takip ile temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun yapılan açıklamalar kapsamında usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakla birlikte alacağın faturaya dayandığı, bu nedenle likit olan takibe konu alacak yönünden davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ve icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 36.941,32 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- 36.941,32 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 7.388,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 2.523,46 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 556,98 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.966,48 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 556,98 TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 44,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.410,28 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (36.941,32/46.117,23=0,80) 1.129,67 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2022 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 5.541,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022
Katip …
E-İMZA
Hakim …
E-İMZA