Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/57 E. 2021/470 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/57 Esas
KARAR NO : 2021/470

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı dava dilekçesiye özetle : Sözleşme borçlu … ile davalı …’ün kardeş olduğu, … ile …’nin ödeme güçlüğü içerisinde olduğu, davalıların 2.sözleşmeden itibaren asıl borçlu ve davalı sıfatını iktisap ettiği ve sözleşmelerdeki tüm borçları yüklendiği, davalıların sözleşmeye istinaden teminat olarak verdiği taşınmaz haricinde 14 yıl içerisinde hiçbir edimlerini yerine getirmediği, ayrıca davalıların son sözleşme tarihi olan 01.11.2020 tarihi itibariyle sözleşme konusu taşınmaz veya muadilini kendi adına tescil ettirmediği, 02.11.2020 tarihli ihtarname ile de 15 günlük süre içerisinde sözleşme bedelini yatırmadıklarından bahisle 1.000,00 USD kısmi belirsiz alacağın 02.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; Öncelikli olarak davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığı, müvekkili … ve diğer davalı şirketin merkezinin Ankara olduğu, dolayısıyla davaya bakmakla yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu, ayrıca davanın dayanağı sözleşmelerden 22.09.2017 tarihli sözleşmenin 7.maddesinde “ihtilaf vukuunda, dava ve takip hakkını kullanan tarafın tercih edeceği Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmünün bulunduğu, ancak yetki sözleşmesinde düzenlenen mahkeme veya mahkemelerin belirtilmemiş olması nedeniyle yapılan yetki sözleşmesinin hukuka aykırı olduğu, ayrıca cevap dilekçesinde belirtilen sebeplerle de davacı iddiasının yerinde olmadığından bahisle açılan davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının tacir olup olmadığının araştırılması açısından İzmir Ticaret Sicil’e müzekkere yazılmış olup, gelen cevabi yazıdan davacının ticaret sicilde şahsi ticaret sicil kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca Silopi Vergi Dairesi’nden gelen 05.05.2021 tarihli cevabi yazının incelenmesinden davacının 05.03.2015-15.08.2017 tarihleri arasında … noterlik faaliyetleri nedeniyle vergi dairesinin mükellefi olduğu 2017 dönemi gelir vergi beyanının 07.03.2018 tarihinde Ardahan Vergi Dairesi Müdürlüğüne verildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Ayrıca mahkememizce yapılan yargılama sırasında 20.05.2021 tarihli celsede davacı kendisinin noter olduğunu ve halen … Noteri olarak görev yaptığını bildirmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesini değiştiren ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı yasanın 2.maddesi ile “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır ” şeklindeki düzenleme ile , artık 01/07/2012 tarihinden sonra açılacak davalarda sözü edilen iki mahkeme arasındaki ilişki görev ilişkisi olup , görevin 6100 Sayılı HMK’nun 137,138 maddeleri gereğince dava şartları arasında sayılmış olması nedeniyle, mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her hal ve safhasında talep üzerine veya mahkemece re’sen incelenip gözetilmesi gerekmektedir.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 Sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerden bulunması, yahut özel bir yasal düzenleme ile davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalara göre; Dava konusu somut olayda davacının ticaret sicilden ve vergi dairesinden gelen yazı cevapları ve 20.05.2021 tarihli duruşmadaki beyanı gereğince noter olduğu ve bu kapsamda tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın Ticaret Mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevinin mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düşünülmekle, mahkememizin iş davada görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İş bu davada mahkememiz görevli bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulduğu takdirde dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı asilin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 20/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır