Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/560 E. 2023/929 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/560
KARAR NO : 2023/929
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından davalı/borçlu şirket ve çalışanlarına 2020 ve 2021 yılının belirli aylarında iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verildiğini, davalı borçluya verilen hizmetler faturalar ile de sabittir. Davalı adına kesilen faturalar ticari defterlere işlendiğini, davalıya e-fatura olarak usulüne uygun şekilde gönderildiğini, yasal süresi içerisinde de Davalı tarafça işbu faturalara yazılı olarak herhangi bir itirazda bulunulmadığını, 01.06.2021 tarihinde tarafımızca usulüne uygun şekilde çekilen ihtarname ile davalı/borçlu şirket temerrüde düşürüldüğünü, daha öncesinde kesilen faturalar ve yapılan ödeme doğrultusunda ticari ilişkinin varlığı ortaya konulmuş olup, davalı şirket ve yetkililerinin resmi e-posta adresleri üzerinden iletişime geçildiğini, yapılan ihtar davalı şirketin resmi e-posta adresi ile şirketin Merkezi Sicil Kayıt Sistemi üzerinden görünen yetkililerinin e-posta adreslerine yapıldığını, dolayısıyla ilgili e-postanın gönderildiği tarihin tebliğ tarihi olarak sayılması gerektiğini, ilgili ihtarnamenin davalı şirkete tebliğinden itibaren tarafımızca belirlenen süreler geçirilmiş olup herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı borçlu temerrüde düştüğünü, söz konusu ticari ilişkiden dolayı müvekkilin davalı şirketten alacağı olup, işbu alacağının sağlanması için Davalı/Borçlu aleyhine İzmir …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, Davalı/borçlu tarafından başlatılan takibe yetki ve borç yönünden itiraz edilerek takip durdurulduğunu, ancak davalı tarafça yapılan itiraz haksız ve yersiz olup işbu itirazın iptali gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarına herhangi bir tebligat yapılmadığı gibi yapılan tebligatler ise usulsüz olduğunu, müvekkil şirket uzun süre önce tebligat yapmış olduğunuz adresten ayrılmış olup şirket adresi taşındığını, davacının bahsettiği faturalar müvekkil şirkete ulaşmadığını, göndermiş oldukları maillerde müvekkil şirkete ulaşamadığını, Şirketin yetkilisi … olduğunu, davacıyla ticari faaliyete konu sözleşmeyi imzalayan müvekkil şirket yetkilisi olmadığını, müvekkil şirket yetkilisi olan …n ekte sunulu imzasıyla, bahse konu sözleşmedeki imza karşılaştırıldığında gözle görülür bir fark olduğu izahtan vareste olduğunu, Davacı şirket müvekkil firmanın herhangi bir borcu olmadığını, gerekmesi durumunda tüm defter kayıtlarımızın incelenmesine onayı olduklarını, Müvekkil şirketin herhangi bir borcu olmamasına rağmen ilgili davanın açılması hukuka ve yasaya aykırı olduklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
…’ın 17/01/2022 Tarihli Bilirkişi Kök Raporunda; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 16/10/2020 tarihinde İşyeri Hekiminin … olduğu İşyeri Hekimliği Sözleşmesi ve İş Güvenliği Uzmanının Seçkin Kadirhan olduğu İş Güvenliği Uzmanlığı Sözteşmesi imzalandığı, davacı şirket tarafından 2020/Kasım ayından itibaren düzenli olarak her ay E-Arşiv faturası düzenlendiği ve en son düzenlenen E-Arşiv faturasının 02/11/2021 tarih ve … no’lu fatura olduğu, İzmir… İcra Müdürlüğü’nün … Esas no’lu dosyasıyla takibe alınan faturaların 2020/Kasım ve 2021/Mayıs ayları arasında düzenlenen (7) adet satış faturası toplamı olan 7.293,90 TL’den banka kanalıyla ödenen 1,243,00 TL fatura tutarının mahsubuyla kalan 6.050,90 TL cari hesap borç bakiye olduğu, davacı … İŞ SAĞ. İŞ GÜV. A.Ş.’nin 2020 yılına ait yasal ticari defterlerinde; 213 sayılı VUK” nun 182, 196 ve 215, 226. maddeleri ile 6102 sayılı T.T.K.’nun 64, 88. maddelerinde belirtilen “Noter Açılış Onayları” ile “Noter Kapanış Onaylarının yapıldığı, 2021 yılı yasal defterlerinin “Noter Açılış” onaylarının yapıldığı ancak defterlerin çekilmediği, boş olduğu, “Noter Kapanış” onay süresinin ise yasal olarak henüz dolmadığı, 2021 yılı yasal defterlerinin yazdırılmadığı, inceleme sırasında boş defterlerin ibraz edildiği, banka kanalıyla ödemesi yapıldığı belirtilen 22/12/2020 tarih ve … no’lu … yevmiye numaralı, 1.100,00 TL tutarlı, 143,00 TL KDV’li ve toplam 1.243.00 TL tutarındaki E-Arşiv faturasının yasal defterlere satış faturası olarak kaydedilmediği, davalı şirkete kasadan nakit para verilmiş gibi kayıt yapıldığı, hasılat olarak kayıtlara geçmediği, tarafımıza ibraz edilen 845 yevmiye numaralı muhasebe fişinde ilgili Taturanm Hasılat olarak kaydedildiği görünse de bu muhbasebe fişinin yasal defterlere kaydı yapılmadığından herhangi bir kanıt değerinin bulunmadığı, ilgili faturanın banka ödeme dekontunun “banka yetkililerince ıslak imzalı” olmadığı, dekontta EFT yapan kişinin … olarak göründüğü, davalı firmaya ait dava dosyasındı herbuangi bir bilgi olmadığından ve davalı firma davaya müdahil olmadığından dolayı, …n davalı şirketle ilişkisi olup olmadığı, EFT yapılar banka hesabının davalı şirkete ait olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, 2020 yılında düzenlenen 11/11/2020 tarih ve … numaralı 2.484,50 TL tutarlı faturamın yasal defterlere Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak 614 yevmiye numarasıyla kaydedildiği, eleştirilecek bir husus bulunmadığı, 2021 Ocak-Mayıs aylarında düzenlenen beş adet faturanın ise yasal defterlere Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak kaydedilip kaydedilmediğinin, 2021 yılına ait yasal defterlerin yazdırılmaması nedeniyle tespit edilemediği, Yukarıdaki tespit ve değerlendirmeler sonucunda kayıt usullerine ilişkin vecibelerin bir kısmının yerine getirildiği, bir kışmının ise yerine getirilmediği; söz konusu kayıtların 6100 sayılı HMK m.22 2/2’ye göre delil niteliğine haiz olup olamayacağının takdirinin Mahkemeye ait olduğu beyan edilmiştir.
…ın 17/01/2022 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Davacı şirket tarafından 2020/Kasım ayından itibaren düzenli olarak her ay E-Arşiv faturası düzenlendiği ve en son düzenlenen E-Arşiv faturasının 02/11/2021 tarih ve … no’lu fatura olduğu, İzmir… İcra Müdürlüğü’nün … Esas no’lu dosyasıyla takibe alınan faturaların 2020/KASIM ve 2021/MAYIS ayları arasında düzenlenen (7) adet satış faturası toplamı olan 7.293,90 TL’den banka kanalıyla ödenen 1.243,00 TL fatura tutarının mahsubuyla kalan 6.050,90 TL cari hesap borç bakiye olduğu, Davacı şirketin 2021 yılına ait yasal ticari defterlerinde; 213 sayılı VUK” nun 182, 196 ve 215, 226. maddeleri ile 6102 sayılı T.T.K.’nun 64, 88. maddelerinde belirtilen “Noter Açılış Onayları” ile “Noter Kapanış Onaylarının yapıldığı, söz konusu ticari işlemlerin davacıya ait 2021 yılları ticari defterlere yasal süresi içinde kayıt altına alındığı, davacının davalıya düzenlediği faturaların tutarları BA/BS formları bildirim sınırı olarak belirlenen 5.000,00 TL’nin altında kaldığından söz konusu faturaları beyan zorunluluğunun bulunmadığı, 2021 yılı Mayıs ayı sonunda … Ltd. Şti. firmasının cari hesap bakiyesinin 6.050,90 TL borç bakiyesi olduğu beyan edilmiştir.
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu süre hak düşürücü süredir, Hakim tarafından resen dikkate alınması gerekir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt, bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır. İcra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır. İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir. İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli, muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
Tüm dosya kapsamında, davalı vekilince süresinden sonra ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yerin adresini mahkememize bildirmiş olduğu anlaşılmakla, 19.09.2023 tarihli celse de ticari defter ibrazından kaçınmış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme de, defter ve kayıtlarının yasal şartları taşıdığı, 6.050,90 TL davalıdan alacaklı olduğunun kayıtlarda yer aldığı bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Davalı tarafın yemin deliline dayanması sebebiyle kendisine yemin hakkı hatırlatılmış ancak 19.09.2023 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereği kendisine çıkartılan ihtara cevap vermediği anlaşılmakla yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Bu durumda dosya kapsamına göre davacı defterlerinin kendi lehine delil vasfını haiz olduğu gözetilmek suretiyle 6100 sayılı yasanın 222. Maddesi gereği davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-)İzmir… İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ İLE TAKİBİN 6.050,90 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA,
3-)Hüküm altına alınan alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-)Alınması gerekli 413,33 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 73,11 TL nin mahsubu ile bakiye 340,22 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-)Davacı tarafından yatırılan 73,11 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 900,00 TL bilirkişi rapor ücreti, 163,50 TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplamda 1.195,91 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-)Davacı taraf kendisinİ vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 6.050,90 TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, miktar bakımından kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/11/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim…
e-imzalıdır