Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/556 E. 2022/76 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/556 Esas
KARAR NO : 2022/76

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 19/08/2021 tarihli dava dilekçesinde ; davacının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numaralı sicil esasında kaydında bulunan davalı şirketin %49 hissesi ortağı olduğunu, davacının gördüğü lüzum üzerine, adı geçen şirketin ortaklığından ayrılmaya karar verdiğini, Karşıyaka …. Noterliği’nin 28.26.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, keyfiyeti adı geçen şirket yönetimine bildirdiğini, ihtarnamenin tebliğ tarihinin 30.06.2021 olduğunu, ihtarname ile, TTK 638. maddesinde ortaklara tanınan ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmak istendiği hususunun ihtar edildiğini ancak ihtarnamede belirtilen süre içinde davacının talebinin yerine getirilmediği gibi, herhangi bir bilgi de verilmediğini, ihtarnamede belirtildiği üzere bir süredir şirket yönetiminde sergilenen ciddiyetten uzak gevşek tutum ve ticari anlamda verilen yanlış ve isabetsiz kararların, beraberinde ticari anlamda ciddi bir performans kaybı ve maddi sıkıntı getirdiğini, şirket yetkilisi tarafından şirketi borçlandıracağı gibi ithamları ve tehditkâr konuşmalarının da bulunduğunu, şirketin diğer ortağı ve şirket yetkilisi tarafından davacıdan paralar alındığını, bu paraların ödenmesi istendiğinde ise davacıya şirketi ve davacıyı borçlandırırım benden parayı alabiliyorsan al gibi cevaplarla karşılaşıldığını, bu durum karşısında davacının diğer ortak ve şirket yetkilisi aleyhine yasal yollara başvurmayı düşündüğünü, davacının şirket yetkilisi tarafından haksızlığa uğradığını ve şirket ortaklığının bir faydasının kalmadığını, bu konularda davacı tarafından şirket yetkilisine yapılan sözlü uyarıların hiçbirinin dikkate alınmadığını, davacının şirket defterleri ile kayıtlarını inceleme girişimlerinin de engellendiğini, bu hususlar göz önüne alındığında davacının TTK 638. Maddesine göre ortaklığın haklı nedenle ortaklıktan ayrılma başvurusuna ilişkin olarak mahkemeye başvurarak, davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi isteminde bulunmak zorunluluğu doğduğunu belirtmiş, davacının TTK 638. Maddesi gereğince haklı sebeple davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 13/10/2021 tarihli cevap dilekçesinde ; davacının, davalı şirketin %49 hisseyle ortağı olduğunu, bunun gereği olarak davalı şirkette yapılan masraflara ve giderlere katılmakla yükümlü olduğunu, davacının dava dilekçesindeki ” Bir süredir şirket yönetiminde sergilenen ciddiyetten uzak gevşek tutum ve ticari anlamda verilen yanlış ve isabetsiz kararlar, beraberinde ticari anlamda ciddi bir performans kaybı ve maddi sıkıntı getirmiştir. Şirket yetkilisi tarafından şirketi borçlandıracağı gibi ithamları ve tehtidkar konuşmaları mevcuttur.” şeklindeki iddiasının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, davacının, davalı şirketin yapmış olduğu işleri başka firmalara satışını gerçekleştirmesi sebebiyle davalı şirket ve davalı şirketin diğer ortağı … ile sıkıntılar yaşadığını, davalı şirketin firmalarla yapmış olduğu anlaşmaların davacı … tarafından başka şirketlere satılması sebebiyle davalı şirketin işlerinin epeyce bozulduğunu, dava dilekçesinde belirtilen ”Şirketin diğer yetkilisi tarafından müvekkilden paralar alınmış, bu paraların ödenmesi istendiğinde ise müvekkile şirketi ve müvekkili borçlandırırım benden parayı alabiliyorsan al gibi cevaplarla karşılaşmıştır.” iddiasının gerçekliğinin bulunmadığını, davacının, davalı şirketin yaptığı anlaşmaları başka şirketlere satarak davalı şirketi yeterince zarara soktuğunu, kaldı ki , şirketin diğer ortağı olan …’nın bu kadar zarar karşısında davacıyı kendisinin de ortak olduğu şirketi borçlandırmakla tehdit etmesinin hayatın olağan akışına ters düştüğünü, ayrıca davacının, davalı şirket ortağı olan … hakkında şirkette rencide edici şekilde konuştuğunu bu konuşmalara şahit şirket çalışanlarının bulunduğunu, bu hususta tanık anlatımlarına başvurulmasının talep edildiğini, bunun yanında davacının dava dilekçesinde şirketin %49 hissesine sahip olduğunu vurguladığını ancak şirkete ortak olmanın getirdiği yükümlülükleri yerine getirmekten kaçındığını, sermayeye koyması gereken parayı koymadığını, kiraları ödemediğini, giderlere katkı sağlamadığını, davalı şirket yetkililerinin tüm bu davacıdan kaynaklı sıkıntılar yüzünden davacıyla karşı karşıya gelmek istemediğini, davacının ortaklıktan ayrılmasının davalı şirket yetkilileri tarafından da istenen bir durum olduğunu, davacının da dava dilekçesinde belirttiği üzere ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiğini, ortaklar açısından ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin kendilerinden beklenemeyeceğini, tüm bu nedenlerle davacının ortaklıktan çıkma talebinin kabulü ile davalı şirket ortaklığından çıkarılmasını talep etme zarureti hasıl olduğunu belirtmiş, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına, davacının davalı şirketi uğratmış olduğu zararlardan ötürü şirketin zarar eden bir şirket olmaması ve zaten davacı tarafından da böyle bir talep olmaması dolayısıyla şirketten herhangi bir alacağı olmadan şirket ortaklığından ayrılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememizin 27/01/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılması talebini kabul ettiklerini beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça, davacının TTK 638. Maddesi gereğince haklı sebeple davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine karar verilmesine yönelik olarak davalı hakkında Mahkememizde dava açıldığı, davalı vekilinin Mahkememizin 27/01/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında açılan davayı kabul ettiğini beyan ettiği, kabulün davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, davalı vekilinin vekaletnamesinin incelemesinde davayı kabul yetkisinin bulunduğu, incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, vaki kabule binaen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Vaki kabule binaen davanın davanın KABULÜ ile, davacı … ‘nın davalı … ortaklığından AYRILMASINA İZİN VERİLMESİNE,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 32,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 3 davetiye gideri 30,00-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 94,70-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar Davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … ‘un yüzüne karşı, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …