Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2022/450 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/545
KARAR NO : 2022/450

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu park halindeki aracına … Genel Müdürlüğünün maliki …’ın sürücüsü olduğu belediye otobüsü kaza tutanağındaki şekliyle çarptığı, kazada davalı sürücü tam kusurlu olduğu kaza tespit tutanağında belirtildiği, kaza nedeni ile davacı aracında değişim ,onarım ve boya yapıldığı, bu dedenle aracın değeri düştüğü, değer kaybı zararının karşılanması nedeni ile 30.04.2021 tarihinde sigorta şirketine başvuru yapılmış olup her hangi bir ödeme yapılmadığı, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılıp değer kaybı tespitinin belirlenmesi gerektiği, … plakalı davacı aracı kaza sonrası maddi hasarın giderilmesi için yapılan tamiratta aracın kullanımında mahrum kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50 TL değer kaybı bedelini tüm davalılardan müştereken ve muteselsilen tahsili, 10 TL ikame araç bedelini davalı sigorta şirketi dışındaki şahıslardan kaza tarihi itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili, 1.080.00 TL arabuluculuk taraf vekalet ücreti 198.31 TL ekspertiz ücreti yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde idarenin ve sürücünün sorumluluğu bulunmadığı, davacının aracını hatalı yere park etmesi sebebiyle meydana geldiğini ve davacının kusurlu olduğunu, idarenin sorumluluktan kurtulduğu kabul edilip idare yönünden davanın reddine karar verilmesini, davacı maddi zararını ispatlayacak herhangi bir somut delil sunmadığını, değer kaybına uğradığı ve ikame araç kullandığı iddia etse de dava dilekçesinde uğranılan zararı belirtmediğini, arabuluculuk süresinde taraf vekil ücretinin ödenmesi talebin kabulü mümkün olmadığını, son tutanakta bir kısım rakamlar teklif edilmiş olup taleplerini karşılar bir teklif olmadığını, bu haliyle davacı arabuluculuk sürecinde taraf vekalet ücretinden sorumlu olduğu kabulü gerektirdiği, dava konusunun ticari iş olmadığı ve tarafımızın kamu kurumu niteliği gözetildiğinde talep edilen alacağa avans faiz işletilmesi talebini reddi gerektiğini, belirterek açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının, talep sonucunun kesin olarak belirleyecek bilgi ve belgelere ulaşabilme imkanları olmasına karşın taleplerin belirsiz alacak davasına konu etmeleri mümkün bulunmadığını, açılan davanın reddi gerektiğini, kusur tespitini trafik ekiplerince yapıldığını, kusur tespit tutanağının kesin delil olmaması ile beraber kusur tespitinin trafik ekiplerince yapılmasının bağlayıcılığı olmadığını, kusur tespiti için bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi gerektiğini, davacı aracının hasara ilişkin bilgi belge olmadığını, kaza sonrası araç kiralanıp kiralanmadığı araç hangi tarihlerde kullanılmadığı ikame araç ne kadar sürelerde kiralandığı, günlük kullanım ücreti dava dosyasında rastlanılmadığını, davacı ispat edilmeyen hasar ve ikame araç bedeli talebinin kabulü mümkün olmadığını, arabuluculuk taraf vekalet ücreti arabuluculuk kanun unda karşı tarafın vekalet ücretini ödeme maddesi bulunmadığını, davalı sürücünün tacir olmadığını, aracın malikinin kamu hizmeti yaptığını, talep edilen faiz yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın reddi yargılama ve vekalet ücretini davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş. davanın yetki yönünden reddi dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, … plaka sayılı araç davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza nedeni ile davacı aracının kasko şirketi olan … Sigorta Şirketine hasar tazminatı için rücu olarak 2.317.00TL ödeme yapıldığını, değer kaybı ödemesi için davacının eksik evrakla başvurması nedeni ile yapılamadığını, ikame araç bedeli davalı şirketin sorumluluğunda olmadığını, davacı avans faiz talep etsede davalı şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, kazaya karışan araç ile davalı şirkete sigortalı araç hususi olup kullanım tarzı ticari olmadığını, faiz türü yasal faiz olduğunu, davalı şirket ödeme yapması sebebiyle dava açılmasına neden olmadığından yargılama gider ve vekalet ücreti davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
…/…
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (değer kaybı, ikame araç bedeli) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, haksız fiil faili sürücü ve işleten tarafından tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 18/08/2021 tarihli yazısı,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 17/08/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …. ve …’in 06/01/2022 tarihli bilirkişi raporu,
-… A.Ş nin 31/08/2021 tarihli yazısı ve eki hasar dosyası ile poliçe,
-Davalı tarafından sunulan kaza fotoğrafları.
-… Sigorta A.Ş’nin23/03/2022 tarihli yazısı ve eki.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TBK’nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
Aracın makul tamir süresi ile aynı vasıftaki aracın kiralanması için gerekli olan bedel ve davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. gibi tasarruf ettiği miktarlar da düşülmek suretiyle araç mahrumiyet bedeli bedeli belirlenir. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise zarara uğrayan araçla aynı vasıfta ikame aracın satın alınması için geçecek makul süre üzerinden araç mahrumiyet bedelinin belirlenmesi gerekir. (Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7867 Esas, 2017/1668 Karar sayılı ilamı ve benzer kararları).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı ile hasarının ne kadar sürede tamir edileceği, bu süre içinde ikame araç kiralama bedelinin (yakıt v.s gibi zorunlu giderlerin mahsubundan sonra) tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 28/01/2021 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kolluk tarafından trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının iş bu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak değer kaybı ve ikame araç bedeli talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketi ile haksız fiil faili olan davalı sürücü ve aracın işleteni olan davalı … Genel Müdürlüğünden tazminini istediği anlaşılmıştır.
Davalı … tarafından mahkememizin görevli olmadığı savunulmuş ise de davacının zmms sigortacısı olarak davalı … ile diğer davalılara karşı açmış olduğu iş bu davada davacı ile davalılar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, sorumluluk sigortalarının TTK’da düzenlendiği, davalı Koru sigortaya yöneltilen talep yönünden davanın mutlak ticari dava olduğu, diğer ihtiyari dava arkadaşları yönünden de dava konusu uyuşmazlığın aynı nedenden kaynaklanması ve davaların birlikte yürütülmesinin usul ekonomisi açısından gerekli olması nedeniyle mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiş ve davalının görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davacıya ait aracın sicil ve geçmiş hasar kayıtları ile dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu onarım işlemlerine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği, davacının dava konusu olay nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve davalıların kusur ve sorumluluğuna ilişkin mahkememizce mahallinde keşif yapılarak dosyanın trafik kusur bilirkişi ile otomotiv bilirkişisine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinden alınan 06/01/2022 tarihli rapora göre, kusur yönünden yapılan değerlendirmede, davalı …’ın sevk ve idaresindeki belediye otobüsünün olay tarihinde … Bulvarından Bahçelievler istikametinde seyir halinde olduğu, eğimli viraja geldiğinde aracın sağ yan kısmı ile istikameti üzerinde olan, virajda sağ tarafta park halinde bulunan davacıya ait aracın sol arka köşe kısmına çarpması şeklinde kazanın meydana geldiği, kaza yerinin mevcut konumunu koruduğu, mahalin eğimli viraj bulvar girişi olduğu, mahalde hastane olması nedeni ile yoğun araç ve yaya trafiği olduğu, yolun iki şerit tek yön konumlu olduğu, keşif esnasında da görüldüğü üzere yolun sağ şeridinde araçların park halinde olduğu, yolun tek şerit olarak işlediği, yol üzerinde park yapılmaz levhalarının mevcut olduğu, davacı aracının olay tarihinde park halinde olup park yerinin de virajın başı olduğunun kaza fotoğraflarından tespit edildiği, yolun dolmuş ve otobüs güzargahı olduğu, keşif heyeti ile davacının park ettiği noktada araç olmadığı halde gelen belediye otobüslerinin kolay dönüş yapamadıkları, zorluk çektiklerinin görüldüğü, park halinde bulunan davacı aracının aynı yolda hareket halinde olan belediye otobüsleri ve benzeri büyük araçların dönüşlerini etkilediği, davalı sürücünün kullanmış olduğu belediye otobüsünün geniş ve uzun araç olduğu, davalı sürücünün dönüşünü geniş alması gerekir iken dar alıp davacı aracına çarptığı, kusur değerlendirilmesinde tehlike yaratan, ilk davranışta bulunan, kendisinden diğer tarafa göre daha fazla özen beklenen ve birden fazla emredici trafik kuralını ihlal eden tarafın ağır ya da tamamen kusurlu olacağı, dikkatli kişilerin göstermesi gereken özeni göstermeyenin ise tali kusurlu olacağı ilkesinden yararlanılarak yapılan incelemede, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı belediye otobüsü ile gündüz vakti meskun mahal görüşün açık eğimli viraj yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının hızını teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, manevra alanını etkin kontrollü altında bulundurmadığı, virajda park halinde araç olduğu halde geniş kavisle dönüş manevrasına yönelmediği, hatası ve tedbirsizliğinden dolayı virajı dar alıp park halindeki davacı aracına çarpıp hasarlaması olayında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53/a ve 52/b maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusuru ile etken olduğu, … plaka sayılı davacı araç sürüsünün ise park yapılmaz trafik levhası ile belirtili virajda park halinde olduğu, gelen büyük (otobüs, kamyon vb…) araçların dönüşlerini engelleyip trafiği tehlikeye düşürmesine sonucu sebebiyet verdiği kazada 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 61/b-c maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusuru ile etken olduğu, değer kaybı ve ikame araç bedeli talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, davacının aracının sol arka çamurluk ve tampon kısmından hasar aldığı, arka tamponun plastik aksam olduğundan değer kaybında hesaplamaya esas alınmadığı, davaya konu aracın dava konusu kaza öncesi başka bir kazasının bulunmadığı, aracın kaza öncesi hasarsız emsalinin serbest piyasa rayiçlerine göre 225.000,00 TL olduğu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değerinin ise 220.000,00 TL olduğu, (Kapatılan) Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin gerçek zarar, aracın kaza öncesi rayici ile (225.000,00 TL) onarım sonrası rayici (220.000,00TL) arasındaki farktır kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 5.000,00 TL olduğu, aracın makul tamir süresinin ise 4 iş günü olduğu, aynı vasıftaki aracın kiralanması için gerekli olan bedel ve davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. gibi tasarruf ettiği miktarlar da düşülmek suretiyle araç mahrumiyet bedelinin- ikame araç bedelinin 1.000,00 TL olduğu (4×250=1.000,00TL) yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu kazada davacıya ait aracın sol arka çamurluk ve tampon kısmından hasarlandığı ve hasarlanan parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın tarafların kusur durumu ile davacı aracında kaza nedeniyle değer kaybı meydana gelip gelmediği ve davacının aracının onarımı sürecinde ikame araç zararının oluşup oluşmadığı ve zarar var ise bu zararın miktarının ne olduğu ve davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu, kolluk tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağına göre olay tarihinde İzmir ili, Karabağlar İlçesi, … Caddesi üzerinde seyir halinde olan davalı sürücünün eğimli virajda park halinde bulunan davacıya ait araca sürtmek suretiyle çarptığı, çarpma neticesinde davacı aracının sol arka kısmından hasar aldığı, mahkememizce keşif mahallinde tespit edildiği üzere kaza mahallinde park halinde araçlar olduğu halde otobüs v.b. araçların virajı almasında herhangi bir engel bulunmadığı ancak viraja dar açıyla girilmesi ve park yasağına rağmen park halinde olan araçların bulunması halinde viraja giren aracın virajı almasında zorluk çektiği, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacı sürücüsünün park yasağına rağmen aracını yol üstüne park etmesi etkili ise de davalı Nuray’ın bu durumun aracın geçişine engel olacağını gözeterek viraja geniş açıyla girmesi ve kazanın önlenmesini engelleyecek şekilde manevra yapması gerektiği, bu sebeple mahkememizce dava konusu olayda trafik kusur bilirkişinin kusur değerlendirmesinin hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilerek davalı sürücü …’ın %75, davacı sürücüsünün ise %25 kusurlu kabul edildiği, değer kaybı ve ikame araç bedeli talebi yönünden tazminat hesaplamasında davacının değer kaybına ilişkin talebinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca aracı hasara uğrayan kimsenin tamir süresince aracını kullanamayacağı ve bu nedenle zarara uğrayacağı, otomotiv bilirkişi tarafından tespit edilen değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin zararların dava konusu aracın niteliği, özellikleri, kullanım şekli ve ülkemizin ekonomik koşullarına göre makul olduğu, buna göre davacının davalı sürücünün %75 kusuruna karşılık olarak 3.750,00 TL değer kaybı ile 750,00 TL ikame araç bedeli talep edebileceği, davacının uğradığı bu zararları haksız fiil faili ve diğer sorumlulardan talep edebileceğinin kabulü gerektiği, davalı …’ın araç sürücüsü ve haksız fiil faili olarak, davalı … Genel Müdürlüğünün ise işleten olarak ikame araç bedeli ile değer kaybına ilişkin zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kazaya sebebiyet veren

… plakalı aracın 10/05/2020-10/05/2021 tarihleri arasında davalı sigorta nezdinde zmms poliçesinin olduğu, davaya konu kazanın poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği, davalı sigortanın kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olarak davacının değer kaybına ilişkin zararından diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının dava öncesinde 30/04/2021 tarihinde davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 18/05/2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, diğer davalı sürücü ve işletenin ise haksız fiil hükümleri uyarınca kaza tarihinde temerrüde düştüğü, dava konusu aracın niteliği ve davacının sıfatına göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, davacının belirsiz olarak ikame ettiği iş bu davada dava değerini 25/03/2022 tarihli dilekçesi ile arttırdığı, değer arttırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, bu ilke ve açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta zarar gören davacıya ait aracın değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin hesaplama yapan mahkememizce alınan bilirkişi raporunun kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçleri ile dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının değer kaybı talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine ikame araç bedeli talebinin ise kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6102 sayılı TTK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği kısmında yer alan 1426/1. maddesinde “sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” düzenlemesi yapılmıştır. Davacı tarafından davalı sigortanın yaptırmış olduğu ekspertizin hasar ve bedel yönünden kaza ve serbest piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından yaptırılan özel eksper incelemesi için ödenen (ve belgesi sunulu ve piyasa rayiçlerine göre makul olan) ekspertiz ücreti anılan kanun hükmü kapsamında değerlendirilmiş ve 6100 sayılı HMK’nun 323.maddesi uyarınca yargılama gideri olarak hüküm altına alınmıştır.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, 20/11/2021 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 9.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.350,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.350,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.350,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 5.100,00+1.350,00= 6.450,00 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 5.100,00-1.350,00= 3.750,00 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.350,00 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 5.100,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.350,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacının ikame araç bedeli talebinin KABULÜ ile 750,00 TL’nin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden kaza tarihi olan 28/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacının değer kaybı talebinin KISMEN KABULÜ ile 3.750,00 TL’nin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden kaza tarihi olan 28/01/2021, davalı … A.Ş’ den ise 18/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 307,39 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 80,00 TL ıslah harcı toplamı 139,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 168,09 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (Davalı … A.Ş 116,86 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 80,00 TL ıslah harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 300,00 TL keşif araç ücreti, 419,90 TL keşif harcı, 311,15 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 2.229,65 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (4.500,00/4.750,00=0,94) 2.112,30 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (Davalı … A.Ş 1.760,25 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili tahsili ile (Davalı … A.Ş 3.750,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalılar kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden reddolunan değer kaybı talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-Dava konusu uyuşmazlığın sadece davalı … A.Ş yönünden dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmakla, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalı … A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Davacı vekilinin arabuluculuk aşaması için vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır