Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/529 E. 2022/32 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/529 Esas
KARAR NO : 2022/32

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşleminden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve ticari kredi kartı üyelik sözleşmesi bulunduğu diğer davalının her iki sözleşmeyi yetkili ve kefil olarak imzaladığı, davalı şirkete ticari kredi kartı tahsis edildiği ve kullandırıldığı, kredi kartından kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara ihtarname gönderildiği, davalının ödememe yapmaması üzerine takibe girişildiği, davalıların alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların davacıya borcunun bulunmadığını, ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, davalıların usulüne uygun temerrüde düşürülmediğini, talep edilen faizin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacı ile davalı arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ve ekleri,
-İhtarname ve ekleri,
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası sureti,
-Bilirkişi …’ın 28/12/2021 tarihli raporu,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26/10/2021 tarihli cevabı yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden davalılar aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğe çıkartıldığı ve bila tebliğ iade edildiği, davalı borçlular vekilinin 15/02/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, mahkememizce alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 28/12/2021 tarihli rapora göre, davacı banka ile davalı şirket arasında 20/10/2017 tarihli 200.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile aynı tarihli ticari kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, davalı …’ın her iki sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, davacı banka tarafından davalıya kredi kartı tahsis edildiği ve kullandırıldığı, kredi kartı borcunun en son 17/02/2020 tarihinde ödendiği, 06/09/2020 tarihinde kredi kartı borcunun kat edildiği ve hesaplara intikal ettirildiği, davalıların kredi kartı borcunun 3 gün içinde ödenmesi için ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalılara 28/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 01/02/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davacı bankanın ticari kredi kartı hesabı için kat tarihinden itibaren aylık % 2,19, yıllık %26.28 temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre takip tarihi itibariyle kredi kartından kaynaklanan alacak için davalıların 5.635,95 TL asıl alacak, 517,91 TL işlemiş faiz, 26,29 TL Bsmv ve 925,00 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 7.105,15 TL borcu bulunduğu ve asıl alacak olan 5.635,95 TL’ye % 26.28 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı banka ile davalı asıl borçlu arasında 20/10/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi ve ticari kredi kartı sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmelere istinaden davalı asıl borçluya ticari kredi kartı kullandırıldığı, diğer davalının ise kredi sözleşmelerine müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine göre mutlak ticari dava olan somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, ticari kredi kartı sözleşmesinde 33.000,00 TL limitli kefaletinin bulunduğu, kefalet tutarının rakam ve yazı ile belirtildiği, yine davalının müteselsil kefil olduğu hususu ile kefalet tarihinin sözleşmelerde yer aldığı, davalı asil …’ün kefil olduğu tarih itibariyle davalı asıl borçlunun ortak ve yetkilisi olduğu, TBK’nun 584/3 maddesi uyarınca davalı asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilisi olan davalı … yönünden eş rızasının alınmasına lüzum bulunmadığı, davalı kefilin kefaletinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca davalılar ile davacı banka arasında kefaletin geçerlilik süresine ilişkin farklı bir süre kararlaştırılmadığından TBK’nun 598 maddesi uyarınca kefaletin yasal 10 yıllık süreye tabi olduğunun kabulü gerektiği, kredi kartı borcunun ödenmemesi ve/veya ödemelerde aksama olması sebebiyle davacı bankanın sözleşme hükümleri uyarınca tüm hesapları kat ettiği ve söz konusu alacakların muaccel hale geldiği, buna göre takibin süresinde olduğu, ayrıca kefaletin niteliğine göre davacının asıl borçlu ile birlikte kefillere müracaat edebileceği, sözleşme hükümlerine göre davalı asıl borçlu ile davalı kefile çıkartılan kat ihtarnamelerinin iade edilmesi üzerine adı geçenlerin adres kayıt sistemindeki adresine yeniden tebligat çıkartıldığı ve tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı, böylece davalıların kendilerine tanınan 3 günlük sürenin sonu olan 01/02/2021 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, TTK’nun 8.maddesi uyarınca ticari iş mahiyetindeki ticari kredi kartı sözleşmesinde tarafların faiz oranını serbestçe belirleyebileceği, bu halde TBK’nun 88 ve 120.maddesindeki hükümlerin uygulanamayacağı, davacı banka tarafından talep edilen temerrüt faiz oranının sözleşme ve yasaya uygun olduğu, mahkememizce bilirkişi …’dan alınan 28/12/2021 tarihli bilirkişi raporunun yapılan açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, takibe konu alacak miktarının likit olduğu, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu ve takip konusu alacağın kefalet limiti kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
5.635,95 TL asıl alacak,
517,91 TL işlemiş faiz,
26,29 TL bsmv,
925,00 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 7.105,15 TL alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %26.28 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-5.635,95 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.127,19 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 485,35 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 85,94 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 399,41 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 85,94 TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 151,10 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.046,34 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (7.105,15/7.114,97=0,99) 1.044,89 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalılar dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 9,82 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA