Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/527 E. 2022/33 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/527 Esas
KARAR NO : 2022/33

DAVA : İtirazın İptali( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve ticari kredi kartı üyelik sözleşmesi bulunduğu diğer davalının her iki sözleşmeyi yetkili ve kefil olarak imzaladığı, davalı şirkete ticari kredi kartı, taksitli ticari kredi, borçlu cari hesap kredisi ve ticari kredili mevduat kredisi kullandırıldığı, kredilerden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara ihtarname gönderildiği, davalının ödememe yapmaması üzerine takibe girişildiği, davalıların alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın sözleşmenin tarafı olmadığı, şirket temsilcisi olduğu, eş rızası alınmadığından kefaletin geçersiz olduğu, kredi kartının üzerinde davalı … isminin bulunduğu, bu yüzden eş rızasının alınması gerektiği, alacağın likit olmadığı, davacı bankanın diğer asıl borçluya gönderdiği kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği, kredi borcu muaccel olmadığından davacı bankanın takibe girişemeyeceği, ayrıca ihtarname tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceği, talep edilen faiz miktarının fahiş olduğu, alacak likit olduğundan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacı ile davalı arasında düzenlenen kredi sözleşmesi ve ekleri,
-İhtarname ve ekleri,
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası sureti,
-Bilirkişi …’ın 16/12/2021 tarihli raporu,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26/10/2021 tarihli cevabı yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden davalılar aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı …’a 02/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı adına çıkartılan tebliğatın ise bila ikmal iade döndüğü, davalı borçlular vekilinin 08/04/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, mahkememizce alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre, davacı banka ile davalı şirket arasında 08/04/2019 tarihinde 26.000,000 TL limitle genel kredi sözleşmesi imzalandığı, 22/10/2019 tarihinde sözleşme limitinin 100.000,00 TL’ ye yükseltildiği, bu sözleşmelere diğer davalı …’ın sözleşme tutarı olan 100.000,00 TL ile müteselsil kefil olduğu, ayrıca 08/04/2019 tarihinde davalı şirketle ticari kredi kartı sözleşmesi de imzalandığı, bu sözleşmede de davalı …’ın 22.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olduğu, davacı banka tarafından davalı şirkete 13/11/2019 tarihinde 36 ay vade ile 31.000,00 TL taksitli ticari kredi kullandırıldığı, bu kredinin 13/09/2020 vadeli 10.taksidi ile sonraki diğer taksitlerinin ödenmediği, bu kredinin 14/03/2021 tarihinde takip hesapların intikal ettirildiği, davalı şirket talebi ile diğer davalı … adına düzenlenen kredi kartında ise 05/10/2020 tarihi itibariyle dönem borcunun bulunduğu ve izleyen dönemlerde ödeme yapılmadığı, kredili mevduat hesabının da kullandırıldığı ve bu hesapta da davalı adına yapılan bir tahsilat olmadığı, davalılara 01/09/2020 tarihinde kullandırılan 30.000,00 TL’lik cari hesap kredisinin de davalılarca ödenmediği, bu hesabında 14/03/2021 tarihinde takip hesaplarına intikal ettirildiği, kredi hesaplarının 14/03/2021 tarihi itibariyle kat edildiği, davalılara kredi borçlarının 7 gün içinde ödenmesi için ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalı …’a 29/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı adına çıkartılan tebligatın ise bila ikmal iade döndüğü, davacı bankanın aynı tarihte 29/03/2021 tarihinde davalılar aleyhinde takip başlattığı dikkate alındığında davalıların takip ile yani 29/03/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davacı bankanın 01/03/2021 tarihi itibariyle ticari kredilere uyguladığı faiz oranının %24 olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.5 maddesine göre davacı bankanın bu faiz oranının 2 katı oranında temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre taksitli ticari krediye kat tarihinden itibaren yıllık %13.20 akdi faiz, borçlu cari hesap şeklinde işleyen ticari krediye kat tarihinden itibaren yıllık %24.00 akdi faiz ve her iki ticari kredi alacağına takip tarihinden itibaren %48,00 temerrüt faizi talep edebileceği, ticari kredi kartı ve kredili mevduat hesabı yönünden uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranlarının 5464 sayılı yasa uyarınca T.C Merkez Bankası tebliğlerine göre belirlenmesi gerektiği, buna göre kredili mevduat hesabı ve kredi kartı borcu için davacı bankanın kat tarihinden itibaren aylık % 1.89, yıllık % 22.68 akdi faiz, takip tarihinden itibaren ise aylık % 2.19, yıllık % 26.28 temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre takip tarihi itibariyle taksitli ticari kredi, kredili mevduat, ticari cari hesap ve ticari kredi kartından kaynaklanan alacak için davalıların 80.065,83 TL asıl alacak, 596,90 TL işlemiş faiz, 29,84 TL Bsmv olmak üzere toplam 80.692,57 TL borcu bulunduğu ve asıl alacağın 59.816,79 TL’lık kısmına % 48.00, bakiye 20.249,04 TL’lik kısmına ise %26.28 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 08/04/2019 tarihinde 26.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye …’ın aynı tutarla müteselsil kefil olduğu, 22/10/2019 tarihinde sözleşme limiti ve kefalet tutarında artış yapıldığı ve 100.000,00 TL ye çıkartıldığı, ayrıca davacı banka ile davalı şirket arasında ticari kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye diğer davalı …’ın 22.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olduğu, davalı şirket tarafından ticari kredi kartı başvuru formunda kart üzerinde diğer davalı …’ın isminin yazılmasının talep edildiği, davacı banka tarafından bu sözleşmelere istinaden davalı asıl borçluya taksitli ticari kredi, ticari kredili mevduat, cari hesap ve ticari kredi kartı kullandırıldığı, diğer davalının ise kredi sözleşmelerine müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine göre mutlak ticari dava olan somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, kefalet tutarının rakam ve yazı ile belirtildiği, yine davalının müteselsil kefil olduğu hususu ile kefalet tarihinin sözleşmelerde yer aldığı, davalı asil …’ın kefil olduğu tarih itibariyle davalı asıl borçlunun ortak ve yetkilisi olduğu, TBK’nun 584/3 maddesi uyarınca davalı asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilisi olan davalı … yönünden eş rızasının alınmasına lüzum bulunmadığı, davalı kefilin kefaletinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca davalılar ile davacı banka arasında kefaletin geçerlilik süresine ilişkin farklı bir süre kararlaştırılmadığından TBK’nun 598 maddesi uyarınca kefaletin yasal 10 yıllık süreye tabi olduğunun kabulü gerektiği, kredi ve kredi kartı borcunun ödenmemesi ve/veya ödemelerde aksama olması sebebiyle davacı bankanın sözleşme hükümleri uyarınca tüm hesapları kat ettiği ve söz konusu alacakların muaccel hale geldiği,sözleşme hükümlerine göre davalıların sözleşme adreslerine tebliğe çıkartılan İzmir … Noterliğinin 17/03/2021 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin bila ikmal iade edildiği, diğer davalı …’ın adres kayıt sistemindeki adresine çıkartılan tebligatın ise 24/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre asıl borçlu davalı şirkete çıkartılan kat ihtarının bila ikmal iade edilmesi sebebiyle kefaletin niteliğine göre davacının asıl borçlu ile birlikte diğer davalı kefile müracaat edebileceği, davacı bankanın 29/03/2021 tarihinde davalılar aleyhinde takibe giriştiği, kefilin sorumluluğu asıl borçlunun sorumluluğunu aşamayacağından davalıların takip tarihi 29/03/2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, TTK’nun 8.maddesi uyarınca ticari iş mahiyetindeki ticari kredi kartı sözleşmesinde tarafların faiz oranını serbestçe belirleyebileceği, bu halde TBK’nun 88 ve 120.maddesindeki hükümlerin uygulanamayacağı, her ne kadar bilirkişi tarafından davacı bankanın hesap kat tarihi olan 2021 yılı Mart ayı itibariyle uyguladığı faiz oranının %24 olduğu ve sözleşmenin 10.5 maddesine göre ticari kredi kartı ve kredili mevduat hesabı dışındaki diğer alacaklar yönünden bu oranın 2 katı olan %48 temerrüt faizi talep edilebileceği bildirilmiş ise de davacı bankanın T.C Merkez Bankasına bildirmek ile yükümlü olduğu ve bildirdiği hesap kat tarihi itibariyle yürürlükte ve geçerli olan 2021 yılı Mart ayı azami ticari kredi faiz oranlarına ilişkin kayıtlar mahkememizce uyap entegrasyon raporları üzerinden alınmış ve dosyaya kazandırılmış olup buna göre 2021 yılı Mart ayı itibariyle davacı bankanın uyguladığı azami faiz oranının %25.20 olduğu, bu sebeple davacı bankanın taraflar arasındaki sözleşmenin 10.5 maddesine göre bu faiz oranının 2 katı oranında temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre taksitli ticari krediye kat tarihinden itibaren yıllık %13.20 akdi faiz, borçlu cari hesap şeklinde işleyen ticari krediye kat tarihinden itibaren yıllık % 25.20 akdi faiz ve her iki ticari kredi alacağına takip tarihinden itibaren % 50.40 temerrüt faizi talep edebileceği, ticari kredi kartı ve kredili mevduat hesabı yönünden ise uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranlarının 5464 sayılı yasa uyarınca T.C Merkez Bankası tebliğlerine göre belirlenmesi gerektiği, mahkememizce bilirkişi …’dan alınan 16/12/2021 tarihli bilirkişi raporunun yapılan açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, takibe konu alacak miktarının likit olduğu, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu ve takip konusu alacağın kefalet limiti kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
80.065,83 TL asıl alacak,
596,90 TL işlemiş faiz,
29,84 TL bsmv olmak üzere toplam 80.692,57 TL alacak ve asıl alacağın 59.816,79 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren %50.40, bakiye 20.249,04 TL’lik asıl alacak kısmına ise %26.28 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- 80.065,83 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 16.013,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 5.512,10 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 995,66 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.516,44 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 995,66 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 133,70 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.688,66 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (80.692,57/82.438,39=0,97)1.652,89 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 11.290,03 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalılar dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 1.745,82 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA