Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/51 E. 2021/489 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/978 Esas
KARAR NO : 2021/484

DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali ( Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçludan alacağının sağlanması amacıyla İzmir …. İcra Müdürlüğünün … nolu dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlunun takibe haksız itiraz ettiğini, borçlu şirketin İzmir …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından sorumlu olduğu fakat yatırmadığı tutarın müvekkili tarafından yatırılmak zorunda kaldığını belirterek İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı yanın hem ilamsız icra takibinde hem de işbu dava dilekçesinde davaya konu vakıayı tüm açıklığı ile açıklamadığını, kaza tarihı, poliçe/plaka bilgisi ve olayın oluşuna ilişkin hiçbir açıklama yapmadan işbu davayı ikame etmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, müvekkili şirket kayıtlarında yapmış oldukları artaştırmalarda plaka ve kaza tarihi belli olmadığından herhangi bir kayda ya da hasar dosyasına yada poliçeye ulaşılamadığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine açılmış haksız ve mesnetsiz davanın, kaza tarihini kapsar müvekkil şirket nezdinde düzenlenmiş poliçe bulunmaması sebebi ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVA:
Dava, zmms sigortalısı olan davacı tarafından SGK’ya yapılan ödemenin zmms poliçesi kapsamında sigortacı olan davalıdan rücuen tahsili isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı adına kayıtlı ve sürücüsü kaza mahallinde tespit edilemeyen … plakalı araç ile dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçların 13/08/2008 tarihinde İzmir ili, Bornova ilçesi, … Caddesi, … kavşağında çift taraflı, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına karıştığı, bu kazada … plakalı aracın sürücüsü … ile bu araçta yolcu olarak bulunan … isimli şahısların yaralandığı, yaralanan bu kişilere SGK tarafından yapılan ödeme ve diğer masrafların … plakalı aracın sürücüsü olarak tespit edilen dava dışı … ve bu aracın zmms sigortacısı olan … Sigorta A.Ş den tahsili için ilgilere SGK tarafından tebligat gönderildiği, … Sigorta A.Ş tarafından bir kısım ödeme yapıldığı, bakiye kısım yönünden SGK tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında sigorta ile adı geçen aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı … tarafından bu icra dosyasına 24/07/2017 tarihinde 4.211,36 TL ödeme yapıldığı, davacının yapmış olduğu bu ödemeyi kendisinin zmss sigortacısı olan davalıdan İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile rücuen tahsilini talep ettiği, davalı sigortanın yasal süresinde itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasını ikame ettiği, davacının davalı … nezdinde zmms sigorta poliçesinin bulunduğu ve poliçe dönemi içerisinde meydana gelen hasara ilişkin olarak kendisi tarafından dava dışı SGK ya yapılan ödemenin zmms sigortacısı olan davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği iddiasıyla davaya konu takibi başlattığı, uyuşmazlığın davacı tarafından SGK ya yapılan ödemenin zmms poliçesi kapsamında davalı tarafından tazmin edilmesi gerekip gerekmediği ve davalının meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında olduğu, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1. maddesindeki tanımlara göre tüketici işleminin; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, tüketicinin ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı Yasa’nın 73/1.maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca taraflar arasında tüketici işlemi niteliğinde bulunan sigorta ilişkisi kurulmuş olup davacının tüketici, davalının ise satıcı (hizmet sunan) olduğu, bu nedenle dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu ve İzmir ilinde ayrı bir tüketici mahkemesi bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILAMADI),
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere tarafların yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA