Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/501 E. 2022/421 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/501
KARAR NO : 2022/421

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait … plakalı araç ile gerçekleştirilen ihlalli geçiş nedeni ile doğan ve yasal süresinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir 15.İcra müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe ve borca yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve yersiz olup itirazın iptaline, alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına, borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde davalı şirkete gönderdiğini iddia ettiği geçiş ücreti ve ceza tutarının ödenmesinin talep edildiğini belirten ihlalli geçiş ihtarnamesinin davalı olduğunu, kar amacıyla otoyol işletmeciliği yaptığını, 6100 sayılı yasada davacıya kamusal faaliyete göre KGM’nin sahip olduğu hakları da aşar şekilde araç malikine bildirimde dahi bulunmadan kusur şartı aranmaksızın 4 kat ceza uygulama hakkı verdiğini, bu ilgili düzenlemenin Anayasa ile belirlenen devletin hukuk devleti niteliği ile bağdaşmadığını, geçiş ücretinin 4 katı cezayı ödemek zorunda bırakılmasının sözde yapılan ihlalli geçiş anında geçiş bildiriminde bulunulmamasının hukuk mantığı ve cezalandırılabilirlik koşulları ile bağdaşmadığını, davacının davalı şirkete ait … plakalı araç tarafından 04.02.2019 tarihinde ihlalli geçiş yaptığı iddiasında bulunduğunu, söz konusu iddianın gerçek dışı olduğunu, davalı şirkete ait bahsi geçen aracın o tarihte geçiş yapmadığını haliyle bir ihlalin de söz konusu olmadığını, davalı şirkete herhangi bir cezai şarta ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadan yasal koşullar oluşmadan başlatılan geçersiz takibe dayanan iş bu davanın reddine, davalının davacıya hiçbir borcu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Bilirkişi …’ın 12/01/2022 Tarihli Raporunda; davacı tarafından takibe konu edilen 77,65 TL lik geçiş ücretinin davalı şirkete ait … plakalı araç tarafından 04.02.2019 tarihinde gerçekleştirilen ihlalli geçiş işleminden kaynaklanan bir alacak olduğu, söz konusu geçiş ücretinin geçiş tarihini izleyen 15 gün içerisinde davalı tarafından ödenmediği, bu nedenle davalı şirket adına 77,65 TL asıl + 310,60 TL idari para cezası olmak üzere toplamda 388,25 TL lik borcun tahakkuk ettirilerek tahsili yönünde icra takibinin başlatıldığı, davalının … plakalı araç ile 04.02.2019 tarihinde gerçekleştirilen geçiş ihlalinden doğan 77,65 TL lik geçiş ücretinden dolayı davalının borçlu olduğu, bu borcunu geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesi gerektiği halde ödemediği ve bu borç ile ilgili olarak davalı yana yazılı ihtar ve tebliğin gerekmediği yönünde kanaate varılması durumunda davacının davalıdan icra takip tarihi itibarıyla 77,65 TL asıl ve geçiş ücret bedelinin 4 katına isabet eden 310,60 TL lik ceza bedeli olmak üzre toplamda 388,25 TL hesaplanmıştır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
İtirazın iptali davaları niteliği gereği, icra takibine bağlı, takibin devamına ya da iptaline yol açacak davalardır. İtirazın iptali davalarında takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye, takip dayanağı borcun sebebine bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. Davanın, icra takibine bağlı olmasının bir başka doğal sonucu ise davacının icra takibine konu edilen alacağın varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
İlamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.07.2021 tarihli ve 2017/19-3085 E., 2021/902 K. sayılı kararında da değinilmiştir. 2004 sayılı yasanın 67/1 maddesi, YHGK 27.11.2013 tarih 2013/11-360 esas 2013/1605 karar sayılı ilamı, Y7HD 22.01.2013 tarih 2012/6063 esas 2013/302 karar sayılı ilamları gereği, itirazın iptali davasının, borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması zorunludur. İcra takibine itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliği sağlanmadan 2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlaması mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davalı şirkete ait araçların, davacının işletiminde yer alan ücretli otoyoldan ödeme gişelerinden geçtikleri, ancak geçişe rağmen davalı şirketin geçiş ücretini ödemediği, bundan dolayı geçiş ücretinin icra takibi yapılarak talep edildiği, davalı şirketin takibe itiraz ettiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile davalıya ait aracın geçişinin ve geçiş ücretinin ödenmediğinin tespit edildiği, geçiş ücretinin likit olduğu, ödemenin yapılmadığının sabit olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına ilişkin aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE,
2-İzmir 15.İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-388,25 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gerekli toplam 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30-TL nin mahsubu ile 21,40-TL harcın davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 118,60-TL toplam harç, 750,00-TL bilirkişi ücreti, 53,00-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 921,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 388,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair miktar bakımından kesin olarak verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.11/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır