Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2022/444 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/479
KARAR NO : 2022/444

DAVA : Tazminat, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2015

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN …/… E.
…/… K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2015
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle ; müvekkilinin 2006 yılından beri, PHILIPS markasının Ege ve Akdeniz Bölgelerinin tek satıcılığı yapmakta ve basiretli bir tacir sıfatıyla ticaret hayatını distribütörlük sıfatıyla sürdürdüğünü, müvekkili ile davalılardan … İnşaat Yapı İml. İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti ile arasında 13/12/2013 tarihinde bir gayrimenkul satış sözleşmesi imza ettiklerini, müvekkilinin satış sözleşmesindeki yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davalıya toplam 3.250.000,00-TL bedel ödediğini ve davaya konu arsa ve fabrika binasının maliki olduğunu, 07/04/2014 tarihli inşaat işi için yapılan sözleşme gereğince müvekkilinin yine 3.365.833,00-TL ödeme yaptığını, müvekkili ile davalılar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı davranıldığını beyan ederek, davanın kabulüne, 67.551,00-TL onarım işi için harcanan bedelin tahsiline, 5.000,00-TL maddi tazminat talebinin kabulüne, 5.000,00-TL manevi tazminat talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … İnşaat Yapı İml. İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti vekilinin cevap dilekçesine özetle; müvekkili ile davacı arasında 13/12/2013 tarihli satış sözleşmesi ile İzmir ili, Gaziemir ilçesi, Fatih Mahallesi, 18N-4/B pafta, 11421 ada, 5 numaralı parsel üzerindeki natamam fabrika binasının satıldığını, davacının talebine göre sözleşmedeki 4.5.ve 6.maddesini üstlendiklerini, toplam bedelin 3.250.000,00-TL olarak sözleşmede kabul edildiğini, müvekkilinin davacının sözleşme dışındaki talebi ile yaptığı işlerle ilgili olarak toplam 3.351.620,00-TL bedelli üç adet fatura kestiğini, müvekkili tarafından fabrika binasının üstlendiği tüm yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, yapı kullanma izin belgesi alınarak davacıya teslim edildiğini, eksik olan işlerin üçüncü kişilere yaptırıldığını ve müvekkilinin hiçbir ilgisi ve sorumluluğunun bulunmadığını, tespit dosyasında yapılan işlerin müvekkilinin üstlendiği işler olmadığını beyan ederek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Teknik İnş. Dek. Har. San.ve Tic. Ltd. Şti vekilinin cevap dilekçesine özetle; müvekkili şirketin taraf sıfatı bulunmadığının davanın husumet yönünden reddini gerektiğini, 07/04/2014 tarihli sözleşme ile müvekkili şirketin üstlendiği bir iş olmadığından, davacının uğradığını iddia ettiği zararın tamamını diğer davalı ile birlikte müvekkili şirketten de talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin iddia olunan zararlardan sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek, davanın husumet nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA DOSYASI AÇISINDAN;
Davacı vekili dava dilekçesini özetle ; müvekkilinin 2006 yılından beri, PHILIPS markasının Ege ve Akdeniz Bölgelerinin tek satıcılığı yapmakta ve basiretli bir tacir sıfatıyla ticaret hayatını distribütörlük sıfatıyla sürdürdüğünü, müvekkili ile davalı arasında 13/12/2013 tarihinde bir gayrimenkul satış sözleşmesi imza ettiklerini, müvekkilinin satış sözleşmesindeki yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davalıya toplam 3.250,00-TL bedel ödediğini ve davaya konu arsa ve fabrika binasının maliki olduğunu, 07/04/2014 tarihli inşaat işi için yapılan sözleşme gereğince müvekkilinin yine 3.365.833,00-TL ödeme yaptığını, müvekkili ile davalılar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı davranıldığını beyan ederek, davanın kabulüne, 15.000,00-TL aylık hükme bağlanan, 20.000,00-TL bedelli cezai şartın niteliğindeki temerrüt cezasının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;. Davacı müvekkil şirket ile aralarında 13.12.2013 tarihinde Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzaladıklarını, imzalanan sözleşmenin 8- maddesinde satıcının tüm yükümlülüklerini 15.03.2014 tarihine kadar projelerine uygun olarak tamamlayarak eksiksiz bir şekilde alıcıya teslim etmeyi, bu tarihten sonra gecikilen her süre için aylık 15.000,00 TL. cezai şartı alıcıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, yapı kullanma izin belgesinin 25.04.2014 tarihinde alınarak binanın A1 gün geç teslim edildiği iddiası ile 41 günlük cezai şart bedeli olan 20.000,00 TL.nın tahsilini talep ettiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 179/11. maddesine göre ifaya eklenen cezai şartın (gecikme tazminatının) istenebilmek için itanın çekince bildirilerek kabul edilmesi gerektiğini, ifa çekincesiz olarak kabul edilmiş olmadıkça cezai şart (gecikme tazminatı) istenemeyeceğini, sözleşme konusu edimin 25.04.2014 tarihinde teslim edildiğini davacı kabul ettiğini, sözleşme konusu edim teslim edildiğinde davacı teslim sırasında cezai şart alacağı hakkını saklı tuttuğunu yazılı belge (senet) ite ispat etmesi gerektiğini, taşınmazın mülkiyetinin davacıya tapudan devredilmesi, tapu devrinden sonra bizzat davacı tarafından veya davacının talebi ile yükleniciler tarafından eski ruhsat ve projesine aykırı imalatlar yapılmış olması nedeniyle belediyeden proje tadilatı yapılarak yeni bir ruhsat alınması zorunluluğu olduğu, işbu sözleşme imzalanmadan müvekkilinin yüklenici olarak Belediyeden yeni ruhsat almak ve Yapı Kullanma İzin Belgesi alması mümkün olmadığı, yeni bir ruhsat alınabilmesi için müvekkil şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye istinaden Gaziemir Belediye’sinden 11,04.2014 tarihine yeni inşaat ruhsatı alınmış, inşaat ruhsatının düzenlenmesinden sonra yapı kullanma İzin belgesi alınması için başvuru yapılmış ve 25.04.2014 orıay tarihli Yapı Kullanma İzin Belgesi alındığı, ruhsat ve Yapı Kullanma İzin Belgesi alınabilmesi için düzenlenen sözleşme tarihi dikkate alındığında müvekkilimin gecikmeden kusuru olmadığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddîne, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ’NİN KARARINDAN ÖNCEKİ HÜKMÜN GEREKÇESİ : “Uyuşmazlık tespiti ; davacı ile davalı … Ltd. Şti arasında 07/04/2014 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca davalı tarafın edimlerini tam yerine getirip getirmediği, yerine getirmemiş ise davacının zararının oluşup oluşmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu , bu sözleşmeden dolayı diğer davalılar … Ltd. Şti ve yetkilisi … … ‘a da sorumluluk düşüp düşmeyeceği, birleşen dosya yönünden ise davacı ile davalı … Ltd. Şti arasında 13/12/2013 tarihinde imzalanan sözleşmeden dolayı teslimin davalının kusurundan kaynaklı olarak geç yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın davalıdan istenip istenmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Dava, ayıbın giderilme bedeli, işin ayıplı yapılmasından doğan maddi zarar ve manevi tazminatın tahsili ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şart istemlerine ilişkindir.
Mahkememiz 19.01.2017 tarihinde İnşaat Mühendisi Bilirkişi ile birlikte taşınmazın başında keşif yapılmış, bilirkişi heyeti raporu ve ek raporunu dosyaya sunduğu görülmüştür.
Davacı taraf, davalı …. Ltd.Şti ile herhangi bir sözleşme yapmadıklarını ileri sürmüş ise de, tarafların kabulünde olan sunulan 23.12.2014 ve 26.12.2014 tarihli faturalardan davalı … .. Ltd.Şti’nin Balkon İzalasyon işi ve tamiratını yaptığı sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı vekilinin, 21.05.2015 tarihli beyan dilekçesinde ; müvekkil şirketin binadaki gizli /açık ayıpları Ocak 2015 ayından itibaren farkettiğini, 17.04.2018 tarihli duruşmada ise davalılara İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesindeki delil tespit dosyasından önce herhangi bir yazılı bildirimlerinin olmadığı, sözlü olarak bildirdikleri, bildirdikleri iki tanığı da cezai şart yönünden dinletmek istediklerini beyan etmiştir. Bu beyanlar kendisini bağlar.
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı vekilinin 17.04.2015 tarihinde delil tespiti talebinde bulunduğu, aynı gün delil tespiti keşfinin yapıldığı, bilirkişi heyetinin de 05.05.2015 tarihinde raporunu dosyaya sunduğu, davalılara delil tespiti raporunun tebliğ edildiğine dair dosyada tebligat evraklarının bulunmadığı görülmüştür.
Davacı ile davalı … Yapı İmalat İhr. San.Tic.Ltd.Şti. arasında imzalanan Satış Sözleşmesinin 8.maddesi uyarınca; satıcı … .. Ltd.Şti’nin tüm yükümlülüklerini 15.03.2014 tarihine kadar projelerine uygun şekilde binayı tamamlayıp binayı eksiksiz bir şekilde alıcıya teslim edeceği, bu tarihten sonraki geciken süre için aylık 15.000,00 TL cezai şartı alıcı … …. AŞ’ye ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
İşin 25.04.2014 tarihinde davacıya, davalı … tarafından örtülü olarak teslim edildiği tarafların kabulündedir.
Davalı … Teknik İnşaat Dek. Ltd.Şti’nin yapmış olduğu balkon izalasyon tamir işini en son fatura tarihi olan 26.12.2014 tarihinde davacıya teslim ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Eserin açıkça ve örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında farkedilmeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder.
İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.
Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK’nun m.477)
Bu tespitler ve yasal düzenleme sonucunda somut olaya bakıldığında; davalı … .. Ltd.Şti’nin yüklenmiş olduğu işi 25.04.2014 tarihinde iş sahibi davacıya teslim ettiği, davalı … .. Ltd.Şti yüklenmiş olduğu işi 26.12.2014 tarihinde iş sahibi davacıya teslim ettiği, davacı vekilinin yüklenicilerin yapmış olduğu işlerdeki gizli / açık ayıpları Ocak 2015’te farkettiklerini beyan ettiği, buna rağmen davalılara ayıp ihbarında hemen bulunmadıkları, dolayısıyla yukarıda anılan Türk Borçlar Kanunu’nun 477.maddesi uyarınca eseri kabul etmiş olduklarından davalılara ayıptan dolayı tazminat davası açılamaz.
Davacının manevi tazminat talebine gelince ; tüzel kişilerinde, manevi tazminat isteyebilme hakları vardır. Şeref, namus ve onur, gerçek kişiler gibi tüzel kişilerinde kişilik haklarındandır. Tüzel kişilerde, kendisine düşen ödevi dürüst ve güvenilir bir biçimde yerine getirme niteliği olmasını bekler. Bu nedenlerle, tüzel kişilerde sosyal olur ve mesleki itibarlarına yapılan saldırılara karşı korunmalıdır. Zira, tüzel kişiler yaşayabilmek için şeref ve onurlarını müdafaa etmek zorundadırlar. Tüzel kişilerin nitelikçe gerçek kişilere özgü olanların dışında kalan, kişisel haklarına saldırı halinde manevi tazminat namı adı altında özel bir giderim isteyebilecekleridir. Bu değerlendirmeler sonucunda somut olaya bakıldığında, davacı tüzel kişinin davalılar tarafından kişisel haklarına yapılan bir saldırının mevcut delillere göre bulunmadığı, dolayısıyla manevi tazminatın koşulları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
Birleşen mahkememizin …/… Esas sayılı dosyası yönünden; taraflar arasında imzalanan 13.12.2013 tarihli sözleşmeyle satıcının tüm yükümlülüklerini 15.03.2014 tarihine kadar yerine getireceği, gecikilen süre için aylık 15.000,00 TL cezai şart kararlaştırıldığı, davacı vekilinin Yapı Kullanma İzin Belgesinin onay tarihinin 25/04/2014 tarihi olduğu, davalı şirketin kusuruyla 40 günlük temerrütünün mevcut olduğu ve 20.000,00 TL cezai şart talebinde bulunduğu, buna karşılık davalı vekili TBK.m.179/2 çerçevesinde ifanın çekişmesiz kabul edildiğini ileri sürdüğü, buna karşılık davacı vekili, müvekkilinin işi teslim almadığını ileri sürmüş ise de, davcı vekilinin delil olarak sunmuş olduğu kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 03.11.2014 tarihi olduğu, kaldı ki, 40 günlük cezai şart talebinde bulunmakla işin 25.04.2014 tarihinde teslim edildiği örtülü olarak kabul edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı vekili, bildirdiği iki tanığın cezai şart yönünde dinlenmesini talep etmiş ise de, işin itirazı kayıt ile teslim alındığının yazılı olarak kanıtlanması gerektiğinden davacı vekilinin bildirdiği tanıkların dinlenmesinin sonuca etkisi olmayacağından mahkememizce dinlenmesine gerek görülmeyerek sonuca gitmiştir.
İfaya bağlı cezai şartın istenebilmesi için, sözleşmede aksine bir düzenleme olmadığı takdirde, alacaklının teslim zamanında cezai şart alacağını saklı tutması gerekmektedir. Aksi takdirde, alacaklı cezai şart talep etme hakkını kaybeder. Somut uyuşmazlıkta sözleşme konusu işin 25.04.2014 tarihinde teslim edildiği, davacının cezai şart alacağını saklı tuttuğuna dar yazılı belge sunamadığı, dolayısıyla talebini ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddi” şeklinde mahkemece yapılan yargılama neticesinde …/… Esas, …/… Karar ve 29.05.2018 tarihli ilam ile “A) 1-Davacı tarafın davalılara karşı açmış olduğu maddi tazminat ve onarım için harcanan bedelin tahsiline yönelik tazminat talebininde reddine, 2-Manevi tazminat talebinin reddine, B) 1-Mahkememiz dosyası ile birleşen …/… Esas sayılı dosyası yönünden davalı … .. Ltd.Şti ne karşı açılan cezai şart alacağı davasının reddine, ” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NİN 22. HUKUK DAİRESİ’NİN KARARI : Mahkememizce verilen hükmün davacı tarafça İstinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 22. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas, …/… Karar ve 23.06.2021 tarihli kararıyla; “İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak isteğine ilişkindir.
Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de, davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da, sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya O’nun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Delil olarak dayanılmış ise ticari defter kayıtları ile ve ayrıca yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK’nın 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK’nın 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.
Ticari defterlerin delil olarak kabul edilmesi için her iki tarafın da tacir olması gerekir. Taraflardan biri tacir değil ise ticari defterlere delil olarak dayanılamaz. Tacir olmayan taraf, karşı tarafın ticari defterlerine ancak münhasır delil olarak dayanabilir. Ticari defterlere münhasır olarak dayanılmış ise başka delillere dayanılamayacaktır.
Fatura, emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (213 sayılı VUK 229. md.). Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (TTK 21/1). Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Fatura düzenleyen tacirin TTK’nın 21/2. maddede belirtilen karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdî ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır. Bu nedenle faturanın TTK’nın 21. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdî ilişkinin kurulmuş ve iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz.
Eser sözleşmesi ilişkilerinde sözleşme ilişkisinin devam ettiği sürece yüklenicinin işi bırakıp gittiği ya da eksik bıraktığı kanıtlanmadıkça gerçekleştirilen imalâtın yüklenici tarafından yapılmış olması karine olup bunun aksini, ileri süren iş sahibinin ispatlaması gerekir. Sözleşmenin feshi ya da iş ile işyerinin tesliminden veya geçici ya da kesin kabülden sonra yapılan iş ve imalât varsa bunları iş sahibinin yapmış ya da yaptırmış olması iş sahibi lehine karine olarak kabul edilmekte olup, bunun aksinin yani fesih ya da kabülden sonra işe devam ederek imalât yapıldığının bunu ileri süren yüklenici tarafından yasal delillerle kanıtlanması zorunludur.
Eser sözleşmesinin eksik veya ayıplı ifa edilip edilmediği, eksik iş ve ayıplardan dolayı talep haklarının ne olduğu ve hangi koşullarla istenebileceği yönünden, sözü edilen eksik ve kusurların eksik iş, açık ayıp ve gizli ayıp olup olmadığının saptanması gerekir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden BK’nın 359 ve 362. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Açık ayıp, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade eder. Yüklenicinin açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerekir (BK.md.359). Aksi halde yüklenici ihtirazî kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK.md.362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK.md.362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Süresinde ayıp ihbarı yapılmışsa, açık ayıplı imalâtın bedeli eserin teslim edildiği ve ayıp ihbarının yapıldığı, gizli ayıplı imalâtın bedeli de gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihteki rayiçlerle istenebilir. Şayet sözleşmede özel düzenlemeler varsa öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 2019/2005 esas ve 2019/3700 karar sayılı ilamı)
Davacı ile davalı … İnşaat Yapı İml. İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti. arasında 13.12.2013 tarihli yazılı taşınmaz satış sözleşmesi ile 07.04.2014 tarihli yazılı eser sözleşmesi ile akdî ilişkinin varlığı sabittir. Davacı iş sahibi, davalı … İnşaat Yapı İml. İth. İhr. San.ve Tic. Ltd. Şti. yüklenicidir.
Hükme dayanak alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda ayıplı işler belirtilmiş ise de eksik iş bulunup bulunmadığı, ayıpların açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğu hususunda net bir değerlendirme yapılmamıştır.
O halde, mahkemece bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak; ayıplı iş iddiası karşısında ayıpların açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı iş olduğu ayrıca eksik iş bulunup bulunmadığı netleştirilerek iş sahibinin açık ve gizli ayıplar yönünden süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği de tartışılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir BAM 22. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı gereğince daha önce rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 31.01.2022 tarihli ek raporda ; daha önce düzenlenen kök raporda ve ek raporda davalı … Ltd. Şti sorumluluğunda kaldığı ve toplam tamirat bedeli olarak belirlenen 8.665,00 TL’lik ayıplı ve eksik işlerden bilirkişi raporunun 3.sayfasındaki tabloda tek tek gösterildiği üzere 640,00 TL bedelli ızgara demirlerinin yerine konulması işinin eksik iş olduğu, kalan 5 iş kaleminin ise basit bir incelemeyle tespit edilebilecek ayıp oldukları ve toplam tamirat bedelinin 8.025,00 TL olduğunun hesaplandığı, davalılardan … Ltd. Şti.’nin sorumluluğunda bulunan işlerle ilgili olarak yapılan inceleme neticesindeyse yine raporun 3 ve 4.sayfasında tablo halinde gösterildiği üzere 5.838,58 TL’lik şap dökülmesi işinin zamana bağlı ortaya çıkan ayıp olduğu, 2.000,00 TL’lik moloz nakli işi, 3.892,20 TL’lik parapet içi su izolasyonu yapılması, 29.192,70 TL’lik izolasyon tamiri, 14.596,35 TL’lik 400 doz şap dökülmesi işlerinin ilk maddenin sonucu olduğundan zamana bağlı ortaya çıkan ayıplar olduğu, sonuç olarak daha önce düzenlenen kök ve ek raporlarda davalı … Ltd. Şti sorumluluğunda kaldığı ve toplam tamirat bedeli 55.519,79 TL olarak belirlenen ayıplı işlerin tamamının tablo içeriğinde gösterildiği üzere şap imalatının tekniğe uygun yapılmamış olması nedeniyle dış etkilere bağlı olarak ayıbın zamanla ortaya çıktığının anlaşıldığı bildirilmiştir.
Yine alınan bilirkişi raporunda davalılardan … Ltd. Şti.’nin yaptığı işteki ayıpların açık ayıp olduğu ve yerel mahkeme kararında bu işlerin 2014 tarihinde tespit edilmiş olduğunun tarafların kabulünde olduğunun ifade edildiği, teknik bilirkişi tarafından … Ltd. Şti tarafından yapılan imalatlardaki açık ayıpların ilk yağmurda tespit edilebilecek nitelikte olduğunun belirlendiği, bu çerçevede davacının teslim tarihi olarak kabul edilen 25.04.2014 tarihinden sonra Ocak 2015 yılına kadar ayıp ihbarında bulunmasının gerektiği, davacı vekilinin “Müvekkili şirketin binadaki gizli/açık ayıpları Ocak 2015 ayından itibaren fark ettiği” yönündeki beyanı dikkate alındığında takdiri mahkemeye ait olmak üzere zamanında ayıp ihbarında bulunulmamış olduğu, bodrum giriş oluk üzeri demir ızgara ise eksik iş niteliğinde olduğundan ve eksik işlere ilişkin herhangi bir ihbar külfeti mecbur olmadığından davacının söz konusu eksik iş bedelini davalı … Ltd. Şti.’den talep edebileceği, teknik değerlendirme çerçevesinde davalılardan … Ltd. Şti.’nin yaptığı işteki ayıpların gizli ayıp olduğunun ve dış etkilere bağlı olarak ayıbın zamanla ortaya çıktığının tespit edildiği, tespit raporundaki değerlendirmede de bina, teras çatısında su izolasyonu üzerindeki şapın düşük dayanımda olduğundan çatlamış ve bazı bölümlerinde ufalanmalarının başladığının görüldüğünün raporlanmış olduğu, yerel mahkeme kararında bu işlerin 26.12.2014 tarihinde teslim edilmiş olduğu sonucuna ulaşılmış olduğundan ve ayıplarında zamanla ortaya çıktığı dikkate alındığında söz konusu gizli ayıplara ilişkin bildirimlerin tespit raporuyla yapılmış olması sebebiyle zamanında ayıp ihbarında bulunulmuş olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve İzmir BAM 22. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı kapsamında alınan ek raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde;
Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalılardan … Ltd. Şti.’nin sorumluluğunda bulunan eksik ve kusurlu işlerin yağmur suyu iniş ve ana kanal rogar temizliği işi için 2.500,00 TL, giydirme cephe parapet önü kompozit panel, derz birleşimlerinin temizlenerek yenilenmesi işi 750,00 TL, sürme doğrama söve kaplaması birleşimleri mastiklenmesi-montaj vida deliklerinin kapatılması 640,00 TL, bodrum giriş oluk üzeri demir ızgara 3.500,00 TL, tamiri yapılan pimaş ve ara musluk işi 150,00 TL olmak üzere toplam 8.665,00 TL olarak hesaplandığı, bu işlerden sadece 640,00 TL’lik bodrum giriş oluk üzeri demir ızgaranın eksik iş niteliğinde olduğu, kalan 5 iş kaleminin basit bir incelemeyle tespit edilecek nitelikte açık ayıplı olduğu ve bu şekilde toplam tamirat bedelinin 8.025,00 TL olduğu sonucuna varıldığı bildirilmiş olmakla iş bu rapor aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yine alınan bilirkişi raporunda davalı … Ltd. Şti.’nin sorumluluğunda bulunan eksik ve kusurlarla ilgili olarak yapılan incelemeye göre, bina teras çatısında su izolasyonu üzerindeki şapın düşük dayanımda olduğundan çatlamış ve bazı bölümlerde ufalanmanın başladığının görüldüğünün raporlandığı, şap imalatının tekniğine uygun yapılmamış olması nedeniyle dış etkilere bağlı olarak ayıbın zamanla ortaya çıktığının anlaşıldığı, bu sebeple tamirinin gerektiği, bu tamirat sırasında mevcut şapın sökülmesi, moloz nakli gerektiği, parapet içi su izolasyonu yapılması, izolasyon tamiri yapılması ve yeniden şap dökülmesinin gerektiği, bu açıklamalar ışığında 5.838,58 TL’lik şap dökülmesi işinin zamana bağlı ortaya çıkan ayıp olduğu, 2.000,00 TL’lik moloz nakli işi, 3.892,20 TL’lik parapet içi su izolasyonu yapılması, 29.192,70 TL’lik izolasyon tamiri, 14.596,35 TL’lik 400 doz şap dökülmesi işlerinin ilk maddenin sonucu olduğundan zamana bağlı ortaya çıkan ayıplar olduğu ve bu şekilde gizli ayıplı olduğu ve dış etkilere bağlı olarak ayıbın zamanla ortaya çıktığı tespit edildiği bildirilmiş olmakla iş bu rapor aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davacı ve davalılardan … İnşaat Ltd. Şti arasında imzalan 13.12.2013 tarihli Satış Sözleşmesi’nin 8.maddesi uyarınca; satıcı … … Ltd.Şti’nin tüm yükümlülüklerini 15.03.2014 tarihine kadar projelerine uygun şekilde binayı eksiksiz bir şekilde tamamlayıp alıcıya teslim edeceği, bu tarihten sonraki geciken süre için aylık 15.000,00 TL cezai şartı alıcı … …. AŞ’ye ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Yine mahkememizin önceki gerekçesinde belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşme konusu işin Yapı Kullanma İzin Belgesinin onay tarihi olan 25.04.2014 tarihli itibarıyla davalı … tarafından davacıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Yine davalı … Teknik İnşaat Dek. Ltd.Şti’nin yapmış olduğu balkon izalasyon tamir işinin, dosyada birer sureti mevcut olan ve davalı … Teknik … Ltd. Şti tarafından davacı adına düzenlenen faturaların incelenmesinden en son fatura tarihinin 26.12.2014 tarihi olması nedeniyle en son bu tarih itibariyle davacıya teslim edildiğinin kabulü gerekmiştir.
TBK 474.maddesine göre “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir. “
TBK 477.maddesine göre “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder.
İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.
Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi geçikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır, bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.”
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin ilgili kararından önceki mahkememiz dosyasından verilen kararın gerekçesinde de belirtildiği üzere, davacı ve davalı … Ltd. Şti arasında düzenlenen sözleşme kapsamındaki işin davalı tarafça davacıya 25.04.2014 tarihinde, diğer davalı … … Ltd. Şti.’nin yüklenmiş olduğu işin de 26.12.2014 tarihinde işsahibi davacıya teslim edildiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan ve mahkememizce aynen benimsenen ve hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalı … Ltd. Şti tarafından gerçekleştirilen ve bilirkişi raporunun 3.sayfasındaki tabloda tek tek dökümü yapılan 5 ayrı iş kaleminden ibaret toplam 8.025,00 TL’lik ayıplı ve kusurlu işlerin basit bir incelemeyle tespit edilebilecek nitelikte açık ayıplı işlerden olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda TBK 474.maddesi gereğince iş sahibinin eserin tesliminden sonra imkan bulur bulmaz ayıp ihbarında bulunmasının gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki işin davalı … Ltd. Şti tarafından davacıya 25.04.2014 tarihinde teslim edildiği, davacı tarafça dava dilekçesine gizli ve açık ayıpların 2015 yılının Ocak ayından beri farkedilebilir durumda olduğunun belirtildiği, ancak davacı tarafça İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… D.İş sayılı dosyası üzerinden 17.04.2015 tarihinde delil tespiti talebinde bulunulduğu, bu kapsamda davacı tarafın ayıpları öğrendiği 2015 yılının Ocak ayından itibaren makul süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, mahkememizce yapılan yargılama sırasında 17.04.2018 tarihli duruşmada da İzmir 5. ATM’deki delil tespiti dosyasından önce ayıp ihbarı konusunda herhangi bir yazılı bildirimin bulunmadığının, ancak sözlü olarak bildirimde bulunulduğunun ve isimleri bildirilen tanıkların ise cezai şart yönünden dinletileceğinin bildirilmiş olması karşısında davacı tarafça süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı anlaşılmakla bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen kusurlu ve ayıplı işler yönünden süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığından TBK 474.maddesi kapsamında davacının davalı … Ltd. Şti.’den talepte bulunamayacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı … Teknik İnşaat Dekorasyon Haritacılık San Ve Tic. Ltd. Şti yönünden sözleşmeye konu bina ile ilgili olarak yapılan işlerle ilgili olarak bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök ve ek raporların birlikte değerlendirilmesi neticesinde, en son düzenlenen bilirkişi ek raporunun 3. ve 4.sayfasında tablo halinde gösterilen toplam 55.519,79 TL ‘lik eksik ve kusurların zamana bağlı olarak ortaya çıkacak gizli ayıp niteliğinde olduğu tespit edilmiş ve mahkememizce de bilirkişi raporundaki bu görüş aynen benimsenmiş ise de, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ayıpların 2015 yılının Ocak ayından itibaren farkedilebilir olduğunun belirtilmiş olması karşısında gizli ayıp söz konusu olsa dahi davacı tarafça ayıpların 2015 yılının Ocak ayında öğrenilmiş olması nedeniyle davacı tarafın bizzat kendi beyan ettiği öğrenme tarihinden itibaren TBK 477.maddesi gereğince makul süre içerisinde davalıya ayıp ihbarında bulunulması gerekirken bu konuda makul süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğuna dair yazılı bir belgenin dosya kapsamı belgeler arasında yer almadığı, davacı tarafın 17.04.2015 tarihinde İzmir 5. ATM’nin …/… D.İş sayılı dosyasıyla delil tespitine başvurmasının ayıp ihbarı olarak kabul edilemeyeceği gibi makul süre içerisinde olduğununda kabulünün mümkün olmadığı düşünülmekle bu davalı yönünden de TBK 477.maddesi gereğince açılan davanın reddine karar verme gereği doğmuştur.
Yine İzmir BAM 22. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı gereğince alınan ek bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalılardan … Ltd. Şti tarafından eksik bırakılan işin 640,00 TL değerindeki bodrum giriş oluk üzeri demir ızgara olduğu, eksik işlere ilişkin herhangi bir ihbar külfetinin davacıda bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafın söz konusu eksik iş bedeli olan ve bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan 640,00 TL’yi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olmakla mahkememizce ek rapor aynen benimsenmiş olup, 640,00 TL eksik iş bedelinin davalı … İnşaat Yapı İml. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Yine esas dava dosyası açısından davacı tarafça dava dilekçesinde her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde dava konusu somut olay nedeniyle davacı tüzel kişinin davalılar tarafından kişisel haklarına yapılan bir saldırının mahkememizce tespit edilemediği, bu nedenle manevi tazminat koşulları oluşmadığı düşünülmekle davacı tarafın bu yöndeki talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Mahkememiz Dosyası İle Birleşen …/… Esas Sayılı Dava Dosyası Yönünden ;
Davacı ile davalılardan … Ltd. Şti arasında düzenlenen 13.12.2013 tarihli sözleşme ile satıcı olan davalının tüm yükümlülüklerini 15.03.2014 tarihine kadar yerine getireceği, gecikilen süre için aylık 15.000,00 TL cezai şart ödeneceği kararlaştırılmış olduğu görülmüştür.
Dosyada bir sureti bulunan Yapı Kullanma İzin Belgesi’nin onay tarihinin 25.04.2014 tarihi olduğu, bu kapsamda davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşme gereğince 15.03.2014 tarihine kadar davalının 40 günlük gecikmesinin söz konusu olduğu, bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan tarihten ancak 41 gün sonra Yapı Kullanma İzninin davalı tarafça alınmış olması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesiyle kararlaştırılan cezai şart kapsamında 41 güne tekabül eden 20.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de; ifaya bağlı cezai şartın istenebilmesi için, sözleşmede aksine bir düzenleme olmadığı takdirde, alacaklının teslim zamanında cezai şart alacağını saklı tutması gerekmektedir. Aksi takdirde, alacaklı cezai şart talep etme hakkını kaybeder. Somut uyuşmazlıkta sözleşme konusu işin 25.04.2014 tarihinde teslim edildiği, davacının taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan ve ifaya bağlı olduğu kabul edilen cezai şart alacağını saklı tuttuğuna dair yazılı bir belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla birleşen dava dosyası açısında da davacının davasını ispatlayamadığı düşünülmekle birleşen davanın da yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Her ne kadar davacı tarafça 17.04.2018 tarihli celsede isimleri daha önce bildirilen tanıkların cezai şarta ilişkin olarak dinletileceği bildirilmiş ise de, dava konusu işin itirazi kayıtla teslim alındığının yazılı delillerle ispatlanması gerektiğinden bu kapsamda davacı tanıklarının dinlenmesinin yargılamaya yarar sağlamayacağı düşünüldüğünden tanıklar dinlenmeksizin sonuca gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere göre;
1-Esas Dava Dosyası Açısından ;
a) Maddi Tazminat İstemi Yönünden ;
Davanın KISMEN KABULÜYLE, 640,00 TL eksik iş bedelinin davalı … İnşaat Yapı İml. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
Diğer davalı yönünden davanın REDDİNE,
b) Manevi tazminat istemi yönünden yerinde görülmeyen davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan 1.324,38 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.243,68 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 315,00 TL ve bilirkişi ücreti toplam 2.150,00 TL olmak üzere toplam 2.465,00 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 24,65 TL’nin davalı … İnşaat Yapı İml. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesaplanan 640,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … İnşaat Yapı İml. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.808,83 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
2-Birleşen dava dosyası açısından davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının başlangıçta yatırılan 341,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 260,85 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … İnşaat Yapı İml. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır