Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/460 E. 2021/1180 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/460 Esas
KARAR NO : 2021/1180

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle ; müvekkili şirketin Aydın ili , … ilçesi, … Mah. … ada … parsel kayıtlı 123.468 M2 yüzölçümlü hayvan çiftliği niteliğindeki taşınmazın satışı hususunda, gayrimenkul sahibi … ve irtifak hakkı sahibi …. A.Ş. ile 25/04/2018 tarihinde o dönem … olarak simsarlık sözleşmesi imzaladığı ve bu yerle ilgili olarak münhasıran pazarlama yetkisini aldığı, daha sonra müvekkili şirketin … ‘ı bırakarak … ile anlaşma yapması nedeniyle 20/10/2019 tarihinde bu pazarlama yetkisinin … üzerinden yapılmak üzere yenilendiği, satış tarihine kadar değişik dönemlerde farklı müşterilerin çiftliğe talip olduğu, talip olan kişiler ile ilgili gerekli temas sağlanıp, kimilerine telefonla, kimilerine de çiftlik gezdirilip gösterilmek suretiyle çiftliğin satışının gerçekleştirilmeye çalışıldığı, bunun ardından taraflar arasında 02/06/2020 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 2.2 bendinde kararlaştırılan 100.000,00 TL ‘yi süresinde yatırmaması nedeni ile 04/06/2020 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ihbarı ile fesh edildiği, sözleşme fesh olduktan sonra davalı şirketin 09/04/2020 tarihinde müvekkili firmaya müracaat ederek satışa konu çiftlikle ilgili bilgili ve belge talebinde bulunduğu, satış aşamasında gerek belediye ile gerek tapu aşamasında her türlü yardım ve destek sağlanıp aracılık hizmeti sağlıklı bir şekilde verildiği ve satışa konu çiftliğin 13.125.000,00 TL karşılığında davalı şirkete satılması konusunda anlaşma sağlandığı ve 03/07/2020 tarihinde tapudan devir işleminin yapıldığını, çiftliğin satış bedeli olan 13.125.000,00 TL üzerinden %2 KDV olarak hesaplanan 309.750,00 TL ‘lik simsarlık bedelinin ödenmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, simsarlık bedelinin davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, dava masrafları ve karşı vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinen karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle ; alacağın sözleşmeden kaynaklanmadığının açık olduğu, yetki konusunda genel yetkili mahkemelere ilişkin HMK’nun 6. maddesinin uygulanmasının gerektiğini, bu düzenlemeye göre ise davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, müvekkili şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresi Bornova/İzmir olduğu, yetkili mahkemenin müvekkili şirketin adresi olan İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun açık olduğu, bu nedenle yetki itirazında bulundukları, yetki itirazlarının kabul görmemesi halinde davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, usule ilişkin itirazlarının mahkemece kabul görmemesi halinde esas yönünden davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
YETKİSİZLİK KARARI : … Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sırasında … Esas, … Karar sayılı karar ile yetkisizlik kararı verilmiş olup, dosyanın mahkememize intikal etmesi üzerine mahkememiz esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER:
1-Mahkemece yapılan yargılama sırasında ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazın tapu kaydı satış işlemine ilişkin evraklarla birlikte getirtilerek dosyamız arasına delil olarak eklenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KABUL :
Dava ; TBK 520.maddesi gereğince davacı tarafça davalıya taşınmaz satışına ilişkin simsarlık sözleşmesi kapsamında verildiği iddia olunan hizmete ilişkin komisyon ücretinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davaya konu taşınmazın satışı hususunda dava dışı mülk sahibi ve irtifak hakkı sahibi ile 25.04.2018 tarihli simsarlık sözleşmesi imzalanmak suretiyle bu taşınmazla ilgili olarak münhasıran pazarlama yetkisinin alındığını, davalı şirketin 09.04.2020 tarihinde davacı şirkete müracaat ederek satışa konu taşınmazla ilgili tüm bilgi ve belgeleri talep ettiği, davacı tarafa ilk olarak mail yoluyla ilgili belgelerin gönderildiği, daha sonra ciddi alıcı olduğunun ifade edilmesi üzerine satıcı şirket genel müdürü ile tanıştırıldığı, sonrasında da davalı şirket yetkilisinin yönlendirmesiyle … eksperi …’a 10.06.2020 tarihinde dava konusu taşınmazın gezdirildiği ve buna ilişkin tutanak düzenlendiği, bu kapsamda dava konusu taşınmazın satışı aşamasında gerek belediye, gerekse tapu aşamasında her türlü desteğin davacı tarafça davalıya verildiği ve taşınmazın 13.125.000,00 TL karşılığında davalı şirkete satıldığı ve 03.07.2020 tarihinde de tapuda devir işlemlerinin gerçekleştirildiği, ancak buna rağmen davalı tarafça komisyon ücretinin … Noterliği’nin 22.07.2020 tarihli ihtarnamesine rağmen ödenmediğinden bahisle dava konusu taşınmazın satış bedeli olan 13.125.000,00 TL üzerinden %2 + KDV olarak hesaplanan 309.750,00 TL simsarlık bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, davacı tarafın talebinin fiili ve hukuki hiçbir dayanağının bulunmadığı, zira davacı ile davalı arasında imzalanmış bir simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı, TBK 520/3.maddesi gereğince taşınmaz simsarlığı sözleşmesinin taraflar arasında yazılı bir şekilde akdedilmesinin gerektiği, bu durumun bir ispat şartı değil geçerlilik koşulu olduğu, bu nedenle taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığından davacı taleplerinden davalının sorumlu olmadığı, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme incelendiğinde davacı ile sözleşmeyi imzalayanın müvekkili şirket değil, satış işlemi sırasında satıcı tarafta yer alan … A.Ş ile … olduğu, dolayısıyla iş bu simsarlık sözleşmesine ilişkin olarak husumetin ancak bu şahıslara yöneltilebileceği, davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, TBK 520.maddesi gereğince taraflar arasında dava konusu taşınmaza ilişkin geçerli bir simsarlık sözleşmesinin kurulup kurulmadığı, bu kapsamda davacı tarafça davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve davacının dava dilekçesindeki komisyon ücretine ilişkin tutardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu taşınmazın satışının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 520.maddesi ile “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.
Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır.
Taşınmaz konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı bir şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Dava konusu somut olaya ilişkin davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekindeki belgelerin incelenmesinden davaya konu taşınmazla ilgili olarak davacı şirket ve dava dışı irtifak hakkı sahibi ve taşınmaz maliki arasında 25.04.2018 ve 20.10.2019 tarihli simsarlık sözleşmelerinin imzalandığı, davalının her iki sözleşmede de imzasının bulunmadığı, ayrıca dava dilekçesi ekinde ve davacı delilleri arasında davacı ve davalı arasında dava konusu taşınmazın satışına davacının aracılık edeceğine dair imzalanmış yazılı bir simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı görülmüştür. Davacı delilleri arasında yer alan 10.06.2020 tarihli “Yer Gösterme ve Danışmalık Komisyon Sözleşmesi” başlıklı belgenin ise … eksperi … tarafından imzalandığı, davacı tarafça dava dilekçesinde iş bu belgenin davalının yönlendirmesiyle … eksperine dava konusu taşınmazın gösterilmiş olması nedeniyle düzenlendiğinin belirtildiği, iş bu belgede de davalı tarafın bir imzası bulunmadığından TBK 520.maddesi gereğince gayrimenkul satışına ilişkin olarak taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme niteliğinde olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde her ne kadar davacı tarafça dava konusu taşınmazın satışına davacının aracılık ettiği, bu kapsamda taraflar arasında simsarlık sözleşmesinin mevcut olduğu ve sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya verilmesi gereken tüm hizmetin verildiği, buna karşılık davalı şirket tarafından davacıya ödenmesi gereken KDV + komisyon ücretinin ödenmediği iddia edilmiş ise de, TBK 520/3.maddesi gereğince taşınmaz konusundaki simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı yönündeki açık hükmü karşısında gayrimenkul satışına ilişkin simsarlık sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılmasının geçerlilik koşulu olduğu, yazılı bir sözleşme bulunmaması halinde hukuken geçerli bir sözleşmeden bahsedilemeyeceği, bu nedenle yazılı bir şekilde yapılmadıkça tellallık ücreti talebinde bulunulamayacağı, bu kapsamda davacının davalıdan gayrimenkul satışına aracılık etmesi nedeniyle komisyon ücreti talep edebilmesi için taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşmenin bulunması gerektiği, ancak davacı tarafça sunulan deliller arasında bu yönde taraflar arasında yazılı bir şekilde yapılmış gayrimenkul satışına ilişkin simsarlık sözleşmesinin bulunmadığından ve davacı tarafça dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen dava konusu taşınmazın satışına ilişkin 25.04.2018 ve 20.10.2019 tarihli sözleşmelerde ise davalının imzasının bulunmaması nedeniyle iş bu sözleşmelerden dolayı davalıya husumet yöneltilemeyeceği ve sonuç olarak davacının davalıdan dava konusu komisyon ücretine ilişkin talepte bulunamayacağı düşünülmekle davanın reddine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/17555 Esas, 2017/8097 Karar ve 07.07.2017 tarihli kararı, 2015/13433 Esas, 2017/320 Karar ve 19.01.2017 tarihli kararı, 2015/19626 Esas, 2016/14059 Karar ve 01.06.2016 tarihli kararları da bu yöndedir.)
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 5.289,76 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 5.230,46 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/12/2021

Katip …

Hakim …