Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2022/159 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/442
KARAR NO : 2022/159

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2017
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile … nolu … İzmir’de bulunan konutun marangoz işlerinin yapılması hususunda taşeron sözleşmesi imzalandığını, davalıların salon kapısı, banyo kapısı, bodrum kapıları ve mutfak dolaplarının gövdesi dışında sözleşmede yer alan edimlerini yerine getirmediklerini, sözleşme gereği 29/10/2016 teslim edilmesi gereken işlerin teslim edilmediğini, müvekkilinin bu işler karşılığı davalılara 40.000,00 TL ödediğini, … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan tespitte yapılan işlerin sadece 20.000,00TL değerinde olduğunu, davalıların bu nedenle sebepsiz olarak zenginleştiğini, müvekkilinin yapılmayan ve eksik teslim edilen işler nedeni ile diğer taşerona ödeme durumunda kaldığı miktar toplamının 110.000,00 TL ödediğini, 50.000,00 TL zarar ettiğini, açıklanan nedenlerle davalılar tarafından teslim edilmeyen veya eksik teslim edilen işlerin söz konusu işlerin eksik teslim edilmesi veya hiç teslim edilmemesi nedeni ile müvekkilinin zarar uğraması nedeni ile sözleşme gereği cezai şart dahil olmak üzere müvekkilinin 144.500,00 TL’si alacağının tespitine, tespit edilen alacağın, sebepsiz zenginleşilen kısım için, sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren, cezai şart için her bir cezai şartın ödeme tarihinden itibaren diğer alacaklar yönünden dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalılar … ve … … ile kendisi arasında taşeron sözleşmesi bulunduğu, davalıların sözleşmedeki edimlerini eksik yerine getirdiği, bu nedenle kendisinin zarara uğradığı, davalılara yapılan işe göre fazla ödeme yapıldığı, dava dışı üçüncü kişilere kalan işin tamamlanması için ilave ödeme yapılmak zorunda kalındığı, yapılan bu ödemenin kendisinin zararı olarak kabul edilmesi gerektiği, ayrıca taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalıların gecikme nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiği iddiası ile mahkememizin …/… esasına kaydedilen iş bu davayı 28/03/2017 tarihinde ikame ettiği, mahkememizce davalı … yönünden dosyanın tefriki ile mahkememizin …/… esasına kaydedilmesine karar verildiği, 06/02/2019 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilam ile davalı … yönünden tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderildiği, İzmir … Tüketici Mahkemesinin …/… esasına kaydedildiği, İzmir … Tüketici Mahkemesinin 22/10/2020 tarih, …/… esas, …/… karar sayılı ilam ile İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi lehine görevsizlik kararı verildiği, bu kararın davacı tarafından İstinaf edildiği, İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin 11/10/2021 tarih …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile her iki davalı aleyhinde açılan davanın birlikte görülmesi gerektiği, tefrikin hatalı olduğu, birleştirme hususunun aynı düzey ve sıfattaki mahkemelerce gerçekleşmesi gerektiği, Asliye Hukuk Mahkemesinin somut uyuşmazlıkta görevli olduğuna ve İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, bunun üzerine dosyanın İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin
…/… esasına kayıt edildiği ve halen derdest olup tahkikat aşamasında bulunduğu, mahkememizce diğer davalı … yönünden ise 06/02/2019 tarih ve …/… esas …/… karar sayılı ilam ile taraflar arasındaki sözleşmede davalı …’in imzasının bulunmadığı gerekçesi ile pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verildiği, bu kararın davacı tarafından istinaf edildiği, İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin 07/06/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile davalı … yönünden tefrikin hatalı olduğu, davacı iddiasına göre her iki davalı yönünden davanın birlikte yürütülmesi gerektiği, davalı …’in esnaf olduğu, taraflardan birinin tacir olmaması halinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davaların birleştirilip değerlendirmenin görevli mahkemece yapılması gerektiği gerekçesi ile mahkememizin ilamının kaldırılmasına karar verildiği ve dosyanın mahkememizin 2021/442 esasına kaydedildiği, mahkememizce yapılan araştırmaya göre davacının tacir olarak ticaret siciline kayıtlı olduğu ve bilanço usulüne göre defter tuttuğu, davalı …’in ticaret siciline kayıtlı olmamakla birlikte geliri itibariyle tacir sayılan kimselerden olduğu, iş bu dosyadan tefrik edilen …’in ise tacir sayılan kimselerden olmadığı, eser sözleşmesinden kaynaklanan nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıklarda mahkememizin görevli kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesini ilgilendirmesi gerektiği, İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin 11/10/2021 tarih …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ve İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin 07/06/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamına göre davalı … ile … yönünden her iki davanın birlikte yürütülmesi gerektiği, tefrikin hatalı olduğu, uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, bu halde davacı tarafından davalıya karşı ileri sürülen talep ve talebin dayanağı olan maddi olgular bakımından her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmediğinden davanın nisbi ticari dava olarak kabulüne olanak bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILDI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA