Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/428 E. 2021/1017 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/428 Esas
KARAR NO : 2021/1017

DAVA : Alacak (Ödünç Sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Ödünç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, bu alacağın senetten kaynaklandığı, davalı aleyhinde daha önce Ödemiş ve İzmir İcra Müdürlüklerinde takip yapıldığı, takiplerin davalının itirazı üzerine durduğu, davalının itirazlarında imza inkarında bulunmadığı, davalının müvekkiline borçlu olduğunu belirterek 103.125,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı aleyhinde 2 ayrı takip yaptığı, takiplerin dava tarihi itibariyle derdest olduğu davanın usulden reddi gerektiği, davaya konu edilen senedin kambiyo vasfını taşımadığı, taraflar arasında ticari ve hukuki ilişki bulunmadığı, senedin zamanaşımına uğradığı, senedin sahte olduğu, imza ve yazıların davalıya ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava ödünç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu senetten kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının sahtelik ve bedelsizlik iddiası ile borçlu olmadığını savunduğu, davacının iş bu dava öncesinde davaya konu senede istinaden Ödemiş İcra Müdürlüğünün … ve İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarında davalı aleyhinde ilamsız takip yoluna başvurduğu, söz konusu takiplere davalı tarafından itiraz edildiği ve icra takiplerinin durduğu, davacının iş bu dava ile bu kez de alacak davası ikame ettiği, takip ve davaya dayanak senedin incelenmesinde borçlusunun davalı …, alacaklısının davacı …, düzenleme tarihinin 24/09/2017, bedelinin 10.000 Euro, vadesinin 15/10/2018, ödeme tarihinin ise 15/09/2017 olduğu, söz konusu senet bono olarak düzenlenmekle birlikte TTK’nun 778.maddesi yollaması ile 703.maddesi uyarınca çift vade içerdiğinden bono vasfını kaybettiği, 6100 sayılı HMK’nun 31 ve 194.maddeleri kapsamında mahkememizce davacı vekiline söz konusu senedin bono olduğu konusunda iddiası olup olmadığı, senede ispat vasıtası olarak dayanıp dayanmadığı hususlarında açıklama yapmak üzere süre verildiği, davacı vekilinin 04/10/2021 tarihli dilekçesi ile söz konusu senedin kambiyo senedi olduğuna dair iddialarının bulunmadığı, senede ispat vasıtası olarak dayandıklarını beyan ettiği, nitekim davaya dayanak senedin bono vasfında olmadığının senet metninden açıkça anlaşıldığı gibi dava öncesinde davacı tarafından ilamsız takibe konu edilmesinin de bu hususu desteklediği, davacı ve davalının aksi yönde bir iddia ve savunmasının da bulunmadığı, bu nedenle söz konusu senet yönünden kambiyo vasfında bir senet olup olmadığı hususunda yapılacak bir yargılamanın bulunmadığı, uyuşmazlık kambiyo senedi niteliği taşımayan belgeden kaynaklandığı gibi aradaki temel ilişkide ödünç sözleşmesi olarak açıklandığına göre iş bu davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunun söylenemeyeceği, tarafların tacir olduğu da iddia edilmediğine ve dosya kapsamında yapılan araştırmalarla tacir olmadıklarının sabit olmasına göre davacı tarafından davalıya karşı ileri sürülen talep ve talebin dayanağı olan maddi olgular bakımından her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmediğinden davanın nisbi ticari dava olarak kabulüne de olanak bulunmadığı, ayrıca somut olayda TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.(Benzer yöndeki kararlar için bkz. Antalya BAM 11. HD.’nin 31/12/2018 tarih ve 2018/2304 esas, 2018/2156 karar, Antalya BAM 11. HD.’nin 06/10/2020 tarih ve 2020/1121 esas, 2020/1155 karar, İzmir BAM 21. HD.’nin 27/10/2021 tarih ve 2021/1671 esas, 2021/1809 karar, Ankara BAM 22. HD.’nin 29/09/2021 tarih ve 2018/922 esas, 2021/1472 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILDI),
Dair verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile ya da tarafların bulundukları yer Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA