Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/427 E. 2022/227 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/427
KARAR NO : 2022/227

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalılar arasında sözleşme bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davacının hafriyat ve nakliye işini üstlendiği ve yerine getirdiği, buna ilişkin olarak fatura düzenleyerek davalılara gönderdiği, davalıların ödeme yapmaması üzerine davalılar aleyhinde takibe girişildiği, davalıların yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … İnşaat vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı şirket ile adi ortaklık kurulduğunu, bu kapsamda arsa karşılığı inşaat yapımı gerçekleştirildiği, davacı şirketten herhangi bir hizmet ve mal alımı yapılmadığını, davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığını, faturanın tek başına ilişkinin varlığı için yeterli kabul edilemeyeceğini, taraflar arasındaki temel ilişki ile teslime dair tanık dinletilemeyeceğini, tanık dinlenmesine muvafakatlarının olmadığını, davacının iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Teknik A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı şirket ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, davacıdan herhangi bir mal ve hizmet alımlarının olmadığını, takibin kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-İzmir 9 İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası,
– İstanbul Vergi Dairesinin 11/10/2021ve 13/11/2021tarihli yazısı ve eki,
-İzmir Vergi Dairesinin 05/10/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’in 24/01/2022 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı şirketler aleyhinde İzmir 9. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında fatura alacağına ilişkin icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 29/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluları 30/12/2020 ve 04/01/2021 tarihlerinde ayrı ayrı yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davacının davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığa hafriyat ve nakliye hizmeti sunduğu, bu kapsamda fatura düzenlediği, ancak davalılarca ödeme yapılmadığı, davalıların borçlu olduğu ve İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu iddia ettiği, davalıların ise oluşturmuş oldukları adi ortaklık ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı davacıya borçlu olmadıklarını savunduğu, her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı ve davalıların oluşturduğu adi ortaklığın davacıya borçlu olup olmadığı hususu ihtilaflı olduğundan mahkememizce öncelikle davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı için inceleme yapıldığı, bu kapsamda davalı adi ortaklığın ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, bu incelemeye göre takip dayanağı olan faturanın davalı adi ortaklık defterlerinde kayıtlı olmadığı ve davalının kendi defter ve kayıtlarına göre davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı, yine BA formlarına göre de söz konusu faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, her ne kadar davacı tarafından adi ortaklığı oluşturan davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının da ayrı ayrı incelenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de takip dayanağı olan e- faturanın davalının oluşturduğu adi ortaklık ve adi ortaklık vergi numarası adına düzenlendiği, bu nedenle davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarında yer almasının yasal olarak olanaklı olmadığı, ayrıca davacı sözleşme ilişkisinin ispatı için CD içerisinde bir görüntü kaydı sunmuş ve bu kayıt 6100 sayılı HMK’na göre belge mahiyetinde ise de söz konusu kaydın içeriğinde davacı tarafından davalı adi ortaklığa hizmet sunulduğu gösterir herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, sadece hafriyat kamyonları ile yıkım işlerine ilişkin görüntüden oluştuğu, bu işin davalı namına yapıldığına dair herhangi bir tespite ulaşılmasına olanak sağlamadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve davalılarca açıkça tanık dinlenmesine muvafakat edilmemesine göre davacının sözleşme iddiası ve alacağının varlığı ve miktarını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, davacının dosya kapsamı itibariyle sözleşme ilişkisini ispatlayamadığı, bu halde 2004 sayılı İİK’nun 50 ve 6100 sayılı HMK’nun 6. Maddesi uyarınca genel yetki kuralına göre yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesi gerektiği, HMK’nun 10.maddesinin uygulanamayacağı, buna göre davalılarıın takibin açıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairelerinin yetkili olduğu, takip tarihi itibariyle davalıların yerleşim yerinin İstanbul İli Anadolu yakasında olduğu, davalıların yetki itirazının usûlüne uygun olduğu, bu durumda İzmir İcra Dairelerinin takipte yetkili olmadığı, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takibin bulunmasının dava şartı olduğu, dava şartlarının mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 366,47 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 285,77 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra isteği halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddeleri uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davalılar dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 7 ve 13/1. maddesi uyarınca 2.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 9 İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.11/03/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA