Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/422 E. 2022/280 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/422
KARAR NO : 2022/280

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta’ya ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın, müvekkiline ait … plakalı araca 18.01.2021 tarihinde tam kusurlu olarak arkadan çarptığını, kaza sonrası müvekkili araçta değer kaybı oluştuğunu, bilirkişiden uzman görüşü alındığını, 22.392,86 TL değer kaybı, 1.350,00 TL araç mahrumiyeti hesaplandığını, aracın onarıldığını ancak değer kaybının hasar dosyasından ödenmediğini, davalı sigorta bakımından 5.2.2021 temerrüt tarihinden diğer davalı yönünden 18.01.2021 tarihinden avans faizi ile değer kaybı hesaplanmasının gerektiğini, aracı onarım süresinin 3 gün olduğunu, 450 TL günlük kiradan toplam 1350 TL hesaplama yapıldığını, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkili … plakalı araçta oluşan değer kaybı bedeline mahsuben 10,00TL’nin 5.2.2021 temerrüt tarihinden, diğer davalıdan 18.01.2021 tarihinden itibaren 10,00 TL araçtan mahrum kalma tazminatının işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın 43.000 TL poliçe limiti ile müvekkili şirket nezdinde ZMMS sigortalısı olduğunu, 9.713.28 TL hasar ödemesinin yapılarak sorumlulukları yerine getirdiklerini, değer kaybı tespitinin Genel Şartlar kriter ve formülasyonuna göre yapılması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi iptal kararının geriye yürümeyeceğini, değer kaybının poliçe ve tarihi tarihi itibarıyla a Genel Şartlara göre hesaplanması gerektiğini, aracın km değerinin 165.000 km üzerinde olup olmadığını, aynı bölgeden kazaya karışıp karışmadığının tespitini talep ettiklerini, aracın kaza öncesine hasarlarının tespiti gerektiğini, araç mahrumiyet hasarının poliçe şartları ve sigorta kapsamı dışında kaldığını, avans faizine itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … …’a dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın ( değer kaybı ve ikame araç bedeli) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve haksız fiil faili olan araç sürücüsünden tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 29/06/2021 tarihli yazısı,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 02/07/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 05/12/2021 tarihli bilirkişi raporu,
-Vakıfbank T.A.O’nun 21/02/2022 tarihli yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TBK’nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
Aracın makul tamir süresi ile aynı vasıftaki aracın kiralanması için gerekli olan bedel ve davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. gibi tasarruf ettiği miktarlar da düşülmek suretiyle araç mahrumiyet bedeli bedeli belirlenir. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise zarara uğrayan araçla aynı vasıfta ikame aracın satın alınması için geçecek makul süre üzerinden araç mahrumiyet bedelinin belirlenmesi gerekir. (Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7867 Esas, 2017/1668 Karar sayılı ilamı ve benzer kararları).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı ile hasarının ne kadar sürede tamir edileceği, bu süre içinde ikame araç kiralama bedelinin (yakıt v.s gibi zorunlu giderlerin mahsubundan sonra) tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 18/01/2021 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının iş bu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak değer kaybı ve ikame araç bedeli talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketi ile haksız fiil faili olan davalı sürücüden tazminini istediği, mahkememizce davacıya ait aracın sicil ve geçmiş hasar kayıtları ile dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu onarım işlemlerine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği, davacının dava konusu olay nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve davalının kusur ve sorumluluğuna ilişkin mahkememizce otomotiv bilirkişisi …’den alınan 05/12/2021 tarihli raporuna göre, davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün etken ve kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir etkisinin olmadığı ve kusursuz olduğu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 745.000 TL ile 750.000 TL olduğu, ortalama değerinin 747,500 TL olduğu, (Kapatılan) Yargıtay 17 Hukuk Dairesi’nin gerçek zarar, aracın kaza öncesi rayici ile (760.000 TL) onarım sonrası rayici (747.500TL) arasındaki farktır kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 12.500,00 TL olduğu, aracın makul tamir süresinin 3 iş günü olduğu, aynı vasıftaki aracın kiralanması için gerekli olan bedel ve davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. gibi tasarruf ettiği miktarlar da düşülmek suretiyle araç mahrumiyet bedelinin- ikame araç bedelinin 1.350,00 TL olduğu (3×450=1.350,00TL) yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, kaza tutanağına göre davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracın İstanbul 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde hareket halindeki davacı aracına arkadan çarptığı, çarpma neticesinde davacıya ait aracın arka tampon kısmının hasar gördüğü ve davacıya ait kasko poliçesi kapsamında değişim işleminin yapıldığı ve onarıldığı, arkadan çarpmak suretiyle söz konusu kazaya sebebiyet veren davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı ve kusursuz olduğu, her ne kadar zarar gören davacıya ait aracın arka tampon kısmı sökülebilir ve plastik malzemeden oluşmakta ve piyasa koşullarında değer kaybına neden olmamakta ise de dava konusu aracın üst segment bir araç olduğu ve kasko kapsamında onarımı yapılmakla söz konusu hasar kaydının tramer kayıtlarında yer alması sebebiyle makul ve ortalama bir tüketici tarafından yapılacak satın alma işleminde değer kaybına sebebiyet vereceği dikkate alındığında davacının değer kaybı talebinde bulunabileceğinin kabulü gerektiği, bilirkişi tarafından saptandığı üzere dava konusu kaza öncesinde başka kazası bulunmayan söz konusu aracın serbest piyasa rayiçlerine göre değer kaybının 12.500,00 TL olduğu, her ne kadar davalı sigorta tarafından değer kaybına ilişkin hesaplamanın genel şartlara göre yapılması istenilmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamı ile KTK’nun 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu nedenle Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, buna göre iş bu davada tazminat hesaplamasında davacının değer kaybına ilişkin talebinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca aracı hasara uğrayan kimsenin tamir süresince aracını kullanamayacağı ve bu nedenle zarara uğrayacağı, uğradığı bu zararı haksız fiil fail ve diğer sorumlulardan talep edebileceğinin kabulü gerektiği, davalı … …’ın araç sürücüsü ve haksız fiil faili olarak ikame araç bedeli ile değer kaybına ilişkin zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın 04/01/2021-04/01/2022 tarihleri arasında davalı sigorta nezdinde zmms poliçesinin olduğu, davaya konu kazanın poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği, davalı sigortanın kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olarak davacının değer kaybına ilişkin zararından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının dava öncesinde 12/02/2021 tarihinde davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 25/02/2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, diğer davalı sürücünün ise haksız fiil hükümleri uyarınca kaza tarihinde temerrüde düştüğü, dava konusu aracın niteliği ve davacının sıfatına göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, davacının belirsiz olarak ikame ettiği iş bu davada dava değerini 05/01/2022 tarihli dilekçesi ile arttırdığı, değer arttırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, bu ilke ve açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta zarar gören davacıya ait BMW marka aracın değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin hesaplama yapan mahkememizce alınan bilirkişi raporunun kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçleri ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının değer kaybı ve ikame araç bedeli talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, 20/11/2021 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 9.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.350,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.350,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 1.350,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 5.100,00+1.350,00= 6.450,00 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 5.100,00-1.350,00= 3.750,00 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +1.350,00 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 5.100,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 1.350,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının değer kaybı talebinin KABULÜ ile 12.500,00 TL’nin davalı … … yönünden 18/01/2021, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise 25/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş kaza tarihi olan 2021 yılı itibariyle geçerli ve yürürlükte olan poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacının ikame araç bedeli talebinin KABULÜ ile 1.350,00 TL’nin 18/01/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’dan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 946,09 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 236,20 TL ıslah harcı toplamı olan 295,50 TL’den mahsubu ile bakiye 650,59 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş 558,37TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 236,20 TL ıslah harcı 500,00 TL bilirkişi ücreti, 209,65 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.064,45 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş 960,69 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 ve 13/1. fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın davacıya İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
8-Davacı vekilinin arabuluculuk aşaması için vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA