Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/410 E. 2023/427 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/410 Esas
KARAR NO : 2023/427
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; taraflar arasında 06.09.2016 tarihli Araç Kiralam Sözleşmesi akdedildiği, iş bu sözleşme kapsamında davacı tarafça davalıya 42.000 USD’nin ödendiği, bu hususunun taraflar arasındaki sözleşmenin 14.maddesiyle hüküm altına alındığı, sözleşmede belirtilen 42.000 USD’yi alan davalının taraflar arasındaki sözleşmenin 15.maddesinde belirtilen ve 07.09.2016 tarihinde teslim edilmesi gereken araçları davacıya teslim etmekten imtina ettiği, bu nedenle davalı borçlunun sebepsiz yere zenginleştiği, bu nedenle sözleşmede belirtilen 42.000 USD’nin davalıdan tahsili için davalı hakkında İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığı ve davalı borçlu tarafından icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğundan bahisle davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesiyle; öncelikli olarak görevli ve yetkili mahkemelerin Mardin Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, ayrıca davacı taraf iddialarının yerinde olmadığı, davalı şirket yetkilileri ile davacı arasında yapılmış herhangi bir araç kiralama sözleşmesinin bulunmadığı, dolayısıyla davacı tarafça ileri sürülen 42.000 USD’nin davalı şirket hesabına aktarılması veya elden alınmasının söz konusu olmadığı, davacı tarafça ileri sürülen kira sözleşmesinin davalı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, davacı tarafın kira sözleşmesine konu araçların tesliminin taraflarca talep edilmesine rağmen yapılmadığı yönündeki iddiasının ispattan ve somut gerçeklikten yoksun olduğu, davalı şirkete bu hususta herhangi bir ihtar gönderilmediği, ayrıca davacı tarafça iddia edildiği şekilde davalı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu hususun davalı şirket banka kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağı, davaya konu sözleşmedeki imzaların müvekkili şirkete ve yetkililerine ait olmadığından bahisle açılan davanın reddine ve davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
GÖREVSİZLİK KARARI : Mahkememizce yapılan yargılama sırasında … Esas, … Karar sayılı karar ile iş bu davada Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, iş bu karar üzerine dosyanın intikal ettiği İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sırasında … Esas, … Karar ile iş bu davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı verildiği ve İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı ile yargı yeri olarak İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönünde karar verildiği ve dosyanın tekrardan mahkememize intikal ettiği görülmüştür.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların tacir olup olmadığı hususunda araştırma yapılmak suretiyle … Esas, … Karar sayılı karar ile davacının tacir olmaması nedeniyle iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, iş bu görevsizlik kararı üzerine dosyanın intikal ettiği İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında … karar sayılı karar ile karşı görevsizlik kararı verildiği ve İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararında yargı yerinin belirlenmesine ilişkin olarak İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararın bağlayıcı olduğundan bahisle İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği ve dosya mahkememize intikal etmekle mahkememiz esasına kaydı yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
DELİLLER:
1-Davaya konu İzmir …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup incelenmesinden davacı tarafça davalı şirket hakkında 06.09.2016 tarihli Taşıt Kira Sözleşmesine istinaden 10.000 USD asıl alacak ve 654,25 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.654,25 USD üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir …. tarafından düzenlenen 10.03.2022 tarihli raporda; davalı şirketin 2016, 2017 ticari defter ve kayıtlarının incelendiği ve davaya konu taşıt kira sözleşmesinde geçen 3 adet … , … , … plakalı araçların taşıtların aktife alındıkları defter kayıtlarının incelenmesinden … plakalı tır çekicinin 09.03.2015 tarihinde şirket tarafından satın alındığı ve 09.03.2015/… nolu yevmiye maddesiyle yevmiye defterine kaydedildiği ve aktifleştirildiği, yine … plakalı tır çekicinin 04.02.2016 tarihinde şirket tarafından satın alındığı ve 09.02.2016/…nolu yevmiye maddesiyle yevmiye defterine kaydedildiği ve aktifleştirildiği, … plakalı tır çekicinin 11.01.2017 tarihinde şirket tarafından satın alındığı 20.01.2017/5 maddesiyle yevmiye defterine kaydedildiği ve aktifleştirildiği, 06.09.2016 tarihli taşıt kira sözleşmesinde belirtilen ve 07.09.2016 tarihinde davacı tarafından davalı şirkete peşinat olarak ödendiği iddia olunan 42.000 USD ile ilgili olarak 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defter ve belgelerde herhangi bir kayda rastlanmadığı, herhangi bir banka dekontunun ibraz edilmediğinin tespit edildiği bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında takip ve davaya konu 06.09.2016 tarihli sözleşme içeriğinde geçen … çekici ve … dorse plakalı aracın trafik kaydı için Türkiye Noterler Birliğine müzekkere yazılmış olup, gelen 13.04.2023 tarihli cevabi yazı dosyaya delil olarak eklenmiş olup ilgili kaydın incelenmesinden, … çekici ve … dorse plakalı 04.02.2016 tarihinde davalı şirket adına tescil edildiği ve 06.03.2017 tarihinde dava dışı … Loj. …. Ltd. Şti.’ye geçtiği görülmüştür.
4-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında Nusaybin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin ortak ve yetkililerini gösterir şekilde ticaret sicil kaydı getirtilmiş olup, gelen 21.04.2021 tarihli cevabi yazı dosyaya delil olarak eklenmiştir.
5-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı ile ilgili olarak Mersin Liman Vergi Dairesi ve yine İzmir Konak Vergi Dairesine ve yine davacı ile ilgili olarak İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Mardin Ticaret Sicil Müdürlüğüne ayrı ayrı müzekkereler yazılmış olup, gelen yazı cevapları delil olarak dosyaya eklenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL :
Dava; İİK …maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 06.09.2016 tarihli araç kiralama sözleşmesi gereğince sözleşmenin 14. maddesinde açıkça belirtildiği üzere 42.000 USD’nin davalıya ödendiği, ancak yine taraflar arasındaki sözleşmenin 15.maddesinde açıkça belirtildiği üzere 07.09.2016 tarihinde sözleşmeye konu araçların davalı tarafça davacıya teslim edilmediği, bu nedenle davacı tarafça sözleşme gereği edimlerin yerine getirilmiş olmasına rağmen davalının teslim etmesi gereken araçları teslim etmediğinden bahisle takip ve davaya konu icra takibine dayanak 06.09.2016 tarihli sözleşme içeriğindeki araçlarla ilgili olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı tarafça davalıya ödenen 10.000 USD ‘nin davalıdan tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle, öncelikli olarak davalı şirketin merkezi itibariyle görevli mahkemelerin Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemeleri, yetkili mahkemenin de genel yetki kuralına göre Mardin ili Nusaybin Mahkemeleri olduğundan görev ve yetki itirazında bulunulduğu, ayrıca davanın esası yönünden de davacı tarafça iddia edildiği şekilde davacı ve davalı şirket yetkilileri arasında bir kira sözleşmesinin imzalanmadığı ve yine davacı tarafça iddia edildiği şekilde bir ödemenin davacı tarafça davalıya yapılmadığı, bu nedenle davacı tarafın sözleşme gereğince ödemenin yapıldığını ve yine sözleşme gereğince araçların teslim edilmediği yönündeki iddiasının davacı tarafça ispatlanmasının gerektiği gibi takip ve davaya konu edilen sözleşmenin varlığı kabul edilse dahi iş bu sözleşmedeki hiçbir imzanın müvekkili şirkete ve yetkililere ait olmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının tacir olup olmadığının tespiti ile ilgili olarak yapılan araştırma neticesinde davacının tacir olmadığı sonucuna varılarak her ne kadar mahkememizce … Esas, … Karar sayılı karar ile iş bu davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de, İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kesin olarak verilen kararında “Dava konusu somut uyuşmazlıkla ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesi ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığının dairenin yargı yeri belirleme kararı ile giderildiği ve görevli mahkemenin belirlendiği, yargı yeri belirleme kararları bağlayıcı olup yeniden görevsizlik kararı verilemeyeceğinden İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine” karar verildiği ve bu nedenle İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin kesin olarak verilen ilgili kararı nedeniyle görevli mahkeme olarak mahkememizce davaya devam olunmuştur.
İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kesin olarak verilen karı ile mahkememizin görevli mahkeme olarak tayin edilmiş olması nedeni ile bu kez davalı vekilinin icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesindeki icra müdürlüğünün yetkisine karşı ileri sürülen yetki itirazı ile esasa cevap süresi içerisinde mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesindeki mahkememiz yetkisine karşı ileri sürmüş olduğu yetki itirazının mahkememizce değerlendirilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, yine taraflar arasında takip ve davaya konu edildiği şekilde 06.09.2016 tarihli ” Taşıt Kira Sözleşmesi” nin imzalanıp imzalanmadığı, bu kapsamda iş bu sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayıp bağlamadığı, yine işbu sözleşme kapsamında davacı tarafça iddia edildiği şekilde ödemenin yapılıp yapılmadığı ve yine davalı tarafın sözleşme gereği edimlerini yerine getirip getirmediği, bu kapsamda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan taraflar arasındaki sözleşme kapsamında takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu kapsamda davalı vekilinin yetki itirazının değerlendirilebilmesi açısından takip ve davaya konu 06.09.2016 tarihli ” Taşıt Kira Sözleşmesi” nin taraflar arasında geçerli olarak kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde takip ve davaya konu 06.09.2016 tarih ve… çekici ve… dorseye ait Taşıt Kira Sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı yönünde imza itirazında bulunulmuş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı vekili takip ve davaya konu sözleşmenin davalı şirketin yetkilisi olan … tarafından Nusaybin Noterliği’nin 11.11.2015 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesiyle yetkilendirilen … tarafından imzalandığı belirtilerek Nusaybin Noterliğince düzenlenen 11.11.2015 tarih ve … nolu vekaletnamenin bir örneği dosyaya sunulmuştur. Nusaybin Noterliği’ne ait 11.11.2015 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname içeriğinin incelenmesinden “Araç Kiraya Verme” başlıklı bölümde “Şirketin sahibi bulunduğu ve sahibi olacağı tüm motorlu ve motorsuz araçlarımı dilediğime kiraya vermeye, kiraya veren sıfatıyla kira, navlun veya T.C Ulaştırma Denizcilik ve Haberleştirme Bakanlığı’nın yönetmeliklerine uygun tip kira sözleşmeleri yapmaya, tip kira sözleşmeleri yapıldığında kira bedelinin Bakanlıkca belirlenen asgari bedelin altında olmaması koşuluyla tüm sözleşmelerde kira bedellerini ve sözleşme şartlarını belirlemeye, kira bedellerini almaya, ahzu kabza, sulh ve ibraya ….” şeklinde düzenlemenin bulunduğu ve iş bu vekaletname uyarınca davalı şirketin yetkilisi … tarafından … ın vekil olarak tayin edildiği, Nusaybin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen 21.04.2022 tarihli cevabi yazı içeriği ve ekindeki ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinden … ın vekaletname tarihi itibariyle münferiden davalı şirketi temsile yetkili olduğu ve şirket adına her türlü mukavele yapma yönünde münferiden yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde takip ve davaya konu sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı, bu nedenle takip ve davaya konu sözleşme hükümlerinin davalı şirketi bağlamadığı yönünde savunmada bulunulmuş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin takip ve davaya konu sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisi … tarafından Nusaybin Noterliği’nin 11.11.2015 tarihli ve … nolu vekaletnamesine istinaden yetkilendirilen … isimli kişi tarafından imzalandığı iddia edilmiş olup, bu kapsamda davacı tarafın bu beyanı ve iş bu vekaletname ile ilgili olarak davalı vekiline yapılan meşruhatlı davetiye sonrasında davalı vekili tarafından sunulan 31.03.2023 tarihli dilekçede davacı tarafça iddia edildiği şekilde Nusaybin Noterliği’nin 11.11.2015 tarihli vekaletnamesiyle davalı şirket yetkilisi tarafından … isimli şahsın vekaletname ile yetkilendirildiği, ancak sonrasında işten ayrıldığı ve davalı şirket tarafından vekaletnamenin iptalinin gerçekleştirilmediği, …’ın söz konusu vekaletname uyarınca davacı taraf ile araç kiralama sözleşmesi gerçekleştirdiği, ancak gerçekleştirilen bu sözleşme hükümlerinden davalı tarafın sorumlu olmadığı savunulmuş ise de, davalı vekilinin iş bu beyanı karşısında dava konusu sözleşmenin davacı asil ve davalı şirket yetkilisi tarafından Nusaybin Noterliği’nin 11.11.2015 tarihli vekaletnamesine istinaden yetkilendirilen … arasında yapıldığı, vekaletname içeriğinde kira sözleşmesi yapılması ve yine yapılan kira sözleşmeleri ile ilgili kira bedellerinin tahsil edilmesi yönünde …’a yetki verilmiş olması karşısında takip ve davaya konu sözleşmenin her iki tarafı bağlayıcı nitelikte olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki Takip ve davaya konu “Taşıt Kira Sözleşmesi” başlıklı 06.09.2016 tarihli sözleşmenin incelenmesinden “Sözleşmenin Süresi ve Feshi” başlıklı 8.maddesinin 3.bendinde ise “iş bu sözleşmeden doğan tüm ihtilaflarda İzmir Mahkemeleri yetkilidir.” şeklinde düzenlemenin bulunduğu görülmüştür.
HMK 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Her ne kadar taraflar arasında imzalanan takip ve davaya konu 06.09.2016 tarihli sözleşmenin her iki tarafı bağladığı ve sözleşme hükümlerinin her iki taraf açısından geçerli olduğu sonucuna varılmış ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesinin 3.bendindeki “iş bu sözleşmeden doğan tüm ihtilaflarda İzmir Mahkemeleri yetkilidir.” şeklindeki yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için HMK 17. Maddesinin amir hükmü karşısında tacirler arasında düzenlenmesi gerekmektedir. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının tacir olup olmadığının araştırılması açısından Mardin Ticaret Sicile yazılan yazıya verilen 02.10.2020 tarih, Mersin Ticaret Sicile yazılan 03.05.2023 tarihli ve yine İzmir Ticaret Sicile yazılan 05.05.2023 tarihli cevabi yazılar kapsamında davacının şahsi ticaret sicil kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Yine davacı ile ilgili olarak Konak Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen 24.12.2019 tarihli cevabi yazı da davacının sicil kayıtlarının tetkikinde bir mükellefiyet kaydına rastlanmadığının bildirildiği ve daha sonrasında davacının bağlı bulunduğu Mersin Liman Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerede 2016 ve 2017 yılına ilişkin tabi olduğu ticari defterler ile gayri safi hasılatının mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, dosyaya gelen 26.12.2019 tarihli cevabi yazıda davacının 01.06.1999 tarihinden bu yana vergi dairesinde potansiyel mükellef olup herhangi bir şahsi ticari faaliyetinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Bu kapsamda ilgili ticaret sicil müdürlüklerinden ve vergi dairesinden gelen kayıtların birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle taraflar arasında geçerli olarak kabul edilen sözleşmenin 8.maddesinin 3.bendindeki sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu sonucuna varılmıştır.
İş bu davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile geçerli bir icra takibinin bulunmasının dava şartı olması nedeni ile öncelikli olarak icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda her ne kadar davalı vekili tarafından süresi içerisinde icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş ise de, yetkili icra dairesi bildirilmediğinden ve bu kapsamda usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığından davalı tarafın icra takip dosyasına karşı sunmuş olduğu yetki itirazının reddine karar verme gereği doğmuştur.
Taraflar arasındaki takip ve davaya konu sözleşmedeki yetki şartının davacının tacir olmaması nedeni ile HMK 17. Maddesi gereğince geçersiz olduğu kabul edildiğinden iş bu davadaki yetki itirazının HMK’daki diğer hükümlere göre değerlendirilmesi gerektedir. HMK 6.maddesi gereğince genel yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihteki davalının ikametgahı mahkemesidir. Bu kapsamda davalı şirket merkezi dikkate alındığında Nusaybin Mahkemeleri iş bu davaya bakmakla yetkilidir. Davacının davanın açıldığı tarih itibarıyla adresinin de Nusaybin olarak gösterilmesi nedeni ile iş bu davada TBK 89. Maddesinin uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Yine taraflar arasında geçerli olarak kurulduğu kabul edilen takip ve davaya konu sözleşmenin ifa yerinin mahkememiz yargı alanı içerisinde bulunduğuna dair sözleşmede bir kayıtta bulunmadığından dava konusu somut olayda HMK 10 maddesinin uygulanma imkanı da bulunmamaktadır.
Yukarıda anlatılan tüm gerekçelerle HMK 6. Maddesi gereğince iş bu davada yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihte davalı şirketin yerleşim yeri olan Nusaybin mahkemeleridir. Bu nedenle davalının esasa cevap süresi içerisinde ileri sürmüş olduğu yetki itirazının kabulü ile mahkememizin iş bu davada yetkili olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin Nusaybin Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi bulunduğuna, HMK 20.maddesi gereğince, iş bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde talepte bulunulması halinde dosyanın Nusaybin Nöbetçi Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Mahkememizin iş bu davada yetkili olmaması nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
Yetkili mahkemenin Nusaybin Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi bulunduğuna,
HMK 20.maddesi gereğince, iş bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde talepte bulunulması halinde dosyanın Nusaybin Nöbetçi Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.01/06/202
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı