Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/409 E. 2021/1204 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/409 Esas
KARAR NO : 2021/1204

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin İzmir … iş Mahkemesinin … E. ve … K.sayılı kararına istinaden … isimli işçinin başlattığı İzmir …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına 01.02.2018 tarihinde 37531,11 TL , 254,92 TL Damga Vergisi 2407,13 TL G.V. 14.02.2108 tarihinde 880,26 TL, 13.11.2020 tarihinde 9.440,77 TL ve 15.02.2021 tarihinde 1351,88 TL harç bedeli için ödeme yapılarak dosya borcunun asıl alacak ve ferileri ile birlikte ödendiğini, davalılar ile Arabuluculuk yolu ile anlaşma sağlama girişiminin sonuçsuz kaldığını, davalılar ile imzalanan Hizmet Alım Sözleşmeleri hükümleri gereğince ödediği meblağın davalılardan sorumlulukları oranında rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
6552 sayılı Torba kanunun 8.maddesi gereği davacı … Genel Müdürlüğünün taşeron Şirket işçilerinin kıdem tazminatı açısından müvekkili şirkete müracaat hakkının bulunmadığını, İşçinin 01.01.2013 tarihinde başlayan iş akdinin 30.03.2016 tarihinde İş Kanununun 24/II/f maddesi gereği feshedildiğini ve ödemelerin banka hesabına yapıldığını müvekkili Şirketin işçiye başkaca bir borcunun bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
6552 sayılı Torba kanunun 8.maddesi gereği davacı … Genel Müdürlüğünün taşeron Şirket işçilerinin kıdem tazminatı açısından müvekkili şirkete müracaat hakkının bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinde kıdem ve ihbar azminatından yüklenicinin sorumlu olacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığını, Yargıtay …Hukuk Dairesinin emsal kararlarına göre bu durumda müvekkilinin ancak kendi döneminden ve %50 oranında sorumlu olabileceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış davalılar davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, davacı üst işverenin davalı şirketler ile ardarda ihale yapılması suretiyle akdedilmiş bulunan hizmet alım sözleşmeleri uyarınca davalı şirketlerce değişik tarihlerde çalıştırılan dava dışı işçinin iş akdinin sona ermesi üzerine dava açarak mahkeme ilamı gereğince icra takibine konu ettiği kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücret alacağı şeklindeki işçi alacaklarının ödeyen davacı üst işverenin ödediği bu bedelin, dava dışı işçinin davalılarda çalıştığı dönemlere denk gelen kısımları yönünden belirlenen bedelin rücuen bu davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası,
-Personel özlük dosyası, puantaj, bordro zarfları,
-İzmir … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosya sureti
-Bilirkişi …’ın 30/10/2021 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dışı üçüncü kişi durumunda olan ve davalı firmalarda değişik dönemlerde çalışan işçinin açmış olduğu karara bağlanıp kesinleşen İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasında, yalnızca üst işveren davacı idarenin hasım gösterilip kararın bu şekilde kesinleştiği ve bu ilamın İzmir … icra Müdürlüğü’nün … Esas (… eski esas numaralı) sayılı dosyasında takibe konulduğu, takip sonucunda takibe konu bedellerin davacı idare tarafından ödendiği belirlenmiş olup anılan bu hususlarda taraflar arasında bir ihtilaf yaşanmamıştır. Aynı şekilde dava dışı üçüncü kişi konumundaki işçinin, davalı şirketlerde 01/03/2007-30/03/2016 tarihleri arasında sayaç okuma işçisi olarak çalıştığı hususlarında da bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı ile sunulan hizmet alım sözleşmesi değerlendirildiğinde, davacı idare ile davalılar arasındaki sözleşmelerin yapılan ihaleler sonucu düzenlenen hizmet alım sözleşmesi niteliğinde bulunduğu ve dava dışı üçüncü kişi olan işçinin bu sözleşmeler uyarınca alt işveren durumunda bulunan davalılar tarafından değişik sürelerde çalıştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı … A.Ş’nin husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı … Ltd. Şti.’nin cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş ise de, davacı tarafından davaya konu edilen icra dosyasına 01/02/2018, 15/02/2018 tarihlerinde yapılan ödemelerin nakdi teminat olduğu, bunun üzerine icranın geri bırakılmasına ilişkin kararı getirmek üzere davacıya mehil verildiği, ilamın kesinleşmesi üzerine davacı tarafından icra dosyasına bakiye kısım için 13/11/2020 tarihlerinde ilave ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin dava dışı işçiye 09/10/2020 tarihinde ödendiği, bu halde dava dışı işçiye ödeme yapılan 09/10/2020 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın ise 11/06/2021 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresinin içinde ikame edildiği dikkate alındığında davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Bkz. Yargıtay … H.D’nin 20/02/2017 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı)
Çekişme, dava dışı üçüncü kişi durumundaki işçiye mahkeme ilamı doğrultusunda ödeme yapan davacı idarenin yapmış olduğu bu ödeme miktarı üzerinden bu bedellerin davalılardan talep edip edemeyeceği, başka bir anlatımla ödenen bu bedellerde sorumluluğun hangi tarafta olduğu hususunda toplanmaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşme ve şartnamelerde yüklenici olan alt işverenler tarafından çalıştırılacak olan işçilerin işten ayrılmaları halinde bunlara ödenecek olan kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretleri gibi işçilik alacaklarının üst işveren mi yoksa alt işveren mi tarafından ödeneceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığı görülmektedir. Konuyu düzenleyen 4857 sayılı İş Kanununun 2/7. maddesinde bu konulardaki sorumluluk hususunda idarenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu hükmü düzenlenmiştir. Ancak bu düzenleme dava dışı işçilerin ücret ve diğer hakları yönünden bu haklarının korunmasına yönelik bir düzenleme olup alt işveren ile üst işveren arasındaki rücuen taleplere yönelik bir düzenleme olmadığı açıktır. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinde davalı taraflar hizmet veren sıfatında olup sözleşme gereğince davacıya hizmet ifa etmekle yükümlüdürler. Aynı zamanda dava dışı işçi gibi diğer işçilerin hizmet veren sıfatındaki davalı şirketler tarafından çalıştırılarak bu hizmetin verildiği açıktır.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin dava dışı işçiyi çalıştıran davalı yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
Dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davalı yükleniciler davacı işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinden davalı son yüklenici … A.Ş sorumlu olacaktır.
Davacı asıl işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla davalı yüklenicilerden talep edilebilecektir.
Bu bakımdan davacı tarafça ödenmek durumunda kalınan ve ihtilaf konusu bulunmayan rücu bedelleri üzerinden herhangi bir indirim yapılmadan dava dilekçesi gözetilerek davalı şirketlerin sorumlu olduğu dönemler üzerinden hesaplama yapan dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunda belirlenen bedeller üzerinden (Dava dışı … A.Ş.’ nin dava dışı işçiye haricen kıdem tazminatı ödemesi yaptığı, buna rağmen dava dışı işçinin bakiye kıdem tazminatı alacağı olduğu, davalı alt işverenlerin dava dışı işçiyi çalıştırdıkları süre ile orantılı olarak kıdem tazminatından sorumlu olduğu, davalı … A.Ş.’ nin son alt işveren olarak dava dışı işçinin ihbar tazminatı ve yıllık izin ücret alacağından tek başına sorumlu olduğu, davalı … tarafından haricen yapılan ve takibe dayanak ilamda kıdem tazminatının belirlenmesinde dikkate alınan ödemelerin gözetildiği, ayrıca davalıların davacı işveren tarafından yapılan ödemelerin ferilerinden sorumlu olduğu v.s) davalıların dava ile temerrüde düştüğü ve tarafların tacir olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta uygulanması gereken faiz oranının avans faizi olduğu, müteselsil borçlu olan ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davalı alt yükleniciler yönünden teselsül hükümlerinin uygulanamayacağı ve her bir davalı yönünden sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Bkz.Yargıtay 23. H.D’nin 02/07/2020 tarih ve 2019/1305 esas, 2020/2451 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
51.866,07 TL’nin 5.031,78 TL’sinin dava tarihi olan 11/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
51.866,07 TL’nin 11.132,59 TL’sinin dava tarihi olan 11/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …. A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
51.866,07 TL’nin 9.038,99 TL’sinin dava tarihi olan 11/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
51.866,07 TL’nin 26.662,72 TL’sinin dava tarihi olan 11/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …. A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 3.542,97 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça yatırılan 885,75 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.657,22 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 885,75 TL peşin harç, 383,10 TL müzekkere-tebligat gideri ve 500,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.828,15 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince hesap ve takdir olunan; 7.542,59 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının mercisine İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA