Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/380 E. 2021/1152 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/380 Esas
KARAR NO : 2021/1152

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

B-) İZMİR … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 22/03/2018 tarihli dava dilekçesinde; davacı ile davalılar arasında davalı … Ltd Şti tarafından üretilen ürünlerin davacı vasıtası ile yurt dışında pazarlanması, pazarlanmasına aracılık edilmesi, danışmanlık hizmeti verilmesi, müşteri yönlendirilmesi, muhatap yaratılması ve davacıya bu işler karşılığında bir ücret ödenmesi amacıyla 09/12/2016 tarihinde İzmir … Noterliğinin … yevmiye numarası ile ” Aracılık Hizmet Sözleşmesi ” akdedildiğini, diğer davalının sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak davalı şirketin üretimini yaptığı birçok ürünün başta Almanya olmak üzere daha önce hiç çalışılmayan Fransa ,İsviçre, Avusturya, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerde satışına aracılık edildiğini, davalının tüm ticari işlerinin yürütüldüğünü son bir yılda 48 yeni alıcı ve 106 potansiyel yeni müşteri kazandırıldığını, sözleşmenin süresinin 5 yıl olarak kararlaştırıldığını ancak sözleşmenin davalı şirket tarafından 11/01/2018 tarihinde şirketin İzmir ‘deki ofisinde şifahi olarak sona erdirildiğini, 13/02/2018 tarihi itibariyle davacıya tahsis edilen şirket cep telefonu ile şirket uzantılı mailinde bloke edilerek kullanımının engellendiğini, fesih bildirimi akabinde taraflar arasında görüşmeler başladığını, bir süre sonra davalılar tarafından İzmir … Noterliğinin 22/02/2018 tarih ve … yevmiye numarasında kayıtlı ihtarnamenin keşide edilerek 2017 yılında şirketin aylık ve yıllık ciro hedeflerine ulaşamadığı ve davacı tarafından üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilmediği gibi gerekçelerle sözleşmenin bu kez de yazılı olarak feshedildiğini, fesih gerekçesinin doğru ve geçerli olmadığını, davacının üzerine düşen tüm sorumluluğu layıkıyla yerine getirdiğini, ciro hedefinin tutturulmadığına ilişkin beyanın hatalı olduğunu, davacının sözleşmeden doğan alacaklarının ödenmediğini, ciro tabloları incelendiğinde sözleşmenin 5.1.a md göre yıllık cironun 12 Aya bölünmesi sonucunda aylık 300.000,00 Euro’nun %2 si hesaplandığında yıllık 72.000,00 Euro ve aylık 37.720,83 Euronun %5 ne tekabül eden yıllık 22.632,64 Euro da ilave edildiğinde 2017 yılı için en az 94.632,64 Euro alacak doğduğunu, bunun yanında sözleşmenin imzalandığı 09/12/2016 tarihinden 01/01/2017 tarihine kadar yapılan ciro üzerinden de tahakkuk eden prim alacağı olup bununda hesaplanarak ilave edilmesi gerektiğini, yine sözleşmenin 5.1 maddesine göre sözleşmenin ilk yılı için defaten 100.000,00 Euro ciro prim bedeli tahakkuk etmiş olup, bunun da ödenmesi gerektiğini, bu rakamın yarısının davacı tarafından şirketin eski ortağı …’na , şirketin birikmiş SGK borçlarının ödenmesinde kullanılması amacıyla jest mahiyetinde verilmesi taahhüt edildiğinden kalan 50.000,00 Euro’nun ödenmesi gerektiğini, bunun yanında sözleşmenin imzalanmasından önce 2016 yılının Eylül ayında da davalıya hizmet vermiş olan davacının bu hizmetin karşılığı olarak 5.000,00 Euro muaccel alacağı bulunduğunu, davalının bu bakiyeyi ödemesi gerektiğini, davalı şirket tarafından bugüne dek aylık cirodan dolayı davacıya 70.000,00 Euro kısmi ödeme yapıldığını, kısmi ödeme mahsubu sonucunda davacının en az 79.632,64 TL Euro alacağının kaldığının görüldüğünü, ödeme konusunda görüşmeler ve yazışmalar yapıldığını ancak çözüme ulaşılamadığını, davacı tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 27/02/2018 tarih ve … yevmiye numarasına kayıtlı ihtarname ile davalılara borcun ödenmesi için 3 iş günü süre verildiğini, ödeme yapılmadığı gibi İzmir … Noterliğinin 06/03/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinde borcun inkar edildiğini, davalıların fesih beyanlarında ve borcun inkarında samimi olmadıklarının … tarafından yazılan ve gönderilen başta 26/01/2018 tarihli e posta olmak üzere davalı tarafından hazırlanarak davacıya sunulan ibra protokolü ile sabit olduğunu, protokol ile davalıların açıkça davacının bakiye alacağını kabul ederek sözleşmenin haksız feshinden doğan sorumluluktan kurtulmak istediklerini, davacının protokolü imzalamayı kabul etmek istememesinin sebebinin 2016 yılının Eylül ayından kalan bakiye 5.000,00 Euro alacağının gri tonda da olsa inkarı ile 2017 yılının hak edişinden kalan 74.632,00 Euro bakiyesinin vadelere yayılmak istenmesi olduğunu belirtmiş ,taraflar arasındaki sözleşmenin 1.yılında tahakkuk eden alacakların ödenmesi için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 74.632,00 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının 2016 yılından kalan bakiye 5.000,00 Euro alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 02/05/2018 tarihli cevap dilekçesinde ; davalı şirket ile davacı arasında davalı şirketin yurt dışına çanta satışlarını artırmak için 09/12/2016 tarihinde İzmir … Noterliğinin … yevmiye sayılı Aracılık Hizmet Sözleşmesi imzaladığını, sözleşme ile davacıya aylık ve yıllık ciro hedefleri verildiğini, hedeflerin tutturulması halinde ciro primi ödemenin taahhüt edildiğini ancak davacının sözleşme ile üstlendiği taahhütleri yerine getiremediği için ciro hedeflerine ulaşılamadığını, beklentilerin karşılanamadığını ayrıca davacının davalı şirket ile aynı olan iştigal konusunda faaliyette bulunan başka şirketler için davacı şirketin yurt dışındaki müşterilerine fiyat teklifleri verdiğinin tespit edildiğini bu nedenle davalı şirketin İzmir … Noterliğinden 22/02/2018 tarihinde keşide ettiği … sayılı ihtarname ile Aracılık Sözleşmesini haklı sebeple fesh ettiğini ve davacının sözleşmeye bağlı prim taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın gelecekte hak kazanacağı primlerden mahsup etmek üzere ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde bahsedilen 70.000,00 Euro ‘luk ödemenin davacı prime hak kazandığı için değil ileride hak kazanabileceği primlerden mahsup edilebileceği düşünülerek verildiğini, davacı şirketin ön görülen prim hedeflerine ulaşmadığının davalı şirket ticari kayıt ve defterlerinden anlaşılabileceğini, davacının ödenmeyen prim taleplerini davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına dayandırması gerekirken davalı şirketin bazı çalışanları ve … tarafından iddia olunan bazı mail çıktılarına dayandırmak suretiyle talepte bulunulduğunu, mail çıktılarının kabul edilmediğini ve delil olamayacağını, sözleşmenin davalı şirket tarafından muhik sebeplerle fesh edildiğini, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacının prim alacağının bulunmadığı, avans olarak fazla ödeme yapıldığını, Aracılık Sözleşmesine göre aylık ciroya hak kazanılabilmesi için sözleşmenin eki tablo 1 / A ya göre 2017 ve devam eden yıllarda çanta satışı için tabloda ön görülen cirolara ulaşılması gerektiğini, söz konusu aylık ciro değerlerine ulaşıldığında bu ciro değerlerinin %2 ve %5 oranında davacıya ödenebileceğini ayrıca sözleşmeye göre davacının aylık prim hak edişlerinin 2017 yılı başından itibaren tahakkuk edeceğini, 2017 yılı öncesinde sözleşmenin imza edildiği 09/12/2016 tarihinden itibaren 31/12/2016 tarihine kadar davacının bir talepte bulunamayacağını, davalı şirketin aracılık sözleşmesi ve ekindeki tabloya göre ciro hedeflerini yakalayıp yakalayamadığının tespiti için net satış rakamlarının dikkate alınması gerektiğini, yurt dışına satılan aracılık sözleşmesine konu çanta için kesilen faturalarda navlun ve gümrük bedellerinin de bulunduğu bu ve benzeri satılan malın değeri dışında kaldığı halde faturalara yansıyan bedellerin faturadan mahsup edilmesi ile emtia bedelinin tespit edileceğini, ciro tespitine girecek emtia bedelinin de bu şekilde bulunacağını, yurt dışına satılan sözleşme konusu çantalarla ilgili olarak yurt dışındaki alıcılar erken ödeme yaptıklarında ya da taraflar arasında ortaya çıkan bazı durumlarda satış bedeli üzerinden indirim yaptıkları bu indirimlerin net ciroların tespiti bakımından toplam satış bedellerinden mahsubu gerektiğini, yine emtianın iade gibi halleride dikkate alınarak net ciroların tespiti gerektiğini, tüm hesaplama kalemlerinin davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi ile mümkün olabileceğini, davacının 01/01/2017 tarihinden öncesine ilişkin 5.000,00 Euro talebi yönünden sözleşme 09/12/2016 tarihinde imzalanmış olsada ön görülen hedeflerin başlangıcının 2017 yılı Ocak ayı olduğunu, sözleşmenin 5.1.b sine göre yıllık ciro için takvim yılının ilk ve son günleri arasının esas alınacağını, sözleşmenin imza altına alındığı tarihten sonraki takvim yılı başlangıcı 01/01/2017 olduğundan bu tarihten öncesine kadar talepte bulunulmasının mümkün olmadığı ayrıca dava dilekçesinin netice ve talep bölümünde sözleşmenin 1. yılı için talepte bulunulduğunu, sözleşmenin 1.yılının 2017 takvim yılı başı ve sonu arası olduğunu, davacıya avans olarak ödenen tutarlar yönünden dava dilekçesinde davacıya 70.000,00 Euro ödendiğinin kabul olunduğunu ancak ödemenin daha fazla olabileceğini bu arada 2018 yılı Ocak ayında davacıya 12/01/2018 tarihinde banka havalesi ile 10.000,00 Euro nun TL karşılığının iki seferde 20.600,00 TL ve 25.000,00 TL ile, 26/01/2018 tarihinde de tahsilat makbuzu ile 8.000,00 Euro daha avans ödendiğini, toplam ödeme tutarının 88.000,00 Euro olduğunu, ayrıca davalı şirketin sözleşmeye ek tabloda 2017 yılı için ön görülen ciro hedefini yakalayamadığından davacının sözleşmenin 5.1 md göre 50.000,00 Euro daha talepte bulunmasının bir dayanağının olmadığını, davalı …’ın pasif husumeti bulunmadığından onun yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini belirtmiş, … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan davalılar hakkında açılan davanın esas bakımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, Mahkememizin görevsizliğine dair verilen karar İzmir BAM … Hukuk Dairesi Başkanlığının 17/02/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile ” Mahkeme gerekçesi içeriği ve dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı gerçek kişinin ticari işletme sahibi olup olmadığı yönünde herhangi bir delil toplanmadan karar verildiği görülmekle, bu noksanlığın giderilmesi ve bunun sonucuna göre davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığı değerlendirilmeden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davalının istinafının HMK’nun 353/1-a-4 -6 maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılmasına, gereğince inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulüne, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2020 tarih ve 2018/380 Esas-2020/242 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edebilmesi için kararı veren mahkemeye gönderilmesine, karar verilmiş , dosya yeniden esasa alınarak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
Davacı … tarafından dosyamız davalıları hakkında İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında taraflar arasında akdedilmiş İzmir … Noterliğinin 09/12/2016 tarih … yevmiye numarasında kayıtlı ” Aracılık Hizmet Sözleşmesi ” nden kaynaklanan ve mahrum kalınan kazanç kaybına ilişkin alacak davası açıldığı , açılan davanın İzmir … ATM ‘ce aradaki fiili ve hukuki irtibat sebebiyle Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve dosyanın Mahkememiz dosyasına gönderildiği belirlenmiştir.
İstinaf ilamı doğrultusunda davacı ve davalının tacir sıfatının araştırılmasına yönelik olarak Vergi Dairesi Ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılar yazılmış, davacı … için alınan Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevabında … ‘ın tacir sıfatına haiz olmadığı ve herhangi bir defter tutma zorunluluğunun bulunmadığını, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında da … ‘ın adına tacir sıfatına rastlanılmadığı belirtilmiş, davalı …’nin tacir olup olmadığına yönelik olarak alınan Yeni Bosna Vergi Dairesi yazı cevabında mükellefin vergi ve TC Kimlik nosunun belirtilmesi halinde dosyasından gerekli araştırma yapılabileceği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında da … ile ilgili araştırma yapılabilmesi için kimlik bilgisinin yada ilgisi saptanan şirketin ticaret sicil numarası yada ticaret ünvanının bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 22/10/2021 tarihli dilekçesinde; davacı …’nin Almanya ‘da ikamet etmekte olup Türkiye ‘de tacir sıfatına haiz olmadığını, aynı şekilde Almanya ‘da da tacir sıfatını taşımadığını belirtmiş, davacının Almanya ‘da tacir olmadığına ilişkin vergi danışmanı / yeminli mali müşavir onaylı belgenin fotokopisini ve tercüme edilmiş halini ibraz etmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça, taraflar arasında imza altına alınan ” Aracılık Hizmet Sözleşmesi” dolayısıyla hak edilen alacağın ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açılmış ve yine davacı tarafça sözleşmeden kaynaklanan mahrum kalınan kazanç kaybına ilişkin olarak ta İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında alacak davası açılmış ise de; taraflar arasında imza altına alınan ” Aracılık Hizmet Sözleşmesi ” nin TBK 532 vd. maddelerinde düzenlenen ” Komisyon Sözleşmesi ” niteliğinde olmadığı, komisyon sözleşmesinin söz konusu olabilmesi için ücret karşılığında kendi adına ve vekalet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım satımının üstlenilmesinin gerektiği ancak davacı tarafça kendi adına alım satım üstlenilmesinin söz konusu olmadığı , davacının davalı … Ltd Şti tarafından üretilen ürünlerin yurt dışında pazarlanmasına, pazarlanmasına aracılık edilmesine, danışmanlık hizmeti verilmesine, müşteri yönlendirilmesine, muhatap yaratılmasına yönelik işlemleri üstlendiği bu husus göz önüne alındığında taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 6098 sayılı TBK’ nın 520 vd. Maddelerinde düzenlenen Simsarlık Sözleşmesi niteliğinde olduğu , sözleşmenin niteliği göz önüne alındığında 6102 sayılı TTK’nun 4/1-c maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı, dolayısıyla mutlak ticari davanın söz konusu olmadığı, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapıldığı, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, davacı vekilinin 22/10/2021 tarihli dilekçesinde de belirttiği üzere davacı …’nin Almanya ‘da ikamet etmekte olup Türkiye ‘de tacir sıfatına haiz olmadığı gibi aynı şekilde Almanya ‘da da tacir sıfatını taşımadığı yine davalılardan …’ın tacir sıfatına haiz olmadığı bu hususlar göz önüne alındığında dava ve birleşen TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği, Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 sayılı yasanın 2. Maddesi ile 6102 sayılı yasanın 5. Maddesinin değiştirildiği, bu değişiklik sonucu, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağının belirlendiği, dava ve birleşen davanın açıldığı tarihler itibariyle davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı içerisinde kalıp, Mahkememizin görev alanı içerisinde olmadığı, görev hususunun kamu düzeni ile ilgili dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her safhasında ve resen nazara alınmasının ve 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, dava ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
MAHKEMEMİZİN 2021/380 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Taraflardan birinin HMK’ nın 20. maddesi uyarınca iki hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Taraflardan birinin iki hafta içerisinde gönderme talebinde bulunmaması halinde, taraflardan birisinin talebi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek, aynı karar ile harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca hüküm altına alınmasına,”
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR … ATM’NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Taraflardan birinin HMK’ nın 20. maddesi uyarınca iki hafta içerisinde başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Taraflardan birinin iki hafta içerisinde gönderme talebinde bulunmaması halinde, taraflardan birisinin talebi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek, aynı karar ile harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca hüküm altına alınmasına,”
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Başkan …

Üye ….

Üye …

Katip …