Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/369 E. 2022/1106 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/369 Esas
KARAR NO : 2022/1106

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 20/08/2019 tarihinde müvekkili …’ın eşi … sevk ve idaresindeki motorsiklet ile seyir halinde iken … plakalı aracın motorsiklete arkadan çarpması neticesinde çift taraflı yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin hayati risk geçirdiğini, müvekkilinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar meydana geldiğini, davalı sigorta şirketin başvuru yapıldığını ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin hayatını tek başına idame edemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100 TL bakıcı ve bakım gideri, 100,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, 100,00 TL yol giderinden oluşan maddi tazminatın 20/08/2019 kaza tarihi, sigorta şirketinden ise 04/07/2020 hasar ret tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile 70,000 TL manevi tazminatın sadece sürücü ve işletenden 20/08/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ve davacının ikametgahının Demirci ilçesinde bulunduğunu, kazanın Demirci ilçesinde meydana geldiğini, davanın Demirci Mahkemelerinde açılması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, davacının müvekkillerinin kusuru ile zararını ispatlaması gerektiğini, davacının maluliyeti ile kusur durumunun ATK tarafından tespiti gerektiğini, davaya konu kazanın dava dışı sürücünün kusuru ile meydana geldiğini, ayrıca davacının koruyucu ekipman kullanmaması nedeniyle meydana gelen zararın artışına sebebiyet verdiğini, müterafik kusurun değerlendirilmesi gerektiğini, talep edilen faizin ve başlangıç tarihinin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkiline usulüne uygun bir başvurunun bulunmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, kaza ile meydana gelen zarar arasındaki illiyet bağının ve kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacıya dava dışı kişi ve kurumlar tarafından yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca hatır taşıması ve müterafik kusurun tazminattan tenzili gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ve sigortalı sürücünün kusuru ile sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait tedavi belgeleri,
-Demirci CBS’nin … soruşturma dosya sureti,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 16/09/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Demirci Jandarma Karakol Komutanlığının 25/09/2022 tarihli yazısı,
-İzmir SGK’nın 26/09/2020, 01/10/2020, 20/10/2020, 10/11/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Demirci İlçe Emniyet Müdürlüğünün 09/10/2020 tarihli yazısı ve eki,
-Manisa İl Emniyet Müdürlüğünün 13/10/2020 tarihli yazısı,
-Demirci SGK’nın 12/11/2020 tarihli yazısı ,
-Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin 02/09/2021 tarihli kusur raporu,
-İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 26/11/2021ve 31/03/2021 tarihli ön raporu,
-İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 31/08/2022 tarihli maluliyet raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki tescilsiz plakasız motorsikletin çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacı …’ın meydana gelen kazada yaralandığı, maddi ve manevi zarara uğradığı iddiası ile iş bu tazminat davasını ikame ettiği, davalı sigortanın zamanaşımı definde bulunduğu, sorumluluğunun poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı, aksi kanaat halinde mahkemece kusur ve zarara ilişkin bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, üçüncü kişilerce davacıya yapılan ödemelerin hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi gerektiği, hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunduğu, davalılar … ve … ise mahkeme yetkisine itirazda bulunduğu, maluliyet ve kusur durumunun mahkemece incelenmesi gerektiği, davacının zararın meydana gelmesinde müterafik kusurlu olduğunu savunduğu, taraflar arasında davaya konu tazminat alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı, davacının söz konusu kaza nedeniyle bedensel zarara uğrayıp uğramadığı, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ile manevi tazminat talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek miktarın ne olduğu, davalı sürücünün kusurlu olup olmadığı ve davalıların söz konusu zararlardan sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın davalı sigorta yönünden sorumluluk sigortasından kaynaklandığı, diğer davalılar yönünden ise ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, bu halde tüm davalılar yönünden davanın birlikte yürütülmesi gerektiği ve mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de, davaya konu kazanın 20/08/2019 tarihinde meydana geldiği, davacının 03/09/2020 tarihinde iş bu davayı ikame ettiği, davacının yaralanması ile neticelenen ve taksirle yaralama suçuna vücut veren dava konusu olayda dava tarihi itibariyle TBK’nun 72 ve KTK’nun 109.maddelerindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi ile 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 19/02/2021 tarih, … esas ve … karar sayılı ilam ile “… davacı ve davalılar … ve …’ın Demirci ilçesinde ikamet ettiği, haksz fiilin Demirci ilçesinde meydana geldiği, sözleşmeyi yapan acentenin Demirci’de olduğu, yetki itirazında bulunan davalılar … ve …’ın adresinin ise Demirci ilçesi olması nedeniyle bu durumda yetkili mahkemelerin Demirci Mahkemeleri olduğu, davacı tarafın bu mahkemelerden birini seçip dava açmak yerine mahkememizde dava açması nedeniyle davalıların yetki itirazında haklı olduğu ve yetkili mahkemeyi seçme hakkının da itiraz eden davalılara geçtiği, davalıların yetkili mahkeme olarak ikametinin bulunduğu Demirci mahkemelerini gösterdiği, davalıların sorumluluğunun aynı maddi olaydan kaynaklandığı ve zararın tek olduğu, bu nedenle davaların birlikte görülmesinin zorunlu olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 7. Maddesine göre tüm taraflar yönünden ortak yetkili mahkemenin Demirci mahkemeleri olduğu anlaşıldığından davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine…” dair karar verildiği, bu karara karşı davacının İstinaf kanun yoluna başvurduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2021 tarih, … esas ve …karar sayılı ilamı ile “… kaza 20/08/2019 tarihinde Demirci – Köprübaşı Devlet Karayolunun …. Km’sinde meydana gelmiştir. Davalılar … ve …’ın yerleşim yerinin Demirci- Manisa’dır. Davalı sigorta şirketinin merkez adresinin ise İstanbul olup, davacı vekili davayı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu İzmir’de açmıştır. Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir.(HMK m.7/1) Hal böyle olunca; Merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemeleri, 2918 Sayılı Kanun uyarınca yetkili kabul edildiğine göre, acente ve şubeyi denetleyen üst mercii olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu anlaşılmakla; mahkemenin yargılamaya devam ederek sonucuna göre bir karar vermesi gerektiğinden, davacının istinaf başvurusunun esasına ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 19/02/2021 tarihli, … esas ve … karar sayılı kararının kaldırılmasına…” karar verildiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına aldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada davacı, davalı sürücü ve dava dışı üçüncü kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için mahkememizce dosyanın Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 02/09/2021 tarihli raporda, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile gece vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü yolu takiben seyredip, aydınlatmanın ve görüşün açık olduğu olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermediği, hızını ve sürüşünü mahal şartlarına göre ayarlamadığı, bu haliyle önünde, kendisi ile aynı istikamette seyreden sürücü …’ın kullandığı motosikleti fark edemeyip, bu motosiklete önlemsizce arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi ile tamamen kusurlu olduğu, sürücü …’ın idaresindeki motosiklet ile gece vakti, çift yönlü yolu takiben seyredip, aydınlatmanın ve görüşün açık olduğu olay mahalline geldiğinde, arkadan hızla ve kontrolsüzce gelen davalı sürücü …’ın kullandığı otomobilin motosikletine arkadan çarpması sonucu meydana gelen olayda kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davacının zararının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla maluliyetinin belirlenmesi yoluna gidildiği, bu kapsamda dosyanın ATK’ya gönderildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 31/08/2022 tarihli raporunda, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirme Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 8, geçici iş göremezlik süresinin ise 18 ay olduğu, bir başkasının sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3(üç) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında davalı sigorta tarafından davacı ile sulh olunduğuna dair sulh protokolü, ibraname ve feragatname sunulduğu, söz konusu protokolün incelenmesinde davacı ile davalı sigortanın yargılama giderleri dahil olmak üzere toplam 248.250,00 TL maddi tazminat ile ferilerin ödenmesi kaydı ile maddi tazminat yönünden davalı sigorta ve sigortalısının ibra edilmesine ilişkin olduğu, protokolün 31/10/2022 tarihinde düzenlendiği görülmüştür.
Davacı vekilinin tahkikat aşamasında 14/11/2022 tarihli beyan dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin olarak davalı sigorta ile sulh yapıldığı, davalı sigorta ve sigortalısının maddi tazminat yönünden ibra edildiği bu nedenle davalılara ilişkin maddi tazminat talebinden feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
A) Davacının maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacının maddi tazminat talebi yönünden davalı sigorta ile yargılama aşamasında sulh protokolü düzenlendiği ve davacının buna istinaden tüm davalılar yönünden maddi tazminat talebinden feragat ettiği anlaşılmakla davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
B) Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacının, eşi …’ın sevk ve idaresindeki tescilsiz motorsiklet ile yolcu olarak seyahat ettiği sırada aynı yönde seyir halinde olan davalı …’ın sürücüsü, diğer davalı …’ın ise işleteni olduğu … plakalı aracın arkadan çarpması sonrası yaralandığı, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, soruşturma neticesinde davalı … hakkında taksirle yaralama suçuna neden olma suçundan Demirci Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında ceza yargılaması yürütüldüğü, mahkememizce alınan ATK kusur raporuna göre davalı sürücünün arkadan çarpma nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davacının yolcusu olduğu araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, her ne kadar davalılarca mahkememizce alınan kusur raporuna itiraz edilmiş ise de, mahkememizce alınan kusur raporunun ceza yargılaması kapsamında alınan kusur raporu ile dosyamız kapsamı ve kazanın oluş biçimine uygun olduğu, ceza yargılamasında davacının yolcusu olduğu motorsikletin farlarının yandığına ilişkin maddi kabule göre davalı …’in tam kusurlu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği ve söz konusu kararın kesinleştiği, mahkememizin ceza mahkemesinin bu maddi kabulü ile bağlı olduğu, yeniden kusur raporu alınmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı, bu nedenle mahkememizce davalıların kusur raporuna ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, maluliyet yönünden ise İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 31/08/2022 tarihli maluliyet raporuna göre davacının tüm vücut engellilik (sürekli iş göremezlik) oranının %8, iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 ay, bir başkasının sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3(üç) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği, Yargıtay 4 ve 17(Kapatılan). Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan 20/08/2019 tarihi itibariyle yürürlükte olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiği, mahkememizce yargılama aşamasında davacının kaza sonrası görmüş olduğu tüm tedavilerine ilişkin kayıtların dosyaya kazandırıldığı, ayrıca ATK’nın 26/11/2021 ve 30/03/2022 tarihli ön raporları doğrultusunda davacı asilin hastaneye sevk edildiği ve son sağlık durumunun tespit edildiği, açıklanan nedenlerle ATK maluliyet raporunun denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, buna göre somut olayda davacının maluliyetinin % 8 sürekli iş göremezlik, 18 ay geçici iş göremezlik, bir başkasının sürekli olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3(üç) ay bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği şeklinde kabul edilmesinin gerçek zarar ve hakkaniyete uygun olduğu, manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, meydana gelen yaralamanın niteliğine, davacının yaşına, yaşanan olaydan doğrudan etkilenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre meydana gelen kazada sürücü ve haksız fiil faili olarak %100 kusurlu olan davalı … ile söz konusu aracın işleteni olan …’in davacının uğradığı manevi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu ve kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermemesi gerektiği değerlendirilmekle davacının manevi zararına karşılık olarak mahkememizce 40.000,00 TL takdir edilmesinin hakkaniyete uygun görüldüğü, ancak davacının motorsiklette yolcu olarak seyahat ettiği, kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet kullanmadığı, zararın artmasında müterafik kusurlu olduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre bu durumda mahkememizce takdir edilen manevi tazminat miktarı üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, buna göre davacı yararına 32.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi ve fazlaya ilişkin kısım yönünden talebin reddi gerektiği vicdani kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından davalı sigortadan ibraname kapsamında 3.380,00 TL yargılama gideri tahsil edildiği görülmekle davacı tarafından yapılan ve bu tutarı aşan kısım yönünden yargılama gideri mahkememizce hüküm altına alınmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının maddi tazminat talebinin 6100 sayılı HMK’nun 307 vd. Maddeleri uyarınca feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 32.000,00 TL’nin 20/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 2.185,92 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 240,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.945,12 TL’nin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 240,80 TL peşin harç, 1.035,00 TL ve 723,00 TL ATK rapor ücreti, 419,65 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.472,85 TL yargılama gideri yapılmakla birlikte davacının sulh kapsamında davalı sigortadan 3.380,00 TL yargılama gideri tahsil ettiği anlaşılmakla davacının davalılar … ve …’a ilişkin yargılama gideri talebinin REDDİNE,
5-Davacı manevi tazminat yönünden kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 Maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalılar … ve … dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4. fıkraları uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a ÖDENMESİNE,
7-Davalılar … ve … dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden reddolunan maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. fıkraları uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a ÖDENMESİNE,
8-Davalı … Sigorta A.Ş’nin maddi tazminat talebine ilişkin vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
10-Dava konusu uyuşmazlığın sadece davalı … Sigorta A.Ş yönünden mutlak ticari dava olduğu ve bu davalı yönünden dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacının davadan feragat ettiği ve taraflar arasındaki sulh protokolünde bu yönde herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA