Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/364 E. 2021/975 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/364 Esas
KARAR NO : 2021/975

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu … Sok. No:… D:… Konak/İZMİR adresinde müvekkili şirket yetkililerince yapılan kontrolde kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, adresteki enerji kesilerek kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden 30.05.2018 tarih ve 30436 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin(EPTHY) ‘’Kaçak Elektrik Enerjisi Tüketimi’’ başlıklı bölümü gereği kaçak elektrik tüketimi hesaplandığı ve kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, davalı, Konak Şubesi … muta nolu aboneliğin kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan borçtan Yargıtay kararları gereğince hukuki olarak sorumlu olduğunu, toplam 5.321,60 TL alacağın tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı yan söz konusu borcu ödemediği gibi icra takibine de haksız yere itiraz ederek icra takibini sürüncemede bıraktığını belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu adreste kaçak elektrik kullanımı olmadığını, müvekkilin bulunduğu adresin aile apartmanı olduğunu, müvekkilinin yıllardan beridir bu adreste yaşadığını, söz konusu adresin üst katları birleşik olarak müvekkili tarafından kullanılmakta olup, bu katlara ait tek bir sayaç bulunduğunu, kullanılan elektriklerin ücretleri sayaca yansımakta olup, normal elektrik ücretlendirilmesi yapıldığını, yani müvekkilinin herhangi bir kaçak elektrik kullanımı olmayıp, kullandığı elektriğin ücretini ödediğini, dolayısıyla davacının talep ettiği ücret ve tahakkuk ettirdiği cezanın yazılma sebebinin hatalı olduğunu belirterek davacının haksız, kötüniyetli ve hukuka aykırı olarak düzenlenen ve tahakkuk ettirilen cezasının iptal edilerek, davacının açtığı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, kaçak elektrik kullanımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı hakkında 16/04/2019 tarihli kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği ve bu tutanağa istinaden kaçak elektrik tahakkuku yapıldığı, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 21/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 24/10/2019 tarihinde yasal süresinde takibe, ödeme emrine itiraz ettiği ve takibin durduğu, itiraz üzerine takip alacaklısı davacı tarafından işbu davanın yasal süresinde ikame edildiği, davalının ise kaçak kullanım olmadığı, yapılan tüketimin sayaçtan geçtiğinin savunulduğu, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan uyuşmazlığın niteliğine göre dava mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği gibi İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Esnaf ve Sanatlarlar Odası ile İzmir Vergi Dairesi Müdürlüklerinin cevabi yazılarına göre davalının tacir olarak ticaret siciline kayıtlı olmadığı, vergi kaydı bulunmakla birlikte işletme hesabına göre defter tuttuğu, geliri itibariyle tacir sayılan kimselerden olmadığı, bu sebeple davalının tacir olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından davalıya karşı ileri sürülen talep ve talebin dayanağı olan maddi olgular bakımından her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmediğinden davanın nisbi ticari dava olarak kabulüne de olanak bulunmadığı, ayrıca somut olayda taraflar arasında abonelik ilişkisi bulunmadığından davalının tüketici olduğundan da söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca kesin olan kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına (İHTARAT YAPILDI),
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere tarafların yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA