Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/360 E. 2023/555 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/360
KARAR NO : 2023/555
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/07/2021
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mal ve hizmet sağlaması nedeniyle davalı şirket ile arasında ticari lişki bulunduğunu,davalının aldığı malzemeler ile ilgili hiçbir sorun olmamasına rağmen 22.06.2020 tarih … e-Arşiv Fatura numaralı 37.760TL bedelli iade faturası kestiğini fatura içeriği 1000 adet “…” sacı müvekkili şirkete iade etmediğini, fatura içeriğinden 28.04.2020 tarihli 23.623,60TL bedelli faturaya istinaden kesildiğinin görüldüğünü kesilen iade faturasının müvekkilinin kestiği fatura bedelinin de çok üstünde olduğunu,malzemelerin iade edilmediği gibi malzeme bedelinin de ödenmediğini, görüşmelerden sonuç alınamadığından iade faturasına karşılık 28.09.2020 tarih … nolu 23.600TL bedelli fatura keserek davalıya gönderildiğini, davalı tarafın bu faturaya karşılık da 08.10.2020 tarih … nolu 23.600TL bedelli faturayı kestiğini bu faturaya Bornova … noterliği 16.10.2020 tarih … nolu ihtarnameyle faturaya itiraz edildiğini malzemelerin teslim edilmediğinin bildirildiğini, davalı tarafın K.yaka … noterliği 13.11.2020 tarih … nolu ihtarname ile husumetin geçmişteki ticari ilişkide kesilen faturalara ait fiyatlandırmanın yüksek olmasından kaynaklandığının belirtildiğini, malzemelerin eksiksiz teslim edildiğini ödemelerin yapıldığını ve zamanında itiraz edilmediğini ancak aylar sonra fiyatlandırmanın yüksek olduğuna karar verilerek 37.600TL iade faturasının düzenlendiğini, davalı aleyhine İzmir … İcra … sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, itiraz ile takibin durdurulduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, 22.06.2020 tarih … e-Arşiv Fatura numaralı 37.760TL bedelli iade faturasının usulüne uygun olduğunu yasal itiraz süresinin geçtiğini, gerçek husumetin geçmişteki ticari ilişkiden kaynaklı olduğunu fiyatlandırmanın piyasa fiyatının üç katı faturalandırmadan kanaklı olduğunu,bu hususda bilirkişi incelemesi talep ettiklerini,piyasa raiçlerine uygun faturalandırmanın talep edildiğini dayanak yapılmaya çalışılan … nolu ihtarnamenin haksız ve kötüniyetli olduğunu,bu husuların karşı K.yaka … noterliği 13.11.2020 tarih … nolu ihtarnamede açıkça belirtildiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddini, davacının takip konusu alacağın %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilerek yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
SMMM …’ın 06/07/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı’nın 2020 yılı yasal ticari defterlerinde 6762 sayılı TTK’nunda öngörülen açılış onaylarına ilişkin vecibelerini ve kapanış onaylarına ilişkin vecibelerini yerine getirdiğinin anlaşılmakta olduğu, Davalı’nın 2020 yılı yasal ticari defterlerinde 6762 sayılı TTK’nunda öngörülen açılış onaylarına ilişkin vecibelerini ve kapanış onaylarına ilişkin vecibelerini yerine getirdiği anlaşılmakta olduğu, Takibe dayanak iade faturası’nın tarafların yaşal ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve BA-B$. formları ile ifialli vergi dairesine bildirimde bulundukları ayrıca bu faturaya ilik larca iden karşıli iade faturası düzenlendiği anlaşıldığından Tarafların yasal ticari defterlerindeki farklılığın takibe dayanak iade faturası ile ilgili olmadığı kanaatine ulaşılmış olduğu, davacı’nın yasal ticari defterlerine göre davalı’dan sene sonu 31.12.2020 tarihi itibariyle 23.691,13TL alacağının bulunduğu Davalı’nın yasal ticari defterlerine göre ise davacıdan sene sonu 31.12.2020 tarlhi itibariyle 408,87TL alacağının bulunduğu görülmekte olduğu, tarafların Yasal ticar defterlerindeki farklılığın; davalı tarafından davacı adına düzenlenen davalı defterlerinde kayıtlı ve BS formu ile bildirimde bulunulmuş ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan ve BA formu ile bildirimde bulunulmamış olduğu anlaşılan 08.10.2020 tarihli fatura ile davacı yasal ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak dayanak belgesi sunulmamış olmakla birlikte davalı defterlerinde 15.06.2020 tarihli 51.Ted.Mak açıklamalı olarak kayıtlı 500 TL davalı ödemesinden kaynaklandığının anlaşılmakta olduğu, mevcut tüm bu doneler birlikte değerlendirildiğinde, davalının iade olunan faturanın geçmişteki ticari ilişkide kesilen faturalara ait fatura S-ULV kısımlarının piyasa rayiçlerinin 3 katı miktarda fiyatlandırılmasından kaynaklandığı fahiş miktarda kesildiği, itirazın Mahkemece kabulü halinde davacının sene sonu 31.12.2020 tarihi itibariyle 91,13TL asıl C/H alacağının bulunduğu, davalı itirazının mahkemece kabul edilmemesi halinde ise davacının 23.691,13 TL asıl C/H alacağının bulunduğunun kabul edilebileceği tespit edilmiştir.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesinde itirazın iptali aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali
Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasanın ispat hakkı ve ispat yüküne ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir.
İspat hakkı
MADDE 189- Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.
İspat yükü
MADDE 190- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Hukuki dinlenilme hakkı, çekişmeli veya çekişmesiz bütün yargılama işlemleri ve icra ve iflas takipleri, tahkim , geçici hukuki korumalar, alternatif uyuşmazlık çözüm yolları ve benzeri bütün iş ve işlemler bakımından geçerli bir ilkedir. 6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspat hakkı, iddia ve savunmanın delillendirilmesini ve mahkemenin, yasal engel bulunmadıkça bu delilleri inceleyerek değerlendirmesi zorunluluğunu içerir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, itirazın iptali davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın … Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davalarında, davacının davalı ile aralarında mevcut olduğunu iddia ettiği hukuki ilişkiyi ve buna dayanarak borcun varlığını ispat etmesi bu yönde delil göstererek ispat hakkını kullanması gerekir. Bu davalarda davalı ise borcunun olmadığını yahut ödediğini, borcu bulunmakla birlikte maddi hukuka ilişkin ya da usul hukukuna ilişkin sebeplerden dolayı borcu ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, kendisinin, davacının iddia ettiği ilgili hukuki ilişkinin tarafı olmadığı gibi hususları ispat etmek bu yönde savunmalarını delillendirmek zorundadır.
2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında birlikte değerlendirildiğinde, davalı ile davacı arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, davalının kendisine davacı tarafından satılan ve önceki satışları da kapsar şekilde mallarin bedeline ilişkin piyasa rayicinin çok üstünde olduğundan bahisle iade faturası kestiği, davacının da buna karşılık iade faturası kestiği, asıl uyuşmazlığın kesilen bu iade faturaları değil önceki ticari ilişkiyi kapsar şekilde aradaki satışta ürünlerin davalıya yüksek fiyata satıldığından kaynaklandığı, bu hususun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davalı tarafa davacıdan aldığı ürünlerin hangilerinin fiyatlarının yüksek olduğuna dair iddiasını somutlaştırmak üzere, yüksek fiyatlı olduğu iddia edilen ürünlerin faturalarını sunması için kesin süre verildiği, zira basiretli bir tacir gibi davranması beklenen davalının mal alımından çok sonra bedele itiraz etmesinin kabul edilemeyeceği, ancak davalının savunmalarını destekleyen faturaları sunmadığı, hatta ilk verilen kesin sürede yanlış faturaları sunduğu, ancak hukuki dinlenilme hakkını kullanabilmesi için ara karardan dönülerek yeniden kesin süre verildiği ancak savunmalarını somutlaştıramadığı, taraf defterlerine göre davacının bakiye alacağının tespitinin yapıldığı, davalının ürünlerin yüksek fiyata satıldığı savunmasını da kanıtlayamadığı anlaşılmakla davanın kısmın kabulüne davacı alacağı likit olduğundan bahisle icra inkar tazminatına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)Davanın KISMEN KABULÜNE,
2)İzmir … İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN 23.691,13 TL ÜZERİNDEN DEVAMINA
3)Hüküm altına alınan alacak miktarı olan 23.691,13 TL ‘nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4)Alınması gerekli olan 1.618,34 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 456,05 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 1.162,29 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5)Davacı tarafından yatırılan 456,05 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 89,50 posta-tebligat gideri olmak üzere toplamda 1.104,85 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre 685,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8)1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
9)Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı