Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2021/1155 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/343 Esas
KARAR NO : 2021/1155

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 27/04/2021 tarihli dava dilekçesinde ; davacı tarafından 26/06/2020 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında konkordato isteğinde bulunulduğunu, Mahkemece yerinde ve ciddi olarak görülen bu istek üzerine ilk olarak 01/07/2020 tarihinde davacı şirkete yönelik konkordato geçici mühlet kararı verildiğini, ardından 25/11/2020 tarihinde yine bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere davacı şirket hakkında 1 yıl kesin mühlet kararı verildiğini, davacının yetkili hamili olduğu 17 adet çeki tahsil edilmesi amacıyla davalı bankaya tevdi ettiğini, bu hukuki işlemin tahsil cirosu hükmünde olduğunu, tahsil cirosunun, senedin asıl hamil adına tahsilini sağlama amacını güden ve bu konuda verilen yetkiyi kapsayan bir ciro olduğunu, davalı bankanın söz konusu çekleri rehin cirosuyla devralmadığını, çeklerin tahsil cirosuyla kendilerine tevdi edildiği hususunun dilekçe ekindeki çek teslim tutanağından net bir şekilde görüldüğünü ancak davalı bankanın, davacı konkordato kesin mühleti içerisinde olmasına rağmen bu süre içerisinde tahsil etmiş olduğu çek tutarlarını hakkı olmadığı halde davacının davalı bankaya olan borcundan mahsup ettiğini, bu hususun yasaya ve konkordato kararı veren mahkeme kararına aykırılık oluşturduğunu, 11/01/2021 tarihli ihtarname ile çeklerin tahsil edilen tutarlarının takas mahsup yasağı kapsamında olması nedeniyle komiser heyeti denetiminde kullanılan hesaba gönderilmesinin ihtar edildiğini, davalı bankanın bu ihtara uymadığını, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilen 01/07/2020 tarihli geçici mühlet kararının 12 numaralı hükmünde “Takas ve mahsubun İİK’nın 200. maddesi uyarınca alacaklılar tarafından yapılmasının TEDBİREN ÖNLENMESİNE” ve 25/11/2020 tarihli kesin mühlet kararının 5 numaralı hükmünde “Kesin mühletin sonuçlarına dair İİK’nın 294. maddesinin uygulanmasına, ayrıca tüm ihtiyati tedbirlerin devamına” ilişkin tedbir kararlarının verildiğini ve mahkemece alacaklılar tarafından takas ve mahsup yapılmasının bu süreçte açık bir şekilde yasaklandığını, nitekim İİK’nın 294. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.” denilerek açık bir biçimde takas yasağının ortaya konduğunu, davalı banka tarafından yapılan bu hukuksuzluğun davacı şirketin konkordato sürecinin olumlu sonuçlanmasına da engel teşkil ettiğini, konkordatoda amacın dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların alacaklarına kavuşma olanağı yaratmak olduğunu, oysa banka tarafından yapılan bu işlem neticesinde bankanın davacı şirketin hakkı olan bu miktarları davacı şirketin kendilerine olan borçlarına takas ederek kanuna ve karara aykırı davranarak konkordato sürecine olumsuz anlamda etki doğurduğunu, söz konusu tutarların davacıya ödenmesi amacıyla İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalı tarafça haksız bir şekilde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, taraflar arasında gerçekleşen davaya konu olan çek teslim işlemlerinin davalı bankanın İzmir Şubesi’nde gerçekleştirildiğini , HMK’nın 14/1. Maddesindeki “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” düzenlemesi doğrultusunda, şube işlemlerinden kaynaklı ihtilaflarda şubenin bulunduğu yer icra dairesi ve Mahkemesinin özel yetkili konumda olduğunu, dolayısıyla mahkemeninde bu hususta yetkili olduğunu belirtmiş ,davalının İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazının iptaline, alacak miktarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili Mahkememize verdiği 31/05/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde ; davacı şirket ile davalı banka arasında, 08/08/2009 tarihli 6.000.000.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve kredi ilişkisi kurulduğunu, kredi ilişkisi süresince davacı borçlu … Plastik San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin elindeki müşteri çeklerini, tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere, davalı Banka’nın İzmir Şubesine ciro ve temlik ederek teslim ettiğini, davacının kredi borcuna mahsup edilmek üzere temlik ve ciro ettiği , teslim ettiği bu çekleri dava konusu ettiğini, söz konusu çekler üzerinde davacının tasarruf hakkının kalmadığını, yetkili hamilin temlik alan davacı banka olduğunu, davacı bankanın yetkili hamil/alacaklı sıfatıyla dava konusu çekleri süresinde muhatap bankalara ibraz ederek tahsil ettiğini, tahsil olunan çeklerin davacının kredi borcundan düşüldüğünü, konkordatonun, borca batık şirketlerin alacaklılara borcunun ödenmesi için var olan bir sistem olduğunu, konkordato müessesesinın borçlarını ödemede zorlanan şirketlerin, bir kısım borçlarından kurtularak borçlarını ödeyebilir duruma getirmeleri için uygulanan bir müessese olduğunu, burada davacı tarafın asıl amacının ”bir kısım borçlarından kurtularak borçlarını ödeyebilir duruma” gelmesi olmadığının açık olduğunu, davacı tarafın bu mahsup işlemi ile borcundan kurtulmuş olup bu parayı iade alma konusundaki bu ısrarının bile konkortadoya başvurma amacının iyiniyetli olmadığını gösterdiğini, geçici mühlet kararından önce davalı Banka’ya temlik ve ciro edilen çeklerin tahsilatından doğan tutarın, davacının davalı Banka’ya olan kredi borcundan düşüldüğünü, bunun üzerine borçlu firmanın mahkemeye başvuru yaparak maddi hukuk anlamında tedbir kararı talep ettiğini, konkordato mahkemesinin takas ve mahsubun tedbiren önlenmesi kararı verdiğini, davaya konu edilen çeklere ilişkin tedbir talebinin ise red edildiğini, davacının bu çekleri temlik ve ciro ettikten sonra alacaklı olduğunu iddia etmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının bu çekleri devir ve ciro ederek yetkili hamil sıfatını kaybettiğini, yetkili hamil olmadığı ve alacaklı bulunmadığından, takasa konu edilmiş bir alacak hakkı da bulunmadığını, davacı taraf ile davalı Banka arasında imzalanan çek tevdi bordrosu başlıklı sözleşme ile çeklerin temlik ve ciro edildiği ve tahsilinde kredi borcuna mahsup edilmesinin hükme bağlandığını, sözleşme hukukuna hakim olan prensibin “Sözleşmeye Bağlılık-Ahde Vefa” ilkesi olduğunu, bu ilke gereğince tarafların sözleşmeye konu edimlerini, sözleşmede belirlenen koşullara göre yerine getirmeleri gerektiğini belirtmiş davanın reddine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İzmir …İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … Plastik Sanayi ve Ticaret Ltd Şti, borçlunun … Bank AŞ, borç miktarının 1.135.183,00 TL olduğu, ödeme emrinin borçluya 21/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18/02/2021 tarihli dilekçesi ile yetki ve esas yönünden takibe itiraz ettiği, yetki itirazı ile ilgili takip alacaklısı ile imzalanmış bulunan Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmesinin ilgili maddelerinde İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunun açıkça belirtildiğinden bahisle takibin İstanbul İcra Dairesinde açılmasının gerektiğinin ileri sürüldüğü, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Davalı banka vekili tarafından sunulan 08/08/2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin incelemesinde ; tarafların … Plastik Sanayi ve Ticaret Ltd Şti ve … Bank AŞ müteselsil kefillerin … Dönüşüm Hurda İml. İth. İhr. San ve Tic. AŞ. olduğu , sözleşmenin 6.2 maddesinde ” Sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda ( bankanın yurt dışı şubelerince tesis edilen kredilere ilişkin anlaşmazlıklar dahil )Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uygulanacak ve anlaşmazlıkları çözümlemeye İstanbul Merkez ( Çağlayan ) Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili olacaktır ” düzenlemesinin bulunduğu , yine davalı banka tarafından sunulan 08/08/2019 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin incelemesinde; sözleşme taraflarının … Plastik Sanayi ve Ticaret Ltd Şti ve … Bank AŞ. olduğu, sözleşmenin 18. Maddesinde ” Müşteri banka ile arasındaki ilişkilerde sözleşme hükümlerinin kredi kartı sistemleri uygulama kuralları ve Türk Kanunlarının uygulanacağını ve taraflar arasında doğabilecek tüm anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu kabul eder ” düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça davacının yetkili hamili olduğu 17 adet çekin tahsil edilmesi amacıyla davalı bankaya tevdi edildiği , davalı banka tarafından İzmir 2. ATM … Esas sayılı dosyası ile verilen takas mahsup yasağına ilişkin tedbir kararının varlığına rağmen tahsil edilen çek bedellerinin davacıya ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik olarak davalı hakkında icra takibi başlatılmış ve davalının itirazı üzerine duran takibin devamına karar verilmesi için Mahkememize itirazın iptali davası açılmış ise de ; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında imza altına alınan 08/08/2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 08/08/2019 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı bankaya tevdi edilen çeklerden kaynaklandığı , taraflar arasında imza altına alınan 08/08/2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ nin 6.2 maddesinde ” Sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda ( bankanın yurt dışı şubelerince tesis edilen kredilere ilişkin anlaşmazlıklar dahil )Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uygulanacak ve anlaşmazlıkları çözümlemeye İstanbul Merkez ( Çağlayan ) Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili olacaktır ” düzenlemesinin , yine taraflar arasında imza altına alınan 08/08/2019 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ‘ nin 18. Maddesinde ” Müşteri banka ile arasındaki ilişkilerde sözleşme hükümlerinin kredi kartı sistemleri uygulama kuralları ve Türk Kanunlarının uygulanacağını ve taraflar arasında doğabilecek tüm anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu kabul eder ” düzenlemesinin bulunduğu, HMK.nun 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirtilen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesinin bulunduğu, tarafların tacir oldukları ve aralarında yapmış oldukları sözleşme ile yetkili icra müdürlükleri mahkemelerin İstanbul mahkeme ve icra daireleri olduğunu belirledikleri, yapılan sözleşmelerdeki yetki düzenlemesinin HMK’ nun 18. Maddesi gereğince geçerli olduğu, HMK’ nun 17. Maddesi gereğince taraflarca aksi kararlaştırılmadığından davanın ve icra takibinin yalnızca sözleşme ile belirlenen mahkeme ve icra dairelerinde açılmasının gerektiği, davacının, icra takibini yetkili icra müdürlüğünde başlatmadığı , davalı tarafça yasal süresi içinde icra takibine yetki itirazının yapıldığı ve yetkili icra dairelerinin doğru olarak gösterildiği, ortada geçerli ve yetkili yer icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin bulunmadığı, davacı alacaklının yetkili icra dairesinde yeni bir icra takibi yapması ve davalı borçluya yeni bir ödeme emri tebliği yapmasının gerektiği, usulüne uygun ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle itirazın iptali davasının da reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı tarafça yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığı anlaşıldığından davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 13.650,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekili Av. …. ile davalı vekili Av. …….’un yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza