Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/337 E. 2022/34 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/337
KARAR NO : 2022/34

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 11/05/2021 tarihli dava dilekçesinde ; davacı … ile … ‘ ın, dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ortakları olup davalı tarafın ve dava dışı şirketin borçlu olduğu senetten kaynaklı borcun davacı tarafından icra tehdidi altında ödenmesi üzerine, şirketin diğer ortağı davalı … adına ödenen bedellerin davacıya iadesinin talep edildiğini, bu nedenle 03.02.2021 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasıyla 7 örnek ilamsız takip başlatıldığını ancak 08.02.2021 tarihinde karşı tarafça takip konusu borca, faiz oranına ve borcun diğer tüm fer’ilerine itiraz edilerek icra takibinin durduğunu, bunun üzerine, söz konusu itirazın iptali ile davacı tarafından ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemiyle işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, taraflar arasında görülecek bu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın, dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından keşide edilen ve davalı tarafın avalist konumunda olduğu kambiyo senedine özgü borcun davacı tarafından ödenmesi nedeniyle ödenen bedelin davacıya iadesinden kaynaklanmakta olduğunu, her ne kadar her iki taraf da tacir sıfatına sahip olmasa da, uyuşmazlığın temeli kambiyo senedinden kaynaklandığı için bu dava bakımından ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun kabulünün gerekmekte olduğunu, dava dışı şirket tarafından keşide edilen 1.112.764,13 TL bedelli, 03.12.2018 tanzim tarihli, 21.09.2020 vade tarihli bonodan kaynaklı, dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, şirket ortaklarından ve senet avalistlerinden … ile … aleyhine senet hamili … Sanayii T.A.Ş. tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra dosyasının kesinleşmiş ve dosya alacaklısı şirket tarafından haciz aşamasına geçilmiş olduğunu, bunun üzerine, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı borçlu şirketin haciz işlemlerine maruz kalmaması amacıyla, icra tehdidi altında davacı … tarafından icra dosyasına ödemeler yapılarak dosyanın infaz edildiğini, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasına konu edilen 1.112.764,13 TL bedelli, 03.12.2018 tanzim tarihli, 21.09.2020 vade tarihli bononun asıl borçlusu, düzenleyen dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi olsa da davalı … ve diğer ortak …’ın senet üzerinde şahsi kefaletleri bulunmakta olup davalı tarafın senet üzerinde aval veren konumunda olduğunu, 1.112.764,13 TL bedelli, 03.12.2018 tanzim tarihli, 21.09.2020 vade tarihli senedin davacı tarafından söz konusu icra dosyasına farklı tarihlerde, banka aracılığıyla ödemelerde bulunulmuş olup bu ödemelerden yarısının davalı adına “… Borcuna İstinaden” açıklamasıyla yapıldığını, icra dosyasına yapılan tüm ödemelerin, davacı tarafından üstlenildiğini, davalı tarafın söz konusu bonodan kaynaklı icra dosyasına yapılan ödemelerin tamamından avalist sıfatıyla müteselsil sorumluluğu bulunduğunu ancak davacının, ödenen bu bedellerden hissesi oranında davalı tarafa rücu ederek davalı adına ödediği 12.11.2020 ve 11.12.2020 tarihli dekontlardan kaynaklı İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını ve ödediği bedelin tahsilini talep ettiğini, davacının her ne kadar senet üzerinde borçlu olarak gözükmemekteyse de ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğu şirket tarafından düzenlenen bonodan kaynaklı dava dışı şirket ve aval verenler adına icra dosyasına ödemelerde bulunarak icra dosyasını kapattığını, davacının ortağı olduğu şirketin menfaatini gözeterek icra tehdidi altında ve şirkete haciz gelmesini engellemek amacıyla davalı tarafın borçlu olduğu icra dosyasına ödemede bulunduğundan, aval veren sıfatıyla davalı tarafa kendi payı oranında rücu hakkı bulunduğunu, davalı tarafın borçlu olduğu ve şahsi kefaleti bulunan senet bakımından hiçbir ödeme yapmadığını onun yerine davacının sorumluluğu üstlenerek icra dosyasını kapattığını, bu durumun, icra dosyasına yatırılan banka dekontlarının açıklama kısmından da anlaşıldığını, karşı tarafın sorumlu olduğu bir borcun üçüncü bir kişi olan davacı tarafından ödenmesi nedeniyle sebepsiz zenginleştiğinin kabulünün gerektiğini, davacının başkasına ait bir borcu ifa ettiği için malvarlığındaki eksilmeyi gidermeye yönelik davalı taraftan tazminat niteliğinde bir talep hakkına sahip olduğunu, taraflar arasında dava konusu uyuşmazlığın çözümlenmesi amacıyla arabuluculuk başvurusunda da bulunulduğunu ancak İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… arabuluculuk numaralı arabuluculuk sürecinin taraflar arasında anlaşamama ile sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle birlikte davacı tarafından senetten kaynaklı borcun davalı adına ödenmesi sebebiyle söz konusu bedelin davacıya iadesi ile ileride verilecek kararın infazının engellenmemesi amacıyla, davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesi taleplerinin mevcut olduğunu belirtmiş , davalı tarafın mal kaçırma ihtimali gözetilerek ve ileride verilecek kararın infazının engellenmemesi amacıyla davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, davacı tarafından davalı adına ödenen bedellerin davalıdan rücuen tahsili talepli davanın kabulüyle, borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına, likit borca haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 20/08/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde ; davacı …’ın … İnş. Mim. Müh. End. Turz. San. Ve Tic. A.Ş.’nin, … San. T.A.Ş.’ne olan borcunu ödemesi için … ile … A.Ş. arasında borcun iç üstlenilmesi sözleşmesi ,… ile … San. T.A.Ş. arasında borcun dış üstlenilmesi sözleşmesi, … ile … San. T.A.Ş. arasında İzmir … İcra Dairesinin …/… E. sayılı icra takip dosyasına ilişkin alacağın temliki sözleşmesi,…’ın … A.Ş.’nin … San. T.A.Ş.’ne olduğu iddia olunan icra dosyasına konu yapılmış borcuna kefil olduğuna ilişkin kefalet taahhüdü, …’ın … A.Ş.’nin … San. T.A.Ş.’ne olduğu iddia olunan icra dosyasına konu yapılmış borcuna katılmasına ilişkin (borca katılma) hukuki ilişkilerden birinin kurulmuş olması gerektiğini, eldeki davada …’ın … İnş. Mim. Müh. End. Turz. San. Ve Tic. A.Ş.’nin … San. T.A.Ş.’ne olan borcunu hangi hukuki ilişkiye dayanarak ödediği hususunda hiçbir açıklama bilgi ve belge bulunmadığını, mevcut bir borç ilişkisinde borçlunun değişmesi, borcun üstlenilmesinin Türk Borçlar kanununun 195 ile 203. maddeleri arasında düzenlendiğini, borcun üstlenilmesinde, alacaklı ile (olayımızda … San. T.A.Ş.) borcu üstlenen üçüncü şahıs (olayımızda davacı … ) arasında yapılan bir sözleşme ile asıl borçlunun ( olayımızda … A.Ş. ) borçtan kurtarılması gerektiğini, borcu üstlenen üçüncü kişinin mevcut borç ilişkisi içinde artık yeni borçlu olduğunu, dolayısıyla yapılan işlemin yenilik doğuran hukuki bir işlem olduğunu, hukukumuzda borcun üstlenilmesinin 2 ayrı hukuki yolla olduğunu, borcun iç yüklenilmesinin, üçüncü şahıs ile (olayımızda Davacı … ) borçlu arasında ( olayımızda … A.Ş. ) yapılan ve alacaklıya karşı (olayımızda … San. T.A.Ş.) olan borcun 3. Kişi tarafından ödenmesinin düzenlendiğini, borçlu ile iç üstlenme sözleşmesi yapan kişinin, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girdiğini, dava dilekçesi ve eki deliller içerisinde davacı … ile borçlu … A.Ş. arasında … San. T.A.Ş.ne olduğu iddia olunan borcun ödenmesine ilişkin iç üstlenme sözleşmesi yapıldığı hususunda hiçbir belge ve bilgi bulunmadığını, bu durumda davacının borcu iç üstlenme yoluyla ödediğini iddia etmenin mümkün olmadığını, borcun dış üstlenilmesinde borcu üstlenen 3. Kişi ile (olayımızda Davacı … ) alacaklı arasında (olayımızda … San. T.A.Ş.) yapılan bir sözleşme ile mümkün olduğunu, borcun dış üstlenilmesinin, üçüncü bir şahsın alacaklı ile sözleşme yaparak, asıl borçlunun yerine geçmesinden ibaret olduğunu, dava dilekçesi ve eki deliller içerisinde davacı … ile alacaklı … San. T.A.Ş. arasında borcun ödenmesine ilişkin dış üstlenme sözleşmesi yapıldığı hususunda hiçbir belge ve bilgi bulunmadığını, bu durumda davacının borcu dış üstlenme yoluyla ödediğini iddia etmenin mümkün olmadığını, alacağın temlikinin alacaklının bir borç ilişkisinden doğan alacağını borçlunun rızasına gerek olmadan bir sözleşmeye dayanarak üçüncü bir kişiye devretmesi olduğunu, dava dilekçesi ve eki deliller içerisinde davacı … ile … San. T.A.Ş. arasında İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı icra takip dosyasına konu alacağın temlik edildiğine ilişkin hiçbir belge ve bilgi bulunmadığını, bu durumda davacının temlik sözleşmesine dayalı olarak … A.Ş. nin borcunu ödediğini iddia etmenin mümkün olmadığını, kefaletin, kefilin borçlunun borçlarını yerine getirmemesinden doğan sorumluluğu alacaklı lehine kabul ettiğini gösteren sözleşme olduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için Türk Borçlar Kanunu 581 ve devamı maddelerinde sıkı sıkıya bağlı geçerlilik unsurları belirtildiğini, kefalet sözleşmesinde kefilin ; sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ,müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girildiğini, kendi el yazısı ile yazmış olması gerektiğini, dava dilekçesi ve eki deliller içerisinde davacı … ın alacaklı olduğunu iddia ettiği dava konusu miktar ile ilgili kefil olduğuna ilişkin hiçbir belge ve bilgi bulunmadığını, bu durumda davacının kefalet ilişkisine dayalı olarak … A.Ş. nin borcunu ödediğini iddia etmenin mümkün olmadığını, huzurdaki davanın sıfat yokluğundan dolayı reddinin gerektiğini, davacı … ‘ davada sübjektif dava hakkı bulunmadığını, davanın davacı sıfatı bulunmadığından sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, borca katılmanın, mevcut borçlunun yükümlülüğü devam etmekle birlikte, bir başkasının da sonradan alacaklı ile anlaşarak, müteselsil borçluluk doğuracak şekilde aynı edimi ifa ile yükümlü olması olduğunu,Türk Borçlar Kanunun 201. maddesinde düzenlenmeye çalışılan borca katılmanın da şekil şartına bağlı olmamakla birlikte yazılı bir sözleşme ile 3. Kişi ile alacaklı arasında yapılmış olması gerektiğini, borca katılanın asıl borçlu ile birlikte alacaklıya karşı sorumluluk altına girdiğini, kanun maddesinde de açıkça belirtildiği üzere borca katılanın sadece asıl borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, borca katılmada, hukuki ilişkinin niteliği gereği, borca katılanın yaptığı ödeme miktarını asıl borçluya rücu edebileceğini, dava dilekçesi ve eki deliller içerisinde davacı …’ ın alacaklı olduğunu iddia ettiği dava konusu miktar ile ilgili borca katıldığına kendisi ve alacaklı
… … A.Ş. arasında akdedilmiş hiçbir sözleşme bulunmadığını, bu durumda davacının borca katılma hukuki sebebine dayalı olarak … A.Ş. nin borcunu ödediğini iddia etmenin mümkün olmadığını,bir an için davacı … ‘ ın … A.Ş. nin … … A.Ş. ye karşı senede bağlandığı iddia olunan borcunu üstlendiği, borcun naklinin yapıldığı düşünülse dahi kefilin üstlenilen borçtaki sorumluluklarının devam etmesi için TBK 198/2 gereğince yazılı rızasının alınmış olmasının gerektiğini, olayda davalı …’ tan kefil sıfatı ile alınmış yazılı bir rızanın söz konusu olmadığını, bu durumda davacının borcun nakdine dayalı hukuki sebebe dayalı olarak … A.Ş. adına ödediğini iddia ettiği borcu kefil davalıdan rücuen talep etmesinin yasal düzenlemeler çerçevesinde mümkün olmadığını, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra asıl borç bir şekilde sona ermişse, kefilin sorumluluğunun da sona ereceğini, davacının dava dilekçesine ekli banka dekontlarında yaptığını iddia ettiği ödemeler ile … A.Ş. … … A.Ş. ye olan 03/12/2018 tanzim tarihli 21/09/2020 vade tarihli 1.112.764,13 TL bedelli senede dayandığı iddia olunan borcundan kurtulduğunu, TBK 598. maddesine göre davacı … ‘ın … A.Ş. nin … … A.Ş. ne olduğu iddia olunan 03/12/2018 tanzim tarihli 21/09/2020 vade tarihli 1.112.764,13 TL bedelli senet borcunu ödemekle bu senette kefil olan … ‘ ın da borcundan kurtulduğunun açıkça anlaşıldığını, bahse konu senedin teminat senedi olup düzenleme tarihinin 03.12.2018 olduğunu ,senet borçlusu olarak gözüken … A.Ş. ile senet alacaklısı … … A.Ş. arasında inşaat ve yapı çeliği işleri yapımına dayalı ticari faaliyet mevcut olup bu faaliyetin yazılı eser sözleşmesine dayandığını, dolayısıyla senet borçlusu olarak gözüken … A.Ş. nin üstlendiği yapım ve imalat işleri nedeniyle bahse konu sözleşmede de belirtildiği üzere … … A.Ş. ye teminat verme yükümlülüğü düzenlendiğini, bahse konu senedinde bu çerçevelerde … İnş. Mim. Müh. End. Turz. San. Ve Tic. A.Ş. tarafından … San. T.A.Ş.ne verilmiş teminat senedi olduğunu, bu hususun tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesinde anlaşılacağını, taraflar arasında eser sözleşmesine bağlanmış yapım ve imar işleri tamamlanmış olup, yapılan imalatta bir takım ayıplı ve sözleşmeye aykırı hususların bulunduğu iddiası ile İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi …/… Esas sayılı devam eden dava bulunduğunu, dava sonuçlanmadan teminat senedinin icra takibine konu yapıldığını, bahse konu senedin içeriğinden “………. Bedeli nakden alınmıştır …” ifadesi ile senet borçlusu ile senet alacaklısı arasında “nakdi” bir ilişkiye dayandığının anlaşıldığını, senette yazılı “………. Bedeli nakden alınmıştır …” ifadesine göre … … A.Ş. nin … A.Ş. nin ne nakdi olarak borç para vermiş olması gerektiğini, … … A.Ş.nin şirket ana sözleşmesi incelendiğinde borç para alıp verme faaliyetinde bulunamayacağının anlaşıldığını, kaldı ki mevzuatımızdaki yasal düzenlemeler gereği borç para alıp verme faaliyetlerinin özel izinlere tabii olduğunu, bu nedenle düzenlenen senedin gerçek bir borç ilişkisi karşılığı olmadığının açıkça ortada olduğunu, davacı … ‘ ın senette borçlu olarak gözüken ve eser sözleşmesinin tarafı … A.Ş. nin ortağı, yönetim kurulu üyesi ve yetkilisi olduğunu, dolayısıyla verilen senedin teminat senedi olduğunu bilen ve/veya bilmesi gereken kişilerden olduğunu, … … A.Ş. tarafından bahse konu senedin İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine borçlu … A.Ş. yetkilisi olarak teminat ve borçlu olmadığının tespiti iddialarına dayalı itiraz etmesi, ödemezlik defini ileri sürmesi ve takibin iptalini talep etmesi gerekir iken , bu yasal hakları kullanmayarak senet borcunu ödemesinin hakkını kötüye kullandığının açık bir göstergesi olduğunu, davacı … ‘ ın sui niyetli hareket ederek huzurdaki davayı açtığının bir diğer göstergesinin ise , huzurdaki davada ödediğini iddia ettiği 03/12/2018 tanzim ve 21/09/2020 ödeme vadeli senette 2 ayrı kefil olmasına rağmen sadece davalı … ‘ a karşı rücuan alacak talebinde bulunması olduğunu, senedin borçlusu … İnş. A.Ş. nin ortakları arasında davacı … ve davalı … ‘da bulunduğunu, … ile ortağı olduğu … A.Ş. arasında bir kısım ihtilaflar nedeniyle açılmış ve derdest davalar bulunduğunu, davaya konu alacak miktarının dayanağı olarak gösterilen 3/12/2018 tanzim 21/09/2020 vade tarihli senette davalı …’ ın kefalet taahhüdünün müteselsil kefalet olmadığını, senet incelendiğinde …’ ın ismi üzerinde “şahsi kefaletimdir” ibaresinin yer aldığını bunun dışında müteselsil kefalet sorumluluğunu doğuracak hiçbir şerhin kullanılmadığını, olayda “müteselsil kefalet” sözcüklerinin kefillerin el yazısı ile yazılmamış olması, kefaletlerinin müteselsil kefalet olarak yorumlanmaması sonucunu doğurduğunu, davalı … ‘ ın senet üzerindeki kefalet taahhüdünün adi kefalet hükmünde olduğunu, adi kefalette alacaklının, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemeyeceğini, bu durumda bahse konu senet borcunu ödediğini iddia ederek kefilden rücuan talepte bulunan davacının öncelikle asıl borçluya müracaat etmesi gerektiğini, alacağını asıl borçludan alamadığını belgelemesi (Aciz vesikası) durumunda Türk Borçlar Kanunu 585. Maddesinde belirtilen adi kefalet hükümleri gereğince senette kefile rücuen müracaat hakkı doğduğunu, kaldı ki, asıl borç ilişkisine dayalı senet teminat senedi olması itibariyle kefile rücuen müracaat hakkının da söz konusu olmadığını, talep edilen icra inkar tazminatının yasal düzenlemelere hak ve nesafete aykırı olduğunu, alacağın likit olmadığını, davacı tarafından takibin haksız ve kötüniyetle yapılmış olması nedeniyle İ.İ.K. 67/2 maddesi uyarınca davacı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin talep edildiğini belirtmiş , davanın reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminat taleplerinin reddine, davacı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatılmış olduğundan davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … İM’nün …/… sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının … … … San. Türk AŞ, borçluların …, … ve … İnşaat Mimarlık Mühendislik End. Tur. San ve Tic. AŞ, borç miktarının 1.112.764,13-TL asıl alacak, 444,52-TL protesto masrafı olmak üzere toplam 1.113.208,65 TL, takip dayanağının 1.112.764,13 TL bedelli 03/12/2018 tanzim, 21/09/22020 vade tarihli bir adet senet olup takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olduğu, takip konusu borcun ve ferilerinin ödendiği, borçlu vekili Av. …’ın icra müdürlüğüne hitaben yazdığı 26/01/2021 tarihli dilekçesinde ” İcra dosyasında borçlu müvekkil şirket tarafından icra dosyasına tüm ödemeler yapılmış ve 25/01/2021 tarihli tensip tutanağı uyarınca dosyanın infaz ile kapatılmasına karar verilmiştir. Bu nedenle İcra ve İflas Kanununun 144. Maddesi gereğince alacağı tamamen ödenmiş olan senedin tarafımıza iadesi saygılarımızla talep olunur. ” şeklinde beyanda bulunduğu, icra takibine konu senette senedin keşidecisinin … İnşaat Mim. Müh. End. Tur. San. Tic. AŞ, lehtarının … … San TAŞ, olduğu , senedin sağ alt bölümünde … ve … isimlerinin ve bu isimlerin üzerinde de ” Şahsi kefaletimdir ” ibaresinin bulunduğu belirlenmiştir.
İzmir … İcra Müd’nün …/… Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının …, borçlunun …, borç miktarının 646.000,00 TL, takip dayanağının 12/11/2020 ve 11/12/2020 tarihli dekontlar olduğu, ödeme emrinin borçluya 08/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 08/02/2021 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ’nin sicil dosyası celb edilmiş, şirketin 04/05/1974 tarihinde tescil edildiği, adresinin … Mahallesi … Sokak No …/… … … olduğu, şirket ortaklarının …, …, …, …, …, … Makina Endüstri ve Tic AŞ ve … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti olup , şirketin 05/04/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu başkanı sıfatıyla … ve yönetim kurulu başkan vekili sıfatıyla … ‘ın seçilmelerine karar verildiği, şirketin halen faal olduğu belirlenmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, davalı ile dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ.’nin borçlu olduğu senetten kaynaklanan borcun davacı tarafça icra tehdidi altında ödendiğinden bahisle , davalı adına ödenen bedelin iadesine yönelik olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, davacı ile davalının dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ.’nin ortaklarından olduğu, dava dışı şirket tarafından yine dava dışı … AŞ. adına tanzim edilen 03/12/2018 keşide 21/09/2020 ödeme tarihli 1.112.764,13 TL bedelli senedin dava dışı lehdar tarafından İzmir .. İM.’nün …/… sayılı dosyasında takibe konu edildiği , takip konusu edilen borcun davacı tarafça 09/10/2020, 12/11/2020, 11/12/2020, 15/01/2021 ve 25/01/2021 tarihlerinde ödendiği, davacı tarafça yapılan 12/11/2020 ve 11/12/2020 tarihli ödeme dekontlarda yapılan toplam 646.000,00 TL lik ödemenin açıklama bölümünde ödemenin … borcuna istinaden yapıldığının belirtildiği, İzmir … İcra Müd’nün …/… sayılı dosyasında takip konusu edilen senette davalı … ‘ın isminin ve isminin üzerinde ” şahsi kefaletim ” ibaresinin bulunduğu ancak her ne kadar davalı tarafça senet kefil sıfatıyla imzalanmış ve davalı tarafça söz konusu imzanın TBK nun 581 vd maddelerinde düzenlenen adi kefalet hükmünde olduğu belirtilmiş ise de söz konusu imzanın TTK 700, 701 ve 702 maddelerinde poliçe yönünden düzenlenen ve TTK 778/3 maddesi doğrultusunda bonolar hakkında da uygulanması gereken aval olarak kabulünün gerektiği , avalin poliçe, çek ve bonoya özgü bir kambiyo taahhüdü olduğu, kambiyo senetleri bakımından kendine özgü bir teminat türü olarak aval müessesinin kabul edildiği, bu sebeple bono üzerinde kefil yazıyor olmasının söz konusu taahhüdü kefalet haline dönüştürmeyeceği, TTK’nun 700 ile 702. Maddelerinde düzenlenen avalin tanımının yapılmadığı, aval ile poliçedeki bedelin ödenmesinin teminat altına alındığının belirtildiği, avalin senedin ödeneceğine dair güvence verilmek suretiyle kambiyo senetlerine tedavül kolaylığı sağladığı , avalin 3. bir şahıs veya poliçeyi imzaya koyan diğer bir şahıs tarafından verilebileceği, aval beyanında kimin için verildiği belirtilmemişse TTK’nun 701/4 maddesi gereğince avalin keşideci hesabına verildiğinin kabulünün gerektiği, aval veren kişinin kimin için taahhüt altına girmiş ise aynen onun gibi sorumlu olacağı, aval veren kişinin poliçe bedelini ödediği takdirde TTK 702/3 maddesi gereğince poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap edeceği ve ödemede bulunan avalistin ödediği meblağın tamamını lehine aval verdiği kimseden isteyebileceği, davalı … ‘ın takip konusu senetteki avali dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ. adına verdiği, dava dilekçesinde ve borçlu dava dışı şirket vekili tarafından icra dosyasına verilen 26/01/2021 tarihli dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tarafça icra takibine konu ödemenin davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dava dışı borçlu şirketin haciz işlemlerine maruz kalmaması amacıyla ve borçlu dava dışı şirket adına yapıldığı bu husus göz önüne alındığında TTK’nun 702/3 maddesi hükmü gereğince ödemenin avalist davalı … ‘tan talep edilemeyeceği zira davalı avalist … ‘ın borcu ödediğinde asıl borçluya rücu hakkının bulunduğu, asıl borçluya rücu hakkı bulunan avaliste , avalist adına ödeme yapıldığından bahisle rücu edilemeyeceği, davacı tarafça davalının sebepsiz zenginleştiğinin iddia edildiği ancak aval hükümleri göz önüne alındığında borcun davacı tarafça ödenmesi sebebiyle sebepsiz zenginleşenin dava dışı … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ. olduğu, bu sebeple sebepsiz zenginleşme dolayısıyla da davalıdan talepte bulunulamayacağı, bunun yanında davacının İzmir … İcra Müdürlüğü dosyasında takip konusu edilen senet üzerinde isim ve imzasının bulunmadığı, davacının bu sebeple senede dayalı olarak davalıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı, davacının ancak senedin asıl borçlusu … İnşaat Mimarlık Mühendislik Endüstri Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ. ye karşı senede dayalı talepte bulunabileceği, tüm bu hususlar göz önüne alındığında davacının yaptığı icra takibinin haksız ve yersiz olduğu, ancak takibin kötü niyetli olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın ve yasal koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin REDDİNE,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 7.721,37-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 49.350,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına ,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına ,
Dair ; tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av…. ‘nun yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022

Başkan …
E-İMZA

Üye …
E-İMZA

Üye …
E-İMZA

Katip …
E-İMZA