Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/334 E. 2022/686 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/334
KARAR NO : 2022/686

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının 2017 yılında üst birlik olan müvekkili …Yapı Kooperatifleri Birliği’ne üye olmak için başvuruda bulunduğu, birliğin 22.08.2017 tarih ve … nolu kararı ile üst birlik üyesi olduğu, davalının bildirimine göre … adet villa projesi mevcut olduğu, aidat tahakkukunun … adet villa üzerinden yapıldığı, … tarihine kadar olan cari hesap borcu nedeni ile borçlu hakkında İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takip konusu borca, faize ve yetkiye ilişkin itiraz edilerek takibin durdurulduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafça davacıya yapılan ödemelerin hesaba alınmadığını, fahiş meblağ üzerinden icra takibi başlatıldığını, icra takibi dosyası incelendiğinde işbu davanın 56.350,00 TL üzerinden açılmışsa da icra takibinin 86.350,00 TL üzerinden devam ettiği, davalı kooperatifin 30.07.2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında aldığı karar ile davacı kooperatifin üst birliğinden ayrılarak üst birlik olarak … Kooperatifler Birliğine üye olması konusunda karar aldığını ve davacıya bildirdiğini, kooperatif üyeliği 30/07/2020 tarihinde sona eren davalının aidat ödeme yükümlülüğünün iş bu tarihte sona erdiğini, bu tarihten sonra doğan ve takibe konu edilen 43.750,00 TL bedel yönünden takibin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA
Dava, kooperatif aidat borcunun tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
DELİLLER:
-İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası
-Hesap Bilirkişisi Raporu
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte incelendiğinde;
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Hesap Bilirkişisi …’in 02/06/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; ödenmesi gereken aidat miktarının 193.810,00 TL olduğu, davalının 236.250,00 TL’lik bir ödeme yaptığı, davalı kooperatifin ortaklık yükümlülükleri kapsamında borçlu olmadığı tespit edilmiştir. 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereğince itirazın mahkemede iptali için alacaklının adi(ilamsız genel) haciz yoluyla takibe veya kambiyo senetlerine dayanan haciz yoluyla takibe ya da taşınır yahut taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe girişmiş olması gerekir.
İtirazın iptali davası ancak para alacağına ilişkin ilamsız takiplerde açılabilir.
İtirazın iptali davası, borçlunun itiraz etmiş olduğu takip konusu alacağın tahsiline yönelik bir eda davasıdır. Mahkemenin dava sonucunda vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bundan dolayı davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmediği, itiraz sebeplerini de itirazın iptali davasında ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasının açılacağı; itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre, dava şartlarından ve hak düşürücü süre niteliğinde olup, resen dikkate alınması ve 2004 sayılı yasanın 19. Maddesi hükmüne göre hesaplanması gerekir.
İtirazın iptali davasında davalı borçlu dava dilekçesini tebellüğ ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde vereceği cevap dilekçesinde evvelce ödeme emrine itiraz ederken ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı, ödeme emrine itiraz ederken mevcut olduğu halde ileri sürmediği itiraz sebeplerini de ilk defa itirazın iptali davasında verdiği cevap dilekçesinde ileri sürebilir.
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz.
Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.
İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.
İtirazın iptali sonunda, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı sabit olursa mahkeme davayı kabul ve itirazı iptal eder. Ayrıca mahkeme, davacının dava dilekçesinde tazminat da talep etmiş olması halinde, davalı borçluyu hüküm altına alınan alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum eder. İcra inkar tazminatı, anapara üzerinden hesaplanır. Davalı borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine evvelce itiraz ettiği alacağı, ilk duruşmada kabul etmiş olması, icra inkar tazminatına mahkumiyetten kurtulmasını gerektirmez.
Dava sonunda hükmedilen alacağın %20’si oranındaki tazminata karar verilebilmesi için davacı alacaklının zararının varlığı ve miktarını ispat etmesi gerekmez. Kanun koyucu, davalı borçlunun itirazının iptali halinde, itiraz sebebiyle davacı alacaklının zarara uğramış olduğunu kabul ederek, davacının dava dilekçesinde sadece talep etmiş olmasını davalı borçlunun hükmedilen meblağın en az %20’ si oranında bir tazminata mahkum edilebilmesi için yeterli görmüştür.
Davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun usulüne uygun bir şekilde borca itiraz etmek suretiyle takibin durmuş olması yeterli olup, borcu itiraz sebebi önemli değildir. Yine davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için 2004 sayılı yasanın 67. Maddesi gereği süresinde itirazın iptali davası açılmış olması, davacı alacaklının dava dilekçesinde talep sonucunda icra inkar tazminatını istemiş olması, davanın alacaklı lehine kabulüne karar verilmiş olması, davalı borçlunun takip tarihi itibarıyla itirazında haksız olması gerekir. İtirazın iptal edilmiş olması, itirazın haksız olduğunu göstermez. İtiraz iptal edilmiş olmasına rağmen davalı borçlu haklı ise tazminata mahkum edilmez. Hem itiraz iptal edilmiş ve hem de itirazın haksız olduğu sonucuna varılmışsa, diğer yukarıda anılı şartlarında varlığı halinde icra inkar tazminatına hükmedilir. İtirazın haksız sayılabilmesi için, takip konusu alacağın doğduğu anda varlığı ve miktarı itibarıyla taraflar arasında likit olması gerekir. Takip konusu alacağın varlığı, miktarının belirlenmesi hakim kararını gerektirmemeli muhtacı muhakeme olmamalıdır. Takip konusu alacak yapılacak basit bir hesaplama ile belirli bir hale gelebilecek ise bu alacak da likit sayılır. Dava açıldıktan sonra takibe konu edilen borcun ödenmiş olması hali, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Son olarak davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun kötü niyetli olması gerekmez.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının cevap dilekçesinin talep sonucunda icra inkar tazminatı talep etmeli, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması gerekir. Davacının haksız ve kötü niyetli olmasından kasıt ise bir alacağı olmadığını bildiği halde, icra takibine girişmiş olmasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar birlikte incelendiğinde; davacının davalı hakkında aidat borcunu ödemediğinden bahisle icra takibi başlattığı, davalı tarafça haklarında başlatılan takibe itiraz ettikleri, davacının itirazın iptali ve icra inkar istemiyle mahkememizde dava açtığı, ön inceleme duruşmasında davalının yetki itirazının reddine karar verildiği, davanın kooperatif ortaklığından kaynaklanan kooperatif alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemi istemine ilişkin olduğu, Kooperatifler Kanunu ve Ana sözleşmeye dayandığı, ana sözleşme hükümlerine göre, davacı kooperatifler birliğine bağlı kooperatiflerden tahsil edilecek aidat miktarının genel kurulca belirleneceği, taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin, Kooperatifler Kanunu, ana sözleşme hükümleri ve genel kurul kararlarına göre incelenmesi gerektiği, davacı defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından yerinde incelendiği, davalı tarafın defter kayıt ve belgelerini sunmadığı, davalının yapılan defter incelemesi neticesinde 193.810,00 TL aidat borcunun bulunduğu, bu borcu karşılık davalı tarafça 236.250,00 TL ödeme yapıldığı, yasa, ana sözleşme ve genel kurul kararları ile incelenen davacı defterlerin doğrultusunda davalının ortaklık yükümlülükleri kapsamında borçlu olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla davanın reddine, yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
-DAVANIN REDDİNE,
1-Kötü niyet tazminatına ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli toplam 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 530,57 TL nin mahsubu ile 449,87 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya VERİLMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır