Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/315 E. 2022/134 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/315
KARAR NO : 2022/134

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satım Sözleşmesi Kaynaklı) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket müşterilerinden olan davalı borçlunun 16.03.2018 tarihinde … Grup Şirketleri E-Bayi Başvuru Formu VP farklı. Adrese Ürün Teslimatına İlişkin Ek Protokol imzalandığı, davalı borçlunun müvekkili şirketten mal alduğını, ürünler ve ürünlere ilişkin fatura teslim edilmiş olmasına rağmen vadesinde ödeme yapılmadığını, müvekkilinin alacağını tahsil edebilmek için İzmir 17 icra Müd. …/…E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun vekili aracılığı ile borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı itirazının kötü niyetli olduğunu, davalının 01.09.2020 tarihinde sipariş ettiği ürüne ilişkin e-faturanın aynı gün düzenlenerek davalıya gönderildiğini, faturada sipariş edilen ürün, ürünün fiyatı, KDV oranı ve tutarına ilişkin bilgilerin yanında ödeme para biriminin USD olduğunun, faturanın 443,09 USD karşılığı kesilmiş olduğunun, vade tarihinde 443,09 USD olarak tahsil edileceği ve vade tarihinin 16.10.2020 tarihi olduğuna ilişkin bilgilerin yer aldığını, davalının siparişini verdiği ürünlerin kargo ile davalının teslim edilmesini istediği adreslere teslim edildiğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacıya hiç bir borcu bulunmadığını, faturaya itiraz edilmemiş olmasının sözleşmenin varlığını göstermediğini, süresi içinde faturaya itiraz edinmemekle birlikte, uyuşmazlık söz konusu ise, sözleşmenin varlığını ve kural olarak, malın teslim edildiğini, iş görüldüğünü, diğer bir menfaatin sağlandığını ispat iddia eden konumundaki faturayı düzenleyip gönderen taraf üzerinde olduğunu, faturaya konu malların teslim alındığına dair müvekkiline ait bir beyan/imza içermediğini, davacı tarafından tek taraflı hazırlandığını, üstelik müvekkiline yapılan bir gönderi olmadığını, yapılan gönderinin … Teknolojileri Anonim Şirketine ait gözüktüğünü, kargo gönderisinin faturaya konu mallara ait olup olmadığınında gönderi içeriğinden anlaşılamadığını, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altındaki davacının, faturaya konu ürünleri teslim ettiğini, irsaliye, mutabakat belgesi, cari ilişki gibi yazılı belgeler ile kanıtlamak zorunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
– İzmir 17. İcra Müdürlüğünün …/… esas ve …/…esas sayılı dosya,
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 21/05/2021 tarihli yazısı,
-İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odasının 11/05/2021 ve 30/07/2021 tarihli yazısı,
-İzmir Vergi Dairesinin 25/05/2021 tarihli yazısı,
-Büyükmükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 27/07/2021 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’nın 25/01/2022 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir 17. İcra Müdürlüğünün …/…esas sayılı dosyasında ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı alacağına ilişkin icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 05/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 11/02/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davacının yasal süresi içerisinde iş bu davayı ikame ettiği, davacının, davalı ile aralarında bayilik sözleşmesi bulunduğu, bu kapsamda davalıya fatura karşılığı mal teslim edildiği, davalının vadesinde ödeme yapmadığı, davalı aleyhinde takibe girişildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini iddia ettiği, davalının ise davacının mükerrer takip yaptığı, faturaya itiraz edilmemiş olmasının sözleşmenin varlığını göstermediği, davacı tarafından faturaya konu mal ve hizmetlerin teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin takip ve dava konusu ürünlerin teslim edildiğine karine olamayacağını savunduğu, taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup uyuşmazlığın takip ve davaya dayanak faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği ve davacının yabancı para cinsinden talepte bulunup bulunamayacağı hususlarında olduğu, mahkememizce yapılan araştırmalara göre davalının ticaret sicil kaydı bulunmamakla birlikte bilanço usulüne göre defter tuttuğu, tacir sayılan kimselerden olduğu, bu halde her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, mahkememizce söz konusu faturaların taraflarca BA ve BS formları ile bildirilip bildirilmediği hususunda ilgili vergi dairelerine müzekkere yazıldığı ve buna ilişkin belgelerin dosyaya kazandırıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, alınan 25/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takip ve davaya konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturaların bedelinin ödenmediği, davacının faturalardan kaynaklı olarak 5.476,97 USD tutarında alacaklı olduğu, bu faturalar dışında taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, ayrıca söz konusu faturaların dava dışı … Teknoloji A.Ş hesabında kayıtlı olmadığı, İzmir Vergi Dairesinin 30/07/2021 tarihli cevabı yazısındaki belgelere göre davalının takip ve dava konusu faturalara konu mal ve hizmeti aynı tutarda teslim aldığını BA formu ile vergi dairesine bildirdiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davalının 02/02/2022 tarihli beyan dilekçesi ile yapılan tespitleri kabul ettiği, mükerrer takip savunmasından vazgeçtiği, sadece davacının döviz cinsinden talepte bulunamayacağını, cari hesaplara göre TL cinsinden talepte bulunabileceğini ve işlemiş faiz talebine itiraz ettiği, davacı vekilinin 16/02/2022 tarihli celsede takip öncesi işlemiş faizden feragat ettiği, asıl alacak yönünden hüküm kurulmasını talep ettiği, davacı defterleri ile davalıya ait BA formuna göre takip ve davaya konu faturaları ilgili vergi dairesine bildiren davalının faturalara konu mal ve hizmeti teslim aldığının karine olarak kabulü gerektiği, nitekim davalı vekilinin 02/02/2022 tarihli beyan dilekçesi ile de teslim olgusunu kabul ettiği, bu halde davalının takip ve davaya dayanak fatura içeriğine konu mal veya hizmetin kendisine teslim edilmediğini veya mal veya hizmet bedelinin ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, davalının mükerrer takip olduğunu ileri sürdüğü İzmir 17 İcra Müdürlüğünün …/… esas ve …/… esas sayılı takip dosyalarının dava dışı … Teknoloji A.Ş ye ilişkin olduğu ve dava konusu faturalarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, ayrıca taraflar arasında yabancı para cinsinden düzenlenen faturalara ilişkin olarak davacının yabancı cinsinden mi yoksa TL cinsinden mi talepte bulunabileceği konusunda uyuşmazlık bulunduğu, söz konusu faturalar mali mevzuat gereği ayrıca TL üzerinden hesaplanmış, düzenlenmiş, davacı defterlerine bu şekilde kayıt edilmiş ve davalı tarafından da TL üzerinden ilgili vergi dairesine bildirilmiş ise de döviz karşılığının da faturalarda yer aldığı, bu durumda davacının yabancı para cinsinden davalıdan talepte bulunabileceğinin kabulü gerektiği, davalının takibe itirazının asıl alacak yönünden yerinde olmadığı ve itirazında haksız olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu, iddianın ileri sürülüş biçimi ile davalı savunmasının kapsamına göre başka araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla asıl alacak yönünden davanın kabulüne, işlemiş takip öncesi faiz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün …/…esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.476,97 USD asıl alacak ve asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-5.476,97 USD alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.095,39 USD icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 2.738,64 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 487,91 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.250,73 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 487,91 TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 134,90 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.432,11 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (40.091,42/40.397,66=0,99) 1.421,25 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 6.013,71 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 306,24 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun…/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 17. İcra Müdürlüğünün …/… esas ve …/…esas sayılı dosyalarının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA