Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/312 E. 2022/1134 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/312 Esas
KARAR NO : 2022/1134
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/01/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 18.11.2020 tarihinde malikinin …, sürücüsünün … olan … plakalı aracın seyir halinde iken müvekkili …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araca sol arka tarafından çarptığı, müvekkilinin aracında hasar meydana geldiği, araçta kaza sonrası yapılan onarım nedeni ile oluşan değer kaybının tanzimi için yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tarafların kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi gerektiği, müvekkilinin aracında oluşan değer kaybının … plakalı aracın zmms poliçesi kapsamında … Sigorta A.Ş. tarafından giderilmesini talep ettikleri, onarım bedelinin 2.848,88 TL olduğu, kaza sırasında müvekkilinin aracında oluşan hasarın onarımı için dava konusu aracın kasko sigorta poliçesini tanzim eden … Sigorta A.Ş. nezdinde hasar dosyası açıldığını belirterek 100,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki yönünden İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi ve davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, müvekkili sigorta şirketinin dava konusu araç için teminat limitinin 4 1.000,00 TL olduğu, müvekkili şirketin hak kaybına uğramaması için kaza ile ilgili kusur incelemesi yapılmasının gerektiği, müvekkili şirketin tazminat ödeme sorumluluğunun gerekli belgeler ile birlikte başvuru tarihinden 8 iş günü sonunda başladığını bu nedenle davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu belirterek öncelikle davanın usulden reddine aksi kanaat halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (değer kaybı ) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kaza tutanağı, Hasar fotoğrafları,
-Uşak İl Emniyet Müdürlüğünün 20/05/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 21/05/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 24/05/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 27/08/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin 08/09/2021 tarihli raporu,
-Bilirkişi …’in 25/01/2022 tarihli raporu,
-Bilirkişi …’in 18/04/2022 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
18/11/2020 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların karıştığı çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının iş bu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketi tarafından tazminini istediği, davalı sigortanın mahkememizin görev ve yetkisine itiraz ettiği, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, sorumluluklarının poliçe teminat limiti ve gerçek zararla sınırlı olduğunu savunduğu, taraflar arasında mahkememizin görevli ve yetkili olup olmadığı, davacının değer kaybına ilişkin zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının ne olduğu ve davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmaması ve sorumluluk sigortalarının TTK’da düzenlenmesi nedeni ile mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davalı sigortanın görev itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalı sigortanın İzmir ilinde Bölge Müdürlüğünün bulunduğu KTK’nun 110.maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla mahkememizce davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce taraf sürücülerinin kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK’dan kusura ilişkin rapor düzenlenmesinin istenildiği, ATK tarafından düzenlenen 08/09/2021 tarihli raporda, sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile geldiği dönüş adası yanından, sağ taraftan düz seyirle gelen araca geçiş hakkını bırakmadan ve kontrolsüzce seyrine devamla bu aracın sol yan arka kesimine çarparak meydana gelen olaya sebebiyet vermiş olduğu, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara riayetsizliği ile asli kusurlu olduğu, sürücü …, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyri sırasında geldiği olay yerindeki dönüş adasını kullanarak sola döneceği sırada meydana gelen olayda, oluşa etken kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu, sürücü …’nin %100 (yüzde yüz) oranında, sürücü …’ın ise kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacıya ait aracın sicil ve geçmiş hasar kayıtları ile dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu onarım işlemlerine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği, davacının dava konusu olay nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve davalının sorumluluğuna ilişkin dosyanın otomotiv bilirkişisine tevdi edildiği, bilirkişi …’in 25/01/2022 tarihli raporunda, kaza sırasında … plakalı aracın … plakalı araca sol arka tampon hizasından çarptığı, … plakalı araçtaki hasarın çok büyük kısmının arka tamponunda çok küçük bir kısmının ise (çizik) şeklinde sol arka çamurluğun sağ alt köşesinde meydana geldiği, kaza sonrasında … plakalı araçta arka tampon sol braketinin, stop alt bakalitinin, sol reflektörünün hasar nedeni ile değiştiği, aracın sol arka çamurluğunun ve arka tamponun onarıldığı, aracın onarım bedelinin yedek parça, işçilik ve KDV dahil 2.848,88 TL olduğu, aracın kasko sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş tarafından zararın karşılandığı, dava konusu kazadan önce dava konusu aracın 21.01.2017 tarihinde meydana gelen kazada arka tamponundan hasarlandığı, bu nedenle 18.11.2020 tarihinde aracın arka tampon hasarının değer kaybı tespitinde dikkate alınamaması gerektiği, … plakalı aracın sıfır araçların değerindeki artış miktarları, kasko değer listesindeki fiyat artış oranları, döviz kurlarındaki (Euro ve ABD Doları) ile altın fiyatlarının artış miktarları, rapor ve kaza tarihindeki Tüfe Katsayıları dikkate alınarak kaza sonrası onarılmış haldeki serbest piyasa rayicinin 161.000,00 TL, kaza öncesi serbest piyasa rayicinin ise 172.000,00 TL olduğu, buna göre serbest piyasa rayicine göre dava konusu kazada … plakalı aracın sol arka çamurluğunda oluşan hasar ve hasarın onarımı nedeni ile 11.000,00 TL değer kaybı oluştuğu, davalı sigorta sürücüsünün tam kusurlu olması sebebiyle davacının bu zararını davalıdan talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafından 25/01/2022 tarihli rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosyanın bir başka otomotiv bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/04/2022 tarihli raporda, aracın arka tamponun sol arka kısmı ile sol arka çamurluğun sol alt köşesi kısmından hasarlandığı, onarıma ilişkin kasko eksper raporunda aracın rayiç değerinin 135.029,00 TL olarak gösterildiği, davalı sigorta tarafından değer kaybına ilişkin alınan eksper raporunda ise aracın rayiç değerinin 155.000,00 TL olarak tespit edildiği, ancak davacının %100 kusurlu olduğu gerekçesi ile davacıya ödeme yapılmadığı, aracın dava konusu kaza öncesinde 21/01/2017 tarihinde arka tampon kısmından hasar aldığı başka bir trafik kazasına karıştığı, aracın ikinci el satış piyasasından, internet ikinci el satış sayfalarından ve ilgili markanın yetkili satış ve servislerinin ikinci el departmanlarından yapılan araştırma sonucunda, hasar tarihinde olaya konu araçla eşdeğer ve emsal özelliklere sahip araçların ikinci el satış fiyatlarının tespit edildiği, ayrıca aracın kasko değerinin kaza tarihi itibariyle 171.971,00 TL olduğu, davaya konu aracın piyasa değeri araştırması sonucunda aynı özelliklere sahip hasarsız emsalinin kaza tarihi itibariyle piyasa şartlarında 172.000,00 TL bedel ile teminin mümkün olduğu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde ise, onarım sonrası rayicinin 166.500,00 TL ile 167.500,00 TL aralığı olarak tespit edildiği, ortalama değerinin 167.000,00 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (172.000 TL) onarım sonrası rayici (167.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 5.000,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan 25/01/2022 ve 18/04/2022 tarihli raporlar arasında çelişki olması üzerine mahkememizce dosyanın otomotiv mühendisi bir başka bilirkişiye talimat yoluyla tevdi edildiği, bilirkişi … tarafından düzenlenen 04/10/2022 tarihli raporda, kaza nedeniyle aracın sol arka çamurluk ve arka tamponda onarım işleminin yapıldığı, bu bağlamda dava konusu aracın onarılması sonrasında tramer kaydına 2.848,88 TL hasar kaydı işlendiği, aracın yaşı ve kilometresi dikkate alındığında yalnızca sol arka çamurluktaki işlem nedeniyle ikinci elde değer kaybına uğrayacağının değerlendirildiği, sektör nezdinde (servisler, galericiler ve internet üzerinde) yapılan piyasa araştırması sonucunda söz konusu aracın pazarlık payı da dikkate alındığında kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa değerinin 172.000,00 TL olacağının belirlendiği, toplamda 2.848,88 TL TL lik hasara maruz kalmış ve sol arka çamurluğu boyanmak suretiyle onarılmış olan aracın 2. el piyasasında bir miktar değer kaybına uğrayacağı, aracın kullanım şekli, hasar muhteviyatı, hasarın onarım şekli ve yeri, kullanılan parçaların orijinal öngörülmeleri, aracın öncesindeki hasar durumu, kilometresi, modeli, teknik özellikleri, arz/talep dengesi vb. birlikte değerlendirildiğinde, aracın bu haliyle 2. el araç piyasasında azami 167.000,00 TL bedelle satılabileceği, diğer bir tabirle araçta olay tarihi itibariyle asgari 5.000,00 TL değer kaybı meydana geleceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu kazada davacıya ait aracın sol arka çamurluk ve arka tampon kısımlarından hasarlandığı ve hasarlanan parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın taraflar sürücülerinin kusur durumu ile davacı aracında kaza nedeniyle değer kaybı meydana gelip gelmediği, değer kaybı var ise miktarının ne olduğu ve davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu, taraf sürücülerince düzenlenen kaza tespit tutanağına göre olay tarihinde davacı aracının dönel kavşak içerisinde olduğu, davalı aracının ise davacının arkasından dönel kavşağa giriş yaptığı, davalı sürücüsünün geçiş önceliğine sahip olan davacı aracına geçiş üstünlüğü tanımaksızın arkadan çarptığı, davacı sürücüsünün kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, davalı sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 aslı ve tam kusurlu olduğu, mahkememizce dava konusu olayda ATK’nın 08/09/2021 tarihli kusur değerlendirmesinin hakkaniyete ve somut olaya uygun görüldüğü, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının değer kaybına ilişkin talebinin zmms genel şartlarına göre değerlendirilmesi talep edilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle değer kaybı talebi yönünden tazminat hesaplamasında davacının taleplerinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı aracının dava konusu kaza öncesinde 21/01/2017 tarihinde arka tamponundan hasar aldığı başka bir kazaya karıştığı, bu nedenle dava konusu kazada arka tamponda meydana gelen hasarın değer kaybı hesabında dikkate alınamayacağı, sol arka çamurluğun sol alt köşesinde meydana gelen hasarın ise lokal boya yapılmak suretiyle giderildiği, meydana gelen hasarın niteliği ve boyutu ile kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın niteliği, özellikleri, kullanım şekli ve ülkemizin ekonomik koşullarına göre bilirkişi …’in 18/04/2022 ve bilirkişi …’ün 04/10/2022 tarihli raporlarında tespit edilen değer kaybı bedeline ilişkin zararın makul ve somut olay yönünden hakkaniyete uygun olduğu, bilirkişi … tarafından 25/01/2022 tarihli raporda belirlenen değer kaybı bedelinin ise hasarın niteliği ve boyutuna göre fahiş ve yerinde olmadığı, buna göre davacının davalı sürücünün %100 kusuruna karşılık 5.000,00 TL değer kaybı talep edebileceği, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın 20/05/2020-20/05/2021 tarihleri arasında davalı sigorta nezdinde zmms poliçesinin olduğu, davaya konu kazanın poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği, davalı sigortanın kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti (41.000,00 TL) ile sınırlı sorumlu olarak davacının değer kaybına ilişkin zararından sorumlu olduğu, davacının dava öncesinde davalı sigortaya 22/02/2021 tarihinde başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 05/03/2021 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, dava konusu aracın niteliği ve davacının sıfatına göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, davacının belirsiz olarak ikame ettiği iş bu davada dava değerini 29/01/2022 tarihli dilekçesi ile arttırdığı, değer arttırım dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, bu ilke ve açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta zarar gören davacıya ait aracın değer kaybı bedeline ilişkin hesaplama yapan mahkememizce alınan bilirkişi …’in 18/04/2022 ve bilirkişi …’ün 04/10/2022 tarihli raporlarının kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçleri ile dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.000,00 TL’nin 05/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 341,55 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 248,15 TL ıslah harcı toplamı 307,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 248,15 TL ıslah harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 723,00 TL ATK rapor ücreti, 256,35 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 3.096,10 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (5.000,00/11.000,00=0,45) 1.407,31 TL’nin davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2022

Katip
E İMZA

Hakim
E İMZA