Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/304 E. 2022/439 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/304
KARAR NO : 2022/439

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 27.04.2021 tarihli dava dilekçesinde ; davacı tarafından 26/06/2020 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında konkordato isteğinde bulunulduğunu, mahkemece yerinde ve ciddi olarak görülen bu istek üzerine ilk olarak 01/07/2020 tarihinde davacı şirkete yönelik konkordato geçici mühlet kararı verildiğini, ardından 25/11/2020 tarihinde yine bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere davacı şirket hakkında 1 yıl kesin mühlet kararı verildiğini, davacının yetkili hamil olduğu 14 adet çeki tahsil edilmesi amacıyla davalı bankaya tevdi ettiğini, bu hukuki işlemin tahsil cirosu hükmünde olduğunu, tahsil cirosunun, senedin asıl hamil adına tahsilini sağlama amacını güden ve bu konuda verilen yetkiyi kapsayan bir ciro olduğunu, davalı bankanın söz konusu çekleri rehin cirosuyla devralmadığını ,çeklerin tahsil cirosuyla kendilerine tevdi edildiği hususunun dilekçe ekindeki çek teslim tutanağından net bir şekilde görüldüğünü ancak davalı bankanın, davacı konkordato kesin mühleti içerisinde olmasına rağmen bu süre içerisinde tahsil etmiş olduğu çek tutarlarını hakkı olmadığı halde davacının davalı bankaya olan borcundan mahsup ettiğini, bu hususun yasaya ve konkordato kararı veren mahkeme kararına aykırılık oluşturduğunu, 11/01/2021 tarihli ihtarname ile çeklerin tahsil edilen tutarlarının takas mahsup yasağı kapsamında olması nedeniyle komiser heyeti denetiminde kullanılan hesaba gönderilmesinin ihtar edildiğini, davalı bankanın bu ihtara uymadığını, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında verilen 01/07/2020 tarihli geçici mühlet kararının 12 numaralı hükmünde “Takas ve mahsubun İİK’nın 200. maddesi uyarınca alacaklılar tarafından yapılmasının TEDBİREN ÖNLENMESİNE” ve 25/11/2020 tarihli kesin mühlet kararının 5 numaralı hükmünde “Kesin mühletin sonuçlarına dair İİK’nın 294. maddesinin uygulanmasına, ayrıca tüm ihtiyati tedbirlerin devamına” ilişkin tedbir kararlarının verildiğini ve mahkemece alacaklılar tarafından takas ve mahsup yapılmasının bu süreçte açık bir şekilde yasaklandığını, nitekim İİK’nın 294. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.” denilerek açık bir biçimde takas yasağının ortaya konduğunu, davalı banka tarafından yapılan bu hukuksuzluğun davacı şirketin konkordato sürecinin olumlu sonuçlanmasına da engel teşkil ettiğini , konkordatoda amacın dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların alacaklarına kavuşma olanağı yaratmak olduğunu , oysa banka tarafından yapılan bu işlem neticesinde bankanın davacı şirketin hakkı olan bu miktarları davacı şirketin kendilerine olan borçlarına takas ederek kanuna ve karara aykırı davranarak konkordato sürecine olumsuz anlamda etki doğurduğunu ,söz konusu tutarların davacıya ödenmesi amacıyla İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalı tarafça haksız bir şekilde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını , taraflar arasında gerçekleşen davaya konu olan çek teslim işlemlerinin davalı bankanın … Şubesi’nde gerçekleştirildiğini , HMK’nın 14/1. Maddesindeki “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” düzenlemesi doğrultusunda , şube işlemlerinden kaynaklı ihtilaflarda şubenin bulunduğu yer icra dairesi ve Mahkemesinin özel yetkili konumda olduğunu , dolayısıyla mahkemeninde bu hususta yetkili olduğunu belirtmiş , davalının İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasına yapılan itirazının iptaline, alacak miktarının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 06.07.2021 tarihli cevap dilekçesinde; davacının iddiaları hukuki olmadığı gibi, gayriciddi olduğunu ,davacı şirket hakkında 01.07.2020 tarihinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… Esas sayılı dosyasından konkordato geçici mühlet kararı verildiğini ,akabinde 25.11.2020 tarihinde 1 yıl kesin mühlet kararı verildiğini ,davacının iddia ettiği takas mahsup yasağına ilişkin ara kararların da bu tarihlerde verildiğini ,davacı şirketin dava tarihi itibariyle konkordato kesin mühleti içinde olduğunu , dava konusu çeklerin, davalı bankaya 12.05.2020 ve 19.06.2020 tarihlerinde ciro ile teslim edildiğini ,görüleceği üzere çeklerin davalı bankaya cirosu ve tesliminin, geçici mühlet tarihi ve konkordato tedbir kararından önce olduğunu ,davacı tarafın iddiasının bu çeklerin “tahsil cirosu” ile teslim edildiği noktasında olduğunu ,bununla birlikte çeklerin ileri vadeli olduğunu, çeklerdeki kendi cirolarının konkordato kararından önce olduğunu, vadelerinin ise konkordato sürecine isabet ettiğinin davacının kabulünde olup davacının, çeklerin konkordato tedbir kararından sonra tahsil edildiğinde tutarların takas ve mahsup edilemeyeceğini ve çek bedellerinin kendilerine iade edilmesi gerektiğini iddia ettiğini , davacının, 3 adet çek teslim formunda çeklerin tahsil için tevdi edildiği iddiasında olduğunu ancak 3 adet “çek teslim formu” nun tahsil için tevdi şeklinde düzenlenmediğini , teslim formlarında “tahsile/ teminata verdiğimiz” şeklinde ibare bulunduğunu ,bu ibareden dava konusu çeklerin tahsil amacıyla tevdi edildiğini iddia etmenin hukuken mümkün olmadığını , dava konusu çeklerin davacının iddia ettiği gibi tahsil cirosuyla değil, temlik cirosuyla temlik edildiğini , dava konusu çeklerin davalı bankaya devredilirken cironun tahsil cirosu olduğuna dair hiçbir kayıt konulmadığını , diğer yandan, yine davalı banka ile davacı arasındaki akdedilen genel kredi sözleşmesi gereği davacıya iskonto ve iştira senedi kredileri kullandırıldığını , bu nitelikteki kredide kambiyo senedinin temlik cirosu ile devredildiğini , bankanın “hem çek karşılığında kredi vermesi, hem de günü gelince çeki tahsil etmesi sonrasında çek bedelini kredi borçlusuna vermesi” nin düşünülemeyeceğini , Türk Ticaret Kanunu 788/ 2 maddesine göre emre yazılı çeklerin ciro + teslim ile devredilebileceğini ,yani ciro ve teslim ile tüm hak ve yetkilerin yeni hamile geçtiğini , çeklerin ciro ve teslimiyle davacı şirketin çekler üzerindeki hak ve yetkileri sona erdiğinden , bu andan itibaren çekler üzerinde hak iddia edemeyeceğini, davacının konkordato talebine ilişkin dava dilekçesinde, bankaların ciro yoluyla aldığı ve hamili olduğu çeklerden dava tarihi ve sonrasında yapılacak tahsilatların takas mahsup yasağı kapsamında olmasını tedbiren talep ettiğini ,İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı konkordato dosyasında, 01.07.2020 tarihli tensibin 12. Maddesinde “takas ve mahsubun İİK 200. Maddesi uyarınca alacaklılar tarafından yapılmasının tedbiren önlenmesine” şeklinde hüküm verdiğini ,14. Maddesinde ise davacının diğer tüm tedbir taleplerinin reddine karar verdiğini ,İcra İflas Kanunu 200. Maddesinde düzenlenen takas hükümlerinin ise özetle; geçici mühlet kararından sonra konkordato talep eden şirket karşısında diğer tarafın alacaklı veya borçlu olunması yada elinde hamiline yazılı senet olması halinde takası yasaklamadığını , somut olayda davacı taraf alacaklı olmadığı gibi davalı bankanın da konkordato geçici mühlet kararının öncesinde alacaklı olduğunu, mevzuatımızda çeklerde vade olmamakla birlikte ileri vadeli çek düzenlendiğinin kabul edildiğini , davacının kısa anlatımla; konkordato geçici mühletinden önce ciro ile temlik ettiğini ama vadesi konkordato geçici mühlet sonrası olan çek bedellerini iade istediğini ,bu hususun hem ticari hayata hem de çekin ödeme vasıtası niteliğine aykırı düştüğünü ,davalı bankanın, dava konusu edilen çek bedellerinin mahsubu sonrasında, davacıdan, dilekçe tarihi itibarı ile asaleten ve kafaleten toplam 2.135.249,63-TL alacağı bulunduğunu belirtmiş ,davanın reddine, %20’ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderdiği 12.05.2014 tarihli dilekçesinde; davacı ile davalı arasında imzalanan 09.05.2002 tarihli protokol gereğince davadan feragat ettiklerini, protokol hükümleri doğrultusunda tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını belirtmiş, feragat doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize uyap üzerinden gönderdiği 12.05.2022 tarihli dilekçesinde ; davacının davadan feragat etmesi halinde masraf ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını belirtmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davacıya ait olup davalı bankaya tahsil cirosu ile temlik edilen ve davalı banka tarafından tahsil edilen çeklerin takas mahsup yasağı kapsamında kalmasına rağmen davacı şirketin borçlarından mahsup edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle yapılan tahsilatın iadesine yönelik olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, davacı vekilinin Mahkememize UYAP üzerinden gönderdiği 12/05/2022 tarihli dilekçesi ile açtığı davadan feragat ettiği, feragatın davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, vaki feragate binaen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Vaki feragate binaen davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 12.572,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına ,
Dair, tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okunup anlatıldı.16/05/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır