Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/279 E. 2022/529 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/279
KARAR NO : 2022/529

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;07/03/2011 tarihinde … plakalı aracın sürücü … yönetiminde iken tek taraflı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiği, kazada dava dışı … isimli şahsın yaralandığı, …’ün vefat ettiği, adı geçenin desteğinden yoksun kalan kişilerin tazminat istemi ile kendilerine başvurduğu ayrıca tahkim yoluna başvurdukları, yapılan uzlaşma neticesinde destekten yoksun kalanlara ödeme yapıldığı, müteveffa …’ün kaza anında sürücü belgesi olmadığı ayrıca kazaya karışan araçta alkollü içecek boş şişelerin tespit edildiği, bu nedenle meydana gelen zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığı, kendileri tarafından zarar görene yapılan ödemenin davalı işletene rücu şartlarının oluştuğu belirterek toplam 179.139,03 TL tazminatın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı görülmüştür.
DAVA:
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davacı tarafından zarar gören üçüncü kişilere ödenen tazminatın alkollü ve ehliyetsiz araç kullanıldığından bahisle sigortalısı olan davalıya rücu isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Urla İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası,
-Seferihisar CBS’nin …/… soruşturma sayılı dosyası,
-Müteveffa …’e ait nüfus kayıtları,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 22/04/2021, 30/04/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Sigorta Tahkim Komisyounun 2019.E…. sayılı dosya sureti,
-İzmir İl Nüfus müdürlüğünün 17/05/2021 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 27/05/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi Nöroloji uzmanı Doktor …, trafik bilirkişi … ve
…’in 04/01/2022 tarihli kusur raporu,
-Aktüer bilirkişi … ile sigorta bilirkişi …’in
15/04/2022 tarihli raporu,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 26/04/2022 tarihli yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2918 sayılı KTK’da alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişiler ile ehliyetsiz olan kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.c maddesinde Tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise, yine 4/d maddesinde de, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
O halde, zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, TTK uyarınca sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan zararın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi ile davalı şirket arasında 06/09/2010-06/09/2011 tarihli arasındaki dönem için zmms poliçesi düzenlendiği, sigorta poliçesine istinaden davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı zarar gören …’ün yakınlarının Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusu üzerine ödenen destekten yoksun kalma tazminatı ve ferilerinin kazaya sebebiyet veren aracın sigortalısı olan davalıdan sürücüsünün kaza anında alkollü ve ehliyetsiz olması nedeniyle rücuen tahsilinin talep edildiği, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı, 6100 sayılı HMK’ya göre davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı, davacı sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasındaki ilişkinin her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle mutlak ticari dava olduğu, bu nedenle mahkememizin görevli olduğu, uyuşmazlığın dava dışı sürücünün kaza anında alkollü olup olmadığı, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği, yine adı geçen sürücünün kaza anında ehliyetsiz olup olmadığı, dava dışı araç sürücünün sebep olduğu zararlı sonuç nedeniyle, davacı sigorta şirketinin zarar görenlere ödediği tazminatı davalı sigortalısından teminat harici olması nedeniyle rücuen tahsilini isteyip isteyemeyeceği hususlarında olduğu, mahkememizce nöroloji uzmanı ve trafik bilirkişilerinden alınan 04/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda araç sürücüsü …’ün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve yoldan çıkarak takla atma şeklinde gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğu, kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiği, üçüncü kişilerin kusurlarının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, yine mahkememizce aktüer bilirkişi ile sigortacı bilirkişiden alınan 15/04/2022 tarihli raporda da, 07/03/2011 tarihli kazada zarar gören … yakınları olan … ve …’ün Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunduğu, başvuru neticesinde adı geçen …’ye 193.377,99 TL, …’a ise 6.222,01 TL’nin 21/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak ödenmesine karar verildiği, ayrıca adı geçenler lehine 3.506,40 TL yargılama gideri ile 20.277,68 TL vekalet ücreti hükmedildiği, bu karara karşı yapılan itiraz başvurusunun itiraz hakem heyetince reddedildiği ve kararın kesinleştiği, adı geçenlerin söz konusu kararı Urla İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasında takibe konu ettiği, takip tarihinin 03/12/2019 olduğu, adı geçenler vekilinin 12/03/2020 tarihinde icra dosyasına tahsil harçları takip borçlusuna ait olmak üzere alacağını haricen tahsil ettiğini bildirdiği, davacı … Sigorta tarafından icra dosyasına 10.489,90 TL tahsil harcı yatırıldığı, icra müdürlüğünce 04/08/2020 tarihinde dosyanın haricen tahsil nedeniyle infazen kapatıldığı, davacı sigortanın adı geçen alacaklılar vekiline 10/03/2020 tarihinde 160.997,82 TL ödeme yaptığı, yine adı geçenler vekili adına vergi dairesine 7.651,31 TL stopaj ödemesi yaptığı, davacı tarafından yapılan toplam ödemenin 179.139,03 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda poliçe teminat limitinin 200.000,00 TL olduğu, kesinleşen hakem heyeti kararında pmf yaşam tablosuna göre hesaplama yapıldığı dikkate alınarak adı geçenlerin gerçek zararlarına ilişkin yine kesinleşen hakem heyeti kararına esas rapor tarihi verilerine göre değerlendirme yapıldığında … için 183.832,84 TL, … için ise 7.742,46 TL olmak üzere toplam 190.935,30 TL destekten yoksun kalma zararının hesaplandığı, davacı sigorta tarafından adı geçenlere feriler ile birlikte toplam 179.139,03 TL ödeme yapılmış olmakla birlikte yapılan ödemenin gerçek zararla uyumlu olduğu, zmms genel şartları yönünden yapılan değerlendirme de ise, tazminatı gerektiren olayın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından aracın sevk edilmesi ve işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmesi veya bu kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş olması sebebiyle meydana gelmesi halinde sigortacının işletene rücu hakkı bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, dava konusu trafik kazasının 07/03/2011 tarihinde meydana geldiği, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nün 22/04/2021 tarihli yazısı ve ekindeki araç özet bilgisi uyarınca … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı adına kayıtlı olduğu, yine İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 30/04/2021 ve İzmir İl Nüfus Müdürlüğünün 17/05/2021 tarihli cevabı yazılarına göre araç sürücüsü …’ün kaza anında sürücü belgesinin bulunmadığı, Seferihisar CBS’nin …/… soruşturma sayılı dosyasında alınan 22/03/2011 tarihli otopsi raporuna göre sürücü …’ün kanında 1.61 promil alkol saptandığı, kazanın münhasıran alkol etkisiyle meydana geldiği, bu nedenle zarar gören üçüncü kişilere ödeme yapan zorunlu trafik sigortacısı davacının kendi sigortalısı olan davalıya rücu edebileceği, müteveffa …’ün kaza tarihi itibariyle anne ve babasının hayatta olmadığı, sadece eşi ve 18 yaşından küçük erkek çocuğu …’ün kendisinin desteğinden yoksun kaldığı, mahkememizce alınan kusur ve hesap bilirkişi raporlarının usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davacı sigortanın ödeme yaptığı tarihten itibaren işleten konumunda bulunan ve tacir olan sigortalısı olan davalıdan avans faizi talep edebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, 179.139,03 TL’nin 168.649,13 TL’sinin 10/03/2020, bakiye 10.489,90 TL’sinin ise 17/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 12.236,98 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 611,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.625,13 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 611,85 TL peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 250,85 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 3.922,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 20.968,21 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra Urla İcra Müdürlüğünün …/… esas, Seferihisar CBS’nin …/… soruşturma sayılı dosyalarının mercilerine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA