Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2022/899 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/273 Esas
KARAR NO : 2022/899

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiye özetle ; Davalı şirketin müvekkili kooperatif aleyhine 27.02.2019 tarihli satış protokolüne dayalı icra takibi başlattığını, takibe dayanak protokolde kooperatif adına sadece tek bir kişinin imzasının yer aldığını, kooperatifin hiçbir dönemde tek imza ile temsile yetkili kılınmadığını, 08.09.2012 tarihli genel kurulda yönetime seçilen 7 kişiden herhangi 4’ünün müşterek imzası ile kooperatifin temsil edilebildiğini, 31.03.2013 tarihli olağanüstü genel kurulda da yönetime 6 kişi seçildiğini, herhangi 4’ünün müşterek imzası ile kooperatifin temsil edilebildiğini, bu nedenle takip dayanağı protokolün kooperatif açısından hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığını haliyle kooperatifin icra takibi dolayısıyla borcunun olmadığını, ticaret sicil kayıtlarının aleni olduğunu, kooperatif ana sözleşmesi ve genel kurulları tescil ve ilan edilmekle 3. kişilerin de kooperatifin amaç ve konularını ve genel kurul kararlarını bildiğine dair karine teşkil ettiğini, tapu devrini içeren sözleşmelerin resmi şekilde yapılma şartının bulunduğunu, adi yazılı nitelikteki satış protokolünün hiçbir geçerliliği bulunmadığını, kooperatiflerde genel kurulun en yetkili organ olduğunu, kooperatifi borç yükü altına sokacak her türlü konunun genel kurulda karar altına alındığını, kooperatifin taşınmazlarının satışı hususunda genel kurulda karar alınıp en alt satış sınırınında belirlenmesinin şart olduğunu, söz konusu protokolünün 6. maddesinde protokole konu tapu devirlerinin yapılmaması halinde alıcı … Otomotiv’e 50.000,00 TL tazminatın … tarafından ödeneceğinin belirtilmediğini, bu madde lafzından da kooperatifin değil tazminattan şahsen …’in sorumlu olduğunu, haliyle kooperatifin bu borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, İzmir 24 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden müvekkil kooperatife ait menkul ve gayrimenkul malların haczedildiğini, haczedilen işbu gayrimenkullerin her biri müvekkil kooperatifin ortaklarına kura çekimi ile dağıtıldığını ve halen ortaklar işbu hacizli gayrimenkullerde ikamet etmeye devam ettiğini, bu durumun hem kooperatif hem de üyeleri mağdur ettiğini, daha fazla mağduriyet oluşmaması açısından tedbiren icra dosyasında her türlü icrai işlemin, tahsilatın ve satışın takibin tüm sonuçları tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini, fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle özetle: Davacı tarafın dilekçesinde sürdüğü iddiaların mesnetsiz olduğunu, öncelikle davacının taraflar arasında imzalanan 27/02/2013 tarihli sözleşmenin kooperatifi temsilen tek bir kişi tarafından imzalandığını, oysaki kooperatifin dört imza ile temsil edilmesi gerektiğini, protokolün kooperatifi bağlamayacağı yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, anılan kooperatifte temsil edilerek dört kişinin dahi olmadığını, Karşıyaka ATM’nin … Esas, ….. Karar sayılı ilamı ile de görüleceği üzere yönetim kurulu üyelerinden dördünün istifa ettiğini, bu nedenle de hiçbir işlem yapılamaz olduğunu, bunun üzerine mahkemece istifa eden yönetim kurulu üyelerinin yerine dört üye seçilmesi gündemi ile davacı şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılması hususunda kalan üyelerden … ve …’a izin verilmesine karar verildiğini, müvekkilin 27/02/2013 tarihli sözleşmeyi imzalamasının sebebinin satıcı şirketin genel kurul toplantısını yapıp 20/04/2013 tarihine kadar tapu devrinin yapılacağını davacı şirketin taahhüt ettiğini, sözleşmenin imza tarihinde davacı kooperatife atanan kayyımın temsil ettiğini ve zaten sözleşmede de şirket adına kayyım tarafından imzalandığını, yine davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından protokolün geçerli olmadığına dair beyanlarınında haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında serbest iradelerine uygun karşılıklı kabul beyanları ile geçerli şekilde akdedilen sözleşmenin cezai şarta ilişkin maddesinin geçersizliğini ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, zira yıllar sonra açılan bu dava ile müvekkilin mağdur edilmeye çalışıldığını, kaldı ki davacı şirketin kendisinden basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin beklendiğini, davacı aleyhine başlatılan icra takibi usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli davasının ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, kooperatif uzmanı bilirkişi … ve ticaret hukuku mevzuatından kaynaklanan nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişi Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 06.12.2021 tarihli raporda; davalının alacak talebinin davacının kayyımı olarak … tarafından imzalanan 27.02.2013 tarihli protokole dayandığı, ancak …’in kayyım olarak atandığını gösteren mahkeme kararının bulunmadığı, Karşıyaka ATM’nin … Esas, … Karar sayılı kararı kooperatif organlarını oluşturmak amacıyla Genel Kurul toplantısını gerçekleştirmek üzere davacılara yetki verilmesini içerdiği, sözü edilen protokolün 6.maddesiyle taşınmazın satışının gerçekleştirilmemesi halinde … tarafından 50.000,00 TL tazminat ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği, bu durumda kooperatif ile kefil arasında müteselsil sorumluluk doğduğu, tescil ve ilan edilen imza sirkülerine göre davacı kooperatifin başkan veya başkan yardımcısı ile iki üye tarafından temsil edilmesi gerektiği, kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması ve kooperatifi ilzamı için kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan üçünün imzasının bulunmasının zorunlu olduğu, bu yönüyle tazminat talebinin dayanağı olan protokol, davacı kooperatif açısından geçerli ve bağlayıcı bir belge olmadığı, tazminat talebinin dayanağı olan protokol satış vaadini içerdiği, protokol metninden taşınmaz satışının genel kurulun onayına tabi olduğunun davalı tarafından bilindiği, taşınmaz satışına protokolün imzalanmasından sonra genel kurul tarafından icazet verilmesi de söz konusu olmadığı, davalı tarafından … ile imzalanan protokol kapsamında davacıya ödeme yapıldığını gösteren bulgulara rastlanmadığı bildirilmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 28.06.2022 tarihli ek raporda bilirkişi heyeti kök rapordaki görüşlerini muhafaza etmiştir.
3-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı kooperatif ile ilgili olarak İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevabi yazı dosyaya delil olarak eklenmiştir.
4-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen 04.11.2021 tarihli cevabi yazı dosyaya delil olarak eklenmiştir.
5-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu İzmir 24.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, incelenmesinden davalı şirket tarafından borçlular … ve davacı kooperatif aleyhinde 06.03.2014 tarihinde “27.02.2013 tarihli 50.000 TL tutarlı protokol” dayanak gösterilmek suretiyle 50.000 TL asıl alacak, 2.674,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.674,66 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL :
Dava : Davalı şirket tarafından davacı kooperatif aleyhinde 27/02/2013 tarihli Satış Protokolü gereğince başlatılan icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı tarafça davacı kooperatif aleyhinde 27.02.2013 tarihli satış protokolüne dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, iş bu dayanak protokolde kooperatif adına sadece tek bir kişinin imzasının bulunduğu, ancak davacı kooperatifin hiçbir dönemde tek imza ile temsil edilmediği, 08.09.2012 tarihli genel kurulda yönetime seçilen 7 kişiden herhangi dördünün müşterek imzasıyla kooperatifin temsil edileceğinin kararlaştırıldığı, yine olağanüstü genel kurulda da yönetime 6 kişi seçilmiş olup, herhangi dördünün müşterek imzası ile kooperatifin temsil edileceğinin kararlaştırıldığı, bu nedenle takip dayanağı protokolün davacı kooperatif açısından hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığından bahisle davaya konu icra takibinden dolayı davacı kooperatifin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafça yapılan takibin haksız ve kötüniyetli olduğundan %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle, davacı iddialarının yerinde olmadığı, Karşıyaka ATM’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile de görüleceği üzere davacı kooperatifin yönetim kurulu üyelerinden dördünün istifa ettiği, bu nedenle kooperatifin hiçbir işlem yapamaz hale geldiği, bu nedenle mahkemece istifa eden yönetim kurulu üyeleri nedeniyle dört üye seçilmesi nedeniyle davacı kooperatifin genel kurulunu toplantıya çağırması hususunda üyelerden … ve …’a izin verilmesine karar verildiği, davalı müvekkilinin 27.02.2013 tarihli sözleşmeyi imzalamasının sebebinin de satıcı kooperatifin genel kurul toplantısını yapıp 20.04.2013 tarihine kadar tapu devrini yapacağını taahhüt etmesi olduğu, kaldı ki sözleşmenin imza edildiği tarihte davacı kooperatife atanan kayyımın temsil ettiği ve sözleşmeyi de bu kayyımın imzaladığından bahisle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya konu İzmir 24.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına dayanak 27.02.2013 tarihli protokolün davacı kooperatifi bağlayıp bağlamadığı, bu kapsamda davaya konu icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davaya konu icra takip dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, incelenmesinden davalı şirket tarafından borçlular … ve davacı kooperatif aleyhinde 06.03.2014 tarihinde “27.02.2013 tarihli 50.000 TL tutarlı protokol” dayanak gösterilmek suretiyle 50.000 TL asıl alacak, 2.674,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.674,66 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
Takibe konu protokolün incelenmesinden satmayı vaadeden satıcı olarak davacı kooperatif adına kayyım …, satın almayı vaadeden alıcı şirket olarak da davalı şirketin gösterildiği, satış bedelinin 1.300.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, protokolün 6.maddesinde ise “Satıcı kooperatif 31.03.2013 tarihinde genel kurul toplantısı yapılacak olup, bahse konu işlemler 20.04.2013 tarihinde gerçekleşecek olup ruhsat yenileme işlemi de yapılacaktır. Tüm prüzler ortadan kalktıktan sonra yukarıda yazılı bedel tapu devrinde ödenecek ve tapu devri yapılacaktır. 20.04.2013 satıcı kooperatif tarafından bu işlemler gerçekleştirilemez ise alıcıya 50.000 TL tazminat müşterek borçlu müteselsil kefil … tarafından ödenecek olup, eğer bu işlemler gerçekleştirildiğinde alıcı şirket satın almaktan vaz geçer ise satıcı kooperatife 50.000 TL tazminat ödeyecektir.” şeklinde taraflarca protokole hüküm konulduğu, iş bu protokolün 27.02.2013 tarihinde imza altına alındığı ve kooperatif adına kayyım … tarafından protokolün imzalandığı, ayrıca 50.000 TL’lik miktarla ilgili olarak kefil olarak … imzasının da bulunduğu görülmüştür.
Dosyada bir sureti bulunan Karşıyaka ATM’nin … Esas, … Karar sayılı kararının incelenmesinden davacı kooperatif yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından genel kurulu toplantıya çağırmaya izin verilmesi istemli açılan davanın neticesinde, “Davanın kabulüyle istifa eden yönetim kurulu üyeleri yerine dört üye seçilmesi gündemiyle davacı kooperatifin genel kurulunun toplantıya çağırılması hususunda davacılara izin verilmesi istemine ilişkin olarak 26.12.2012 tarihinde karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök ve ek raporda sonuç olarak ; davalının alacak talebinin davacı kooperatifin kayyımı olarak … tarafından imzalanan 27.02.2013 tarihli protokole dayandığı, ancak …’in davacı kooperatife kayyım olarak atandığını gösteren mahkeme kararının bulunmadığı, Karşıyaka ATM’nin … Esas, … Karar sayılı kararının davacı kooperatif organlarını oluşturmak amacıyla Genel Kurul toplantısını gerçekleştirmek üzere davacılara yetki verilmesini içerdiği, sözü edilen protokolün 6.maddesiyle taşınmazın satışının gerçekleştirilmemesi halinde … tarafından 50.000,00 TL tazminat ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği, bu durumda kooperatif ile kefil arasında müteselsil sorumluluk doğduğu, ticaret sicilde tescil ve ilan edilen davacı kooperatifin imza sirkülerine göre davacı kooperatifin başkan veya başkan yardımcısı ile iki üye tarafından temsil edilmesinin gerektiği, kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması ve kooperatifi ilzam edebilmesi için kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan üçünün imzasının bulunmasının zorunlu olduğu, bu yönüyle icra takibinin dayanağı olan protokolün, davacı kooperatif açısından geçerli ve bağlayıcı bir belge olmadığı, icra takibi ve tazminat talebinin dayanağı olan protokolün satış vaadini içerdiği, protokol metninin incelenmesinden taşınmaz satışının davacı kooperatif genel kurulunun onayına tabi olduğunun davalı tarafından bilindiği, taşınmaz satışına protokolün imzalanmasından sonra genel kurul tarafından icazet verilmesinin de söz konusu olmadığı, davalı tarafından … ile imzalanan protokol kapsamında davacı kooperatife ödeme yapıldığını gösteren bulgulara da dosya kapsamı belgeler arasında rastlanmadığı, esasen davalı tarafında böyle bir iddiasının bulunmadığı, delillerin nihai takdirinin mahkemeye ait olmak üzere davacı kooperatifte yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan …’in mahkeme tarafından kendisine verilen yetkiyi de aşarak tek başına imzaladığı 27.02.2013 tarihli protokolün davacı kooperatif açısından geçerli ve bağlayıcı olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde her ne kadar davaya konu İzmir 24.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasıyla davalı şirket tarafından davacı kooperatifin de aralarında bulunduğu borçlular aleyhinde 27.02.2013 tarihli protokole istinaden 50.000 TL asıl alacak ve 2.647,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.547,26 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış ise de, takibin dayanağı protokolün davacı kooperatif adına kayyım … tarafından imzalandığı, protokol tarihi olan 27.02.2013 tarihi itibariyle …’in davacı kooperatife kayyım olarak atandığına dair bir mahkeme kararının dosya kapsamı belgeler arasında yer almadığı, davalı tarafça dayanak olarak gösterilen Karşıyaka ATM’nin … Esas, … Karar sayılı kararında davacı kooperatif yönetim kurulu üyeleri olduğu belirtilen … ve …’a istifa eden yönetim kurulu üyeleri yerine dört üye seçilmesi yönünde davacı kooperatif genel kurulunun toplantıya çağırılması hususunda izin verildiği, iş bu karar içeriğinde …’in davacı kooperatife kayyım olarak atandığına dair bir ibarenin bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ticaret sicilde tescil ve ilan edilen imza sirkülerlerine göre davacı kooperatifin, başkan veya başkan yardımcısı ile iki üye tarafından temsil edilmesinin gerektiği, bu kapsamda davacı kooperatif adına düzenlenecek bir belgenin davacı kooperatifi bağlayabilmesi için kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanlardan üçünün imzasının bulunmasının gerektiği, davaya konu protokolün ise davacı kooperatif adına … tarafından imzalandığı, bu nedenle takip ve davaya dayanak 27.02.2013 tarihli protokolün davacı kooperatif açısından bağlayıcı olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda davacı kooperatif açısından bağlayıcı olmadığı kabul edilen 27.02.2013 tarihli protokole dayalı icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı sonucuna varılmış olmakla davanın kabulüne, davaya konu İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verme gereği doğmuştur.
Her ne kadar davacı tarafça davanın kabulü halinde %20’den az olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de, İİK 72/5.maddesi gereğince davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğuna dair ayrıca bir delil davacı tarafça dosyaya sunulmamış olduğundan davacı tarafın kötüniyet tazminatına ilişkin isteminin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE, davaya konu İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davacının tazminatı isteminin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.598,20 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan toplam 899,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.699,11 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1.022,99 TL harç, tebligat ve posta gideri toplam 203,20 TL, toplam bilirkişi ücreti 1.800,00 TL olmak üzere toplam 3.026,19 TL yargılama giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/11/2022

Katip…
e-imza

Hakim …
e-imza