Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/256 E. 2023/818 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/256
KARAR NO : 2023/818
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Menderes… Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği 21/10/2019 tarihli dilekçesinde; müvekkillerine karşı Menderes İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından örnek 4-5 ödeme emrinin 12/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatların haksız olduğunu, müvekkilleri ile alacaklı 2324 sayılı … Tarım Kredi Kooperatifi arasında 09/05/2019 tarihinde kredi kullanımına dayalı borç ilişkisi kurulmuş gibi gösterildiğini, söz konusu sözleşmenin hiç kurulmadığını, imzaların sahte olduğunu, tutanağın gerçek dışı olduğunu, kimi imzaların başkası ya da başkaları tarafından müvekkilleri adına atıldığını, krediler çekildiğini ve kulanıldığını, müvekkillerinin sözleşmeden ve paradan haberdar olmadıklarını, sözleşmede kooperatif yetkilisi olarak adı geçen…’un yapmış olduğu yolsuzluklarla sahte senet düzenleyerek zimmetine para geçirmekten kurumdan atıldığını, takibe konu senetlerin düzenlenme tarihinde …un kurumdan ihraç edildiğini, iş akdinin İş Kanunu 25/2 maddesine göre feshedildiğini, müvekkilleri gibi birçok üyenin ya da üye olmayan kişilerin haklarında sahte senet tesis edildiğini ayrıca borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkillerine gönderilen ödeme emri ile dosyaya sunulan sözleşme ekindeki senetler ve borç miktarı arasında çok fark bulunduğunu, dosyaya sunulan sözleşme ekinde senet sayısının 24 olduğunu, ödeme emrinde ise 50 adet vadesi geçmiş senetlerin tarih ve numaraları ile belirtildiğini, dosyaya sunulan sözleşme ekindeki borçlu ve kefillerin borç miktarının 400.000,00 TL olduğunu, ödeme emrinde ise asıl borcun 482.691,28 TL olduğunu, Menderes İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasındaki takibe itiraz edildiğini ancak dosyada verilecek karar kesinleşinceye kadar Menderes İcra Müdürlüğü dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini belirtmiş, Menders İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının dayanağı olan 09/05/2019 tarihli Tarım Kredi Kooperatifleri Kredi Genel Sözleşmesi ve Tarım Kredi Kooperatifleri Kredi Genel Sözleşmesi Ortak Bilgilendirme Tutanağının gerçek olmadığının ve ödeme emri ile gönderilen 50 adet kredi borç senetlerinde borçlu olunmadığının tespiti ile verilecek karar kesinleşinceye kadar Menderes İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği 20/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde; davacıların müvekkili kooperatifin ortağı olup davacı …’in diğer davacı müteselsil kefil … ve ikinci kefil… ile müvekkili kooperatiften 09/05/2018 tarih … sayılı sözleşmeye bu sözleşmeye bağlı senetleri imzalayarak kredi aldıklarını, kredinin kullanılabilmesi için … lehine üçüncü kişi … tarafından 04/05/2018 tarihinde İzmir İli Menderes ilçesi … noda kayıtlı taşınmaz üzerinde 400.000,00 TL bedelle davalı müvekkili adına ipotek tesis edildiğini, davacıların sözleşme ve senetteki imzalarının sahte olduğunu ileri sürdüklerini, bu hususun imza incelemesi ile ortaya çıkabileceğini, davacıların eski kooperatif çalışanı…’un kooperatifte yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesini borçlu olmadıklarına ilişkin delil olarak sunduklarını ancak bu kişinin iş akdinin feshedilmiş olmasının davacıların davalı kurumdan kredi kullanmadığına ilişkin delil teşkil etmeyeceğini, davacıların dosyaya sunulan senet sayısı ile takip talebinde dökümü yapılan senet sayılarının farklı olduğunu ileri sürdüklerini, takip talebinde senet numaralarının sehven iki defa yazıldığını, bunun takibin geçerliliğini etkilemeyeceğini, davacıların dava dilekçesinde asıl borç miktarının 400.000,00 TL iken takip talebinde asıl alacak kısmına 482.691,28 TL yazıldığını ileri sürdüklerini, senetlerde yazılı borca sigorta prim tutarları, komisyon tutarları, kooperatif tarafından yaptırılacak ekspertiz ve kontrol giderleri ile genel kurul kararı gereğince ortağın hesabına yazılacak bina bağış ve destekleme fon tutarını borç yazıldıkları tarihten itibaren vadesine kadar geçen günler için kooperatifçe senette yazılı aktif faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizleri ile birlikte senet vadelerinde ödeyeceklerini davacıların kabul ettiklerini, miktar farklılığının bu nedenden olduğunu, davacıların icra takibinin durdurulmasını talep ettiklerini, takip dayanağı genel kredi sözleşmesinin ilam niteliği kazanmış bir belge olduğunu ve ilamlı takibe konu edildiğini, bu sebeple takibin durdurulmasının yasaya aykırı olduğunu belirtmiş , davanın reddine %20 kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın ticari dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar kesinleştirilerek dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizin… Esas … Karar sayılı 02/04/2020 tarihli kararı ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin… Esas… Karar sayılı 18/03/2021 tarihli kararı ile “…01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, bir ticari davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olabilmesi bazı koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Buna göre; (a) Öncelikle konusu, bir miktar paranın ödenmesi olmalı, (b) Sonra dava konusu olan bir miktar paranın ödenmesi için yapılan talep, bir alacak veya tazminat talebi olarak ileri sürülmelidir. Bu koşulların bulunması halinde dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olacaktır. Bu koşulların gerçekleşmediği ticari davalarda davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmeyecektir. Kanun maddesinin metni ve gerekçesi bu kadar açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. Zaten ileri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. Hal böyle olunca, yukarıda mahiyeti açıklanan menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nIn 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. Böyle bir yaklaşım, özel bir dava şartı olan arabuluculuğa başvuru halini genel bir dava şartı haline getirecektir. 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır (Aynı yönde, Yargıtay … HD’nin 13.02.2020 t.li, … E. – … K. sayılı kararı). Açıklanan nedenlerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu husus dava şartı olarak kabul edilmek suretiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Bu durumda, ilk derece mahkemesince davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmaması nedeniyle yargılamaya devamla sonucuna göre bir karar vermesi için, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Menderes İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyanın incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …, …, …, borç miktarının 482.691,28 TL asıl alacak, 117.415,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 600.106,28 TL, takip dayanaklarının 09/05/2018 tarih ve 1741 sayılı Kredi Genel Sözleşmesi ve Kredi Borç Sözleşmeleri olduğu ödeme emrinin borçlu … ve …’e 12/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 10/10/2022 tarihinde dosya kaydının haricen tahsil sebebi ile kapatılarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Menderes İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacıların …, …, davalının …, davanın icra takibine itiraz olduğu, mahkemenin 15/11/2019 tarihli kararı ile şikayetin kabulü ile; Menderes İcra müdürlüğü ‘ nün …esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibin davacılar … ve … yönünden iptaline karar verildiği, kararın 07/06/2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
09.05.2018 tarihli kredi genel sözleşmesindeki davacılar … ve … adına atılan imzalar ile icra takibine konu edilen 25 adet kredi borç senedi altındaki … adına atılı imzaların davacıların eli ürünü olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak ATK’dan rapor alınmasına karar verilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin … raporunda; inceleme konusu kredi sözleşmesinde … adına atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı, inceleme konusu kredi sözleşmesinde … adına atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, inceleme konusu 6 adet senette … adına atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda ; davacı tarafça davalı tarafından Menderes İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konu edilen 09.05.2018 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi ile 31/01/2019 vade tarihli … nolu 50.700,00 TL bedelli,… nolu 1.800,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 19.598,14 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 305,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 4.758,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 3.904,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 13.857,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 3.627,25 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 128,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 7.064,24 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 5.655,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 26.041,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 23.137,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 720,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 12.915,38 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 1.890,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 5.544,10 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 1.800,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 2.490,50 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli …nolu 865,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 325,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 2.617,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 1.078,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli … nolu 8.980,00 TL bedelli, 31/01/2019 vade tarihli… nolu 18,00 TL bedelli, Kredi Borç Senetlerindeki imzaların davacılara ait olmadığından bahisle sözleşme ve senetler dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesine yönelik olarak davalı hakkında dava açıldığı, dava konusu Menderes İcra Müdürlüğü dosyasının yargılama aşamasında haricen tahsil sebebi ile kapatıldığı ancak icra dosyasına yapılan ödeme davacı tarafça yapılmadığından davanın davacılar yönünden istirdat davasına dönüşmeyeceği , icra takibinin davacılar yönünden Menderes İcra Hukuk Mahkemesi ‘ nin … Esas sayılı dosyası kesinleşmiş kararı ile iptaline karar verildiği ancak verilen kararın niteliği göz önüne alındığında sözleşme ve senetler yönünden davacıların açtıkları menfi tespit davasını devam ettirmelerinde hukuki yararlarının bulunduğu alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 23/06/2023 tarihli raporunda; inceleme konusu kredi sözleşmesinde … adına atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığı, inceleme konusu kredi sözleşmesinde … adına atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, inceleme konusu 6 adet senette … adına atılı imzalar ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’in eli ürünü olmadığının belirtildiği, sahtecilik definin belgelerin hükümsüzlüğüne yönelik olup mutlak defi mahiyetinde olduğu bu nedenle iyiniyetli dahi olsa belgeleri elinde bulunduranlar da dahil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebileceği, kredi sözleşmesindeki imzaların davacılar … ile …’e ait olmaması ve icra takibine konu senetlerdeki imzanın da davacı …’e ait olmaması sebebiyle davacıların kredi sözleşmesi ve senetler dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davacılar … ve … ‘ in Menderes İcra Müd. … E. sayılı dosyasının dayanağı olan 09/05/2019 tarihli 1741 sayılı Kredi Genel Sözleşmesi ve Kredi Borç Senetleri dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Alınması gereken 40.993,26 TL harçtan peşin alınan 10.248,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 30.744,94 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 90.015,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 15 davetiye gideri 201,00-TL, posta masrafı 197,75 TL ,adli tıp ücreti 3.428,00 TL olmak üzere toplam 3.826,75 -TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 10.372,22-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nın yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır