Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/230 E. 2022/288 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/230
KARAR NO : 2022/288

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin maliki olduğu iş makinasının 30.10.2018 tarihinde … Mahallesi, … Sokak üzerinde bulunan … ve … direkte mevcut nötr iletkene zarar verildiği iddiasıyla 15.843,82 TL abone hasarı ve malzeme işçilik bedeli, 5.494,62 TL işlemiş faiz ve 989,03 TL KDV olmak üzere 22.327,47 TL takip çıkışı üzerinden müvekkili şirket aleyhine İzmir 22. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, davalı tarafça müvekkili şirkete ait taşınmaz, araç ve banka hesaplarına haciz tatbik edildiği, cebri icra tehdidi altında olan müvekkili tarafından davalı alacaklıya ihtirazı kayıt beyanı sunulmak suretiyle 19.01.2021 tarihinde 27.430,00 TL ödendiği, müvekkili şirketin elektrik hattına zarar vermediği, zararın 3.kişiler tarafından gerçekleştirildiği, her ne kadar davalı şirket personeli tarafından tanzim edilen 30.10.2018 tarihli tutanakta zararın müvekkili şirkete ait iş makinası tarafından gerçekleştirildiği yer almakta ise de tutanağın olayın meydana gelmesinden uzunca bir vakit geçtikten sonra tanzim edildiğinden davalı şirket personellerinin doğrudan görgüye dayalı bilgileri olduğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle davanın kabulü ile İzmir 22. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden cebri icra tehdidi altında tahsil edilen 27.430,00 TL’nin 19.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, ödeme miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle ; öncelikle davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiği, davaya konu adreste TR74 B5 ve … direkten havai hattın nötr iletkenlerinin davacı adına çalışan kazı makinası tarafından koparılmak suretiyle havai şebekeye zarar vererek elektrik kesintisine sebep olduğu, müvekkili şirketin arıza onarım ve bakım ekiplerince tespit edilerek tutanak altına alındığı, davaya konu kaza sebebiyle 13.764,68 TL abone zararı ve 2.079,14 TL malzeme/işçilik olmak üzere toplam 15.843,82 TL hasar meydana geldiği, davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Davaya konu İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiş olup, dosyanın incelenmesinden davalı şirket tarafından davacı aleyhinde “30.10.2018 İzmir … İlçesi … Mahallesi … Sokak Adresinde notr iletkeninin kopması neticesi doğan hasar bedeli” açıklamasıyla 15.843,82 TL asıl alacak, 5.494,62 TL işlemiş faiz, 989,03 TL %18 KDV olmak üzere toplam 22.327,47 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi kapsamında takibin durduğu anlaşılmıştır.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında her iki tarafa ait tanıklar dinlenmiş olup, tanık beyanları dosyaya delil olarak eklenmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı delilleri arasında yer alan İzmir Tüketici Hakem Heyetine müzekkere yazılarak dava dışı … tarafından davalı şirket aleyhine yapılan şikayet üzerine Hakem Heyetince açılan dosya getirtilerek dosyamız arasına delil olarak eklenilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL :
Dava; davalı tarafça, davacı hakkında başlatılan icra takip dosyasına davacı tarafından itirazi kayıtla ödendiği iddia olunan dava konusu tutarın istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirketin maliki olduğu iş makinasının 30.10.2018 tarihinde İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi, … sokak üzerinde bulunan … ve … direklerinde mevcut nötr iletkenine zarar verdiği iddiasıyla toplam 15.843,82 TL abone hasarı ve malzeme işçilik bedeli, 5.494,62 TL işlemiş faiz ve 989,03 TL KDV olmak üzere toplam 22.327,47 TL üzerinden davalı tarafça, davacı hakkında ilamsız icra takibinin başlatıldığı, icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, bu nedenle cebri icra tehdidi altında 19.01.2021 tarihinde 27.430,00 TL’nin itirazi kayıtla icra takip dosyasına ödendiği, davalı tarafça iddia edildiği şekilde davacı şirket tarafından elektrik hattına herhangi bir zarar verilmediği, zarar verilmiş ise bu zararın 3.şahıslar tarafından gerçekleştirildiği, dava konusu zararlandırıcı olayla davacının herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, davalı şirket personeli tarafından düzenlenen 30.10.2018 tarihli tutanakta davaya konu zararın davacıya ait iş makinası tarafından gerçekleştirildiği belirtilmekteyse de tutanağın olayın meydana gelmesinden uzunca bir vakit geçtikten sonra düzenlendiği, bu nedenle kabul edilmesinin mümkün olmadığından bahisle icra takip dosyasına cebri icra tehdidi altında ödenen 27.430,00 TL’nin ödeme tarihi olan 19.01.2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle, öncelikli olarak iş bu davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiği, davaya konu adreste 30.10.2018 tarihinde … Ulucak …/… KV enerjili … … ve … direkten nolu havai hattın nötr iletkenlerinin davacı şirket adına çalışan kazı makinası tarafından koparılmak suretiyle havai şebekeye zarar vererek enerji kesintisine sebep olduğu hususunun davalı şirketin arıza onarım ve bakım ekiplerince tespit edilerek tutanak altına alındığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davaya konu zararın oluşumunda davacı şirketin sorumlu olup olmadığı, bu kapsamda davalı şirket tarafından icra takip dosyasına ödenen tutarın davacıya istirdadının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından iş bu davanın hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı yönünde davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi talep edilmiş olup, İİK 72/7.maddesi gereğince iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin bu yöndeki talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
Davaya konu İzmir 22.İcra Dairesi’inin …/… Esas sayılı dosyanın incelenmesinden davalı şirket tarafından davacı hakkında “30.10.2018 İzmir … İlçesi … Mahallesi … Sokak Adresinde notr iletkeninin kopması neticesi doğan hasar bedeli” açıklamasıyla toplamda 22.327,47 TL üzerinden ilamsız icra takibinin başlatıldığı ve dosyada bir sureti bulunan Vakıfbank dekontuna göre davacı borçlu şirket tarafından davalı şirket hesabına 19.01.2021 tarihinde 27.430,00 TL’nin icra takip dosyası numarası da belirtilmek suretiyle ödenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından her iki tarafın tanıklarının dinlenmesine karar verilmiştir.
Davacı tanığı …’nin 23.09.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında ; ” Ben davacı şirkette operatör olarak çalışıyorum, davacı şirketten bir binanın yıkım işi alındı, birinci gün iş makinasını götürüp binanın olduğu yere bıraktık. 2.gün binayı yıktık, yıkım işini ben ve arkadaşım … ile yaptık ve demirleri ayıkladık. 3.günde öğleye kadar yıkılan binanın harfiyatını yükledik. Sonra akşam üzeride iş makinamızı alıp, oradan ayrıldık. Yıktığımız binaya 10 metre uzaklığında bir ağaç vardı. Ağacın dallarının arasından elektrik kablosu geçiyordu. Biz kesinlikle ağaca ve ağacın içinden geçen elektrik kablosuna zarar vermedik. Biz oradan ayrıldığımızda ağaçta ve ağacın içinde geçen kabloda sağlam bir şekilde yerinde duruyordu. Ben olay yerine bir dahada gitmedim. Benim bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yine davacı tanığı …’nin 23.09.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında ; “Ben davacı şirkette şoför olarak görev yapıyorum. Davacı şirket bir binanın yıkım işini aldı. Bu işi aldıktan sonra arkadaşım olan … ilk gün iş makinasını götürüp. Binanın olduğu yere bıraktı. Ertesi gün sabah apartmanın olduğu yere gittim. Sulama yapmak için su tankerini götürdüm. İşin olduğu yerde diğer çalışan arkadaşlarım …, … ve … vardı. Binayı birinci gün yıktı. 2.gün demir ayıklamasını yaptık. 3.gün öğleye kadar harfiyatını çektik. Akşamüstüde makinalarımızı alıp, binanın olduğu yerden ayrıldık. Yıktığımız binanın 10 metre uzağında bir ağaç vardı. Binanın dallarının arasından elektrik teli geçiyordu. Biz bina yıkım çalışmaları sırasında kesinlikle ağaca yaklaşmadık. Ağaca da herhangi bir zarar vermedik. Oradan ayrılırken ağaç ve tel olduğu gibi duruyordu. Biz yıkım işini yaparken oraya bıçkı makinasi ile 2 kişi geldi. Kendilerinin inşaatın kalfasını olduğunu söylediler. Kendileri bize ağacı keseceklerini söylediler ancak bıçkı makinası çalıştırmaya çalıştılar ancak bıçkı makinası çalışmayınca ağacı kesemeden gittiler. Bu iki kişi bize uzaklaşmamızı ağacı keseceklerini söylediler. Ancak makina çalışmadı biz oradayken kendi bıçkı makinalarını da alıp gittiler, sonradan dönüp dönmeyecekleri konusunda bir beyanda bulunmadılar. Sonradan ne oldu bilmiyorum benim bilgim görgüm bundan ibarettir. Olay yerinde bizim şirketten olan diğer arkadaş … şoför olduğu için bu iki şahıs geldiğinde harfiyat boşaltmaya gitmişti. Bu nedenle bu iki şahsı o görmedi. …’da makinanın başındaydı. Uzaktaydı. …’te şoför olduğu için harfiyat boşaltmaya gitmişti. Bu nedenle onlar bu iki kişiyi görmediler. Sadece ben gördüm. davacı şirketin almış olduğu işin içinde ağaç kesmek gibi bir görevi yoktu. Biz sadece bina yıkım işini almıştık. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yine davacı tanığı …’in 23.09.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında; ” Ben davacı şirkette ölçüm mühendisi olarak 17 yıldır çalışmaktayım. Olayın olduğu yere yani yanında çalıştığım şirketin yıkım yapacağı binanın olduğu yere iş makinesini getirip bıraktık. Makinayı bıraktığımız gün çalışma olmadı. Aynı gün ben başka bir şantiyeye geçtim. Bir gün sonrasında iş makinasını bıraktığımız yere iş yerinden arkadaşlarım … ve … gittiler. İlk gün binanın yıkımı gerçekleşmiş. İkinci gün binadaki demirler ayıklanmış ve üçüncü gün öğleden sonra ben bizzat iş makinasını almaya gittim. Yıkılan binanın 10 metre ilerisindeki ağaç 3.gün ben çalışma alanına gittiğimde halen yerinde olduğu gibi duruyordu. Ağaç çok büyük olduğu için görmemek mümkün değildir. Ağacın dallarının arasından geçerek giden elektrik kablosunu da ben gördüm. Direkten direğe mahalleye elektrik verilen bir kablo olduğunu düşünüyorum. Bizim bu ağaçla hiçbir ilişkimiz yoktur. Ağaç binaya 10 metre ilerdedir. Hiçbir şekilde ağaca bizim çalışanlarımızca dokunulmamıştır. 3.gün çalışma bittiğinde makinayı almaya gittiğimde de ağaç yerinde duruyordu. Kabloda dalların arasından geçiyordu. Mahalleye gittiğimizde de hiçbir rahatsızlık olmadı. Kabloyla ilgili herhangi bir tarafımıza şikayet olmadı. Kablo sapasağlam yerinde duruyordu. aynı iş yerinde çalışan operatör olan …’den daha sonradan duyduğum kadarıyla … ve … isimli kardeş olup, binayı yapan kalfaların ağacı keserek yakacak olarak eve götürdüklerini söyledi. Ancak ben bu olayı gözümle görmedim. Ben …’den duyduğumu söylüyorum. Olayı kendisinin bizzat görüp görmediğini de bilemiyorum kendisinden duyduğumu söylüyorum. Duyduğum kadarıyla ağaç kesim esnasında kabloya zarar verilmiş.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı tanığı …’ın 02.12.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında ; “Davaya konu olay gündüz saatlerinde olmuş, ben davalı kurumda arıza onarım teknisyeni olarak çalışıyorum. Gündüz saatlerinde tel koptuğu için çalıştığım kurumdaki diğer ekipler olay yerine gittik. Biz daha sonrasında onlardan vardiyayı saat 16:00’da aldık. Olay yerinde kapalı kablo denilen Alpet kablonun nötrü kopmuştu. Direkten direğe giden kablonun nötr teli kopmuştu. Biz de nötr telin onarımını yaptık. Enerjiyi verdik. Benim olayın nasıl olduğuna dair bir bilgim yoktur. Ben olayın nasıl olduğunu görmedim. tutanak altındaki imza bana aittir. Tutanağı gündüz vardiyasındaki arkadaşlar düzenlemişti. Ben de imzaladım. Ben olayın nasıl meydana geldiğini ve kim tarafından gerçekleştirildiğini görmedim. Gündüz vardiyasındaki arkadaşlar tutanağı o şekilde düzenledikleri için ben de imzaladım” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yine davalı tanığı …’ın 02.12.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında ; “Ben davalı şirkette arıza bakım onarımda çalışıyorum. Ben … ile beraber 16:00 – 24:00 vardiyasında çalışıyordum. Olayın olduğu mahaldeki 16:00’daki vardiyayı …’la beraber … ve …’den devraldık. Olay yerine gittiğimizde direk direğe giden tel kopmuştu. Biz de onarımını yaptık. Sonra enerjiyi verdik. Olay yerinden ayrıldık. Ben olayın nasıl meydana geldiği görmedim. Biz sadece teli kaldırdık. tutanak altındaki ismimyanımdaki imza bana aittir. Tutanağı 08:00-16:00 vardiyasındaki arkadaşlar düzenlemiş, ben de iş bittiğinde tutanağı imzaladım” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yine davalı tanığı …’in 02.12.2021 tarihli duruşmada alınan beyanında ; ” olay günü kablonun koptuğunu haber verdiler. Olaya ilk müdahale eden ekibin içerisinde bende vardım. Gittiğimizde direkten direğe üstten geçen kablo kopmuştu. Kablonun ucu da yerdeydi. Yere düşmüştü. Biz gerekli tamiratı yapıp kabloyu direğe bağladık. Olaya ilişkin olarak tutanak düzenledik. Ben olayın nasıl olduğunu görmedim. Ben 08:00 – 16:00 vardiyasında çalışıyordum.bana göstermiş olduğunuz tutanak içeriği doğrudur. Yanımda çalışan arkadaşım … isimli kişi tutanağı düzenledi. Genel olarak tutanaklar vardiya olarak iş devredildikten sonra tüm arkadaşların vardiyası bittikten sonra hep beraber düzenlenmektedir. Dava konusu olayla ilgili olarak da ben saat 16:00’da diğer arkadaşım olan … ve …’a vardiyayı devrettim. Onların vardiyası bittikten sonra biz tutanağı düzenledik, olayın üzerinden hayli zaman geçti. Ben olay meydana geldiğinde orada değildim. Telin koptuğu bize bildirilince olay yerine gittik. Esasında olayın nasıl meydana geldiğini görmedim. olayın üzerinden hayli zaman geçti. Biz olay üzerine edindiğimiz bilgilere göre tutanağı düzenledik. Olayın üzerinden çok zaman geçtiği için hatırlamıyorum. Muhtemelen çevreden öyle söylendiği için tutanağı o şekilde hazırlamış olabiliriz.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dosyada bir sureti bulunan “Tutanak” başlıklı …, …, … ve … isimli tutanak mümzileri tarafından tutulan tutanakta ihbar üzerine … Sokak No:…’a gelindiğinde harfiyat çalışması esnasında …,…-… arasındaki kablonun nötr kopması neticesinde hasar meydana geldiği, hasarın … firmasına ait iş makinası tarafından yapıldığının tespit edildiği, iş bu tutanağın olay mahallinde hazırlanıp imza altına alındığı şeklinde tutanağın düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tanıkları arasında yer alan tutanak mümzilerinden …, … ve …’ın tutanak mümzisi olarak olayla ilgili olarak beyanları alınmış olup, her üç tanıkta tutanaktaki isimleri yanında yer alan imzaların kendilerine ait olduğunu, ihbar üzerine olay yerine gittiklerini ve olayın nasıl ve kim tarafından gerçekleştirildiğini görmediklerini, olay yerine gittiklerinde telin kopmuş olduğunu, kendilerinin onarımı yaparak enerjiyi verip olay yerinden ayrıldıklarını, tutanağın daha sonra düzenlendiğini ve taraflarınca imzalandığını belirtmişlerdir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından …’nin olay mahallinde davacı şirket adına bir binayı yıktıklarını, binanın 10 metre kadar uzağında bir ağaç olduğunu, ağaç dallarının arasından elektrik kablosunun geçtiğini, kendilerinin olay yerinden ayrıldıklarında ağacın ve ağaçtan geçen kablonunda sağlam bir şekilde yerinde durduğunu beyan etmiş olup, davacı tanığı … ise bina yıkımından sonra olay yerinden ayrıldıklarını, olay yerinden ayrılırken binanın 10 metre uzağında bulunan ağaç ve bu ağacın dalları arasından geçen elektrik telinin olduğu gibi durduğunu, kendilerinin yıkım işini yaparken oraya bıçkı makinası ile iki kişinin geldiğini ve ağacı keseceklerini söylediklerini, bıçkı makinasını çalıştıramayınca ağacı kesmeden gittiklerini, ağacı kesmek üzere sonradan dönüp dönmediklerini bilmediğini söylemiş olup, davacı tanığı … ise diğer tanık beyanlarını doğrular şekilde binayı yıktıkları alanın 10 metre ilerisinde bulunan ve içerisinden kabloların geçtiği ağaca zarar verilmediğini, dokunulmadığını, hatta 3.gün çalışma bittiğinde makinayı almaya gittiğinde ağacın yerinde durduğunu ve kablonun da dallar arasından geçtiğini belirtmişlerdir.
Her ne kadar davalı tarafça, davalı çalışanlarından oluşan tutanak mümzileri tarafından düzenlenen 30.10.2018 tarihli tutanak içeriğinde “Dava konusu hasarın davacı şirkete ait iş makinası tarafından yapıldığı tespit edilmiştir” şeklinde tutulan tutanak dayanak alınmak suretiyle tutanak içeriğinde belirtilen hasarın oluşumunda davacı şirketin kusurlu olduğu, davaya konu hasarın davacı tarafa ait iş makinası tarafından meydana getirildiği iddia edilmiş ise de, mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, duruşmada dinlenen tutanak mümzileri ve yine davacı tanıklarının beyanları ile tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde tutanak mümzisi olan davalı tanıklarının her üçününde ihbar üzerine olay yerine gittiklerini, olayın nasıl meydana geldiğini görmediklerini, bu nedenle tutanak içeriğindeki zararın kim tarafından nasıl verildiğini bilmediklerini, tutanağın daha sonradan düzenlendiğini ve taraflarınca imzalandığını belirttikleri, dinlenen davacı tanıklarınında zarar verildiği belirtilen kabloların olay mahallinde davacı şirket tarafından yıkımı gerçekleştirilen binanın yakınında bulunan ağaç dalları arasından geçtiğini, binanın yıkım çalışmaları sırasında ağaca herhangi bir zarar verilmediğini, davacı tarafça yapılan iş tamamlandıktan sonra olay yerinden ayrıldıklarında ağaç ve tellere herhangi bir zarar verilmediğini, yıkım esnasında davacı şirketle bağlantısı olmayan dava dışı iki kişinin ağacı keseceklerini belirterek olay yerine geldikleri ve ancak kesme makinasının çalışmaması üzerine olay yerinden ayrıldıklarını belirtmiş olması karşısında dava konusu zararın davacı şirkete ait iş makinası ve davacı çalışanları tarafından meydana getirildiğine dair dosyada somut bir delilin bulunmadığı, olaydan sonra düzenlendiği anlaşılan tutanak içeriğinde belirtildiği şekilde dava konusu zararın davacı taraf iş makinası veya çalışanlarınca verildiğinine dair tutanak içeriğini doğrulayacak bir delilin davalı tarafça dosyaya sunulmadığı, tutanağı düzenleyen davalı çalışanlarının da olayın nasıl meydana geldiğine dair herhangi bir görgü ve bilgilerinin bulunmadığını beyan etmiş olmaları karşısında dava konusu zararlandırıcı olayın davacı taraf iş makinası ve çalışanları tarafından meydana getirildiğinin ispat külfeti kendisinde olan davalı tarafça ispatlanamadığı düşünülmüştür.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle dava konusu zararlandırıcı olayın davacı şirket iş makinası ve çalışanlarının kusuru tarafından oluştuğu yönündeki davalı iddiasının kanıtlanamadığı düşünülmekle davanın kabulüne, İzmir 22.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davacı tarafça davalıya ödenen 27.430,00 TL’nin 19.01.2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, koşulları oluşmayan davacı tarafın tazminat isteminin ise reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE, İzmir 22.İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davacı tarafça davalıya ödenen 27.430,00 TL’nin 19.01.2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Koşulları oluşmayan davacı tarafın tazminat isteminin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.873,74 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan toplam 468,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.405,30 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 536,24 TL harç, tebligat ve posta gideri toplam 178,00 TL ve davacı tanıkları için ödenen 150,00 TL olmak üzere toplam 864,24 TL yargılama giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır