Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/216 E. 2022/156 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/216
KARAR NO : 2022/156

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşleminden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı … İnşaat Tur. A.Ş’nin asıl borçlusu diğer davalıların ise müşterek ve müteselsil kefil olduğu 12/03/2018 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi ile muhtelif tarihli limit arttırma sözleşmelerine istinaden davalı asıl borçlu şirkete ticari kredi kullandırıldığı, kredilerin vadesinde ödenmemesi üzerine kat ihtarnamesi düzenlenip davalıların ihtar edildiği, davalıların haksız yere takibe itiraz ettiği, davacı bankanın alacaklı olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar davaya cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
DAVA:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Gebze … Noterliğinin 11/05/2021 tarihli yazısı ve eki ihtarname ve tebligat belgeleri
– Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi ve ekleri,
-İzmir 8. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyası sureti,
-Bilirkişi …’in 16/11/2021 tarihli raporu,
-Ticaret Sicil kayıtları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden davalılar aleyhinde İzmir 8. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı … Spor A.Ş’ye 04/08/2020 tarihinde, davalı … ve … A.Ş’ye 30/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … Otomasyon A.Ş ‘ye ise çıkartılan tebligatın bila ikmal iade edildiği, davalı borçlular vekilinin 04/08/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, mahkememizce alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 16/11/2021 tarihli rapora göre, davacı banka Bostanlı Şubesi ile davalı … A.Ş arasında 12/03/2018 tarihinde 2.000,000,00 TL limitle genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi diğer davalılar … Otomasyon A.Ş, … Spor A.Ş, ve …’ın sözleşme tutarı olan 2.000.000,00 TL ile müteselsil kefil olduğu, sözleşmeye istinaden davalı asıl borçlu şirkete 30.000,00 Tl limitli ticari kredi kartı kullandırıldığı, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine kredi kartı hesabının 02/03/2020 tarihinde 26.781,31 TL üzerinden kat edildiği, borcun 7 gün içinde ödenmesi için davalılara ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin … Otomasyon A.Ş dışındaki davalılara tebliğ edildiği, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığından davalı asıl borçlu ile … otomasyon A.Ş’nin 20/03/2020 tarihinde, davalı …’ın 17/03/2020 ve … Spor A.Ş’nin 18/03/2020 tarihinde temerrüde düştüğü, kefillerin borcu asıl borçlunun borcunu geçemeyeceğinden temerrüt tarihinin asıl borçlunun temerrüde düştüğü 20/03/2020 olarak esas alındığı, buna göre yapılan hesaplamada davacı bankanın 27.681,31 TL asıl alacak, 3.462,32 TL işlemiş akdi ve temerrüt faizi, 173,11 TL bsmv, 559,17 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 31.875,91 TL alacağı bulunduğu, söz konusu alacak ticari kredi kartından kaynaklandığından 5464 sayılı yasaya göre kredi hesabı kat edildiği tarih ile takip tarihine göre temerrüt faizinin belirlenmesi gerektiği, buna göre davacı bankanın %15 akdi faiz, %18.60 temerrüt faizi talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 12/03/2018 tarihinde 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye diğer davalıların aynı tutarla müteselsil kefil olduğu, bu sözleşmeye istinaden davalı asıl borçluya ticari kredi kartı kullandırıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine göre mutlak ticari dava olan somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, kefalet tutarının rakam ve yazı ile belirtildiği, yine kefil olan davalıların müteselsil kefil olduğu hususu ile kefalet tarihinin sözleşmelerde yer aldığı, davalı asil …’ın kefil olduğu tarih itibariyle davalı asıl borçlunun yetkilisi olduğu, TBK’nun 584/3 maddesi uyarınca davalı asıl borçlu şirketin yetkilisi olan davalı … yönünden eş rızasının alınmasına lüzum bulunmadığı, davalı kefillerin kefaletinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca davalılar ile davacı banka arasında kefaletin geçerlilik süresine ilişkin farklı bir süre kararlaştırılmadığından TBK’nun 598 maddesi uyarınca kefaletin yasal 10 yıllık süreye tabi olduğunun kabulü gerektiği, kredi kartı borcunun ödenmemesi ve/veya ödemelerde aksama olması sebebiyle davacı bankanın sözleşme hükümleri uyarınca tüm hesapları kat ettiği ve söz konusu alacakların muaccel hale geldiği,sözleşme hükümlerine göre davalıların ihtar edildiği , buna göre asıl borçlu davalı şirkete çıkartılan kat ihtarının tebliği ile birlikte kefaletin niteliğine göre davacının asıl borçlu ile birlikte diğer davalı kefillere müracaat edebileceği, davacı bankanın davalılar aleyhinde takibe giriştiği, her ne kadar davalı … ve … Spor A.Ş’ye daha önce kat ihtarı tebliğ edilmiş ise de kefilin sorumluluğu asıl borçlunun sorumluluğunu aşamayacağından davalıların asıl borçlunun temerrüde düştüğü tarih olan 20/03/2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, ticari kredi kartına uygulanacak akdi ve temerrüt faiz oranlarının 5464 sayılı yasa uyarınca T.C Merkez Bankası tebliğlerine göre belirlenmesi gerektiği, mahkememizce bilirkişi …’den alınan 16/11/2021 tarihli bilirkişi raporunun yapılan açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, takibe konu alacak miktarının likit olduğu, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu ve takip konusu alacağın kefalet limiti kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasında davalı borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
27.681,31 TL asıl alacak,
3.462,32 TL işlemiş faiz,
173,11-TL faizin %5 gider vergisi,
559,17 ihtar gideri olmak üzere toplam 31.875,91 TL nakdi alacağın 27.681,31 TL’lik asıl alacak kısmına yıllık % 18.60 olmak üzere takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- 31.875,91 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 6.375,18 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 2.177,44 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 386,93 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.790,51 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 386,93 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 226,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.172,73 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (31.875,91/32.036,74=0,99) 1.166,84 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA