Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/172 E. 2022/839 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/172
KARAR NO : 2022/839

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı şirkete ait olan araca ilişkin kredi borcu ile ilgili yaptığı ödemeler, trafik para cezaları, komisyon alacağı ve Veli Kavlak adına düzenlenen ve davalı tarafça ödenen BES poliçe komisyon bedelinin tahsili için, davalı şirket aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, davalı şirkete ödeme emri 19.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketçe ödeme emrine 24.10.2020 tarihinde itiraz edilerek, böyle bir borcun bulunmadığını, işlemiş faiz ve işleyecek faiz oranına ayrıca borcun tamamına itiraz edilmiş ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın kötü niyetliği olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının aksine iş aktinin fesih nedeni, davalı şirketin müşterilerinden tahsil etmiş olduğu sigorta poliçe bedellerini uhdesine geçirdiğini, bu durumun öğrenilmesi sebebiyle iş akdi fesih edilen davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı İzmir 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 12.02.2019 tarih ….-Esas ….-Karar sayılı dosyası ile yargılandığını, yapılan yargılama neticesinde; davacı …’ın hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma şeklinde sabit görülen eylemi nedeniyle eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 155/2’nci maddesi gereğince neticede 3 yıl 4 ay hapis ve 666 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. İş bu karar istinaftan onanarak geçmiş ve karar kesinleştiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davacının tacir olmadığı,dava dilekçesi ile anlatılan hususun simsarlık sözleşmesi bağlamında değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca davacının tacir kaydının bulunmamaması, davalının acente kaydının olmaması ve bir arada değerlendirildiğinde tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, yapılan araştırma neticesinde davacının tacir olmadığı bundan dolayı görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğuna,
3-6100 sayılı yasanın 20. Maddesi gereğince karar kesinleştikten itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ‘ ne gönderilmesine, süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır