Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/149 E. 2021/972 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/149 Esas
KARAR NO : 2021/972

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 05/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … plaka, … şasi numaralı aracı davalıdan satın aldığını, müvekkilinin aracı satın almasından bir süre sonra, aracın kaydına, Konya … Ağır Ceza Mahkemesi … talimat numarasıyla açılan dosya kapsamında tedbir konulduğunu, Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında, aracın yurt dışından kaçak yollarla ülkeye ithal edildiği, gümrük vergilerinin düşük ödenmesi maksadıyla çifte fatura yöntemiyle (sahte belgelerle) ithalat yapıldığı, araç esasen ikinci el olduğu halde sanki sıfırmış gibi beyan edilmek suretiyle ithal edildiği gerekçeleri ile yargılama yapıldığını, davaya konu aracın, hukuki ayıplı bir araç olarak müvekkiline satıldığını, bu ayıbın da, uluslararası anlaşmalar kapsamında devletin; araçla alakalı yurt dışı evraklar üzerinde yaptığı inceleme/araştırma ile ortaya çıkan bir ayıp olmakla, gizli ayıp niteliğinde olduğunu, davalı borçlunun satım sözleşmesi kapsamında ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, müvekkilimin, ayıp nedeniyle uğradığı zararın tazmini maksadıyla İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline takibin kaldığı yerden devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalının davaya cevap vermediği, yargılama aşamasındaki beyanlarında ise husumet itirazı ile zamanaşımı definde bulunduğu ve ihbar hükümlülüğünün yerine getirmediğini savunduğu anlaşılmıştır.
DAVA:
Dava, ticari satım kapsamında zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan maddi tazminat alacağına ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası sureti,
-Araç satış sözleşmesi, gümrük bildirimi, ödeme dekontu,
-İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosya sureti,
-İzmir Emniyet Müdürlüğünün 11/03/2021 tarihli yazısı,
-Yeşilköy Gümrük Müdürlüğünün 15/06/2021 tarihli yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 214/1 maddesi,”Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” şeklindedir.
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ticari satım kapsamında zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan maddi tazminat alacağına ilişkin olarak 20.906,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 29/07/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davacının davalı şirketten 20/07/2012 tarihinde 2009 model, … marka, … plakalı aracı satın aldığı, aracın ithalatçısı olan şirket yetkilileri aleyhinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kaçakçılık ve sahtecilik suçundan dava açıldığı, dava konusu araç üzerine tedbir konulduğu, 5607 sayılı Kanunun geçici 10. maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere davacının Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü’ne başvurduğu ve 20.906,00-TL olarak belirlenmiş ÖTV tutarını ödediği, eldeki dosya davalısının aracın davacıya satışını gerçekleştiren şirket olduğu, davanın ise el konulan araç nedeniyle bilahare anılan yasa düzenlemeden yararlanılarak ödenmek zorunda kalınan %25 oranındaki ÖTV bedeline ilişkin olduğu hususları ihtilafsız olup mevcut deliller ile de sabit olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, husumet yöneltilebilecek olması durumunda davanın zamaaşımına uğrayıp uğramadığı, davada ihbar yükümlüğü bulunup bulunmadığı, ihbar yükümlülüğü var ise süresi içerisinde ihbar edilip edilmediği, varılacak sonuca göre de davanın esası yönünden 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanuna eklenen geçici 10. madde kapsamında devlete ödenen özel tüketim vergisinin ( %25 ÖTV) rucüen davalıdan istenip istenemeyeceği hususlarında olduğu, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin ticari nitelikte olduğu dikkate alındığında her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava nitelikli uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, satım sözleşmesinin niteliği ve tarihine göre uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK hükümleri kapsamında çözümlenmesi gerektiği, davada uygulanması gereken hukuk normlarının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen 214 ve devamı maddeleri olduğu, yasal süresi içinde davaya cevap vermeyen davalının süresinden sonra ileri sürmüş olduğu zamanaşımı definin reddi gerektiği, aksi kabul edilse bile kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden somut ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresinin sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olarak kabulü gerektiği, bu halde 2012 yılında satışı yapılan araç nedeniyle eldeki davaya konu takibin ve iş bu davanın açıldığı tarih gözetildiğinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, sözleşmeye konu aracın davacıya satışını gerçekleştiren davalının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca oluşacak zarardan sorumlu olduğu, davacı alıcının, satılanın zaptı halinde davalı satıcıya karşı ileri sürebileceği istemlerin kabul edilebilmesi için, satıcının kusurlu olup olmamasının sonuca etkili olmadığı, zira davalı satıcının bu konudaki sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, ayrıca yasada özel bir ihbar süresine ilişkin bir düzenleme de bulunmadığı, bu nedenle davalının zamanaşımı, husumet ve ihbar savunmalarının yerinde olmadığı, tüm dosya muhtevasına göre, davacının 20.906,00 TL ÖTV ödemiş olduğu, davacının, davalı satıcı ile anlaşarak, kendisinden istenen vergiler dahil tutarı ödeyerek aracı satın aldığı, aracın ödenmesi gerekenden daha az vergi ödenerek ithal edilmesi nedeniyle, 5607 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesinden yararlanmak suretiyle ödemiş olduğu ÖTV farkından kaynaklanan zararını davalıdan talep edebileceği, eldeki davada satıcı olması nedeniyle sorumluluğu tespit edilen davalı hakkında bu miktar kadar takip başlatılmış olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve davalının takibe itirazında haksız olduğu, davalının takiple temerrüde düştüğü, davacının bu tarih itibariyle faiz talep edebileceği, talep edilen temerrüt faizinin yasal faiz olduğu ve taleple bağlı kalınması gerektiği, takibe konu alacağın evvelce davalıya bildirilmediği, takiple doğrudan davalıdan talep edildiği, likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin aynen devamına icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir. (Bkz. Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 14.12.2011 tarih ve 2011/11867 E.-18962 K.; İstanbul BAM 18. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarih ve 2019/549 Esas, 2021/1804 Karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2- Yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.428,08 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 252,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.175,58 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 252,50 TL peşin harç, 68,60 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 380,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA