Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/110 E. 2021/480 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/785 Esas
KARAR NO : 2021/485

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/09/2010 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde bulunduğu sırada sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpıştıkları meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilin ağır derecede yaralandığını, kaza sonrası müvekkilinin tedavi gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketlerinden kusurları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı Axa Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen sürenin dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 29/04/2010- 29/04/2011 tarihleri arasında zmms poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı ve sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacının emniyet kemeri takip takmadığının tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının maluliyet raporunu müvekkili şirkete başvuru sırasında ve sonrasında sunmadığını, dava konusu kazanın 11/09/2010 tarihinde meydana geldiğini, sigorta poliçesinden doğan taleplerin 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın reddi gerektiğini, … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından zorunlu trafik sigortası ile 02/01/2020-02/01/2021 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde asli ve kusurlu tarafın diğer araç sürücüsü olduğunu, müvekkili şirketin poliçe kapsamında hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik) tazminat isteğine ilişkindir.

DELİLLER:
-Reyhanlı C.B.S’nin … sayılı soruşturma dosyası sureti
-Özel … Hastanesi’nin 12/07/2018 tarihli yazısı ve eki,
-İstanbul ATK’nun 31/12/2018 ve 12/07/2019 tarihli ön raporu,
-Tedavi belgeleri,
-… Sigorta A.Ş’nin 03/07/2019 tarihli yazası ve eki poliçe,
-… Sigorta A.Ş’nin 04/07/2019 tarihli yazısı ve eki poliçe, hasar dosyası,
– Mersin Üniversitesi Hastanesinin 23/09/2019 tarihli yazısı ve eki
-İstanbul ATK’nın 06/02/2020 tarihli raporu,
-ATK İkinci Üst Kurulunun 10/11/2020 tarihli raporu,
-İzmir SGK’nın 29/03/2021 ve 08/04/2021 tarihli yazısı,
– Adana Emniyet müdürlüğünün18/03/2021 tarihli ve Hatay Emniyet Müdürlüğünün 25/03/2021 tarihli yazısı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde;11/09/2010 tarihinde … plakalı ve … plakalı araçların trafik kazasına karıştıkları, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacınıın yaralandığı, davacının kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu ve davalı sigorta şirketlerinin kazaya sebebiyet veren … plakalı ve … plakalı araçların zmss sigortacısı olarak sorumlu oldukları iddiasıyla işbu davayı ikame ettiği, davalı … Sigorta tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmişse de davalı sigortanın İzmir ilinde bölge müdürlüğünün bulunduğu, KTK’nun 110. maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu, davalı … Sigorta A.Ş’nin yetki itirazının yerinde olmadığı, yine davalı … Sigorta tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de davaya konu trafik kazasının 11/09/2010 tarihinde meydana geldiği, kazada birden fazla kişinin yaralandığı, TCK’nun 66, 89, TBK’nun 72 ve 2918 sayılı KTK nun 109 maddesi uyarınca somut olayda dava tarihi itibariyle 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı bu nedenle davalının zamanaşımı definin de yerinde olmadığı, mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bildirilen tüm delillerin toplandığı, davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti için dosyanın İstanbul ATK’ya gönderildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/01/2020 tarihli raporuna göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak davacı için sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 2 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, bu rapora göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 2 aylık geçici iş göremezlik süresinin olduğu, kaza tarihinde 13 yaşında bulunan davacının geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, geçici iş göremezlik talep şartlarının da bu sebeple oluşmadığı, mahkememizce alınan İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 29/01/2020 tarihli raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 3/2, 13/1-4 maddesi uyarınca 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.26/05/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA