Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/109 E. 2022/218 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/109
KARAR NO : 2022/218

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılardan … İnşaat Turizm ve San. Tic. A.Ş arasında imzalanan kredi sözleşmesi gereğinde firmaya kredi tahsis edildiğini, davalı …’un söz konusu kredilere müteselsil kefil olduğu, davalı borçlularca borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediği, temerrüde düşürüldüğünü, borçlular hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermemiş duruşmalara da katılmamış ancak davalı vekilinin yargılama aşamasındaki yazılı beyanlarında davacının dava değerini ıslah edemeyeceğini, usul ve yasaya aykırı olarak faize faiz işlettiğini, takip ve davaya konu alacağının likit olmadığını ve icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluşmadığını beyan ettiği görülmüştür.
DAVA:
Dava, genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası,
-Taraflar arasındaki genel kredi ve ticari kredi sözleşmesi ve ekleri,
-Bilirkişi …’un 20/08/2021 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağa istinaden davalı … İnşaat A.Ş ve … aleyhinde İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı … İnşaat A.Ş’ye 11/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı …’a ise ödeme emrinin 17/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçluları … İnşaat A.Ş’nin 12/09/2019, …’un ise 13/09/2019 tarihinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, davalılar … ve … İnşaat A.Ş’nin takibe itirazının iptalini talep ettiği, mahkememizce davalı …’un itirazının süresinde olmadığı dikkate alınarak adı geçen yönünden davanın iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kayıt edilmesine karar verildiği, iş bu dosyada davalı … İnşaat A.Ş yönünden inceleme yapıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle mahkememizin mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta görevli olduğu, davalı şirket vekili tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de davalı vekilinin itirazında yetkili icra müdürlüğünü göstermediği, bu nedenle usulüne uygun yapılmış bir yetki itirazı bulunmadığından İzmir icra dairelerinin somut uyuşmazlıkta yetkili hale geldiği, mahkememizce davaya konu kredi sözleşmesi ve ekleri ile dosya kapsamı dikkate alınarak alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre, taraflar arasında 25/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 29/03/2016 tarihli ticari kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmelere göre davalı asıl borçlu şirkete toplam 400.000,00 TL kredi limiti açıldığı ve 15.000,00 TL limitli ticari kredi kartı kullandırıldığı, davalı şirkete 200.000,00 TL borçlu cari hesap kredisi ile ticari kredili mevduat hesabı kullandırıldığı, ayrıca davalı şirkete tahsil edilen ticari kredi kartı ile harcamalar yapıldığı, ödeme vadelerinde ödeme yapılmaması üzerine kredi hesaplarının kat edildiği, davalıya kat ihtarnamesi gönderildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşme adresine gönderildiği halde davalı şirketin adresten ayrılması sebebiyle iade edildiği, davalının ihtarname ile kendisine tanınan 7 günlük sürenin sonu olan 12/04/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı bankanın borçlu cari hesap kredisi için cari faiz oranının 2 katı fazlası oranında temerrüt faizi talep edebileceği, yine ticari kredi kartı ve ticari kredili mevduat hesabı için ise 5464 sayılı yasa uyarınca ilan edilen faiz oranlarının talep edilebileceği, kat tarihine göre bu alacak kalemleri yönünden temerrüt faiz oranlarının belirlenmesi gerektiği, buna göre davacı bankanın alacağının hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, taraflar arasında genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeler uyarınca banka kayıtlarının esas alınacağı, davacı banka kayıtlarına göre davalı şirket ile imzalanan genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmelerine istinaden muhtelif tarihlerde ve tutarlarda davalı şirkete ticari kredi ve kredi kartı kullandırıldığı, kredi borçlarının vadelerinde ödenmediği, davacı bankaca hesapların kat edildiği, böylece davalının tüm borcunun talep edilebilir hale geldiği, takibe konu kredilere ilişkin olarak davalının muhtelif adreslerine kat ihtarnamesi gönderildiği, bu ihtarnamelerden bir kısmının iade edildiği, davalının ticaret sicil adresine gönderilen ihtarnamenin ise 04/04/2019 tarihinde muhtara bırakıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalının davacıya adres bildiriminde bulunmaksızın adres değişikliği yapması halinde davalının adres kayıt sistemindeki adresine yani tüzel kişi olan davalı yönünden ticaret siciline kayıtlı olan adrese yapılacak tebligatla temerrüt olgusunun oluşacağı, buna göre davalı şirketin 04/04/2019 tarihinde yapılan ihtarla ve ihtarnamede kendisine tanınan 7 günlük yasal sürelerinin sonunda 12/04/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, her ne kadar davalı tarafından davacı bankanın takiple talep ettiği temerrüt faiz oranı sözleşme ve TBK’ya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de taraflar arasındaki ilişkinin ticari kredi ve kredi kartından kaynaklandığı bu sebeple somut uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK’nun 8. Maddesi uyarınca ticari işlere ilişkin faiz hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede taraflar arasındaki sözleşme ve alacağın niteliğine göre uygulanacak temerrüt faizinin sözleşmenin 10.5 maddesi ile 5464 sayılı Yasa hükümleri uyarınca belirlenmesi gerektiği, davacı tarafından talep edilen akdi ve temerrüt faiz oranlarının taraflar arasındaki sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun olduğu, davalının asıl borçlu olarak ticari kredi ve kredi kartlarından kaynaklanan borçtan sorumlu olduğu, itirazın iptali davalarının kısmi dava olarak ikame edilebileceği, davalı tarafından davacıya borca itiraz tebliğ edilmediğinden 1 yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı ve davacının yargılama aşamasında dava değerini takip talebi ile bağlı ve sınırlı kalmak sureti ile arttırabileceği, davacı vekilinin 09/11/2021 tarihli açıklama ve ıslah dilekçesine göre davacının davasını takibe konu asıl alacak miktarlarının toplamı üzerinden ikame ettiği, takip öncesi işlemiş faiz ve ferilerinin başlangıçta dava konusu edilmediği, ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda takip öncesi işlemiş faiz ve ferilerini talep edildiği, her ne kadar davacı tarafından ıslah dilekçesi ile borçlu cari hesap kredisi için asıl alacak tutarı 238.400,73 TL olarak bildirilmiş ve talep edilmiş ise de davacının bu alacak kalemine ilişkin olarak dava dilekçesinde takip talebinde olduğu gibi 238.923,54 TL alacak talebinde bulunduğu, ıslahla talep arttırımı yapılması olanaklı ise de talep azaltılmasının mümkün olmadığı, bu halde vazgeçilen kısım yönünden feragat edildiğinin kabulü gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalının itirazında kısmen haksız olduğu, ayrıca davaya konu alacağın likit olduğu, davacının icra inkar tazminatı talep şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
Borçlu Cari Hesap Kredisi için;
238.400,73 TL asıl alacak,
4.982,58 TL işlemiş temerrüt faiz,
249,13 TL bsmv,
135,00 TL masraf
…/…
Ticari Kredi Kartı için;
15.515,09 TL asıl alacak,
229,38 TL işlemiş temerrüt faiz,
11,47 TL bsmv,
10,06 TL masraf,
Ticari Kredili Mevduat için;
399,42 TL asıl alacak,
5,90 TL işlemiş temerrüt faiz,
0,30 TL bsmv olmak üzere toplam 259,939,06 TL alacak ve asıl alacağın 238.400,73 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren %58.80, asıl alacağın bakiye 15.915,32 TL’lik kısmına ise %31.80 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-254.316,05 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 50.863,21 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 17.756,43 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 3.031,50 TL peşin harç ve 87,11 TL ıslah harcı toplamı 3.118,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.637,82 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 3.031,50 TL peşin harç, 87,11 TL ıslah harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 313,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 3.990,91 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (259.939,06/260.461,87=0,99) 3.982,89 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 26.645,73 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2 fıkrası uyarınca 522,81 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)